Güncelleme Tarihi:
Bu kadar parayı ilk kez bu program sayesinde bir arada gördüğünü söyleyen Yar, “Paraya dokununca heyecanlandım. Gerçekten insanda çok farklı bir sinerji yaratıyor” diyor.
Daha önce farklı isimlerin sunduğu bir yarışmayı geçen yıl siz devraldınız. Bu riskli bir durum değil mi?
- Bizim sektörde nedense “joker adam” gibi bir imajım var. Geçmişte de bu tip şeylerle karşılaştım. Mesela “Passaparola” Metin Uca ile özdeşleşmiş, daha sonra da Mehmet Ali Erbil ile farklı boyuta geçmiş bir programdı. Benim için asıl risk oydu, çünkü programı yerlerden alıp en üst seviyede bırakmıştım. Bunda da aynı şeyin olacağını düşünüyorum. Güzel bir sezon geçirdik, bu sezon da öyle olacak bence.
Yarışma boyunca yarışmacılarla seviniyor, yarışmacılarla üzülüyorsunuz... Bu nasıl bir empati?
- Açıkçası bu konu üzerinde ben de çok kafa patlattım. Sonuç olarak bunun duygusal bir program olduğuna karar verdim. “İşimi yaptım, evime gideyim” mantığı gütmemelisin. Yarışmacıyla üzülüp yarışmacıyla sevinmek gerekiyor. Bu programdan önce hiç 1 milyon lirayı bir arada görmüş müydünüz?
- Hayır. İlk kez bu program vasıtasıyla gördüm, paraya dokununca da çok heyecanlandım. Gerçekten insanda farklı bir sinerji yaratıyor. Bu sinerjiyi programda doğru şekilde kullanacağımı düşünüyorum (gülüyor). “Benim olmayan bir paranın...” gibi bir cümle kurmak istemiyorum. Ama en azında yarışma saatleri içinde o para benim diyebilirim (gülüyor).
Bu tarz programların yabancı versiyonlarında, sunucuyla yarışmacılar arasında hep bir mesafe vardır. Aynısını bu yarışmada görmüyoruz...
- Göremezsiniz, çünkü bu mesafe bizde sadece 60 saniye sürüyor.
Bu yarışmada bir farklılık da var; izleyici Facebook üzerinden yarışmaya katılabiliyor...
- Evet, seyirci yarışma sırasında Facebook aplikasyonu üzerinden eşzamanlı yarışabiliyor. Karşılığında yarışmaya katılma hakkı gibi ödüller oluyor.
Ünlü olmasaydınız böyle bir yarışmaya katılmak ister miydiniz?
- Beni motive edecek Mesut Yar gibi bir sunucum olsaydı katılırdım.
İÇİMDE BİR ROMEO VAR
Bugüne kadar romantizm adına yaptığınız en çılgın şey neydi?
- Birçok şey yaptım açıkçası, yapmaya da devam ediyorum. Dışarıdan bakıldığında romantik biri gibi durmasam da içimde bir “Romeo”nun olduğunu biliyorum. Galiba yaptığım en büyük çılgınlık, bir dakika içinde Ferda ile evlenmeye karar verip, aynı günün öğle saatlerinde evlenme teklif edip akşamına evlenmiş olmamdı. Bir de bu evliliği bir ay kadar ailelerden saklamamızdı. Aynı romantizmi her gün yaşıyorum.
Bir bebeğiniz olsun istiyor musunuz?
- 21 yaşında bir oğlum var zaten, o da bizimle birlikte yaşıyor.
47 yaşındasınız, 26 yıl sonra tekrar babalık duygusunu tatmak istemez misiniz?
- Anthony Quinn 80 yaşına yakın baba oldu, neden olmasın (gülüyor). Çocuk sahibi olmak güzel şey. Ama çocuk yetiştirmekle ilgili korkularım var. Batuhan’ın babası olduğum zamanlardaki cesarete sahip değilim.