Biz iki kişilik bir aileyiz...

Filmlerdeki gibi, çocukluğunuzda gece yeni ayakkabıyla yatıp bayram sabahına uyandığınız oldu mu hiç?
- Evet, aynı filmlerdeki gibi bayram sabahlarım var. Küçük bir çocukken, bayram için satın alınan gıcır gıcır ayakkabılarımı yastığımın yanına koyar öyle yatardım. Sabah kalkar kalkmaz hemen giyerdim, ne büyük mutluluktu. Sonra büyüklere ziyaretler başlardı. En çok şeker ve mendil hediye edilirdi o zamanlar... Hediye edilen o rengarenk mendilleri yıllarca sakladım.
Kızınız Ayşe Nazlı ile bayramlarda genellikle neler yaparsınız?
- Bazı bayramlarda, kızımla beraber boşalan istanbul’un keyfini çıkarıyorum. Konserim olduğunda da birlikte gidiyoruz, ben çalışıyorum, o tatil yapıyor. Özel olarak tatile çıktığımız da oluyor; özellikle kışa denk gelirse... Okulun tatil olmasını fırsat bilip kaçıyoruz bir yerlere...
Şimdi neredesiniz peki?
- Güneydeki bir tatil köyünde... Bayramda Kıbrıs’ta programım olduğu için tatili öne çektik, bayramdan önceki hafta buraya geldik.

BAYRAMLAR SAKİN GEÇER BİZDE
Kızınızdan sonra sizin için bayramların anlamı değişti mi?
- Biz iki kişilik bir aileyiz... Zaman zaman arkadaş ve dostlarımızla da vakit geçiririz, ama genellikle bayramlar sakin geçer bizde...
Hiçbir zaman kalabalık aile olmadınız galiba... Peki kalabalık bir aile özleminiz var mı?
- Evet, kalabalık bir aile değildik biz, öyle olsun çok isterdim... Annem, babam, teyzelerim, amcam, uzak akrabalar falan vardı ancak biz daha çok kendi içimizde yaşardık galiba. Öyle kalabalık yemekler, baklavalar, börekler hatırlamıyorum hiç... Birkaç kısa ziyaret o kadar...
Size bugüne kadar en çok bayram harçlığını kim verdi?
- Bana yüksek bir bayram harçlığı verildiğini hiç hatılamıyorum... Dedim ya mendillerle uyutuyorlardı beni (gülüyor)... Para o zaman bu kadar değer verilen bir şey değildi sanırım...
Bayramı sahnede mi yoksa ailenizle mi geçirmeyi tercih edersiniz?
- Sahnede olmak benim yaşam biçimim... Dolayısıyla her iki türlü de mutlu olabilirim. Ama konser olduğunda açıkçası kendimi daha aktif hissediyorum. Hem iş hem tatil gibi geliyor bana.

ANNEM BENİ YILLARDIR TANIMIYORDU
Bu anneniz olmadan geçireceğiniz ilk bayram... Neler hissediyorsunuz?
- Annemi ben çok önceden kaybettim aslında... İletişim kuramayalı yıllar olmuştu. Alzheimer çok acımasız bir hastalık. Yıllardır beni tanımıyordu, kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyordu.
Ne zamandır hastaydı?
- 13 sene... 13 senedir yanımdaydı, onu öyle görmek beni perişan ediyordu. Bebek gibi büyük bir özen ve titizlikte bakıldı. Ama son iki yıldır iyice kötüydü artık. Bu kadar yaşatabildim onu. Bir gece kalbi durdu. 97 yaşındaydı. Huzura kavuştu anneciğim.
Allah rahmet eylesin... Babanız ve bayram? Bir bayram ritüeliniz var mıydı?
- Ben 11 yaşımdayken babam öldü. Annem daha doyamadan kaybettiği kocasının mezarına bayramın birinci günü hiç aksatmadan ziyarete giderdi, tabii ben de onunla birlikte... Büyüdüm, kocaman kadın oldum, bu defa da ben annemi babama götürmeye başladım. En büyük bayram ritüelimiz buydu. İlk gün önce mezarlık ziyareti yapılır, sonra da annemin evinde baş başa bayram yemeği yenirdi. Ne yazık ki bunlar yıllar öncesinde kaldı. Şimdi kızımla, bazen de Latif’in ailesiyle (annesi, ablası) birlikte geçiriyoruz bayramları...

O MU, BU MU?
Ramazan bayramı mı, kurban bayramı mı?
- Ramazan bayramını tercih ederim.
El öpmek mi, el öptürmek mi?
- Her ikisi de olmasın lütfen...
Akide şekeri mi, badem şekeri mi?
- Badem şekerine bayılırım...
Şeker toplamak mı, şeker dağıtmak mı?
- Çocukları mutlu ettiği için şeker dağıtmak...
Bayram harçlığı vermek mi, yoksa almak m?
- Vermek...
Bayramda şehirde kalmak mı, şehir dışına çıkmak mı?
- Şehir dışına çıkmak...
Bayram tatili mi, sömestr tatili mi?
- Her ikisi de...
Bayram için alınan yeni kıyafetler mi, yoksa eskileri giymek mi?
- Yeni giymek...
Evde yemek mi, lokantaya gitmek mi?
- Her ikisi de...
Yaprak sarması mı, baklava mı?
- Yaprak sarma...
Çekirdek aile mi, geniş aile mi?
- Geniş aile...
Limon kolonyası mı, lavanta kolonyası mı?
- Lavanta...