Büşra Develi 'Avarelik dönemi bitti'

* ‘Tatlı Küçük Yalancılar’daki Selin rolüyle kısa sürede adınızı milyonlarca kişiye duyurdunuz. Bu hızlı sürecin hayatınıza olumlu ya da olumsuz etkileri neler oldu?
- Böyle bir değerlendirme yapmak için henüz çok erken. Çünkü ben bile henüz tam olarak algılayabilmiş değilim, her şey çok hızlı gelişti. Ama insanın sevdiği işi yaparak hayalini gerçekleştirmesi şu zamanda cidden büyük lüks. Tek olumsuzluğu ise zamansızlık... Eskiden zamanımın büyük kısmını kendime ayırırdım. Kitap okur, evde vakit geçirmeyi çok severdim. Artık eskisi kadar avarelik yapamıyorum.

* Çocukken de oyuncu olmak istiyormuşsunuz. Yıllar sonra bu hayalin gerçek olması size neler hissettirdi?
- İnsan çocukluğundan itibaren hep aynı hayali kurunca, bu hayalin gerçekleşeceğine de çok inanıyor. Yani bu, çocukluğumdan beri kendimi hazırladığım bir şey. Yine de zafer duygusuna benzer bir durum diyebilirim.

* O dönem oyunculukla ilgili nasıl hayaller kurardınız?
- Ekranda olmaktan ziyade sahnede olma hayallerim vardı. Sadece oynamak hayaliydi, bunun getirilerini hayal ettiğimi pek sanmıyorum o yaşta.

KONSERVATUVAR VE DİZİ BİR ARADA ASLA YÜRÜMEZ

* Mimar Sinan Üniversitesi’nde tiyatro okurken, okulu dondurmuşsunuz. İş ve okul bir arada yürümüyor mu?
- Yok yürümüyor, imkansız hatta... Aklınızla bedeninizle her an orada olmadığınız sürece konservatuvardan bir şey alamazsınız. İkisi bir arada yürümez yani... O yüzden okula ara vermek durumunda kaldım.

* Okuldan tamamen kopmuş olabilir misiniz?
- Yok, asla... Bu projenin ardından mutlaka eğitimime kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Çünkü eğitimin bana neler kattığını bu projede görme fırsatı buldum.

* Eğitiminizle ilgili yurtdışında devam etmek, yüksek lisans yapmak gibi farklı planlarınız var mı?
- Evet, burada ön lisans alıp lisansımı başka bir ülkede tamamlamak istiyorum.

* Neresi mesela?
- Almanya olabilirdi... Keşke Almanca bu kadar zor olmasaydı. Ama lisansı Mimar Sinan’da bitirip başvurumu yüksek lisans için de yapabilirim, o konuda net karar vermiş değilim henüz. Emin olduğum şey, oyunculuk eğitimim biter bitmez atölye çalışmalarıyla da aldığım eğitimi desteklemek istiyorum.



KARDEŞLERİM BENİM HER ŞEYİM

* Dört kız kardeşmişsiniz. Siz en küçük kardeş misiniz? Ablalarınızla aranız nasıl?
- Yok, benden küçük bir kardeşim var. Ablalarım ve kardeşim benim en yakın arkadaşlarım. Çok kavga ederdik önceden ama artık çok iyi anlaşıyoruz. Hepsi birbirinden farklı karakterler. Onlar sayesinde çok eğlenceli bir çocukluk geçirdim. Şu an küçük ablamla birlikte yaşıyoruz zaten; onlar benim her şeyim.

* Dizide ablanızı canlandıran Esra Ruşan’la aranız nasıl?
- Esra’yı çok seviyorum. Set dışında da abla gibi davranıyor bana ya da bilmiyorum, belki psikolojik olarak öyle oluverdik. Sahnelerdeki enerjimizi de çok seviyorum.

* “Tatlı Küçük Yalancılar”, her bölüm farklı bir gizem sunuyor izleyiciye. Siz de senaryoyu izleyiciler kadar büyük heyecanla bekliyor musunuz?
- Evet, sabırsızlıkla bekliyorum. Çünkü dediğiniz gibi her bölüm başka bir heyecanla bitiyor.

Kendimi izlemeye çok çabuk alıştım

* “Tatlı Küçük Yalancılar” ilk diziniz. Neler yapmışım, nasıl oynamışım diye TV karşısına geçip her bölümü izliyor musunuz?
- İzliyorum tabii, çok da keyif alıyorum. Yönetmenimiz Cem Karcı, senaristimiz Elif Usman Ergüden ve reji ekibi inanılmaz bir iş çıkarıyor. İlk bölümü izleyene kadar uyarlama dizi oluşuyla ilgili birçok soru işareti vardı kafamda. İlk bölümde gördüm ki bu şekilde de çok başarılı işler çıkarılabiliyormuş. Hatta biraz ileri gidip daha iyi olmuş bile diyebilirim. Fakat oyunumu olumsuz etkilememesi için belli bir zamandan sonra izlememeliyim diye düşünüyorum.

* Ekrandaki halinizi nasıl buluyorsunuz? Kendinizi eleştirir misiniz?
- Kendimi izlemenin daha tuhaf bir duygu olacağını düşünmüştüm ama hemen alıştım, artık olağan geliyor. Eleştiri konusuna
gelince, hem de nasıl eleştiriyorum. Tam anlamıyla oyunumdan tatmin olmam için önümde daha çok uzun bir yol var.