Cenazende bile rahat edemiyorsun!

Güncelleme Tarihi:

Cenazende bile rahat edemiyorsun
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2017 16:55

Reyhan Karaca, Hakan Altun’un babasının cenazesinde selfie çeken bir kadının telefonunu elinden aldı. Konsey, “Cenaze törenlerindeki bu saygısızlık nasıl önlenir” sorusuna yanıt aradı.

Haberin Devamı

Cengiz Semercioğlu: Harun Kolçak’ın tabutuyla selfie çektirenler, cenazede telefonu elinden düşürmeyenler, ünlülerin peşinde koşanlar tamam saygısız... Peki cenazeleri kokteyle çeviren ünlülere ne diyeceğiz? Cenazeler uzun süredir görüşemeyen ünlülerin buluşma yerine dönüşüyor. Bitmeyen muhabbetler, kahkahalar, dedikodular cenazeye saygısızlık değil mi? Bizim kültürümüzde son yolculuğa ne yazık ki hiçbir yanıyla doğru düzgün çıkılamıyor.
Ömür Gedik: Her şeyden önce sevgili Hakan Altun’a başsağlığı diliyorum. Bu sayılanların hepsi de ünlülerin ya da yakınlarının cenazelerinde yaşanıyor.
Ünlü olmanın bir bedeli de bu sanırım. Cenazende bile rahat edemiyorsun. Ünlü cenazelerinde bu ünlü meraklısı ayrık otlarını temizleyecek bir sistem, bir güvenlik ağı geliştirilmeli. Bunu da ünlülerin çalıştıkları şirketler ya da yakınları organize etmeli.

Cenazende bile rahat edemiyorsun


Melike Karakartal:
Cenazelerde insanlar kendi aileleri içinde acılarını yaşarken, tanımadıkları insanların saygısızlıklarına müdahale edecek halde hissetmezler kendilerini. Karaca’nın dostuna yönelik bu hareketi son derece yerinde olmuş.
Bu kişiler, kendilerine “Eğer şu anda cenazesi olan benim annem, babam olsa ve biri gelip ‘ünlü selfie’si peşinde koşsa ne hissederdim” diye sormalı.
Onur Baştürk:
Doğru yapmış. Gerçekten çok çirkin bir davranış. Nasıl bir kafayla insan bunu aklına getirir ve selfie çeker?
Cenaze görgü kurallarımız zaten hiç yoktu, bu selfie’lerle iyice bitti, bozuldu, tükendi.

Haberin Devamı

Bu kadarı da fazla mı?

Boşandıktan sonra arkadaş olan Çağla Şıkel ve Emre Altuğ evlilik yıldönümlerini kutladılar. Bu kadarı da fazla mı? Konsey yorumladı.

Ömür Gedik: Evlilik yıldönümü ilişkinin taçlandığı andır. Bunu en çok evliliğinden mutlu çiftler hakkıyla kutlar. E ama Çağla ve Emre ayrılar! Bir anne baba olarak iyi arkadaş olmalarını anlıyorum ama evlilik yıldönümü kutlamayı anlayamadım.
Cengiz Semercioğlu: Çağla ve Emre’nin boşanmış anne-babalar içinde en iyi örnek olduğunu hep söylüyorum. Ama evlilik yıldönümü kutlayarak olayı biraz zorlamışlar. O zaman boşanmasaydınız! Doğum günü kutlamak, çocuklarla hep beraber yılbaşı, bayram kutlamak tamam da, evlilik yıldönümünü kutlamak da ne? Evlilik mi kaldı ortada da yıldönümü olsun...
Onur Baştürk:
İlk kez duyduğum bir şey boşanan bir çiftin evlilik yıldönümü kutlaması. Çok romantik bir durum gibi gözükse de, bence bu yıldönümü kutlaması başka bir şeye işaret: Emre ve Çağla aslında hâlâ beraberler. Ve yeni bir ilişki modeli deniyorlar. Neyse çok fazla yabancı dizi izleye izleye böyle aşırı modern coşmalar da yaşıyor olabilirim tabii.
Melike Karakartal: Boşanmış bir çift olarak evlilik yıldönümlerini kutlamış olmaları, sona ermiş ilişkilerde pek rastlanır iş değil. Ya aşkları gerçekten bitti ama çocuklar var ve iki insan olarak birbirlerini çok seviyorlar... Ya da hâlâ bitmeyen bir hikaye var. Açıkçası bana ilk ihtimal daha yakın geldi.

Haberin Devamı

Cenazende bile rahat edemiyorsun

Kleopatra’nın güncel versiyonu

Tuba Büyüküstün, jüri üyesi olduğu Uluslararası Asya Film Festivali’nin Los Angeles’ta düzenlenen ödül törenine katıldı. Modacı Zeynep Tosun imzalı kıyafetle törende boy gösteren oyuncunun tarzını Magazin Konseyi yorumladı.

Cenazende bile rahat edemiyorsun

Ömür Gedik:
Kadınlar saç baş, kıyafet konusunda şanslı. Farklı modellerle gündem olabiliyor, dikkat çekebiliyorlar. Tuba da bu avantajı en iyi kullanan ünlülerin başında geliyor. Bugüne dek ne yaptıysa yakıştırdı kendine.
Onur Baştürk:
Beğendim, gayet güzel bir seçim. Büyüküstün’ün Kleopatra tarzı saç kesimini de zaten başarılı buluyorum.
Cengiz Semercioğlu:
Tuba Büyüküstün iki yıl önce uzun saçlarını kısacık kestirdiğinde de olay olmuştu.
Şimdi küt ve kâküllü bir model seçti.
Bu modeli çok yakıştırdım ben Tuba’ya. Kıyafeti de çok güzeldi...
Tuba’ya bu aşk yaradı, çok daha pozitif ve enerjik görünüyor artık. Görüntülerini de izledim, Los Angeles’taki festivalde de öyleydi.
Melike Karakartal:
Bu saç modeli ve Nil yeşilinin birleşiminin insanda hatırlattığı tek kişi var: Kleopatra.
Saçları ve yeşil Zeynep Tosun dantel elbisesi, Büyüküstün’ü Kleopatra’nın güncel bir versiyonuna dönüştürmüş, iki kez dönüp baktırıyor, harika görünüyor.

Haberin Devamı

Karizması
çizildi

Para karşılığı Dubaili şeyhle yemek yediğini söyleyen Meryem Uzerli yanlış anlaşıldığını belirtti. Oyuncu yemekte “Muhteşem Yüzyıl”daki arkadaşlarının da yanında olduğunu söyledi. Konsey, Meryem’in “yanlış anlama oldu, kendimi ifade edemedim” açıklamasını yorumladı.

Cenazende bile rahat edemiyorsun


Cengiz Semercioğlu: Röportajda bana yemekte başkasının olduğunu söylememişti. Daha sonra, telefon açtı ve diğer oyunculardan izin almadığı için söylemediğini belirtti. “Muhteşem Yüzyıl”ın diğer oyuncularıyla birlikte gitmiş. Tek gitse de olabilirdi. Meryem’in dediği gibi, olayın buraya gelmesi garip... Meryem samimiyetle, kalkansız konuştuğu için bunlar başına geliyor. Ama bu doğallığı yüzünden seviliyor zaten...
Ömür Gedik: Meryem’le ben de röportaj yaptım. Son derece doğal, neşeli, diğer oyuncular gibi kendini kasmadan konuşan biri. Ben o halini çok sevmiştim. Yine böyle bir anında şeyhle yemekten bahsedip, diğerlerini muhabbetin dışında bırakmıştır. Sonra da izin alıp onları da açıklamış işte. Dediğim gibi Meryem’in bu doğal halini seviyorum.
Onur Baştürk: Meryem’in açıklamasının Türkçe’si şu: “İnsanlar hakkımda kötü düşünmeye başlamasınlar diye ekip arkadaşlarım da yanımdaydı demek zorundayım.” Gerek yoktu sonradan böyle bir toparlama yapmaya. Karizması çizildi bence.
Melike Karakartal: Şöhretli isimler markaların davetlerine, büyük otellerin açılışlarına belirli ücretler karşılığında katılır, bu dünyanın her yerinde böyledir ancak... Bir kadın oyuncunun tek başına bir şeyhle ücret karşılığı yemek yemesi bu kategoride değil; dolayısıyla herkes yadırgadı okuyunca. İşin aslının öyle olmadığını anlatması iyi oldu. Meryem Uzerli’ye kariyer ve imaj yönetimi konusunda daha kontrolcü bir profesyonelin müdahalesi şart...

 

Haberin Devamı

İlla evlenmek
zorundalar mı

Serenay Sarıkaya, Kerem Bürsin’le “Ne zaman evleneceksiniz” sorusuna “Çok genciz, evlilik için acele etmek istemiyoruz” yanıtını verdi.... Evliliğin yaşı ne olmalı?

Cenazende bile rahat edemiyorsun

Ömür Gedik: Evliliğin, çocuk yaşta olmamak kaydıyla erkeni, geçi yok doğru zamanı var. Bu açıklama onlar için doğru zamanın şimdi olmadığını düşündüklerini gösteriyor. Böyle mutlu görünüyorlar zaten. Ama eminim “evlilik ne zaman?” sorusuna gıcık oluyorlardır.
Onur Baştürk: Evliliğin bir yaşı yok tabii. Bu açıklama aslında “Şu an böyle iyiyiz” demek. Olayı resmileştirip sıkıcı bir düzene girmek istemiyoruz demiş Serenay.
Melike Karakartal: Serenay Sarıkaya hem özel hayatında, hem meslek hayatında durduğu yerin bilincinde. Ne istediğini bildiği, kendini tanıdığı izlenimi yaratıyor insanda. Genç yaşta kendinin bu kadar farkında olmak onu yaşıtlarından öne geçiriyor. Erken bir yaşta hislerine kapılarak fevri kararlar vermek istememesi ancak takdir edilecek bir özellik olabilir.
Cengiz Semercioğlu:
Serenay 26, Kerem 30 yaşında... Bana göre de onlar için evlilik erken. Onlar böyle güzeller, en önemlisi mutlular. Bir de illa evlenmek zorundalar mı? Böyle mutlu olduklarını bin defa söylediler. “İlişkiniz nasıl gidiyor” diye bir soruyu anlarım... Ama “Evlilik ne zaman” sorusu iç bayıltıcı hale döndü artık.

Haberin Devamı

E peki yeğenine bu kadar
benzeyen kadın nerede

Murat Başoğlu yine gündemde, bu kez “bana komplo kurdular, eşimi aldattım ama öz yeğenimle değil, bir başkasıyla” dedi. Murat’ın bu açıklamaları ve gözyaşları inandırıcı mı?

Cenazende bile rahat edemiyorsun

Melike Karakartal:
Taraflar ısrarla o fotoğraflardaki hikayenin başka olduğunu söylüyor.
Neredeyse gözümüzün yanlış gördüğüne inanacağız! İnsanın aklına tek şey geliyor şu durumda: Aile bu durumu o kadar normalleştirdi ki, aslında toplumsal açıdan ne kadar kabul edilemez bir halde olduklarını, durumun sağlıksızlığını göremez vaziyetteler ve bu acayipliği kabullenmemek için inkar halindeler.
Ömür Gedik:
Murat’ın bu çok geç gelen açıklamaları davanın gidişatını değiştirmeye yönelik gibi duruyor.
Mağdur edebiyatı yaparak imajı toparlamaya çalışıyor. Bunları daha önce yapmış olsa, elinde bildiğimizin aksine belgeler olsa inandırıcı olabilirdi belki ama şu haliyle manipülasyondan başka bir şeye benzemiyor.
Cengiz Semercioğlu:
Davanın seyrini değiştirmeye yönelik çabalar bunlar. Kendisine ne komplosu kurulduğunu, “yeğenine bu kadar benzeyen” kadını nereden bulduğu konusunda tatmin edici yanıtı yok. Neden bunu şimdi açıklama ihtiyacı duydu? Davanın ilk duruşması 28 Kasım’da da o yüzden...
Onur Baştürk:
Murat Başoğlu’na bir an inanalım diyelim. Peki bunca zaman neden bunu ispatlayamadı?
Diğer kadını bulup konuşturmadı?
Bence bu saatten sonra çok zor böyle bir iddia ile çıkış yolu aramaya çalışması. Yapacağı en iyi şey susmak. Konuştukça batıyor.

Seda, yeni programının
reklamını yapıyor

Seda Akgül, kadın-erkek ilişkilerinde uluslararası standardı açıkladı. “Bir erkek sevdiği kadına uluslararası standartlara göre maaşının 3 katına denk gelecek tektaş almalı” dedi. Bu ilginç standardı konsey yorumladı.

Cenazende bile rahat edemiyorsun

Melike Karakartal:
Bu “uluslararası standart” nedir, önce onu anlayalım. Kim belirlemiş, Dünya Bankası mı, IMF mi mesela. Bilelim.
Veya “dünya standartlarına göre” maaşa bakarak rayiç belirleyen bir “Uluslararası Tektaş Komitesi” var mı, yoksa “Birleşmiş Milletler Tektaş Konseyi” gibi bir oluşum mu standart belirliyor, hakikaten bilmek istiyoruz, sevgili Seda Akgül, lütfen açıklayınız.
Cengiz Semercioğlu:
Eski kocasının beğendiği kadın tipini ifşa etmek.. Beni hamile bırakmak isteyecek çok erkek var türü sansasyonel açıklamalar yapmak Seda’nın çok sevdiği bir tarz oldu.
Yeni programının reklamını yapıyor olmalı. Bu formül doğru olsaydı, Acun’un Şeyma’ya kafam kadar tektaş alması gerekirdi o zaman...
Onur Baştürk: Böyle bir standart mı varmış yoksa Seda tüm kadınlar adına bunu uydurmuş mu? Hangisi olursa olsun sonuç değişmiyor:
Kadınların kendi kendilerini aşağılayan bu tür açıklamalarına bir anlam veremiyorum. Adam satın mı alıyor kadını sanki, ne saçma! Bir de işin geyik tarafı var. Kadın maaş bordrosu mu isteyecek, 3 katını hesaplamak için... Çok komik...
Ömür Gedik: Bir keresinde kadınlar arasında dönen şöyle bir muhabbete şahit olmuştum; bir erkek bolca para ve emek harcadığı kadının değerini daha çok bilir, daha fazla el üstünde tutarmış.
“Ne yapın edin erkeğe para harcatın” derler. Hem kadın hem de erkek adına üzücü bir önerme tabii ama Seda’nın dediği de bu inanışın bir tık ötesi sanırım.

Yönetmenin yerinde
olsam kovardım

Magazi Konseyi, “‘Siyah İnci’ dizisinde kocası Tolgahan Sayışman’ın Hande Erçel ile öpüşme sahnesini yerinde görmek isteyen Almeda Abazi, sete baskın yaptı” haberini yorumladı...

Cenazende bile rahat edemiyorsun


Melike Karakartal: Oyuncular arasındaki pek çok ilişkinin ilk olarak setlerde başladığını biliyoruz. Oyunculuğun doğasında karşılıklı yakın temas var, dolayısıyla oyuncuların gerçek hayatta gönül ilişkisi içinde olduğu insanlar için bu yakın temas hali, tahammül edilmesi zor bir sınav gibi görünebilir. Tabii bu zor sınav setlere koşarak, nöbet bekleyerek mi aşılır, işte o konuda çok emin değilim.
Cengiz Semercioğlu: Murat Yıldırım için de aynı haber yapıldı; “İlk Öpücük”teki Özge Gürel’le öpüşmesi hesapta eşi İmane’nin gözetiminde çekilmiş. Tolgahan’ın öpüşme sahnesi de aynı şekilde olmuş ha? Arkadaşlar bu adamlar senaryoyu okumadan mı film çekiyorlar? Eşleri bu kadar kıskançsa senaryoyu okurken haberdar ederler, “böyle bir sahne var, ne diyorsun” diye ona göre çekip çekmeyeceklerine karar verirler. Bu tarz kıskançlık haberlerini seven bir grup var galiba magazin basınında...
Onur Baştürk: Murat Yıldırım’ın eşi de Özge Gürel’le öpüşme sahnesi sırasında oradaymış ya. Bu da o hesap. Ben dizinin yönetmeninin yerinde olsam kovardım Tolgahan’ın eşini. Çünkü orası profesyonel bir alan. Eşlerin, akrabaların, arkadaşların sette işi yok. Kimse kimsenin ofisini basmaya gitmiyorsa sete de gidilmez. Bildiğin saygısızlık.
Ömür Gedik: Siz kendinizi kocası, rol gereği de olsa, başka bir kadınla öpüşecek bir kadının yerine koyun. İnsanın içi içini yer yahu.
Sete gidip en azından orada olmak isteyebilir. Bunun settekiler tarafından hoş karşılanmayacağı bir gerçek. Sete gitmeyip o günü uyku hapı alıp hayattan koparak geçirmek de bir seçenek tabii. Karışık işler, Allah hepsine kolaylık versin.

 

 

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!