Bizim rollerimizi başkaları oynasaydı kendimizi keserdik

◊ Müzikale dahil oluş hikayeniz çok ilginç. Bir de sizden dinleyelim...

- Enis Arıkan: Teklif, Ezgi’ye geldi. Beni arayıp haber verdi, önce istemedim. Daha sonra ben istedim ama bu kez Ezgi başka işle anlaştı... En sonunda Ezgi de o projeyi erteleyip birlikte müzikalde rol almayı başardık.

- Ezgi Mola: Beni en baştan dinleseydi, hiç böyle olmayacaktı. “Proje geldi, çok mutlu olduk. İyi ki içindeyiz” deyip geçecektik. Enis Arıkan genelde bu tip şeyleri sekiz kere anlattığımızda anlıyor. (Gülüyor) Beni dinlemedi bile.

◊ Kaç yıllık dostunu neden dinlemedin?

- Enis Arıkan: Yeni uyanmıştım herhalde.

- Ezgi Mola: Enis’i arayıp, “Alice’in müzikali yapılıyor. İşin en eğlenceli karakteri Tavşan için seni düşünüyorlar” dedim. Yanıtı, “Aşkım hiç tiyatro yapmak istemiyorum” oldu. Bu kez “İnanılmaz bir dans, müzik var. Uyarlama muhteşem” diye üstelendim. Enis, “Aşkım şu anda şükür ki güzel şeyler yapmaya çalışıyorum, ilk defa adam akıllı belimi doğrultup tadını çıkarmak istiyorum” diyor. En sonunda “Anlamıyorsun galiba aşkım... Ben kraliçeyim, sen de tavşan olacaksın” dedim ama yok kesinlikle anlamıyor.

◊ İkna etmek için epey efor sergilemişsin...

- Ezgi Mola: Beş kere anlattım. 20 yıllık arkadaşız ama adam hep böyle. “Aşkım beni dürtmen gerekiyor” diyor. 50 kere dürttüm bundan sonrası başka bir şeye giriyor artık. (Gülüyor).

- Enis Arıkan: Bunları şaka gibi anlatıyoruz ama benim dizim var, çok yoğun çalıştığım bir dönem... Bir de tiyatro yaparsam, ben bunun içinden üç beş ay çıkamayacağım. Yoksa hayatımda tiyatrosuz yılım geçmedi, hatta hiçbir tiyatroya “hayır” demedim. İlk defa, “Bir de hayatıma tiyatroyu sokarsam nefes alamayacağım dedim. Sonra menajerim aradı, “Anlamıyorsun, hemen buraya gel” dedi. Ondan da dinleyince çok etkilendim. Sonra kabul ettim ve hemen Ezgi’yi aradım. Bu kez o başka işe öncelik vermişti.

- Ezgi Mola: Benim görüştüğüm bir sinema filmi vardı, ben de onu ön plana almıştı. Daha sonra onun çekim takvimini erteledik.

◊ Neyse ki sonunda “evet” diyebilmişsiniz.

- Enis Arıkan: Oysa benim en büyük hayalim de müzikalde oynamaktı. Bunun için tiyatro okudum. Dans edip şarkı söyleyecektim. 15 yıl sonra beklediğim teklif geldi ve ilk başta reddettim. Akıl alır gibi değil! Basireti bağlanıyor insanın herhalde.

Ezgi ile sonra dedik ki, “Başkası bu rolleri oynasaydı, biz de koltukta izleseydik birbirimizi verevine keserdik...”

Serenay hayranlık uyandırıyor

 ◊ Müzikalın kadrosu yıldız isimlerden oluşuyor. Nasıl bir ortam var?

- Ezgi Mola: Enis’in bulunduğu yere mutluluk ve huzur katan bir enerjisi var. Ekibe de bulaşıyor bu gülme durumu. O kadar pozitif, yapıcı insanlardan oluşuyor ki ekibimiz inan çok zor bulunur.

- Enis Arıkan: Ben provalara yataktan yorganla, onlar yogasını yapıp geliyor. (Gülüyor) Anne baba gibiler. Serenay dünya meleği, Şükrü (Özyıldız) ve İbrahim (Selim) eski arkadaşlarımız.

◊ İzlerken “ah abi ben oynasaydım” diye iç geçirdiğiniz bir rol var mı?

- Enis Arıkan: Kendi rollerimizden başka bir şey olamazdık. Kast çok doğru yapılmış. Hepimiz biliyoruz ki Alice için Serenay’dan başkası düşünülemez.

- Ezgi Mola: Serenay, dansçıların önünde dansçı gibi, orkestranın önünde müzisyen gibi... Hayranlık uyandırıyor.

- Enis Arıkan: Sesini duyduğumda sinirlerim bozuluyor. Serenay’da Allah vergisi bir yetenek var. Zaten Türkiye’de öyle bir oyuncu yokmuş zaten. Hırslansam da “Alice yapın beni” diyemem.Şükrü, Madhatter’ı oynuyor. Adam heykel gibi. Beni oraya koy, ben öyle duramam! O başka bir şey. Güzel erkek, güzel kadın görmeye bayılıyorum.

- Ezgi Mola: Ben yanına makyajsız gittiğimde “yüzünü boya öyle gel” diyor.

 2500 kişiye göbek atacağım

◊ Müzikaldeki danslara nasıl hazırlandınız?

- Ezgi Mola: Enis şu an lastik çocuk (Gülüyor).

- Enis Arıkan: Ayaklarımız kafamıza değiyor gerçekten.

Ben dans dersleri aldım ama ortalıkta dans edemem. Ancak sahnede olabilir. Artık her gün 2500 kişiye göbek atacağım.

- Ezgi Mola: Bence danslarımız çok iyi. Koreografimiz Beyhan Murphy ve ekibi o kadar iyi ve disiplinli ki, öğretmek için dört kolla bize sarıldılar.

◊ Zorlanıyor musunuz?

- Ezgi Mola: Çok zorlandığım yerler oluyor açıkçası. Ama resmin bütününe bakıldığında umarım herkes ne kadar güzel olmuş diyecekler.

◊ Ne kadardır prova yapıyorsunuz?

- Ezgi Mola: 3 ay oldu sanırım.

- Enis Arıkan:Yaz aylarında projenin ön hazırlığı başladı. Biz ekibe biraz geç dâhil olduk.

Bu müzikal büyük kapılar açacak

◊ Oyun büyük ilgi görüyor. Hatta mayıs ayı biletleri bile tükendi...

- Ezgi Mola: Daha da geriyorsun şu an (Gülüyor)

◊ Müzikalin bu kadar ilgi görmesi, sanatta yeni bir kapı açar mı?

- Enis Arıkan: Evet, bu müzikal bence çok büyük bir kapı açacak. İnsanlar cesaretlenecek. Hepimizin önü açılacak bu işle.

◊ Oyunu kim izlerse sahnede eliniz ayağınız titrer?

- Ezgi Mola: Meryl Streep gelirse “Allah” derim.

- Enis Arıkan: Ben de Kevin Spacey izlesin isterim.

Şu an hayatım Alice

 ◊ Kraliçe nasıl bir karakter?

- Ezgi Mola:

İlginç bir karakter. Empati kurabilmek adına bende bazı cümleleri var karakterin. Mesela “Yaşadığım bu düş ormanını dünya ile karşılaştırıyorum ama olmuyor. Dünya çok kalabalık ben yalnızım” diyor. İktidarı tutma hırsı, güçlü durma inadı çok yüksek bir kadın. Onu oynamaktan çok keyif alıyorum.

◊ Yakın arkadaşınla aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu?

- Ezgi Mola:

Benim için Enis inanılmaz güvenli bir liman. Bu oyunculukta çok önemli bir şey. Düşecek gibi olursam o beni tutar, o düşecek gibi olursa ben tutarım.

Diğer dört arkadaşımla da bir araya geldiğimde aynı şeyi düşünebildim. Bundan dolayı çok mutluyum.

- Enis Arıkan:

Biz zaten huzurlu olmayacağımız yere girmeyeceğimize söz verdik. Ezgi ile projeyi kabul etmemizin nedeni de o. Tiyatroda huzur istiyoruz.

- Ezgi Mola:

Çünkü sahne; sinema ya da dizi setinden farklı. Kuliste birlikte giyiniyor, oyundan çıkınca makyajını birlikte siliyorsun. Bu yüzden tiyatro, aidiyet algısı kuvvetli bir alan.

- Enis Arıkan: Ezgi, birlikte oynadığımız “10-11-12” oyundan sonra tiyatroya 8 yıl ara vermişti. İyi ki o oyunu yapmışız ki bu müzikalı kabul etmesi daha kolay oldu.

- Ezgi Mola: O oyun, bana cesaret verdi yeniden yapabilirim diye. Çünkü kendimi sahneye yakıştıramıyordum bir türlü. Yakıştıramamak derken spor gibi, çok hamlamıştım ve o cesarete sahip değildim.

Alice'den Sertab'ın müzikaline, şubat ayı içerisinde ne etkinlikler var takipte kalmak istiyorsanız, izleyin!