Çelik yine soyundu

Güncelleme Tarihi:

Çelik yine soyundu
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2015 07:11

Bugün bütün dijital platformlarda yayınlanmaya başlayan Çelik’in “Benimki de Kalp” isimli şarkısı, aşk acısını ve çaresizliğini anlatıyor.

Haberin Devamı

Geçen hafta yaz aylarında çıkaracağı albüm için çıplak poz veren ve bu fotoğrafı hafta boyunca sosyal medyada tartışma yaratan Çelik, “Benimki de Kalp” isimli şarkısı için çektirdiği fotoğraflarıyla yine gündem yaratacak. Şarkıda geçen “Her gün aldatır, her gönül yatak” sözü ile Çelik, sevdiği kadının, kendisini aklından bir an bile olsa çıkarmasını, bir başka “şeyi” bir an bile düşünmesini bir “aldatma” olarak görecek kadar tutkulu bir aşkı anlatıyor.

Bu prodüksiyonun tasarımının başından sonuna kadar kendisine ait olduğunu söyleyen Çelik, yeni şarkısı, geçen hafta sosyal medyayı sağlayan çıplak fotoğrafı ve amacıyla ilgili şunları söyledi:

Bu şarkının afişi olarak tasarlanan fotoğrafta erkeği ‘akıl’, kadını ‘irade’, elmayı ise ‘dünya’yla sembolize ettim. Bunların arkasına ‘niyet’ koyarak ‘adalet’, ‘barış’ ve ‘merhamet’ ilkesiyle de destekledim. (Niye aklı erkeğe yüklediğim ve kadına bunu yüklemediğim sorusu mutlaka sorulacaktır, onu da erkek akılları yöneten iradenin ferasetine bırakıyorum. Yöneticilik vasfı akıl değil,
iradedir.)

Bu tasarımın klibi ödül alacak. Ödül alacak olan klibin görüntüleri değil, adalet, barış ve merhamet ilkelerinin taçlandırılmasıdır.

Ödül bu emeğe verilecek. Bu ödül verilirken, kişi değil, toplumun barış, adalet ve merhamet dileği ödül almış olacak. Sanatçı da zaten bu amaca hizmet için var olmalıydı. Yoksa da ona sanatçı denilmesinin anlamı yok.

Sanatı, hayali olmayanın geleceği olmaz. Sanatı olmayanın geleceği olamaz ve sanat görünende değil, görünenin arkasındaki niyettedir.

Eğer niyetimiz, barış, adalet ve merhamet ilkesine dayanıyorsa, bizi yöneten akıl ve iradenin bizi götüreceği gelecek aşk, sevgi, hoşgörülü bir dünya olacaktır. Aslında yaşamın kaynağı ve birbirinden ayrılmaz bir bütün olan kadın ve erkek, yani akıl ve irade acaba elmaya hangi niyet ve ilke ile yönelecek?

Yani akıllarımız ve irademiz nasıl bir dünya kuracak, ahireti ne olacak?

Çünkü niyet, hayal, umut, gelecek ve ahiret birbirine bağlıdır.

Ahireti olmayanın korkusu olmaz, yani hesap verme sorumluluğu olmayan, korkusu olmayan insanı, yani sadece bedenine taparak yaşayan insanı, egosu, nefsi, hırs ve öfkesi yönetir. Sonu şiddettir.

O kişi kartopundan insan öldürür.

Sorun 90’larda değil


60 kuşağı, “Küçük Ev” dizisini seyrederek büyüdü.

O nesil, 90’lardaki şarkıları kalbiyle yaşadı. 80 darbesini yaşayan kuşak ise tüketim ideolojisinin kurbanı olduğunun bilincinde, aşkın kredi kartıyla beş taksitte alınabilir bir şey olmadığını çok iyi biliyor ve “90’lı yıllardaki ruh nerede” diye arayışını sürdürüyor.

Tüm Türkiye’de en çok işi bu partileri düzenleyen mekanlar yapıyor, reklamcılar, 90’lı yılların ruhunu taşıyan sanatçılarla çalışmak istiyor.

Tüketim ideolojisinin sihri altındakiler, aşkı, sevmeyi ve bunun gereği olan fedakârlık duygusunu tanımadıkları ve sadece tüketmeyi bildiği için, ne yazık ki mutsuz, öfkeli ve şiddete meyilli ve yüzde

70’i boşanmak üzere mahkemelerde.

Yani sorun 90’larda değil, sorun bizde...

Biz değişmeliyiz. Biz ise değişmek istemiyoruz ama herkes değişsin diyoruz.

O yüzden herkesin değişmesi için onları değiştirecek olan sözleri Twitter’a yazıyor ama yazdıklarımızı asla yapmıyoruz.

Çelik de değişti sözünün anlamı

Her şey bizim hırsımız, isteğimiz, öfkemiz, egomuzun yönünde değişmeli. “Aşk” zannedilen şey de öyle, o da bizim egomuza göre olmalı.

Fast food olmalı, hemen gece yarısı onu tek atışta tüketmeliyiz. Ya bizim istediğimiz gibi olur ya da onu boşarız, eğer bizi daha çok kızdırırsa ona şiddet uygularız.

Ben bu değiştirme içgüdüsüne dayalı ruh halini “Artık devir değişti, tabii Çelik de değişti” dediğim zaman değiştirme kararını vermiştim, şimdi uygulamalarını yapıyorum.

Bedenleri sadece bir beden olarak gören, onlardaki ruhu göremiyor... Akıl, sanatı, niyeti, hayali, umudu ve geleceği göremiyor, tasarlayamıyor, teknolojisini oluşturamıyor.

Hayal kuramıyor, hayal kurana da tahammül edemiyor.

Bunu başaramadığı için de öfkeleniyor ve şiddet uyguluyor.

“Benimki de Kalp” şarkısı, bu duyguları yoğun olarak yaşadığım bir aşk sırasında notlara döküldü.

Ozan Doğulu tarafından aranje edildi, Avrupa Müzik tarafından dijital pazara sunuldu.

Haberin Devamı


İşte o şarkı

Benimki de kalp, onunki de kalp

Allah’ım bu nasıl aşk

Her gün aldatır, her gönül yatak

Bu nasıl aşk bu ne azap

Doldur doldur kadehleri, yapabilsen unut her şeyi

Telefondan sildin onu, silemedin kalbinden di mi

Telefondan sildin ama, hâlâ canın yanıyor di mi

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!