Güncelleme Tarihi:
“Mahşer-i Cümbüş” uzun bir aradan sonra yeniden televizyon izleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Burak Satıbol: Çok heyecanlıyız tabii... Yılbaşı gecesi Star ekranlarında izleyiciyle buluşacağız. Konuklarımız ise Ahmet Kural ile Murat Cemcir olacak. O akşam ekran başındakilerin evlerine kestane yemeye ve mandalina soymaya geliyoruz yani... Bir maniniz yoksa oturmaya geleceğiz (gülüyor).
- Yiğit Ar: Evet, tam beş senenin sonunda ekranlardayız. Tekrar televizyonda bir şeyler yapmak bizi heyecanlandırıyor. Stüdyomuz ve kostümlerimiz de şahane, gereksiz tevazu olmasın (gülüyor).
- Dilek Çelebi: Uzun süredir ekranlarda yoktuk. Yeniden start almayı bekleyen ise sadece biz değildik, seyirci de bunu çok istiyordu. Bunca sene sağda solda, sokakda yolda her yerde “Ne zaman başlıyorsunuz tekrar?” diye sorup durdular. O gün işte bugünmüş.
- Özlem Türay: Ne diyeyim, ben de arkadaşlarıma katılıyorum. Kısa süreliğine alt komşuya indik, şimdi geldik. Heyecanlıyız, mutluyuz.
BİZİMKİLER SKEÇ DEĞİL TAMAMEN DOĞAÇLAMA OYUN
Eski konseptle, skeçlerle mi yola devam edeceksiniz, yoksa formatta yenilikler yapıldı mı?
- Ayhan Taş: Biz skeç demiyoruz, çünkü bizimki oyun. Skeç yazılı bir oyun oluyor. Biz doğaçlama tiyatro ekolünü yaratıyoruz. Seyircinin oyunu belirlediği, çıkıp oynadığı interaktif ve eğlenceli bir program.
- Burak Satıbol: Herhangi bir yazılı metin yok, tamamen doğaçlama... O akşam orada ne olacağını oyuncular da dahil kimse bilmiyor. Belli hikayeler var ama sonunun nereye gideceğini biz de bilmiyoruz, işin heyecanlı tarafı da bu zaten... Her programda başka sürprizler göreceğiz.
- Yiğit Ar: Hikayeler de o an çıkıyor. Seyirciye soruluyor. Mesela “Ekmek” dendi, ekmekle ilgili oyun üretiliyor. Sonra seyirciye soruluyor “Bunlardan en çok hangisini beğendiğiniz?” diye.
- Dilek Çelebi: Yazılı çizili olmayan bir şeyden bahsediyoruz ama doğaçlama yapmanın da bir kuralı var tabii... Sahneye girdiğinde sen kimsin, ne yapıyorsun, neredesin, bir oyuncu olarak bunu belirtmen lazım.
- Özlem Türay: 14 senedir birlikte çalıştığımız için aynı ekolden geliyoruz. Hepimiz Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunuyuz. Altlı üstlü sınıflarda okuyorduk. Birbirimizi bu kadar iyi tanımamız sahnede işimizi çok kolaylaştırıyor.
KİMSEYE RAKİP DEĞİLİZ
Her bölüm farklı konuklar mı ağırlayacaksınız programda?
- Burak Satıbol: Evet, ünlü konuklarımız olacak.
“Güldür Güldür”e rakip mi geliyorsunuz?
- Ayhan Ataş: Levent Kırca, Oya Başar, Yasemin Yalçın gibi komediyi yıllar önce televizyona taşıyan ustalar var. Onlar da bu mantıkla ilerliyorlardı. Türkiye, model doğaçlama tiyatroyla bundan 14 sene önce yine Mahşer-i Cümbüş aracılığıyla tanıdı. Rakip meselesine gelince... Yooo, rakip falan değiliz. O düşünceyle yola çıkmıyoruz. Keşke daha da çoğalsa bu tarz işler hatta... Zihinsel faaliyetlerimiz biraz daha yoğunlaşır.
- Burak Satıbol: Komedi programlarının arasındaki temel fark şu; bizim yazılı bir metnimiz yok. Tamamen doğaçlama yapıyoruz.
En zoru bu değil mi?
- Burak Satıbol: Yani... Ama eminim skeç yazıp oynamanın zorlukları da vardır.