Ceyda Düvenci: Suzan sonuna kadar haklı!

Güncelleme Tarihi:

Ceyda Düvenci: Suzan sonuna kadar haklı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2016 16:06

Ceyda Düvenci, Elele dergisinin yeni sayısına konuştu. Ünlü oyuncu, hem “Babam ve Ailesi” dizisinde canlandırdığı karakteri anlattı, hem de Bülent Şakrak’la evliliğini ve gelecek planlarını paylaştı.

Haberin Devamı

Röportaj: Ece ÜREMEZ Fotoğraf: Deniz ÖZGÜN Moda editörü: İrem AKALIN

Babam ve Ailesi” dizisinin senaryosunu okuduğunuzda sizi cezbeden ve ikna eden noktalar neler oldu?

 Senaryoyu okuduğumda oynayacağım karakterin mağdur bir kadın olmasından ve yaşadığı tatsız sürprizle değişen hayatı karşısındaki dönüşümünden etkilendim. Kötülük yapan bir kadın olmasından çok yaralı olduğu gerçeği ağır bastı benim için. Suzan, çocukları için, sevdiği adam için ve dağılan yuvası için kontrolsüzleşiyor ve düzenini bozanlara saldırıyor. Bir oyuncu olarak; mağdur bir kadının aslında neden kötü göründüğünü anlatan bir rol olması beni çok etkiledi.
◊ Suzan’ın hiç haksız yanlarının olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Düşünmüyorum. Suzan haksız değil, aksine sonuna kadar haklı. Her oyuncu kendi karakterini doğru yerinden alıp oynamakla yükümlü. Dolayısıyla ben kendi karakterimin üzerinden bunu söyleyebiliyorum. Bana göre Suzan mağdur bir kadın, mutlu olduğunu zannettiği 23 yıllık çatı çöküyor ve yüzleştiği gerçeklikler hiç onun gerçeklikleri değil. Kadına şiddet burada da var. Suzan da manevi şiddet görmüş bir kadın olarak hırçınlaşmayı tercih ediyor ve bu noktada da canı yandığı için can yakmak istiyor.
◊ Bülent İnal ve Ayça Bingöl ile çalışmak hakkında neler söylemek istersiniz? Birbirinizden besleniyor musunuz?
- Biz artık birbirimizden beslenme yaşını geçtik sanırım. Sadece set ortamında birbirimize iyi gelmemiz ve uyumlu çalışmamız önemli, bunu da sağlıyoruz şükür.
OYUNCU OLMASAM
PSİKOLOG OLURDUM
◊ 39 yaşındasınız; kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- Çok mutluyum. Yaşımla çok barışığım, hatta 40’ı karşılama esprileri yapıyorum kendi kendime. Benim bütün egolarım Melisa’dan sonra yok oldu. Dolayısıyla kendimle barışık bir kadınım, kendimi her halimle seviyorum. Kilolarımla da seviyorum, gözümün çevresindeki kırışıklarla da seviyorum... Çok güzel şeyler öğrendim hayattan, hatalarımı da başarılarımı da seviyorum keyfim yerinde o yüzden.
◊ Eğer oyuncu olup şöhret olmasaydınız nasıl bir hayatınız olurdu hiç aklınızdan geçiyor mu?
- Çalışma saatlerim dışında yaşadığım gibi bir hayatım olurdu, tek farkı ya psikolog ya da pedagog olurdum. Hayatım çok sade ve çok keyifli. Set dışında zamanım kalırsa eğer seramik atölyesine gidiyorum, kitap okuyorum, üretmekten asla vazgeçmiyorum. Zaten çok seyahat ediyoruz, yani yapacak o kadar çok şeyim var ki hiç sıkılmıyorum. Evimde oturt beni bir hafta, muhteşem şeyler yapabilirim, hiç sıkılmadan gelişerek ve üreterek... Yuvamda çok mutluyum, ailemle çok mutluyum, çok güzel zamanlar geçiriyorum. Yemek yapmayı çok seviyorum, evimi düzenli tutmayı ve düzeni sağlamayı çok seviyorum. Dolayısıyla işim dışındaki zamanlarımda ne yapıyorsam oyuncu olmasaydım yine aynılarını yapardım.

Ceyda Düvenci: Suzan sonuna kadar haklı


MUTLU OLMA SÜRECİM
KOCAMLA BAŞLADI
◊ Sizi mutlu etmenin formülü nedir?
- Hayatımda ilk kez olan bir şey; tamamen mutlu olmak! Kocamla başlayan bir süreç bu. Beni tüm varlığımla, olduğu gibi seven bir adam benim kocam. Ben özümde zaten birey olarak çok mutluyum ama hayatı paylaştığım kişiyle de bu mutluluğun katlanma kısmı çok kıymetli. Elbette bir kadının mutluluğu birine bağlı değil. Salt mutluysan zaten doğru insan mutlaka karşına çıkıyor. Benim deneyimim bana bunu öğretti.
◊ Buna gerçekten inanıyor musunuz?
- Çok inanıyorum. Kendinle ilgili meseleni tam anladığında, kendini olduğun gibi sevip kabul edip gerçekten hayatını böyle devam ettirmeye başladığında olması gereken insan karşına çıkıyor. Çünkü öbür türlü sen yarım ya da eksik oluyorsun ve başkalarında mutluluk arıyorsun. İşte o zaman her anlamda yanlış oluyor. Ne zaman ben kendimle ilgili ikamemi bir şekilde tamamladım, kendimle ilgili sorgularımı bitirdim, hatalarımı kabul ettim, doğrularımı sevdim, hatalarımı sevdim, hepsini sevip kendimi sardım, yaşadığım hayat hayal ettiğim hayat oldu.
◊ O zaman Bülent Şakrak mutluluğunuza mutluluk kattı diyebiliriz...
- Beni olduğum gibi kabul eden, kendi olduğu gibi olan, kendisiyle barışık, hayatla barışık, mutluluk enerjisi tükenmeyen, bütün zaaflarını ve bütün pozitif duygularını seven, bunlarla karşımda duran bir adamla birlikte olduğum için çok mutluyum. Çünkü onunla gerçek bir hayat paylaşıyorum. Bir şeye üzüldüğünde kırıldığında ya da ona ters geldiğinde söyleme şeklini seviyorum. Kendini ifade etme şeklini seviyorum. Hayatı çok güzel çözümleyen bir adamla beraberim ben. Hep mutlu uyanan, hep mutlu uyuyan ve benim kendi kendime içimden söylediğim motivasyon cümlelerinin hepsini, her gece uyumadan önce kendiliğinden bana söyleyen bir adamla beraberim. O yüzden kendimi çok iyi hissediyorum.
◊ Böyle biriyle evli olmak nasıl bir duygu peki?
- Kitap yazabilirim bununla ilgili ama kısaca şunu diyebilirim; tamamlanmak, ruh eşimi bulmak, hayat arkadaşımla yürümek, güven, huzur, aşk, tutku, çok özlemek ve planların hayallerin tükenmediği bir yuva, kahkahanın eksilmediği bir yuva... Tartışsak bile çok kıymetli, çünkü hepsi bize bir şeyler katıyor.
◊ Onunla tanıştığınızda ilk dikkatinizi çeken şey ne olmuştu?
- Çok enerjikti. Yani o geldiği zaman setin enerjisi değişiyordu. Bir de çok iyi bir dosttu. Onunla çok dertleşirdim. Başta o da benim enerjimi, set disiplinimi, işe olan ahlakımı ve onunla hayat ile ilgili dertleşirken hayata tutunduğum yeri ve gücümü çok takdir etmiş. Daha sonra bir sabah uyandığında, “Ben ne yapıyorum ya? Hayatımın kadını ile oturdum arkadaş mı oluyorum gerçekten?” demiş. Sonra da beni ikna etti. Biraz direndim ama sonra masalımız başladı.

Haberin Devamı

MELİSA, AMERİKA’DA
ÖTEKİLEŞMİYOR
◊ Kızınız Melisa ile ilgili güzel haberleri, olumlu gelişmeleri duyuyoruz. Sizce ülkemizde tedavi olanaklarının aynı düzeye ulaşması için ne kadar bir süre gerekiyor?
- Serebral palsi çok geniş bir konu. Ben, yurtdışındaki gelişmelere hep bakıyorum. Osteopatımız, optometristimiz yurtdışında. Burada da var tabii ki işini iyi yapan insanlar ama bir yetersizlik söz konusu. Elbette para çok mühim bir şey oluyor bu süreçte ama bu ülkede de günün sonunda, bir doktora ya da bir merkeze gittiğinde aynı parayı harcıyorsun. Yurtdışına gittiğindeyse daha farklı bir yer görmüş oluyorsun, çocuğunun vizyonu değişiyor, seyahate gitme duygusu iyi geliyor, yabancı dil öğreniyor; bunun gibi olumlu etkileri ve yanları da oluyor.

Haberin Devamı

Ceyda Düvenci: Suzan sonuna kadar haklı


Melisa’yı da düşünerek tamamen Amerika’ya yerleşmeyi düşünüyor musunuz?
- Uzun vadede olabilir. En azından yılın yarısını orada diğer yarısını burada geçirdiğimiz bir hayat planlıyoruz, çünkü Melisa orada çok özgür, mutlu, ötekileşmiyor ve orada zaman geçirmeyi çok seviyor. Çocuklar için sonsuz imkan var. Bu yüzden tabii ki onun için hayat planını o tarafa doğru kuruyorum.

MELİMELEK BÜYÜYOR
“Melimelek adlı ajanda markam artık büyüyor. Çok heyecanlıyım. Bu sene ilk kez serebral palsi’li bir çocuğun hayatına da dokunma amacım var. Elde ettiğim gelirin bir kısmı ile ihtiyaç sahibi bir aileye tedavi yolculuklarında destek olacağım. Umarım her sene elimi uzattığım aile ve çocuk sayısı çoğalır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!