Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2015 13:58
Ceylan Çapa’nın Instagram’da birkaç sene önce açtığı hesabını dünyanın pek çok yerinden 135 bin kişi takip ediyor. Günde ortalama iki post paylaşıyor ve bunların çoğunluğunu günlük stili ve yaptığı seyahatlerden kareler oluşturuyor. Çapa, bu çığ gibi büyüyen ilginin ve takipçi sayısının sırrını InStyle’a anlattı.
* Moda dergisi koleksiyonu yapıyormuşsunuz, ne zaman başladı bu merakınız?
- Bir moda dergisinde staj yaptığım zamanlarda başladım ve yaklaşık yedi senedir pek çok derginin hiçbir sayısını kaçırmadan topluyorum.
* Başka koleksiyonlar da yapar mısınız?
- Güneş gözlüğü koleksiyonum var. Favorilerim genelde cat eye modelleri oluyor.
* Kurtarıcı aksesuvarlarınız neler?
- Fil motifini çok sevdiğim ve uğur getirdiğine inandığım için hiç çıkarmadığım filli charm bilekliğim var. Bir de annemin vintage bir Bvlgari bilekliği bende, onu da çıkarmıyorum.
* Moda, hayatınıza ne zaman girdi? - Aslında moda hayatımda her zaman vardı, hatta ilkokul zamanlarında bazen dersi dinlemek yerine dergi açar, ünlüler ne giymiş onlara bakardım (gülüyor). Moda dergisindeki stajımdan sonra ise önce tekstil sektöründe, sonra da moda konusunda yayın yapan bir televizyon kanalında çalıştım.
* Gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? - Uzun vadedeki hedefim kendi markamı kurmak. Fakat öncesinde annem Şebnem Çapa ile birlikte bir koleksiyon hazırlamayı düşünüyoruz. Çalışmalarımız da yakında başlıyor. Annemin Chez-bo markasından farklı bir tarzı olacak bu koleksiyonun.
* Chez-bo’ya ne kadar dahilsiniz?- Elimden geldiğince anneme yardım etmeye çalışıyorum. Benim fikirlerime önem verir.
NE KADAR DOĞAL GÖRÜNÜRSEN O KADAR ÇOK TAKİPÇİN OLUR
* Instagram hesabınızın kısa zamanda bu kadar takipçiye ulaşacağını tahmin edebiliyor muydunuz?- Sanırım ne kadar doğal ve içten olursanız takipçileriniz o kadar artıyor.
* Yurtdışından takipçileriniz de var mı? - Arap, Rus ve Azeri takipçilerim var. Bir de yine yurtdışından blogger’lar...
* Sosyal medya kariyer planlamasının bir parçası artık, siz nasıl bakıyorsunuz buna?- Hayatını sosyal medyaya göre uyarlamadığı sürece benim de zevkle takip ettiğim sosyal medya fenomenleri var. Sosyal medya üzerinden iş yapıp kazanç sağlıyor olmaları da bana ters gelmiyor.
* En çok kullandığınız sosyal medya uygulaması hangisi? - Instagram. Müzik dinlemeyi çok sevdiğim için arabadayken Spotify da mutlaka açık oluyor.
Film izlemeyi sevdiğim için, filmlerin künyeleri hakkında bilgi edindiğim IMDb (Internet Movie Database) uygulaması da olmazsa olmazlarımdan!
* Instagram’da hangi sanatçı ve tasarımcıların işlerini paylaşmayı seviyorsunuz?- Genellikle kişisel gelişim kitaplarını okumayı tercih ettiğim için Osho’nun yazılarını paylaşmayı seviyorum. Moda konusunda ise en çok ürün ya da look’unu paylaştığım markanın Louis Vuitton olduğunu söyleyebilirim.
BENİM FOTOĞRAF ÇEKİMLERİMDE HİLE YOK
* Bir insanın çok fazla takipçisi olması için, ne kadar gizemli olması gerekiyor sizce?- Sosyal medyada gizem dışında doğallığın çok önemli bir özellik olduğunu düşünüyorum. İnsanlar her gün neler yaptığını, hayatının nasıl geçtiğini, neler giydiğini ve gittiğin yerleri görmek istiyorlar.
* Instagram’daki paylaşımlarınızda hangi uygulama ve filtreleri kullanıyorsunuz? - Her zaman olmasa da bazen Instasize’ı kullanıyorum. Filtre olarak eğer bir şey çekeceksem Instagram’ın kendi filtresi olan Crema tercihim. Anlayacağınız fotoğraf çekimlerimde hile yok (gülüyor)...
İSTİKLAL CADDESİ BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL
* Sizin en çok severek takip ettiğiniz Instagram hesapları hangileri?
- Beautiful Destination, styledotcom ve Colette bana ilham veren hesaplar. Cara Delevingne’in doğallığı ve hiçbir şeyi umursamayan tavrına bayılıyorum! Chiara Ferragni’ninki de severek takip ettiğim hesaplardan.
* İstanbul’da en sevdiğiniz, Instagram hesabınızda fotoğrafını en sık paylaştığınız yerler hangileri?
- İstanbul Boğazı’nın manzarasına hakim olan Rumeli Hisarı ve İstanbul’un tarihine tanıklık eden İstiklal Caddesi bu şehirdeki favorilerim. Hem doğup büyüdüğüm ve yaşadığım yere çok yakın olması sebebiyle hem de küçükken haftada bir babamla Beyoğlu günü ilan edip sinemaya gittiğimizden, benim için çok özel. afın sıcakkanlılığı, caddenin cıvıl cıvıl kalabalığı, tramvayın sesi, insanı hemen geçmişe götüren nostaljik duygular yaşatır bana her seferinde.