Güncelleme Tarihi:
Cengiz Semercioğlu: Hande Bermek her şeye rağmen kocasını sevmeye devam edebilir, kimse buna bir şey diyemez. Ama o fotoğrafların sadece bir karesinin Burcu ve Murat’a ait olduğuna inanması akıl alır gibi değil. 50’nin üzerinde kare var o tekneden ve hepsi Murat’la Burcu... Hande hanımın hâlâ “Cinsel ya da duygusal birliktelikleri yok, amca-yeğen ilişkisi” demesi bu ilişkiler yumağı ve boşanma sürecinde bir gariplik var dedirtiyor insana...
Onur Baştürk: Hande Bermek’in açıklamalarından bazılarını; mesela “Hayatta her şeyin bir deneyim olduğuna inanıyorum”u, mesela “Murat beni değil, kendini aldattı” yorumunu, “Murat’ı sevdim ve her zaman seveceğim” diye ona sahip çıkışını bir şekilde anlayabiliyorum. Bunlarda bir şey yok. Ama şu açıklamasını anlayamıyorum doğrusu: “Hâlâ fotoğraflara inanmıyorum.” Fotoğrafta öpüşen iki insan var. Hem de gayet tutkuyla, şehvetle... Hadi fotoğrafların devamını geçelim, ama bu fotoğrafı neden görmezden gelmeyi seçiyor ki Hande Bermek?
Burcu ile Murat arasında cinsel ya da romantik birliktelik de yok demiş. Ya bu gerçek ona ağır geldi ve görmek istemiyor ya da üzgünüm ama başka bir alternatif gerçeklik yaratmış kendine. Orada yaşıyor.
Soral kardeşler arasındaki rekabet
Bensu Soral’ın işadamı sevgilisi Hakan Baş, “Titanic”in film müziği “My Heart Will Go On” eşliğinde dizlerinin üzerine çökerek genç oyuncuya evlenme teklif etti. Bu teklif klişe mi, romantik miydi? Magazin Konseyi yorumladı...
Ömür Gedik: Belki o filmin, o sahnenin ya da o şarkının ikisi arasında özel bir yeri, bir anısı, bir özelliği vardır. Evet, biraz klasik gibi görünüyor belki ama perde arkasını bilmeden konuşmayalım. Ayrıca özenilmiş her türlü evlilik teklifine saygımız, sevgimiz sonsuz.
Onur Baştürk: Aşırı klişe, hiç yaratıcı değil. Daha iyi bir şey bulamamış mı? Bu arada evlilik teklifinin ultra romantik olması da klişe bir durum. Gerek yok o kadarına. Özel bir an olsun yeterli.
Melike Karakartal: Çiftin öyküsü rahatlıkla bir “Modern zamanların Barbara Cartland romanı” olabilir...
Hakan Baş, Bensu Soral’ı görmüş, beğenmiş, ortağı olduğu alışveriş sitesinden hediye göndermiş. Soral Instagram’dan teşekkür etmiş. O zamanlar Bensu Soral’ın erkek arkadaşı varmış ama Baş pes etmemiş.
Epey uzun sürmüş Soral’ı ikna etmesi ama başarmış, 2 yıldır birlikteler. Sonra böyle bir şarkıyla evlilik teklifi... Barbara Cartland bulutların üzerinden bakıp gülümsüyor olabilir! Mutluluklar dilerim.
Hakimi bile delirtmişler
Caner Erkin’in, oğlu Çınar’ın velayetinin annesi Asena Atalay’dan alınarak kendisine verilmesi için açtığı davada tarafların mahkeme salonundaki sözlü tartışmaları hakimi isyan ettirdi: “Çınar’ı Allah iki taraftan da kurtarsın...”
Onur Baştürk: Hakimin böyle bir şey demeye hakkı olduğunu pek düşünmüyorum. Onun görevi orada doğru olanı yapmaya çalışmak. Hakimin yorumu üzerinden de bu mücadelenin nereye varacağını söylemek pek imkanlı değil.
Melike Karakartal: Arada küçük bir çocuğun olduğu tüm çekişmeler insanı derinden yaralıyor. İleride tüm bunlardan haberdar olacak, yapılmış tüm haberleri okuyacak. Bu anne baba çekişmesi iyi bir yere gider mi bilmem ama bu şekilde ortalığa dökülen bir savaş, travma sahibi çocuk yetiştirmeyi garantiliyor! Anne de baba da çocukların sağlıklı yetişmesi için çabalıyor muhakkak ama bu mücadele tam tersine yarıyor.
Cengiz Semercioğlu: Bu da mahkeme magazini olmuş! Tarafların ne dediğinden çok hakimin ne dediği konuşuluyor. Bu dava artık para kavgasına dönüşmüş durumda. Caner para kaptırmak istemiyor, Asena yaşadığı eski hayattan geri düşmek istemiyor. Olan küçük çocuğa oluyor.
Eski yüklerden kurtuldu
Zeynep Ilıcalı, eski eşi Acun Ilıcalı’ya mutluluklar dileyerek “İçimde hiçbir ukde yok” ifadesini kullandı. Eski defterlerin kapandığı mesajını verdi.
Cengiz Semercioğlu: Bu Zeynep’in aklının söylediği, duyguları aynı şeyi söylüyor mu? Asla... Yine de aklının ağır basması önemli. Taraflar evlenmiş, çocukları var. Bunu bitmek bilmeyen kan davasına dönüştürmektense var olanı kabul edip, ona göre yol almak önemli. Zeynep de doğru olanı yapıyor.
Ömür Gedik: Zeynep Ilıcalı demek ki eski eşiyle olan defteri tamamen kapatmış. Aklında, kalbinde kalan bir şey olmadığını, rahat olduğunu bu sözlerinden anlıyoruz.
Bence zaten hem kendi hem de çocukları için en iyisi bu yaptığı. Ama kendisinin bu tavrı tabii ki Şeyma’yı eleştirenlerin hislerini bir anda sevgiye, hoşgörüye dönüştürecek değil.
Onur Baştürk: Zeynep Ilıcalı doğru olanı yaptı. Üzerine yapışıp kalan o yükü, o tuhaf misyonu söküp attı. Yani daha ne kadar bu çatışma sürebilirdi ki? Biten bitmiş, olan olmuş. Ama Zeynep Ilıcalı taraftarlarının duracağını sanmıyorum.
Saf sevinç, saf başarı
Ampute Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda finalde İngiltere’yi 2-1 mağlup ederek tüm Türkiye’ye büyük sevinç yaşattı. Magazin Konseyi olarak tüm oyuncularımızı yürekten tebrik ediyoruz.
Cengiz Semercioğlu: Engellilerini hayata katamayan bir ülkenin ampute milli takımının böyle bir başarıyı yakalaması bir büyük paradoks.
Avrupa Şampiyonu olmaları çok güzel ama bu konuda toplumsal bilinç yaratmaları daha da güzel...
Hiçbir sosyal sorumluluk kampanyası bunu yapamazdı, hepsini yüreklerinden öpüyoruz. Böyle bir başarı alkışlanır.
Melike Karakartal: Saf sevinç yaşattılar tüm Türkiye’ye.
Tüm oyuncularımızı ve bu başarıda emeği geçen herkesi ayakta alkışlıyorum.
İçinde yüksek egoların, efelenmelerin bulunmadığı kutlamalara, sadece ve sadece çok çalışan insanların elde etme imtiyazına eriştiği saf başarıya, saf sevince ne kadar hasret kalmışız.
Bir yandan da bunu gösterdiler bize.
Ömür Gedik: Milli Takım, milli duygular denince bizde tabii ki akan sular durur, gözyaşları sel olur. Bizde de öyle oldu. Bu sayede ampute takımının farkına varılmasına çok sevindim.
Onur Baştürk: Müthiş, gurur verici bir başarı. Ama bu başarıyla sevinen ülkenin engelliler için sağlayamadığı medeni yaşam şartlarını görünce gururun yerini acıklı bir tablo alıyor maalesef.
Gonca Akkuş davayı kazanır
Uğur Akkuş’un eşi Gonca Akkuş, Ebru Şallı’ya 70 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Dava dilekçesinde “Ebru Şallı evli olduğunu bildiği halde eşimle ilişki yaşadı, beni küçük düşürdü” diyen Akkuş’un davası nasıl sonuçlanır?
Ömür Gedik: Böyle bir davayı ilk kez duyuyorum. Ama sanırım aldatılan eşlere örnek teşkil edebilir.
Kazanır mı konusunda hukuksal anlamda bir bilgim ya da fikrim yok. Ama ben hakim olsam, hak verebilirdim.
Onur Baştürk: Akkuş çiftinin boşanma davası yakında sonuçlanabilirmiş, öyle duydum. Ama daha başka bilmediğimiz, ortaya dökülmeyen çok hadise var bu üçlü trafikte.
Melike Karakartal: Bu ilişki üçgeninde erkeğin karar verme becerisinden yoksun, adeta “Bir kadından diğerine sürüklenen bir romantik” olarak resmedilmesine karşıyım. Bilmediğimiz ayrıntılar olduğu da açık, dolayısıyla yorum yapmak zor. Bu iş bu raddeye nasıl geldi? Üç kişinin dahil olduğu bir olayda üç kişinin durumunu da ayrı ayrı konuşmak gerekir.
Cengiz Semercioğlu: Daha önce bunun örneklerini gördük, aldatılan eş üçüncü kişiye dava açarak tazminat kazandığı davalar var. Gonca Akkuş da, Ebru Şallı’ya açtığı davayı kesinlikle kazanır. Çünkü gizli saklı değil yaşanan ilişki, Uğur Akkuş ve Ebru Şallı’nın yazın teknedeki fotoğrafları herkes gördü. 70 değil ama 20-30 bin lira kazanır.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR