'Çok kadın hiç kadındır oğlum'

◊ Orkun Ün: Adamın adı etrafındaki kadınlarla duyuldu. O yüzden haklı olarak şaşırdı herkes. Bana çok normal geliyor öyle bir hayattan sıkılması.

◊ Savaş Özbey: Evlendiği kesin mi ki? Bütün dünyayı trollüyor da olabilir Dan. Yok doğruysa da Allah bir yastıkta kocatsın. Şaşırmaya gelince... “Etrafında bu kadar çok güzel kadın olan bir adam neden evlensin ki?” diye bakıyorlar olaya. Halbuki herkes bir gün evinin erkeği olmak isteyebilir. Dünyanın en yakışıklı, elini sallasa ellisi, herkesin bayıldığı aktörleri de evlenmiyor mu?

◊ Ömür Gedik: O çok yakışıklı, etrafı kadınla dolu adamlar yalnız olmalı mottosu eskidendi. Adam yalnız mı ölsün? “Çok kadın hiç kadındır oğlum” diye boşuna mı diyor Teoman.

◊ Onur Baştürk: Ben şaşırmadım. Şaşıranları da anlamadım. O pozlar sadece pozdu bence zaten. Hiçbiri gerçek gibi değildi.

Orkun Ün - Onur Baştürk - Ömür Gedik - Savaş Özbey

Çok fazla ruha ışık oldu

Bu hafta sanat dünyasından çok acı bir haber geldi; İlhan İrem’i kaybettik. Duygularınızı alalım...

◊ Onur Baştürk: Başka bir galaksiden gelmiş bilge bir insan gibiydi İlhan İrem. Çok fazla ruha ışık oldu. Şimdi eminim bize başka bir boyuttan gülümsüyor.

◊ Savaş Özbey: En son durumu ağırlaştığında “Tüm zamansızlıkların içinde sevgiyle” diye paylaşım yapmıştı İlhan İrem. Evet, müziğiyle, sözleriyle, yaşama bakışıyla zamansızdı. Şimdi “sazlıklardan havalanan bir ördek” gibi havalandı aramızdan. Fısıldadıkları gök kubbede baki...

◊ Ömür Gedik: “Sensizliğin acısını sen nereden bileceksin, sen hiç sensiz kalmadın ki?” Şarkıları sadece söyleyen değil, anlatan adamı, anılarımızı kaybettik. Çok fazla olmuyor mu bu gidişler artık?

◊ Orkun Ün: Ahhh İlhan İrem... İçimi sızlattı benim. Babam tanıştırmıştı beni çocukluğumda İlhan İrem’le. “Ne farklı” demiştim o yaşımda bile. Sonra sonra gördüm ki şarkıları kadar kendi de çok nadide biriymiş. Sevgiyle. Saygıyla.

 

Kıyaslamak doğru değil

Nazan Öncel, Taksim’de 70 metrekarelik eve 12 milyon 750 bin TL istenmesine tepki gösterdi. Cenk Eren de geçmişi hatırlatarak Öncel’e “Siz de zamanında bir şarkınız için benden nerdeyse bir ev parası istemiştiniz” dedi. Neler oluyor, kaos mu var?

◊ Savaş Özbey: Bir şarkıya bir ev parası verip o şarkıdan iki ev parası kazanan da çok. Bir de gayrimenkulle sanatı kıyaslamak çok doğru gelmedi bana.

◊ Ömür Gedik: Nazan Öncel şarkıları hep pahalıydı. Ev fiyatları ise son zamanlarda uçtu. Nazan’ın şaşırması normal yani. Kendi şarkılarına çok para istemesi de normal geldi bana.

◊ Onur Baştürk: Nazan Öncel’in verdiği örnekle Cenk Eren’in söylediği şey elmayla armut gibi. Kıyaslanacak bir durum değil. Öncel başka bir durumu tespit etmiş. Eren ise o tespit üzerinden yıllar öncesinin bir alışverişine dair sitem okları yolluyor. Olmamış.

◊ Orkun Ün: Kaos maos yok. Sadece Cenk Eren’in yıllardır içinde tuttuğu bir yara varmış, vaktinin geldiğini görünce de golü atmak istemiş. Ha gerek var mıydı derseniz, keşke söylemeseydi derim...

Birincide neresini anlamadınız?

İkinci kez evlenen Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra yine boşanma kararı aldı. Neden yürümedi sizce?

◊ Ömür Gedik: O kadar çok ilişki yürümüyor ki, onları değil yürütebilenleri merak etmek lazım. Zaten bir kez çatırdadı mı devamı da geliyor, Selin ve Gökhan zorladı belli ki ama olmadı.

◊ Onur Baştürk: Nedenini bilemem. Ama onlar da artık iki yakın arkadaş oldular bence. O yüzden bitmiş olabilir. 

◊ Orkun Ün: Çok belli değil miydi yürümeyeceği? Bence alıştıkları bir hayat var Gökhan ile Selin’in. Bir kez boşandıktan sonra o hayatı yaşamaya devam ettiler ve toparlayamadılar. Bu boşanmanın en büyük nedenlerinden biri sanırım kıskançlıktır.

◊ Savaş Özbey: Burcu Kıratlı-Sinan Akçıl örneğinde de olduğu gibi nedense bu ikinci denemelerin ömrü uzun olmuyor. Kimseye karışmak istemeyiz tabii ama insanın bir yandan da sorası geliyor: Birincide neresini anlamadınız?

Latife tabii ki

Menajer Haluk Şentürk, Hadise ile fotoğraf paylaştı. Bülent Ersoy fotoğrafa “Bana inat mı paylaştınız o fotoğrafı” yorumunu yaptı. Sizce latife mi etti?

◊ Orkun Ün: Ben bile ciddiye aldım ilk başta. Neyse ki tüm yorumu okuyunca hemen anlıyorsunuz ki latife yapıyor Bülent Hanım. Tatlı tatlı takılıyor sevdiklerine.

◊ Savaş Özbey: E latife etmiş tabii Bülent Ersoy. Yoksa cümle alem bilir ki Bülent Hanım hem bu işleri sosyal medyadan yapmaz.

◊ Onur Baştürk: Bülent Hanım’ın sarkastik espri anlayışına güvenelim lütfen. 

◊ Ömür Gedik: Açık açık kıskanıyorum demiş. Ama iş anlamında. Sanatçılar menajerlerini paylaşamaz genelde.

Yazın şarkısı mı? 

Orkun Ün, Pinhani’nin “Bilir O Beni” şarkısını ‘yazın şarkısı’ ilan etti, “Ortalık yıkılıyor” dedi. Ne diyorsunuz? 

◊ Ömür Gedik: “Bilir O Beni” çıkalı 5 ay oldu ama son aylarda daha çok duyuldu. Fakat yaz deyince benim aklıma hareketli şarkılar geliyor, Tarkan’ın “Yap Bi Güzellik” ve Edis’in “Yalancı” şarkıları yaz ortasında hepimize çok iyi geldi.

◊ Onur Baştürk: Bu şarkıyla ortalığın yıkıldığını görmedim. Bu yazın şarkısı pek yok. Şarkı açısından yokluk yazındayız. Bir tek Edis’in “Yalancı”sı hoş.

◊ Savaş Özbey: Kaçırdım herhalde, demek bana pek denk gelmedi şarkıya delirenler. Çok daha güzel şarkıları var Pinhani’nin. Zaten patlasa şimdiye kadar patlamış olmaz mıydı?

◊ Orkun Ün: Uff hem de fena kaçırmışsın sevgili Savaş. Biraz sosyal medya karıştırmanı öneriyorum sana. Benim iki favori yaz şarkım var. Biri Tuğba Yurt’un “Ne Mesele”si, diğeri Seçil Gür’ün “Meczup”u.

Neden olmasın?

Birce Akalay “Yakın arkadaşım” dediği İbrahim Çelikkol’la yeniden tatile çıktı. Aşk dedikoduları yeniden alevlendi. Ne diyorsunuz, aralarında bir şey olur mu? Sizce yakın arkadaşlıklar aşka dönüşür mü?

◊ Savaş Özbey: Birce ile İbrahim arasında ne olur bilemem ama uzun arkadaşlıkların sonradan aşka dönüştüğü örnek çok. Zaman içinde insanlar da beğenileri de değişebiliyor. Dün sevgili olduğunuz kişi arkadaşınıza, arkadaş olduğunuz kişi sevgilinize dönüşebiliyor.

◊ Onur Baştürk: Birce ve İbrahim’i Bodrum’daki Prada davetinde görmüştüm. Benim hissiyatım şu olmuştu: Gerçek birer yakın arkadaş onlar... Ama elbette arkadaşlıkların da sevgililiğe evrilme olasılığı her daim mevcut. Neden olmasın? Lakin o olasılık hangi noktada başlar ve biter, belli olmuyor işte. Bazen bir taraf başlatır, bazen diğer taraf o anda sadece arkadaş kalmak ister. Zor işler.

◊ Orkun Ün: Hiç başıma gelmedi. Benim hayatımda arkadaş arkadaştır. Netim. Fakat, etrafımda öyle çok gördüm ki arkadaşlıkların ilişkiye dönüştüğünü. O yüzden “neden olmasın”cıyım hep çevreye karşı. Birce ile İbrahim’e gelecek olursak; oyumu onların da hep arkadaş kalacağı yönünde kullanıyorum.

◊ Ömür Gedik: Yakın arkadaşlıklar aşka dönüşebilir bence, özellikle de böyle üst üste tatillerde. Zaten ilişkinin en önemli kısmı da yakın arkadaşlık değil mi? Asla “asla” dememek lazım.

Yakışmadı

Fenerbahçe-Dinamo Kiev maçında tribünlerden “Putin” tezahüratları yapıldı. Nasıl baktınız bu duruma? 

◊ Savaş Özbey: Ülkesi işgal edilmiş bir takıma bu şekilde tezahürat edilmesi bir Fenerli olarak beni maç sonucundan daha çok üzdü. Karşı takımın oyucusu her ne yapmış olursa olsun, Kadıköy misafirperverliğine yakışmadı.

◊ Ömür Gedik: Hiç olmadı bu, hiç. Hadi biri başlattı, yanındaki uyarmadı mı “Sen ne diyorsun, ne yapıyorsun” diye? Fenerbahçe kulübü kendi tribünlerini kınadı, UEFA da soruşturma başlattı. Tribünlerdeki bu istenmeyen şeylerin faturası ne yazık ki hep kulüplere, hatta ülkelere kesiliyor.

◊ Orkun Ün: Taraftar bu. O atmosferde saçma sapan tezahüratlar yapabilirler. Kitleleri kontrol edemezsiniz. Evet, çok saygısızca, olmaması gereken bir tezahürattı o. Ama bunun için koca bir kulübü suçlamak, yerden yere vurmak çok manasız.

◊ Onur Baştürk: “Burası Magazin Konseyi değil miydi arkadaşlar, yoksa Futbol Konseyi mi yapıyoruz?” diye çemkiresim var. Fenerbahçe’nin açıklaması yerindeydi diyeyim ben.