Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2016 14:02
Sera Kutlubey, Kanal D’nin pazartesi akşamlarına damga vuran dizisi “Babam ve Ailesi” ile seyirci karşısına çıkıyor. 19 yaşındaki genç oyuncu, canlandırdığı Hasret karakterini çok sevdiğini söylüyor: “Merhametini, sağduyusunu, insanları istediği kalıba sokmak yerine onları olduğu gibi kabul etmesini seviyorum.”
* Sizi yer aldığınız projelerle tanıyoruz. Gerçekte kimdir Sera Kutlubey? Kaç yaşındasınız, nerelisiniz?
- 19 yaşındayım. Ankaralıyım. Hatta tam bir Ankara âşığıyım diyebilirim. (Gülüyor) Haliç Üniversitesi’nde Tiyatro okuyorum.
* Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Neydi sizi cezbeden şey?
- İlkokul ve lise yıllarında sürekli tiyatro gruplarında yer aldım. Sonra katıldığım festivallerde ödül almaya başlayınca, profesyonel olarak bu mesleği yapma kararı aldım ve tiyatro sınavlarına hazırlanmaya başladım. Tabii ailemin bu süreçteki desteği bana büyük bir güç verdi.
* Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
- Çocuklarla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Çocuk Gelişimi okuyup, sabahları yaptığı kekleri öğrencilerine götüren bir anaokulu öğretmeni olurdum herhalde...
DAMARINA BASILDIĞINDA SES ÇIKARMAKTAN ÇEKİNMİYOR* “Babam ve Ailesi” çok beğenildi, çok sevildi. Neler söylemek istersiniz bu başarıyla ilgili?- Öncelikle böyle bir projenin içerisinde olmaktan çok mutluyum. İçinde bulunduğum kadro ve yönetmenimiz Nihat Durak’tan çok şey öğreniyorum. Sette de bir nevi öğrenim aşamasındayım. Kendi içimizde enerjimiz çok güzel ve bu da işe yansıyor. Bu benim için mutluluk verici tabii ki.
* Dizideki rolünüzden bahsedelim biraz da…- Hasret’i canlandırıyorum. Nilgün ve Kemal’in kızı, Kadir’in ikizi. İdealist bir müzik öğretmeni. Ben bu kızı çok seviyorum. Merhametini, sağduyusunu, insanları istediği kalıba sokmak yerine onları olduğu gibi kabul etmesini... Sessiz sakin gibi görünse de damarına basıldığında sesini çıkarmaktan çekinmeyen bir kız. Sevgi dolu ve fazlasıyla anlayışlı...
BEN DE HASRET’LE AYNI FEDAKARLIĞI YAPARDIM* “Hasret’in yerinde olsam yapmam” dediğiniz neler var?- Dediğim gibi Hasret’i çok seviyorum ama sesimin çıkması gereken yerlerde onun kadar naif kalamam ben. İnandığım şeyleri savunurken daha net olan bir yapım var.
* Hasret’in hayatı bugüne kadar hiç tanımadığı kardeşlerinin varlığını öğrenmesiyle tamamen değişti. Sizce kardeş olmak nedir?- Ben tek çocuğum ama aile bağlarımız çok kuvvetlidir, bütün kuzenlerimle kardeş gibi büyüdüm. Bir yandan da sadece kan bağıyla aile olunduğuna inanmıyorum. Bu tür ilişkiler zaman, emek ve sevgi ister.
* Hasret’in yaşadıkları sizin başınıza gelseydi tepkiniz ne olurdu?- İlk bölümde, babam diğer eşinden olan çocuğunun böbreğe ihtiyacı olduğunu söylediğinde ben böbreğimi vermek istediğimi söylüyordum. O sahneyi izleyen arkadaşlarımdan “Sera, bu sensin!” gibi yorumlar geldi. Evet böyle bir durumda ilk başlarda şaşırıp bocalayabilirdim belki ama bir insanın hayatı söz konusuyken o fedakarlığı ben de yapardım.
ZERRİN TEKİNDOR’U ÖRNEK ALIYORUM* Örnek aldığınız oyuncu var mı?- Tiyatroyla küçük yaşta teyzem Yeşim Gül sayesinde tanıştım. Bu konuda onu rol model alarak büyüdüm. Zerrin Tekindor’u tanıma fırsatım olmadı ama gerek duruşuyla gerek oyunculuğuyla benim için örnek bir isim.
* Oyunculuk ile ilgili en büyük hayaliniz nedir?- Stefano Elio D’anna’nın bir sözü var; “Düş, var olan en gerçek şeydir.” Hayallerimi sınırlamam. Hepsi kademe kademe ve birbirini tamamlayan benim için çok kıymetli hayaller. Bir de bana saklı.
Asıl ödül, gelen mesajlar
* “Babam ve Ailesi” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Onların varlığı bize büyük destek. Çok güzel tebrik mesajları geliyor; işte asıl ödül bence bu!
Ev kuşuyum
* Dizi dışında neler yapıyorsunuz şu sıralar?
- Derslerime yoğunlaşmaya çalışıyorum. Onun dışında ev yaşantısını seven bir insanım, hatta bana ‘ev kuşu’ derler. Minik kedim Juliet ve yakışıklı köpeğim Hector’la saatlerce vakit geçirebilirim, onlar bana huzur veriyor. Spor yaparım, ailemle, arkadaşlarımla vakit geçiririm.