Böyle evlilik olmaz!

Cengiz Semercioğlu: Kafalarında çoktan bitirmişlerdi evliliği, resmiyete döktüler sadece. Uzun süredir Yılmaz’ın Köyceğiz’de, Belçim’in Londra’da bir hayatları vardı. Bunu insanların alışık olmadığı bir evlilik tarzı diye anlatmaya çalıştılar ama böyle evlilik olmaz. Ortak bir hayat sürülmediği sürece evlilik de sürmez. Sonuçta Yılmaz ve Belçim malumu ilan ettiler.

Onur Baştürk: Haklarında birçok kez “Boşanıyorlar, boşanmak üzereler” haberi çıkan bir çiftti Belçim ve Yılmaz. Bu yüzden boşanma haberi elbette bir şok etkisi yaratmadı, bekleniyordu. Bir de ayrı şehir, hatta ülkelerde yaşıyor olmaları, yaşam tarzlarının da farklı oluşundan dolayı şaşırılmadı boşanmalarına. Her ne kadar ikisi de ayrı şehirlerde yaşıyor olmanın evlilik sürdürmeye engel olmadığını savunsa da...

Ömür Gedik: Pek çok kişi onların çok daha önce boşandığını sanıyordu aslında. Ayrı hayatlar yaşıyorlardı. Belçim çoğu zaman yurtdışındaydı. Yılmaz ise Köyceğiz’de kendini köy hayatına vermişti. Ayrı yaşam tercihleri evliliğin devamına engel zaten. Ama dost kalmaya değil. Bundan sonra da hem çocukları hem de dostlukları adına görüşmeye devam edeceklerini düşünüyorum.

Metin’in ayrılmaya niyeti yok

Adriana Lima, Metin Hara’yla çekilen tüm pozlarını Instagram’ından sildi. Bir yandan Metin Hara ise sürekli “Birlikteyiz, yakında Miami’ye gidiyorum” mesajını veriyor. Sizce bu cephede neler oluyor?

Onur Baştürk: Adriana Lima tüm pozları sildiğine göre bu iş bitmiştir. Malum, günümüzde artık bu “Ayrıldık” demek. Adriana Lima da olsan ayrıldığını böyle belli ediyorsun işte. Metin Hara ise anladığım kadarıyla durumu kurtarmaya, son bir şans için Lima’yı ikna etmeye çalışıyor. Bakalım ne olacak? Bu pembe dizinin sonunu ben de herkes gibi merak ediyorum.

Ömür Gedik: Bence Adriana bir şeye fena halde bozuldu ve bunun üzerine her şeyi bir kalemde sildi. Ama diğer yanda Metin’in ayrılmaya niyeti yok. Adriana’yı bir şekilde ikna ederim diyor gibi geliyor bana. Ben başarılı olacağını da düşünüyorum. Adriana’nın gönlünü alacaktır.

Cengiz Semercioğlu: Metin Hara’nın bu işi hep magazin malzemesi yapmaya çalışan tarafı yüzünden başından beri bu ilişkiye inanamadık zaten biz... Şimdi ayrılık süreci de yine magazini en iyi bilen isimlerden menajeri Özgür Aras tarafından yönetiliyor.
Metin Hara bu konuyla ilgili daha çok gündemimize gelecektir emin olun.

Çinli savaşçılara benzemiş

Bir tiyatro oyunu vesilesiyle Bülent Ersoy kılığına giren Yılmaz Morgül’e 10 üzerinden kaç verirdiniz?

Onur Baştürk: 10 üzerinden 2 verirdim. Çünkü olmamış. Bülent Ersoy’dan çok 16. yüzyıl Çinli savaşçılarına filan benzemiş. Nerede Bülent Ersoy’un o havası, şatafatı? Nerede bu kostüm ve donuk ifade?

Ömür Gedik: Biz ne desek boş. Ben en çok Bülent Ersoy ne diyecek, nasıl tepki verecek onu merak ediyorum.

Cengiz Semercioğlu: Tiyatroda böyle yeni bir moda mı çıktı da bizim haberimiz yok; Fatih Ürek, Zeki Müren olarak sahnede, şimdi de Yılmaz Morgül, Bülent Ersoy olarak sahneye çıkmaya başladı.

Fotoğraflardan yola çıkarak benzemiş benzemesine de sahnede nasıl olduğuna bakmak lazım. Ayrıca Bülent Ersoy’un gerçeği varken neden imitasyonunu izlemeye gideceğiz, onu da anlamış değilim.

ÇANTANIN SAHİBİ ŞANSLIYMIŞ

Zafer Algöz’ün yolda bulduğu mücevher dolu çantayı Instagram’da paylaşması ve daha sonra çantanın sahibinin bulunması sizce de “film gibi olay” değil mi?

Ömür Gedik: Ben içi mücevher dolu çanta olayına anlam veremedim. Böyle milyarlık çanta nasıl düşürülür, nasıl yolda bulunur! Bulunan çantanın sahibinin aranması normal de çantanın kendisi tuhaf geldi bana.

Onur Baştürk: Gerçekten öyle, film gibi. Zafer Algöz yapılması gerekeni yapmış. Instagram’ı kullanması da akıllıca. Çantanın sahibi de şanslıymış. Ya Algöz yerine başka biri bulsaydı çantayı?

Cengiz Semercioğlu: Zafer Algöz’ün mücevher dolu çantayı kapıp kaçmasını beklemiyordunuz heralde. Olması gereken bu. İnsanlık bunu gerektiriyor ama insanlığa dair o kadar çok şey yitirdik ki şu küçük olay bile bize iyi geliyor.

Bize dünyada yeni kapılar açacak

Çağatay Ulusoy’un başrolde olduğu Netflix dizisi “Hakan: Muhafız” yayına girdi. Konsey diziyle ilgili ilk izlenimlerini paylaştı...

Ömür Gedik: Yorumlara baktım da yabancılar beğenmiş Türkler, sert eleştirmiş. Biz bize neden bunu yapıyoruz ki. Evet efektler çok iyi olmayabilir ama genel anlamda başarılı buldum ben diziyi ve Çağatay’ı.

Cengiz Semercioğlu: Henüz daha ilk bölümü izleyebildim, bizim çok alışık olduğumuz manzaralar var ama dünyada İstanbul’un bu büyüsüne kapılacak çok seyirci var. O yüzden bizim beğenip beğenmemizden çok dünyada izlenip izlenmeyeceği önemli. İlk bölümüyle eli yüzü düzgün bir iş... Bize dünyada yeni kapılar açacaktır. İşte Beren Saat Netflix’e ikinci işi yapmaya hazırlanan isim oldu.

Onur Baştürk: İlk dört bölümü izledim. Arada bazı kopukluklar ve hikayedeki gizemi durmadan “açıklama” hissiyatı var. “Evet, şimdi Ölümsüz’ü öldürmek için yüzünü bulmalıyız” cümlesini 10 kere tekrar etmek gibi... Ama onun dışında güzel bir dizi, sürüklüyor. İlk bölüm sonrası daha çok açılıyor.

Aşk meselesi işin sos tarafı

Beyaz ve Hadise arasında çıkan “İlişki yaşıyorlar” haberlerinin Hadise’nin açıklamasından sonra ciddi olmadığı anlaşıldı. Bu tür yakıştırmalara gerek var mı?

Cengiz Semercioğlu: Bu iddiaya başından beri ihtimal vermedim. Ne Beyaz’ın ne de Hadise’nin vücut dili ortada bir aşk olduğunu gösteriyordu çünkü... Beyazıt, “O Ses”le yeniden doğdu. Yıllardır kendini tekrar eden cendereden çıktı ve kendini çok daha iyi göstereceği bir alan buldu. Öğrendiğim kadarıyla Beyazıt da bunun farkında ve dersine çok iyi çalışarak hazırlanıyormuş programa. Hadise’yle falan aşk meselesi işin sos tarafı olabilir ancak.

Onur Baştürk: “O Ses” daha çok izlensin diye sanırım böyle bir şey çıkartıldı.
Ama Beyaz ve Hadise’nin arasında böyle bir şey olmadığı o kadar açık ki. Bir de Hadise “Büyüğüm” demiş, olayı bitirmiş zaten.

Ömür Gedik: Bu dedikodunun planlı programlı çıktığını sanmıyorum. Ama işe yaradı tabii. İlişki dedikodusu en fazla ilgi çeken şey.
Dizi başrolleri için de aynı şey yapılmıyor mu? Aralarında bir şey var mıydı yok muydu diye herkes daha bir dikkatle izliyor, konuşuyor.

DEV: HAFTANIN ÖNE ÇIKAN ETKİNLİKLERİ!