Özgür Aras biyografisini okurken bir yerden sonra kayboldum. Ne çok iş yapmışsın, çalışmadığın isimleri saysam, çalıştıktıklarından çok daha azdır. Bu yaşta bu kariyer maşallah! Kaç yaşından beri sektördesin?
- 21 yıldır bu işi yapıyorum. 15 yaşında Zerrin Özer’le başladım.
Çok küçük bir yaş değil mi? 15 yaşındaki bir insana niye işlerini teslim etsinler, sorumluluk versinler?
- Çok girişkendim. 9 yaşındayken Bodrum’da, Bodrum Gönüllüler Derneği Başkanı ve çevrecilerin anası olarak bilinen Saynur Gelendost’la karşılaştım, “Sizinle beraber bir şeyler yapmak istiyorum” dedim. Daha o yaşta Saynur’la çevre çalışmalarına katılmaya başladım. Yaşı bana en yakın kişi 35’indeydi.
O yaşta çevre bilinci nereden geliyor?
- Bodrum’da yaşayınca ve kesilen ağaçları, çevreye olanları görünce beni bir korku aldı. Saynur beni Çevre Bakanı’yla görüşmelerde ve yapılacak röportajlarda öne sürüyordu. Her çevre etkinliğinde vardım. 10 yaşımdayken mecliste kim var kim yok, ne yaparlar hepsini biliyordum.
Daha küçükken Ankara’ya ve meclise bu kadar yakın olmak ilginç...
- Kendimi bu yola adadım. Babam ölünce Ankara’ya taşındık. 11-12 yaşımda da Ankaralı Gönüllüler’i kurdum. Çevre Bakanı Doğancan Akyürek benden fahri danışmanı olmamı istedi. Sonra Rıza Akçalı döneminde de aktif olarak bakanlıkta çalıştım.
Çevre konusunda neler değiştirdin?
- Bir sürü orman kurdum, Gökova Termik Santrali için açlık grevi yapan grubun içinde bulundum. O tepkiyle santralin durdurulmasını sağladık. Bodrum koyları için temizlik kampanyası başlattım, çöp evleri yaptırdık. Alo Çevre Hattı açtım. Bunu yaptığımda 13-14 yaşımdaydım.
ZERRİN ÖZER’İ MÜZİĞE DÖNDÜREN BENDİM
Meclisten ve aktivistlikten sanat dünyasına geçişin nasıl oldu?- Bir bakanın özel kalem müdürü olmak isterken 15 yaşında Zerrin Özer’le tanıştım. Hayatımın seyri değişti. Meslek hayatımdaki ilk işim, Zerrin Özer’in müziği bıraktığını açıkladığı basın toplantısıydı. Ondan sonra Zerrin Özer bana inandı ve tüm görüşmeleri bana devretti.
Zerrin Özer sonradan müziğe döndü ama...- Bir gün dayanamadım, Ahmet San’a gittim. Zerrin Özer’in müziğe dönmesini istediğimi, ona bir proje yapmamız gerektiğini söyledim. Geri dönüş projesi olarak “Paşa Gönlüm” albümünü hazırladık. Şarkı seçiminden aranjörüne, yapım şirketine her şeyi ben yönettim. Sonra Yonca Evcimik ve Tarkan’ın fan kulüplerini yönettim. Sonra Ajlan ve Mine girdi hayatıma.
Kurumsal firmalarla da flörtlerin var, öyle değil mi?- Evet, Uzan grubunun müzik şirketinin halkla ilişkiler müdürü oldum. Sonra Sabah grubunun müzik şirketine geçtim. Üç ayda şirket içinde yükseldim. Ve o arada küçük dağları ben yarattım, altına da imzamı attım zannetmeye başladım.
Bundan iyi bir şey olarak bahsetmediğin ortada. Nasıl dizginledin o egoyu? Ne değiştirdi seni?- İşlerini yaptığım çok yakın arkadaşım Ajlan
trafik kazasında hayatını kaybedince, starların hayatını yaşayan, son sürat ilerleyen ben de bazı şeylerin farkına vardım.
Nelerdi onlar?- Şöhret boş, ışıltılı dünya öldüğün an bitiyor. Ve ikincisi sanat dünyasında dost, arkadaş diye bir şey yok. Ajlan öldü ve ben tek başımaydım. Yanımda görmek istediğim hiç kimse yoktu. Tek başına savaşırsan her şey senin. O gün kendime kötü günlerinde insanların yanında olma sözünü verdim. Doğum günü, açılış, kokteyl, umurumda olmaz. Ama tanımadığım biri hastalanırsa, gider hastaneye başucunda beklerim.
Kötü, üzücü bir olaydan güzel dersler çıkarmışsın kendine. Hayatın değişmiş...
- Öyle oldu. Arabamı sattım, evimi küçülttüm, şan, şöhret hepsinden kurtulmam gerektiğine karar verdim. Allah da bana yardım etti, hep güzel isimler çıktı karşıma. İnsanlar gezip tozmaya para harcarken ben kurslara ve workshop’lara harcadım. Farklılaşma konusunda neler yapabileceğimi düşündüm.
POP BİTİYOR ÇÜNKÜ YENİ ŞARKI ÇIKMIYOR
Eğlence sektöründe yaptığın işler tutuyor, konuşuluyor. Eelence iki gün önce yeni yerinde açıldı. Nasıl bir yer oldu? Fikir nereden çıkmıştı?- “Özgür sen nerde eğlenmek istiyorsun?” sorusunu sordum kendime. Ben çocukken Bodrum’da sadece Türkçe müzik çalan Kestane adlı barda eğlenirdim. İnsanların Kestane gibi ufak, salaş bir yerde eğlenmesini, “Akşam neredesin?” sorusuna da “Eğlencedeydim” cevabını vermelerini istedim.
Kimler eğleniyor Eelence’de?- Amacım ilk başta insanları toplayabileceğim ve çıkarttığım sanatçıların şarkılarını tanıtabileceğim bir yer olmasıydı. Eelence, zamanla televizyoncu ve gazetecilerin buluşma noktası oldu. Yeni mekan Odakule’nin hemen yanında. Müzik 90’lardan biraz daha günümüze kayacak.
Kafayı insanları eğlendirmeye takmışsın. Peki sen nasıl eğleniyorsun?- İçki, sigara kullanmıyorum. O insanların eğlendiğini görünce eğleniyorum.
Eğlence dünyasında bizi nasıl bir yıl bekliyor?- Bu yıl arabesk moda olacak. Buhranlı zamanlardan sonra arabesk hep patlamıştır, bu yıl da öyle olacak. Serkan Kaya, Devran İskender devri başlayacak. Pop bitiyor, şarkı çıkmıyor çünkü.
Bu yazın hit’i hangisi sence?- Bu yıl tek patlayan şarkı İrem Derici’nin “Kalbimin Tek Sahibi” adlı şarkısı.
STAR GÖKTEKİ YILDIZ GİBİ ULAŞILMAZ OLMALIDIR
Sen bu işlere 90’larda başladın. O günden bugüne neler değişti?- Bu dönemde star çıkmıyor artık. Starlık ayrı bir stratejidir ve yenilerden kimse bunu beceremiyor. Star dediğin şey gökyüzündeki yıldızdır. Ulaşamazsın, dokunamazsın...
Kimler star?- Tarkan, Ajda Pekkan, Sezen Aksu... Çalışkanlığı, yeniliğe düşkünlüğü, azmi, güzel kalabilmesi gibi özelliklerinden dolayı idol olarak gördüğüm tek kişi de Ajda Pekkan’dır.
Yeniler arasında “uğraşırsam star yaparım” dediğin isimler var mı?- Berkay... Yeni başladık çalışmaya. Star olacağına, elektriğine, sesine, sahnesine inandığım bir isim.
Deniz Akkaya ile çalışmaya başlayarak manken menajerliği denen kavramı Türkiye’ye getiren kişi de sensin. Neler yaptın o dönemde?- Deniz’i farklı bir yere konumlandırdım. Kimse Deniz’e ulaşamadı. Röportajları, fotoğraf çekimlerini, makyajını bile farklılaştırdık. Deniz Akkaya hep tek başına yürür, saçı makyajı farklı olur kurallarını koyduk.
Starlar neyi doğru yapıyor?- Eskiden starlar televizyona çıktığında, insanlar ekrana yapışırdı. Onlara ulaşmak için ya kasetini alacaktın, ya konserine gidecektin. Şimdi ise ne
yemek yediğinden kimle kavga ettiğine kadar her şeylerini biliyoruz.
Sosyal medya kullanımları için ne diyorsun?- Sosyal medya official olmalı, web sitesi gibi gibi yani... Oradan diyalog kurulmamalı. Karşındayken “siz” diye hitap edip titreyenler, orada “sen” diye saydıramamalı.
GÜLBEN ERGEN’E KIRGINIM
Birlikte çalıştığın, tanıdığın ünlülerle ilgili birkaç cümle istesem senden. Zerrin Özer’le başlayalım mı?- Hayatımdaki en önemi insan. Okuldu benim için.
Deniz Akkaya?- Kardeş gibi.
Gülben Ergen?- Hayatımda belli bir yerde dursun. Kırgınım ona.
Hülya Avşar?- Hâlâ çok güzel ve kendi markasını, haberlerini kendi yönetebilen ender isimlerden. Hülya
haber ajansı diyebilirim.
Ajda Pekkan?- Bildiğiniz yol gösterici. Ajda Pekkan’la aynı mesleği yapan herkes bir gün hiç üşenmeyip onu incelemeli. Ders olarak okutulmalı.
Sezen Aksu?- Birlikte çalışmamış olmamıza rağmen en zor günlerimde, annemin hastalığında yanımda olan özel insan. İyi ki var.
BU SEKTÖRDE VAR OLMAK İÇİN ÖLDÜRECEKSİN
Sanatçıların a’dan z’ye her şeylerini biliyorsun artık... Hatta “Bizim Ünlülerin Halleri” diye bir kitap bile yazdın. Sanatçıların ortak özelliklerini sorsam sana...- Neye ne zaman para harcayacaklarını kestiremezler. Seninle ilgili her şeyi bilmek ister ama kendileriyle ilgili doğruları asla söylemezler. Devir değişse de kendilerini hep aynı yerde görürler.
Egosu olmayana rastladın mı?- Ego bu işin olmazsa olmazı ve bence bu işi yapanlar için gerekli bir şey. Onları ego ayakta tutuyor. Bülent Ersoy “Var olmak için öldüreceksin” der. Bence çok doğru bir söz bu...
Egoları zedelenmesin diye hatalarını söylemediğin oluyor mu hiç?
- Dost ve arkadaş olamayacağım hiç kimseyle çalışmadım bugüne kadar. Asla dalkavukluk yapamam, çünkü onların iyiliği için çalışıyorum. Gerçekleri anında söylemek lazım.
“Ünlülerin yanlarında kalıcı kimse olmaz” da demişsin...- Evet. Kim kendilerini mutlu ediyor, eğlendiriyor, işlerine yarıyorsa onu severler. Bir gün seni severler, bir gün beni.
Bunları bile bile ünlüler dünyasında yaşamak ve iş yapmak kolay olmamalı?- Ben bunların hepsini olduğu gibi kabul ettim. Bilerek yaşadığında zarar görmüyorsun.
Mutluluk formülün ne senin?- Biri beni daraltırsa bir daha onunla asla görüşmem. Kendimi korurum. Tek başıma yaşamayı da öğrendim. Doktor annemin hastalığını bana söylediğinde “Artık yalnızım” dedim. İnsanlar arkamdan çok atıp tutar ama ben tanısam da tanımasam da yardıma muhtaç herkesin yanında olurum. İyilikle her şeyin mümkün olduğunu öğrendim.
Hakkında kötü düşündüğün kimse olmuyor mu?- Ben bazen egolarıma yenik düşüyorum; kızıyorum, küsüyorum ama çok kısa sürüyor. Çünkü hayatta ölümün ve bir daha görememenin olduğunu biliyorum.
Küs olduğun kimse yok mu?- Hiç. Bana küs olanlar vardır ama ben öyle yüzsüzüm ki, arar konuşurum, onunla ilgili iyi duygularımı söylerim.
DEMET AKALIN İÇİN “BİTECEK” DEDİLERKenan Doğulu evlendi... Gökhan Türkmen, İrem Derici, Fettah Can evleniyor. Kariyer yönetiminde evlilik nasıl bir etki yaratıyor?- Eskiden “Evlendin, bir de çocuk yaptın mı bitersin” diye bakılırdı. Ama artık öyle değil. Demet Akalın bu noktada yeni bir yol açtı. Onun için de “Evli, çocuklu, bitecek” dediler, bitmedi. Yine sahnede, yine şarkıları dillerde.
KOCADON BENDEN KORKSUN EN BÜYÜK RAKİBİYİM
Bodrum’da yapıyoruz bu röportajı. Çocukluğun burada geçmiş, o yıllardan bu yana neler değişti? Bodrum’la ilgili hayallerin var mı?
- Bir sonraki seçimlerde Bodrum’dan belediye başkanı adayı olacağım. Bütün amacım siyasete atılmak.
Neler yapacaksın peki?
- Beyaz kavramını geri getireceğim. Kentsel yapılanmayı değiştireceğim. Burayı 25 yıl önce benim yaşadığım Bodrum’a dönüştürmeye çalışacağım. Beyazın ön planda olduğu Bodrum geri gelecek. Kocadon’a bayılıyorum, ama en büyük rakibi benim, korksun benden.