Güncelleme Tarihi:
Bu, dayanamayıp yazdığım üçüncü Nihat Doğan yazısı. Uzak kalayım, takip etmeyeyim, lüzumsuz yere sinirim hoplamasın diyorum. Çünkü sadece sinirlenmiyorum, canımı da yakıyor Nihat Doğan. Ama olmuyor. Dönüp dönüp tekrar önümüze geliyor. Bence anlamıyor. Yaptığının farkında değil, ondan susmuyor, çekilmiyor.
Özgecan’ın (Aslan) ana-babası...
Zaten bütün toplumdaki en uç acıyı yaşamışlar: Evlat acısı.
Üstelik cinayetle. Eziyetli cinayet. İçinde işkence, tecavüz var.
Herkesten o kadar uzaktalar ki ne onlar anlatabilir...
Ne de anlatsalar, kimse anlar...
Yarı mecnun geziniyorlar.
Nihat Doğan’la hiçbir alakaları, tanışıklıkları falan yok ha...
Durduk yere, öldürülen kızları hakkında korkunç bir tweet atarak sosyal medyadan girdi hayatlarına.
Ocaklarına ateş
düşmüş insanları bir kez daha dağladı.
Yine çıkmadı hayatlarından, bu kez de “Barışacağım” diye tutturdu.
Özgecan’ın babasının son birkaç gündür söylediklerine göre defalarca taciz etti aileyi.
Annesini de alıp gitmişti, sonunda kabul ettiler, görüştüler.
Yüce gönüllü insanlarmış, olay kapandı gitti.
Ama diyorum ya bitmiyor, bir çeşit kâbus gibi.
Aradan iki sene geçti, Nihat Doğan yine buldu aileyi.
O barışma görüşmesinde bir fotoğraf çektirmişti.
Bu kez de sosyal medyadan o fotoğrafı servis etti.
Kendince verdiği kavgasında tuhaf fikirler ve hatta küfürler eşliğinde.
Baba isyan etti.
Nihat Doğan’ın ne nezaketlerini kullandığı kaldı, ne karaktersizliği...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR