Güncelleme Tarihi:
Raşit Bağzıbağlı: KENDİ LiGiMDE İLERLİYORUM
◊ Öncelikle hayırlı olsun. Yeni projenizi sizden dinleyelim...
- “Yeni Bir Ben” içinde değişimin de olduğu bir moda programı... Yani toplumda sesini duyuramayan kadınlara güç veren bir platform. Moda biraz dıştan içe insanları besleyen bir kavram. Biz bu sefer içten dışa olan değişimi de destekliyoruz. İçinde gerektiği durumlarda estetik de olan, yarışmacıların psikolojik danışmanlık aldığı günler de oluyor. Ekran başındaki milyonlara ilham ve moda tüyoları vereceğimiz için heyecanlıyım.
◊ Moda dünyasında da televizyonda da ilgiyle takip ediliyorsunuz. Siz bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
- Çok teşekkür ederim. Çok çalışıyorum ve bunun için çok saygı duyulduğumu hissediyorum. Kendi ligimde ilerliyorum. Koleksiyonlarım ve yaptığım çalışmaların ardından milyonlarla bilgi birikimimi paylaşmak da bunun üzerine bal kaymak oluyor. Televizyonda sevilmemi de samimi, şeffaf ve kendim gibi olmama bağlıyorum. Sevildiğimi hissetmek benim için büyük sorumluluk. Kalbini kazandığım insanları üzmek istemem. “Yeni Bir Ben” ikinci TV projem, umarım uzun soluklu olur.
◊ Verebileceğiniz en iyi stil tavsiyesi nedir?
- Moda geçer stil kalır. Modaya bize yakıştığı ölçüde uyalım ama iç benliği güçlü olan insanların duruşu her zaman farklı olduğundan, duruşları da kendine güvenli oluyor. Bu da giydiğimiz kıyafete yansıyor. Tarihte stil sahibi kadınlar hep zamansız giyinen kadınlardır. “Yeni Bir Ben”de inşallah her gün bu tarz bilgileri izleyicilerimizle paylaşacağız.
Tuvana Büyükçınar:TASARLADIĞIM HER
PARÇAYA ÂŞIĞIM
◊ “Yeni Bir Ben” ile sizi ilk defa jüri koltuğunda göreceğiz. Bu projeye evet demenizin sebebi neydi?
- Samimi, yapmacık olamayan, duygusal bir karakterim. Tüm koleksiyonlarım kadınlar üzerine ve özellikle de güçlü, üreten, fark yaratan kadınlar üzerinedir. Kalplere dokunmayı, paylaşmayı, anlatmayı ve dinlemeyi seviyorum.
Dolayısıyla bu programla hayatın lüks tarafında duran kadınlar ve o kadınların hikayelerden ziyade, hayatın ta kendisi, gerçeğiyle buluşacağım. Onlardan dinleyecek, onlara anlatıp, yol göstereceğim. Bu da benim için çok yeni, çok heyecanlı ve farklı bir yolculuk olacak.
◊ Sizi diğer tasarımcılardan farklı kılan özellikleriniz nedir?
- Sanırım 16 yaşında moda hayatına editörlükle başlayıp 43 yaşında hâlâ zirve diyebileceğim bir yerde olmak... Girişimci ruhumdan asla vazgeçmemek, benzer veya alışılmış tasarımlar yerine fark yaratan tasarımlara imza atmak... Tasarladığım her bir parçaya âşık olmak, ilk günkü heyecanımı kaybetmemiş acemi bir ruhmuşçasına, araştırmaktan, denemekten, sıra dışılıklardan vazgeçmemek...
◊ Genç tasarımcılara tavsiyeleriniz nelerdir?
- Çok çalışmak, çok çalışmak, çok çalışmak! “Ben oldum” dememek. İyi bir gözlemci olmalarını tavsiye edebilirim.
Şebnem Dönmez:
TRENDLERi TAKİP ETMEM
◊ “Yeni Bir Ben” ile yeniden ekrandasınız. Peki televizyondan uzak kaldığınız dönemde neler yaptınız?
- Ekranda olmadığım dönemde uzun bir seyahate çıktım. Unutulmaz deneyimleri, anıları ve gezegenin farklı köşelerinde karşılaştığım şahane insanları kalbime aldım. Kendimi zenginleşmiş hissediyorum.
Sonra Türkiye’ye döndüm ve Aralık 2017’de uzun zamandır ertelediğim bir çocukluk hayalimi gerçekleştirdim yani şarkı söylemeye başladım. Mart 2018’de bir dizide misafir oyuncu olarak 2 bölüm yer aldım. Temmuz 2018’de Murat Şeker’in yönetmenliğini yaptığı “Çakallarla Dans 5” adlı sinema filminde oynadım.
Film de 9 Kasım’da vizyona giriyor. Ve şimdi “Yeni Bir Ben” var. Sunuculuk ya da TV programcılığı benim ilk göz ağrımdır. Hele hele haftada 5 kez gündüz kuşağı ile seyirciyle ve özellikle kadınlarla buluşuyor olmak fikri mutluluk veriyor.
◊ Modayla aranız nasıl? Trendleri takip eder misiniz?
- Trendleri takip eden biri olduğum söylenemez. Genel olarak herkesin yaptığı bir şeyi yapmayı pek sevmiyorum.
Kendi trendimi yaratmayı severim demek pek iddialı olur ama kendimi görmek istediğim hal çoğunlukla içimden geldiği gibi çıkar. Başkalarına saçma, rüküş gelmesini de pek önemsemem.
◊ Siz buradan “Yeni Bir Ben” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Gerçek dönüşüm görüntüyle değil, anlayışımızda, ruhumuzda meydana geldiğinde hakiki oluyor. Hayatı hissedişimizin yaşama, olaylara verdiğimiz anlamla değiştiğine, değişebileceğine tüm kalbimle inanıyorum.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR