Sesini en çok beğendiğim kadın solistlerden Burcu Güneş, “billur gibi” derler ya, öylesinden. Ama her şeyden öte müthiş bir hayvansever. O yüzden doğayla, hayvanlarla iç içe bir yerde yaptık röportajı. Burcu’yla iç dünyasını, Umre’ye gidişini, “ciddiyiz” dediği sevgilisi ile olan ilişkisini, çocukluk yıllarında başlayan müzik yolculuğunu konuştuk. Biraz da son şarkısı “Yakın Mesafe” üzerinden şarkılardan bahsettik. Güneş, “Giderli şarkılar yüzünden insanlar yalnızlaşıyor” dedi. Haklı...
◊ Burcu’cuğum, taşınmışsın, Nişantaşı kızı olmuşsun. Hayatında bir değişiklik mi yapmak istedin?
- Dokuz senedir çok katlı bir evde oturuyordum. Büyük evden yorulmuşum. Beni fazla izole etti. Daha sosyal, arkadaşlarımla hemen bir yerlerde buluşabileceğim, kafelerin ayağımın altında olduğu, araba kullanmadan, trafiğe girmeden bir restorana hemen yetişebileceğim bir yer olsun istedim.
◊ Nerede büyüdün?
- Şirin bir yerde büyüdüm, İzmir’de. Tek çocuktum ben. Ama babamın ikinci eşinden 17 yaşında bir kardeşim var.
ANNEMİ ÇOCUKKEN ÇOK AZ GÖREBİLDİM◊ Küçükken mi ayrıldı annenle baban?- Evet, 7 yaşındaydım. Ben mahkeme tarafından babaya verildim. Annem yalnızdı çünkü. “İstediğim gibi bakamam ben” demiş. Babaanne de evde var diye mahkeme babaya vermiş. Babaannemle dedem baktı bana. Annemi çok az görebildim. Aralarındaki kavgadan kaynaklanan problemlerden de çok etkilendim. Babam müzisyendi, onunla gezdim.
◊ Sahne tozunu erken yutmuşsun yani. - Evet, 13 yaşındayken İzmir’den Antalya’ya taşındık. Babam müzisyen olduğu için Antalya’da daha canlandı işleri. Onunla otellerde gezmeye başladım. Kulis çocuğuyum, provalarda, müzisyenin odalarında, plaklarla, mikrofonlarla büyüdü.
◊ Annenin olmaması sende nasıl bir boşluk yarattı?- Şefkat eksikliği.
◊ Üvey anne mi vardı? - Sonradan üvey anne geldi ama o şefkatsiz bir kadın olduğu için değil bendeki bu eksiklik. O yaşlardaki kız çocuğunun annesiyle paylaşacağı şeyler var. Onlar eksik kaldı bende. Müziğe yönelmem, biraz sert duruşum, hafif maskülen tavırlarımın babayla büyümekten kaynaklandığını düşünüyorum.
◊ Sırlarını kiminle paylaştın? - Babaannemle. Babam da hep dürüst ve açık konuşmamı öğütleyen, yalanı hiç sevmeyen biriydi rahmetli. Babam Osmanlı ruhlu bir adamdı, tutucu tarafları çoktu. Çok yetenekli bir gitaristti. Bir süre sonra alkol bağımlılığı yoğunlaşmaya başladı.
◊ Senin belki alkol sevmemen bununla ilgilidir. - Alkolden nefret etmem ailemle ilgili diye düşünüyorum. Babamın müzisyen çevresinde de aynı durum vardı. İstemiyordum babamın alkol almasını. Ailende bir sıkıntı varsa çocukken, kendini feda ederek, o an belki çocukluğunu yaşamayarak, onları nasıl mutlu edebilirim diye ona konsantre oluyorsun. Annemle babamı barıştırmaya çalıştım. Bir arada olurlarsa nasıl bir dünya olur bu ev diye düşündüm. Olmadı ama...
◊ Görüşüyor musun annenle?- Beraberiz İstanbul’da. Ben 18 yaşında İzmir’e dönüp, annemi bulup, onunla kaldım. Hatta o dönem babamla küstük. Ben çocuk olarak bu bütünlük yaşayamama, anne ile babanın bütün olamama duygusundan çok etkilendim. Belki de o yüzden benim de geç bir ilişkim oldu. Birine teslim olmak ve güvenmek zor oldu benim için.
◊ Aşk ne sence? İlk ne zaman aşık oldun?- İlkokulda mahalleden Ömer diye bir çocuğa aşık olmuştum. Platonik tabii.
SAHNEYE İLK OLARAK MASA ÖRTÜSÜNDEN YAPILAN BİR KIYAFETLE ÇIKTIM◊ Sahneye ilk ne zaman çıktın? - Metin Ersoy’a babamın çaldığı gecede vokalist olarak çıktım, 12 yaşındaydım. Vokalisti gelmemişti o gece, ben çıktım. Masa örtülerinden bana sahne kıyafeti yapmışlardı. Başıma Meksika şapkası takmışlardı.
◊ Şöhrete giden yolu biraz anlatsana. Tırmalamaların, düşüp kalkmaların, belki bocaladığın zamanlar...- Ben hep konservatuvara girmek istedim. Ancak hocalarım bana “O kadar güzel alaylı bir şekilde caz ve pop şarkıcısı olmuşsun ki şu an böyle bir bölüm yok Türkiye’de. Ancak yurtdışında falan kendini geliştirebilirsin. Burada kendini bozarsın, girme” dediler. Ben özel ders almaya başladım İzmir’de. Bu arada benim stüdyo deneyimlerim başladı. Radyo jingle’ları okuyordum. Sonrasında “albüm yapmayacak mısın” soruları gelmeye başladı. Aykut Işıklar yazmıştı bir de beni bir ara. Sea Garden’da dinledi beni. “Bu kıza dikkat edin, inanılmaz bir ses, yakında kesinlikle çok ünlü olacak” diye yazdı. Yazdığım şarkılar vardı. Burçin Büke ile stüdyoya girdik. Beni keşfeden Garo Mafyan oldu. “İşte bu benim aradığım ses” demiş.
HAKAN HUZURLU BİR ADAM◊ Bir sevgilin olduğunu “Yakın Mesafe” klibinde oynayınca öğrendik çoğumuz. İlişki nasıl gidiyor?- Hakan’la ciddi bir ilişkimiz var. Üç sene oldu. Artık bir klip çekeyim de yavaş yavaş arkadaşımı göstereyim durumuna geldim. Çünkü rahatım onun yanında.
◊ Neler kattı sana güvendiğin bir kişiyle birlikte olmak?- Gerçekten güvendiğin biriyle birlikteysen birçok şeyi geride bırakıyorsun hayatında. Düşüneceğin ve sorumluluk alacağın önemli konular olduğunu görüyorsun.
◊ Nasıl bir sevgili Hakan? - Huzurlu bir adam. Sakin, sessiz. Nerede konuşması, nasıl oturup kalkması gerektiğini bilen bir adam.
SEVGİLİMİN DIŞARIDA GÖZÜ YOK◊ Sadık bir erkek mi?- Hakan’ın dışarıda hiç gözü yok. Gece oldu mu evinde oturmak ister. Hep uzayla, gezegenlerle ilgili belgesel izleriz. Yalnız kalmak istiyorsak ben kitap okuyorum, o maç izliyor.
◊ Kıskanıyor mu seni? - Çok kıskanç aslında, sahiplenici her şeyden önce. Ben erkeğin sahiplenmesi gerektiğine inanıyorum zaten kadınını.
◊ Bu anlamda zor bir kadınla beraber. Çok beğenilen, sahnede hayran olunan, kadınların erkeklerin ilgi gösterdiği birisin. - “Kıskançlığı senden önce bu kadar hissetmemiştim” diyor bana.
◊ Sen onu kıskanıyor musun?- O baştan bana teslim olarak geldiği için ilk baştan beri kıskanıyordu. Ben tamamen teslim olup ona aşık olup sevdikten sonra kıskanmaya başladım. Seven kıskanır.
◊ Son şarkın “Yakın Mesafe” gerçekten çok iyi gitti. Ama ben hep “Ara, ara” diyorum. - Ara ara çok klişe olacaktı diye “Yakın Mesafe” koyduk adını. Şarkıyı belki de insanlara daha ticari algılatacaktı. Aslında güzel bir ritmi, naif bir ruhu olan bir şarkı. İnsanlara güzel mesaj veriyor.
◊ Mesajı çok güzel şarkının, güzel de gitti.- İnsanların ihtiyacı var demek ki aranmaya sorulmaya birbirlerini hatırlamaya. İlişkilerdeki o tahammülsüzlük belki artık sabırlı olmaya doğru sürüklüyor insanları ve mesajı bu belki. İnsanlar çok giderli şarkılar yapa yapa, artık herkese “git” diye diye yalnız kaldık. O modayı biraz aşmak lazım.
Sahte görüntü beni rahatsız ediyor
◊ Vücudun çok güzel. Bunun için neler yapıyorsun?
- Biraz genetik bu işler. Aileden şanslıyım galiba. Dengeli besleniyorum, spor yapıyorum. Mutlaka gece cildimi arındırarak kremlerimi sürüyorum.
◊ Estetiğe nasıl bakıyorsun?
- Çok karşı değilim ama tek tip insanları görmeye karşıyım. Herkeste şişirilmiş dudaklar, botokslar... Sahte görüntü beni rahatsız ediyor. Erkekleri bu konuda çok rahat ve doğal buluyorum, o yüzden bu konuda onlara özeniyorum.
İçsel hayatımda boşluklar yaşarken Umre’ye gittim
◊ Umre’ye gittin. Hayatında bir şeyler değişti mi?
- O dönem hayatı çok sorguladığım, “Allah’ım senin doğrularını bana göster” dediğim bir dönemdi. İlişkilerimde yaralar alıyordum. İçsel hayatımda boşluktaydım. Neye inanıp güvenmem gerektiğini bilmediğim, çok sarsıldığım bir buçuk sene geçirdim. Ama oturdu Allah’a çok şükür. İki kere gittim Umre’ye.
◊ Bayağı bir haber de yapıldı Umre’ye gidişin.
- İlkinde nasıl oldu bilmiyorum, karşımda kameraları buldum. Doğal bir şekilde de bana ne söylendiyse o şekilde başımı bağlamış, abdestimi almış, bir yola çıkmıştım. Böyle bir anı görüntülemenin hazırlığında falan değildim yani. Ama panik yaparsan daha kötü şeyler yazıyorlar. Nereye gittiğimi, bir buçuk iki senedir İslamiyet’le alakalı kitaplar okuduğumu, Mustafa Ceceli sayesinde stüdyoda bazı kitaplarla tanıştığımı söyledim.
◊ Namaz kılıyor musun?
- Kılıyorum tabii ki. Ahmed Hulusi’nin bütün kitaplarını okudum, kendisiyle tanıştım. Bizim mesleğimizin içinde ve hacı. Demek ki insan hem müzisyen olup hem hacı olabilir diye düşündüm. Görüyorum ki bir sürü insan dedikodu yapıp, kötü şeyler düşünürken namaz kılıyor. Ben onlardan çok daha saf olduğumu düşünüyorum.
◊ Bu konuda kafandaki özet ne peki?
- Teklik. Hiçbir şeyi birbirinden ayırmadan yaşayabiliyorsan, suretsiz bir enerji ile onların seni bloke etmesine izin vermiyorsan, içindeki özü, sevgi, merhamet ve aşkı her an herkesle bulabiliyorsan Allah’ı yaşıyorsun. Benim anladığım bu. Suretlere, birtakım etiketlere takıldığında kimlikler rollere takılıyorsun çünkü ve ego başlıyor. Rekabet, hırs daha fazlasını hep talep etme...
HACI DA OLACAĞIM
◊ Yaptığın işe ters değil mi?
- Hepimizin kapitalist hayatta yaşadığı bir şey değil mi rekabet? Sadece benim işimde değil sonuçta, bakkal da olsam onun da rekabet ettiği başka market var mutlaka çevresinde.
◊ O ikilemi nasıl hallediyorsun içinde?
- Benim görsel sıkıntım vardı. Sonuçta mini etek giyiyorum, sahnede kendimi daha özgür hissetmeyi seviyorum. Erkeklerde böyle bir durum yok. Ama bunu aştığımı düşünüyorum. İnşallah hacı da olmak istiyorum.
◊ Kapanmaya gider mi yolculuğun?
- Öyle bir ayrımım yok. Bugün burada “kapalı gez” deseler, kapalı gezerim. Çıktığım ortama uyum sağlarım. Benim şekil ile alakalı problemim yok.
Şarkıcılık zor meslek, deli işi
◊ Sen zor musun?
- Bu işle uğraşan kim “kolayım” diyebilir? Bir kere zor bir meslek seçtiğimi düşünüyorum. Hakikaten deli işi. Hakan bu sektörden. Ajda Pekkan’la çalışmış, yabancı şarkıcılarla turnelere çıkmış. Bizim sektörü biliyor. O yüzden beni anlayan bir insanla birlikteyim. Aynı zamanda birlikte çalışıyoruz.
◊ Sahnedeki star Burcu evde otoriter mi?
- Değilim. Olmamamın sebebi de Hakan. Lider ruhlu bir erkek. O bana, benim alanımda rahat ilerleyebilmemde güzel eşlik ettiğini gördüğüm için ben de ona evde istediği bütün huzuru ve mutluluğu vermek istiyorum. Karşılıklı bir denge oluşuyor.
Fotoğraflar: Muhsin Akgün