Cynthia Erivo: Aretha’yı taklit edebilecek kimseyi tanımıyorum

◊ Nereden bağlanıyorsunuz?
- Los Angeles’tayım.

◊ “Genius: Aretha” dizisine hazırlanırken, Aretha Franklin hakkında bilmediğiniz neler öğrendiniz?
- Bilmediğim şey; babası komaya girdikten sonra ona nasıl baktığıydı. Babasını hayatta tutmayı o kadar istediğini bilmiyordum. Bu benim için Aretha’nın ne kadar sevecen olduğunu, kalbinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Sonrasında da kalbinin nasıl kırık olduğunu...

◊ Onun hakkında en çok ne şaşırttı?
- Beni şaşırtan da buydu işte. Babasına bağlılığı ve onu hayatta tutmaya çalışması. Bu yönünün onu tanıtan çok özel bir şey olduğunu düşündüm. Sevdiklerini ne kadar önemsediğini gösteriyor.

SESİNDE ÖZEL BİR TINI VAR

◊ Kadına şiddeti de gördüğümüz acılı bir dizi “Genius: Aretha”. Şiddetle ilgili neler söylemek istersiniz? Bu konuda nasıl daha iyi bir noktaya gelebiliriz?
- Bence değişen şey, kadınların yaşadıkları kötü deneyimler hakkında konuşmaktan artık daha az korkması. Ne kadar çok konuşursak, deneyimlerimizi ve yaşadıklarımızı ne kadar çok paylaşırsak, işleri düzeltme şansımız o kadar yüksek olur. Bazen yaşadığımız acı hakkında konuşmak, iyileşmemiz için, kendimizi daha güçlü bir noktaya ulaştırmamız için yollar bulmamızı sağlıyor. Bu kötü konularda işlerin biraz değiştiğini düşünüyorum, fakat daha gidecek çok yolumuz var.

◊ Soul müziğin kraliçesi, 20 Grammy ödüllü Aretha Franklin’i canlandırırken onun özünü yakalamak için nasıl bir yol izlediniz?
- Müziğini dinliyordum zaten, fakat hazırlanırken detaylara odaklandım. Sesinde özel bir tını var ki, onu taklit edebilecek kimseyi tanımıyorum. Şarkı söyleme tarzında, bir notadan diğerine geçme biçiminde alışkanlıkları var. Bekleme şekli, nefesi, notalar arasında bıraktığı boşluk normalden çok daha uzun. Tüm nüansları inceledim, dinledim. Röportajları bile. Ailesi ve arkadaşlarıyla farklı konuşuyor, gazetecilerle daha farklı. Parktayken ve bir partide videoları var. O ortamlarda tamamen hayat dolu ve canlı. Bir gazeteciyle konuşurken, daha çekingen, daha içine kapalı.

◊ Dizinin adı “Genius” (Dâhi). Size göre Aretha Franklin hangi yönleriyle dâhiydi?
- Onun dâhi olmasının nedeni sadece söylediği müzik değil, bunu nasıl yaptığıydı. Müzik eğitimi almadı ama çıkardığı sesleri besteleyebildi, grubuyla notasız beste yapabildi. Bu çok özel bir yetenek. Ayrıca 12 yaşındayken bir bebeği oldu. Kariyer ve anneliği aynı anda dengeleyebildi ve çabalamaya devam etti. Onun hakkında düşündüğüm en özel şeylerden biri de zamanla birlikte değişebilmesiydi. Zamanla müziğinin sesi değişti. Zaman değişti ama Aretha insanları içine çekmeye devam edebildi. İnsanlar hâlâ onu dinlemek istiyordu.

◊ 12 yaşında anne oldu, 2 yıl sonra 14 yaşındayken ikinci çocuğunu doğurdu. Sizce bu onu nasıl etkiledi?
- Etkilememesi mümkün mü? Çok hızlı büyümek zorundaydı. Bu da çocuk olma duygusunu hiç yaşamadığı anlamına geliyordu. Aretha, aşırı yetenekli ve çocukları olan bir çocuktu. Her şeye rağmen ilerlemeyi ve inanılmaz şeyler yapmayı başardı. Ne yazık ki pek çok genç anne, tam anlamıyla kendileri olma şansına sahip değil. Aretha bunu başardı. Sanırım inatçı olduğu ve kendisi için daha fazlasını istediği için savaşması gerektiğini biliyordu.

◊ Eğlence sektörü, işbirliği gerektiren bir sektör. Sizi etkilemek isteyenlere ne kadar izin veririsiniz?
- Benim güvenli alanım sahne. Neye sahip olduğumu biliyorum. Ne yapabileceğimi de biliyorum. Daha dün bir kayıt için şarkı söylüyordum. Beynim şarkı söylüyor ama odanın nasıl olduğu ve ne duyduğuma bağlı olarak, eğer bir şey doğru değilse hissedebiliyorum. Şarkı söylerken sahneyi yönetebileceğime güvendiğim bir yerdeyim.

◊ Nasıl görünmeniz gerektiği konusunda kendinize güvenir misiniz?
- Eksiksiz bir görünüm yaratmak için stil danışmanım Jason, makyözüm Terrell ve kuaförüm Corey ile birlikte çalışıyoruz. Ne yapacağımıza dair herkesin bir fikri oluyor. Öyle bir noktaya geldik ki, taktığım takıların hepsi benim tasarımım. Farklı tarzlar ve farklı renkler buluyorum, hangisinin iyi hissettirdiğine birlikte karar veriyoruz.

KENDİ SÖZLERİMİ SESLENDİRMEK HARİKA

◊ “Ch. 1 Vs. 1” adlı ilk solo albümünüzden de bahseder misiniz?

- Kendi sözlerimi söyleyebilmek, kendi hikayelerimi anlatabilmek çok özel. Gerçi başka birinin sözlerini icra edebilmeyi ve yorumlayabilmeyi de çok seviyorum. Çok uzun zamandır yaptığım şey bu. Albümümde kendi sözlerim ve kendi müziğimi seslendirmek harika hissettiriyor.

ÇOK ZORLANDIĞIM GECELER OLDU

◊ Rolden kolay çıkabilen oyunculardan mısınız, yoksa akşam eve gidince hâlâ karakterin etkisinde kalır mısınız?
- Her zaman kolay çıkamam. “Aretha”da gerçekten çok zorlandığım bazı geceler oldu. Evde gerçekten sessizleştiğim anlar yaşadım. Günün sonunda her zaman bitkindim. Yapmak istediğim tek şey uyumaktı.

HEPİMİZ TAMAMEN BULANIK BİR YIL YAŞADIK

◊ “Şu anda mutlu bir insanım” dediniz. Mutlu olmadığınız dönemlere dönecek olursak, neler söylersiniz?
- Bazen işler zorlaşıyor. “Harika bir yıl geçiriyorum” derken pandemi başladı. Hepimiz tamamen bulanık bir yıl yaşadık. Karantinadayken beni gerçekten gülümseten şeyleri anlamaya ve en yaratıcı olmamı sağlayan şeyler hakkında düşünmeye çalıştım. Bu dönem, başıma gelen ama belki o anda özümseyemediğim tüm güzel şeyleri değerlendirmemi sağladı. Olan her şeyi daha iyi algılayabildiğim için normalden daha mutluyum.

◊ “Beni gerçekten gülümseten şeyleri anlamaya çalıştım” dediniz. Ne güldürür sizi?
- Müzik. Beni gülümseten bazı insanlar var. Köpeklerim beni gülümsetiyor. Ekranda yaptıklarım. Karakterleri oynayabilmek de...