Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Güncelleme Tarihi:

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil
Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2016 01:45

Yaşını dert eden günümüz kadın ve erkeklerine 40’ıncı yaşına giren Burcu Esmersoy’dan şöyle bir açıklama geldi: “35 yaş yolun yarısı derler ya, yani o hesaba göre 70 yaşında filan ölmek lazım. Benim hesabıma göre en az 40, en fazla 50 yolun yarısı oluyor. Bu demek oluyor ki daha yaşayacak ve görecek çok şeyimiz var. Kimse kimseyi erken yaşta ‘yaşlı’ diye adlandırmasın.” 50 yaşında hâlâ bekar olabileceğini de söyleyen Burcu’nun bu ‘yaşsız’ sözlerini Konsey üyeleri tartıştı: Burcu haklı mı haksız mı?

Haberin Devamı

Onur Baştürk: Burcu haklı, çünkü günümüz 40’lıkları, 50’likleri bir önceki jenerasyon gibi yaşamıyor bu yaşlarını. 20’liklerin giyindiği gibi giyinip yine gençlerin takip ettiği şeyleri takip ediyorlar. Yani alabildiğine günceller. Hatta bazen daha da ileriler. Ayrıca kendilerine çok iyi bakıyor ve spor yapıyorlar. Bu nedenle ‘orta yaş’ kavramı uzun bir süredir beri değişti zaten, yeni bir şey değil. 40’larında olan insan artık ‘yaşlı’ değil. 80’den sonrasına ‘yaşlı’ deniyor. 50’lerini sürene de ‘orta yaşlı’. Burcu doğru söylemiş.

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil



Ömür Gedik: Yaş meselesi bence rakamlarla, yıllarla değil, kendine bakmak ve biraz da genetikle alakalı. Burcu bu konuda çok şanslı zaten. Yaş olayına ve de evliliğe takıntılıymış gibi böyle açıklamalar yapmasına gerek yok. 50 yaşına gelmeden pat diye evlenebilir de...

Cengiz Semercioğlu: Günümüzde ihtiyar kime deniyor biliyor musunuz; 90 yaş üzerine... 60-74 arası genç yaşlı, 75-84 arası orta yaşlı, 85 üstü ileri yaşlı olarak kabul ediliyor. 90 yaş üzeri de ihtiyar. Dolayısıyla Burcu söylediğinde çok haklı. Üstelik benim bildiğim Burcu, 50’sinde bekar da olur, 60’ında âşık da. Çünkü her zaman ruhu genç.

Melike Karakartal: Çok doğru sözler. Benzer cümleleri ben de kurardım. Üzerine dünyayı teklif etseler 20’lerime, 30’ların başlarına dönmek istemem. 30’a gelmeden yaşlanmaktan korkardım ama mesele hiç erken yaşta düşündüğümüz gibi değilmiş. İlerleyen her sene kendimin, hayattan ne istediğimin, ne beklediğimin daha çok farkına varıyorum ve bunları keşfetmek iyi hissettiriyor. Elbette görecek, yaşayacak, öğrenecek daha çok şey var ve hayata böyle bakmak hem çok eğlenceli hem de heyecan verici. Hepimiz birer çamurdan heykel gibiyiz, kendimizi yontuyoruz ve heykelin neye benzediği ancak 30’lardan sonra ortaya çıkmaya başlıyor. Hayattan istediğimiz verimi de kim olduğumuz ortaya çıkınca alabiliyoruz. Eminim Burcu da böyle hissediyor, hissettiği de yüzüne ve yaşamına yansıyor, bence “güzel yaş almak” böyle bir şey.

 

Haberin Devamı

Saba erkeklerin havasını söndürdü!

Haberin Devamı

Konsey, 46 yaşındaki Saba Tümer’in “Eğer baba adayı bulamazsam yumurtalıklarımı dondururum” açıklamasını da masaya yatırdı. 

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Cengiz Semercioğlu: Annelik ve çocuk istemek, hakkında tartışılacak bir mevzu değil. Allah isteyen herkese o duyguyu yaşatsın. Asıl mesele bu kadar göz önünde olan, güzel, seksi popüler kadınların baba adayı bulamaması. Onlar mı erkekleri kaçırıyor, yoksa erkekler mi onlardan korkuyor... Haftaya da bunu tartışalım.

Melike Karakartal: Saba Tümer’in açıklaması “illa anne olma telaşı” ile ilgili değil bence. Dünya üzerindeki tüm canlılar kendini çoğaltma içgüdüsüne sahip, dolayısıyla annelik arzusu elbette normal. Genel olarak “illa anne olma telaşı”nın benim eleştirdiğim kısmında annelik tek başına değil; “tosta dantelli sunum” tipi “evlilik-ev kurma-annelik” histerisi bir paket ve kimi kadınlar kendilerini tanımlamak için bu pakete ihtiyaç duyuyor. Hele ki hayatlarında hiçbir zaman gerçek manada değerli, işe yarar veya “başrolde” hissetmemişlerse, hayatın sonuna kadar sürebilecek bir başrol imkanı bu evlilik-ev kurma-annelik paketi.

Ömür Gedik: Saba bu açıklamasıyla, “Biz her yaşta çocuk sahibi olabiliriz” diye böbürlenen erkeklerin havasını söndürmüş oldu. Ben de kadınların yumurtalarını dondurması olayını destekliyorum. Çocuk sahibi olmak isteyen her kadın, vakit kaybetmeden yaptırmalı. Ama hem erkek hem kadın için konuşacak olursak; çocuk yapma konusunda çok da gecikilmemeli.

Onur Baştürk: Bekar kadınlar için bu işlem Türkiye’de yasal değil diye biliyorum. Ama niyeti varsa bence dondursun Saba. Çocuk sahibi olmak arzusu başka bir şey, tartışılacak bir durumu da yok.

 

Haberin Devamı

Caner Erkin’in açıklaması çok demode

Özel hayatıyla sık sık gündeme gelen futbolcu Caner Erkin’in, “Ben magazin figürü değil, futbolcuyum” çıkışı Konsey’i şaşırttı. Neden ünlüler yaptıkları işin arka planda kalmasından kendilerini değil de medyayı sorumlu tutuyor ki? 

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Cengiz Semercioğlu: Magazin figürü olmak kötü bir şey değil ki... Ajdar gibi, Cicişler gibi de magazin figürü olabilirsin, Haluk Bilginer, Orhan Pamuk gibi de. Popüler olan herkes magazin figürüdür. Önemli olan nasıl bir figür olduğun. Magazinin, tabii kaliteli magazinin kötü bir şey olmadığını er geç öğreteceğiz herkese.

Onur Baştürk: Magazini küçümseyince kaliteli görünme histerisi eskide kaldı. Dolayısıyla Caner Erkin demode bir açıklama yapmış. Ayrıca eski eşiyle sürekli fotoğraflandığı vakitler halinden memnun görünüyordu. Şimdi de ünlü bir oyuncuyla beraber. Yine takip edilmesi kaçınılmaz. X biriyle olsaydı bir süre unutulur, takip edilmezdi. Yani durumunu abartmasın, böyle demode açıklamalarla bizi de yormasın!

Melike Karakartal: Caner Erkin, Cengiz’in geçen hafta yazdığı gibi hem bir futbolcu hem de şöhretinden ötürü doğal olarak bir magazin figürü. Yaptığı iş arka planda kalmıyor ayrıca, magazin sayfalarında yeşil sahalardaki performansından bahsedecek değiliz. Caner ünlü bir sporcu ve insanların “magazin iştahını” kabartıyor. Aynı zamanda merak edilen bir magazin figürü olmasında bir sorun göremiyorum.

Ömür Gedik: Caner Erkin istediği kadar istemesin, tam bir magazin figürü. Yine de onun bu imtinalı yaklaşımını hem kendisi hem de takımı adına anlayışla karşılıyorum. Şampiyonluk yolundaki bir takımın futbolcusu tabii ki özel hayatıyla değil de maçlardaki performansıyla konuşulmak ister.

 

Haberin Devamı

Aslı Enver bu gizli takibe bozulabilir

Murat Boz’un gizlice Eliz Sakuçoğlu’nun sosyal medya hesabını takip etmesi, sonra da bir paylaşımını “like”layıp ardından silmesi olay oldu. Eski sevgili ya da eşin sosyal medyasını takip etmek normal mi, anormal mi? Yoksa bu kadar abartıl-maması mı lazım? 

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Cengiz Semercioğlu: Bence Murat Boz, Instagram’ın yeni fotoğraf büyütme özelliğinin kurbanı olmuş. Fotoğrafı büyütüp, zoom yaparken yanlışlıkla like’lıyor insan. Ama o ya da bu, stalker’mış meğer Murat Boz. Gizli gizli Eliz’i takip ettiği ortaya çıktı. Kesin arıza çıkarmıştır Aslı Enver. Ben olsam çıkarırdım.

Onur Baştürk: “Like”lamak istememiştir Murat Boz, kaza eseri olmuştur o “like” ama önemli değil. Belli ki eski sevgilisinin neler yaptığını merak etmiş ve profiline uzun uzun bakmış. Aslı Enver ilk başta bozulabilir ama bence bu konuda arıza çıkarmamalı. Çünkü bunu bir gün kendisi de yapabilir. Çok doğal. İnsan eskiden birlikte olduğu birini arada bir merak etmez mi? Hele ki Instagram denen mecra bu olanağı fersah fersah önünüze sunuyorsa...

Ömür Gedik:
Murat Eliz’i takip ediyor olsa, bunu gizlemese belki bu kadar olay olmazdı. Eski eş ya da sevgilileri medeni boyutlarda takip edebilir insanlar. O kadar ortak yaşanmışlık varken, bir düşmanlık beslemeye, birbirini yok saymaya gerek yok. Ama Murat’ın önce yanlışlıkla like’layıp sonra silmesi bu işi gizli yaptığını gösteriyor. Ben Aslı Enver’in yerinde olsam bu gizli kapaklı takibe bayağı bir bozulurdum doğrusu.

Melike Karakartal: Bu son derece kişisel bir konu. Normal de olabilir, anormal de. Herkese göre değişen bir durum. Hayatınızın uzun bir dönemini paylaştığınız insanla ayrıldıktan sonra dostane bir ilişki kurmayı becerebilmişseniz, onu geri kalan hayatınızda da takdir etmeyi sürdürebilirsiniz. Bu durum biraz böyle görünüyor bana uzaktan.

 

Haberin Devamı

Rafet’le Ceren’i kendi haline bırakalım

Rafet El Roman ve Ceren Kaplakarslan, boşanma davası öncesi birbirlerine girdi. Önce Ceren Hanım’ın yazdığı iddia edilen bir mektup çıktı ortaya. “Rafet’im bağışla beni” diye başlayan... Sonra da Instagram hesaplarında birbirlerine ağır ithamlarda bulundular. Ceren Hanım mektubu kendisinin değil, Rafet’in yazdığını söyledi. Rafet ise ona “Yalancı, hain” dedi. Bakın Konsey çiftin bu kavgasını nasıl değerlendiriyor...

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

 

Cengiz Semercioğlu: Ceren mektubu yazıp inkar ediyorsa da, Rafet onun adına yazıp yayınlıyorsa da... Yani her durumda ağır bir maraz var ortada. Böyle maraz ilişkilerde her an her şey olabilir. Yeniden barışabilirler de, yarın boşanabilirler de. Kendi hallerine bırakmak lazım.

Ömür Gedik:
Bence kimsenin üstüne alınmadığı, ilgisi olmadığını iddia ettiği bu mektubun nerede çıktığına bakmak lazım. Ortalığı bu kadar karıştıran haberi yapan kimse, hesabını vermeli. Boşanma aşamasındaki eşlere tavsiyem ise birbirlerini daha fazla zedelememeleri.

Melike Karakartal:
Rafet El Roman ile eski eşi Tuğba Altıntop arasında da bu tip tatsızlıklar olduğunu hatırlıyorum. Mutlu günlerde verilen mesajlar hep güzel de, esas ayrılıklarda çıkıyor galiba gerçek renkler. Kim yalancı, kim hain elbette biz bilemeyiz ama bu tatsızlıklar ortalıkta yaşanmasa, ilişkinin her iki tarafı için de daha sağlıklı olurdu herhalde.

Onur Baştürk: Neresinden baksan tuhaf bir durum ve karmaşık. Ama böyle ağır kavgalar her an barışmayla da sonuçlanabilir, belli olmaz. Lakin gerçekten mektup sahteyse, yani Rafet El Roman yazdıysa valla bravo! Pembe dizi senaryosunu bile geçmişler diyorum.


Seren Serengil 90’lardan beri KardashIan!

Seren Serengil, Sibel Arna’ya verdiği röportajda “Türkiye’nin Kim Kardashian’ıyım” dedi, Konsey tabii ki buna takılmadan edemezdi!

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Ömür Gedik: Kim Kardashian olmaya, onun ismiyle prim yapmaya çalışmak çok da akıl kârı bir şey olmasa gerek. Seren illa gündem olmak istiyorsa başka bir isim seçmeliydi bence...

Cengiz Semercioğlu:  
Seren’i gördüm geçen hafta, gözlerime inanamadım. Müthiş zayıflamış, harika görünüyordu. Onun en büyük problemi kendine hedef koymaması. Kendine hedef koyup o uğurda çalışsa, gerçekten Türkiye’nin Kardashian’ı da olur, Paris Hilton’u da...

Onur Baştürk:
Doğru söylemiş. Bizim Kardashian’ımız o!
İnişli çıkışlı özel hayatı, kilosu, makyajı ve annesiyle. Bir ara köpeği Tiny vardı hatırlar mısınız? “Gülben” deyince havlayan... Kısacası Seren her haliyle buram buram Kardashian.

Melike Karakartal:
Görüntüleri, yaşayışları, tarzları birbirine çok benziyor. Yalnız Seren Serengil, ta 90’lardan beri Kim Kardashian!
O yüzden “Orijinal Kim Kardashian” bence Seren Serengil!
Ciddiyim!

 

 

Rüzgar Çetin davasında son dönemeç mi?

Rüzgar Çetin’in davası konuşulmaya devam ediyor. Şimdi de şehit olan polisin ailesi onun hakkındaki şikayetini geri çekti. Konsey bu son gelişmeyi tartıştı. 

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Onur Baştürk: Şikayetin geri çekilmesinden sonra istisnasız herkes aynı şeyi düşündü: Para! Bunun üzerine aileden hemen açıklama geldi zaten, “Hayır, böyle bir şey yok” diye. Ne yalan söyleyeyim, ben inanmadım! Ama biz ne düşünürsek düşünelim, sonuçta ailenin kendi kararıdır, kimse de karışamaz. Demek ki böylesinin daha ‘hayırlı’ olacağını düşündüler. Bundan sonrası önemli. Rüzgar Çetin umarım bu acı deneyimden bir ders almıştır.

Melike Karakartal:
Karşılıklı her iki aile de acı çekiyor şüphesiz, ancak Rüzgar Çetin’in sorumsuz bir sürücü olduğu daha önceki cezalarından da teyitli. Şikayetin geri çekilmesi, yanlış bir algı oluşturabilir diğer sürücülerde. Trafikte her gün canımızı tehlikeye atan canavarlarla burun burunayız, bunu değiştirmek zorundayız. Bu bireysel olduğu kadar toplumu da ilgilendiren bir dava. Diğer insanlara örnek olacaktır. Sorumsuz insanları trafikteki ölüme sebebiyet verebilecek davranışlarından caydırıyor olmamız gerekir.

Cengiz Semercioğlu: Türkiye’de adalet her zaman öfke ve kızgınlıklar üzerine kuruludur. Şimdi herkes Rüzgar’a öfkeli olduğu için “Daha çok ceza, daha çok ceza” diyor. Öfke ve kızgınlıkla adalet olmaz dediğim için bana da saldırdılar, şimdi davasını geri çeken şehit polisin eşine de saldırıyorlar.

Ömür Gedik:
Rüzgar Çetin olayı gerçekten yürek yakıyor. İki aile adına da. İyi tarafından bakmak zor ama umarım bu olaydan ülkeye, vatana, polisimize fayda sağlayacak sosyal sorumluluk projeleri doğar.

 

İnenler-Çıkanlar

Sıla: Hafta sonu İzmir’de konser vererek seyircisine kavuştuğu için...  (ÇIKTI)

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Melike Karakartal: Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Defalarca ne demek istediğinin altını çizse de linç bir kere başladı mı sular kolay durulmuyor. Linç kültürünün bu kadar olağanlaşmış olması ve neden olduğu sonuçlar hayli ürkütücü.

Cengiz Semercioğlu: Ne yazık ki gidemedim konserine. Bu saçma ambargo kalkacak ve İzmir’den sonra Türkiye’nin dört bir yanında hayranlarıyla buluşmaya başlayacaktır artık.

Ömür Gedik: Bir şarkıcının dinleyenleriyle buluşma görüntüsü her zaman güzeldir. Sıla’nınki de öyleydi.

Onur Baştürk: Nihayet Sıla seyircisine kavuştu ama öteki illerde de konser verebilmeli. Olay sadece İzmir’le kısıtlı kalacaksa sıkıntı ‘büyük’. Hemen sevinmeyin!

 

Ali Erkazan: Hafta boyunca Hakan Meriçliler ile yaşadığı kavgayla gündemdeydi...  (İNDİ)

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Cengiz Semercioğlu: Tartışmanın taraflarıyla konuşmuş bir isim olarak, sadece otel yönetimine değil dizi sektörüne ve TV yöneticilerine de sordum; oylarını Hakan Meriçliler’den yana kullandılar.

Melike Karakartal:
Hakan Meriçliler ve eşi Ayşe Acar’ı haksız yere çok çirkin bir duruma soktuğunu düşünüyorum.

Ömür Gedik:
Hem yaptıkları hem de sonrasında konuştukları hoş değil. Keşke sadece oyunculuğuyla gündeme gelseydi.

Onur Baştürk:
Ayıp etmiş Meriçliler’e...

Olmuş mu olmamış mı
 

Gülşen önce içi tüylü terlikleriyle sonra da Rihanna’nın bu sezon Puma için yaptığı koleksiyonda yer alan kürklü terliklerle görüntülendi. Konsey Gülşen’in terlikli halini yorumladı: Yakışmış mı? 

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

 

Melike Karakartal: Biz küçükken terlikçiler vardı, hani deri ve köseleden el emeği “baba terliği” satan... Kösele olduğu için altı halıda kayardı, çorapla giydiğinizde de ayağınız içinde kayardı, sürekli kaydığı için dünyanın en işlevsiz terlikleriydi ve çirkinlerdi! Çocukluğumuza ait olduğu için güzel hislerle hatırlıyoruz bu çirkin terlikleri ama tüylüsünü sokakta giyecek kadar değil. Gülşen çocukluğunu özlemiş herhalde!

Onur Baştürk: Sokağa çıkarken kürklü terlik giymek?! Başkası olsa delirmiş derdim ama Gülşen hamile kıyafetiyle bütünleştirmiş iki terliği de, yakışmış yani. Ben beğendim.

Cengiz Semercioğlu:
Bu terlik bir tek Gülşen’e yakışmış. Neden mi? 7 aylık hamile olduğu için... Bu terliği ancak ayakları şiş, vücudu ağır, karnı burnunda bir anne adayı giyerse yakıştırabilirdim. Yoksa modanın fazla zorlaması bu tüylü terlikler. Hem fiyat hem de estetik açıdan...

Ömür Gedik:
Sokakta terlik sevmeyen biri olarak pek beğendiğimi söyleyemem. Ama modaymış madem, giysin tabii. Gülşen de modayı yakından takip ediyor demek ki. İçindeki kürk sahte olduğu sürece sorun yok.

 

EMOJiLi KONSEY

Melike bunu sevdi 

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Önceki gün 26 yaşına basan Hazal Kaya’ya Ceyda Düvenci ve sevgilisi Ali Atay’ın organize ettiği doğum günü fotoğraflarını sevdim. Kaya’nın 2 yıldır birlikte olduğu sevgilisi Atay’la sarılıp poz vermesi ve bunu sosyal medyada paylaşmasını da...

 

Ömür buna bayıldı

Burcu haklı, 40 yaş artık ‘yaşlı’ değil

Hafta sonu Bakü’deydim. Azerbaycan halkının Türkiye’ye ve Türklere olan sevgisine, saygısına bayıldım. Bakü, son beş yılda çok gelişmiş, güzelleşmiş. Eski Şehir’in de tadı hâlâ yerinde.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!