Güncelleme Tarihi:
Ömür Gedik: O kadar yılını birlikte geçirdiğin insana ayrılık sonrasında da yardım eli uzatmak kadar doğal bir şey olamaz. Ayrıca Emre Altuğ da Çağla Şıkel kadar yoğun çalışıyor, görüyorum sürekli konserlerde. Yani ekonomik sıkıntı haberleri de doğru olmasa gerek.
Onur Baştürk: Eski eşler birbirine yardım etmek zorunda mı? Zor bir soru. Aralarındaki bağın niteliğine bağlı. Kimisi kopartır o bağı. Kimisi de hâlâ görüşmeye devam eder arkadaş gibi. Buradaki durum tam olarak ne, bilmiyoruz. Ama bitmeyen bir ekonomik sıkıntı varsa kadın tarafı bundan sıkılmış da olabilir.
Cengiz Semercioğlu: Çağla neden Emre’ye yardım ediyormuş? Çağla’ya piyango çıktı da haberimiz mi yok? Kadın emeğiyle para kazanıyor, iki çocuğunu yetiştiriyor, bir de eski kocasına para mı verecek? Adam gitsin limon satsın, parasını kazansın. Kaldı ki Emre böyle bir adam değil, hem çocuklarına hem Çağla’ya düşkün.
Cengiz Semercioğlu: Moda dünyasının Adriana Lima’dan vazgeçeceğini düşünmem. Bu ilişki çok da güzel gidiyor. Evlilik neden olmasın? Kadınlar için projelerde yer almasında eminim Metin Hara’nın da etkisi olmuştur ve Türkiye’de bu alanda çalışacak çok konu var.
Onur Baştürk: Evet, galiba öyle olacak. Adriana Lima Türkiye’ye daha sık gelip gidecek ve “İstanbullu Gelin”de filan oynayacak! Şaka bir yana Victoria’s Secret dışındaki işlerine devam eder kadın, neden gelsin ki buralara?
Ömür Gedik: Adriana ile Metin evlensinler bir an önce. Adriana, Türkiye adına hem ulusal hem de uluslararası alanda kadın, çocuk ya da hayvan hakları konularında öncülerden biri olsun. Ben Haçiko Derneği Başkanı olarak kendisiyle çalışmayı çok isterim.
Seyircinin buna takıldığı yok
Müzik dünyasında playback tartışması alevlendi. Linet “playback yapan sanatçılar haram para kazanıyor” derken Işın Karaca isim verdi; “Playback yapmak kolaya kaçmaktır. Bu işin piri de Demet Akalın’dır.” dedi. Konsey bu tartışmayı yorumladı.
Onur Baştürk: Doğru, konser demek playback yapmak demek değildir. Ama bazı şarkıcılar konserini şov üzerine kurar. Ve şov esnasında ‘half playback’e başvurabilir. Yani yarı yarıya canlı söyleme durumu. Ama tamamen playback üzerine kurulu olmaz konser. O zaman konserin anlamı yok. Ama bizde seyircinin de buna pek takıldığı yok. Özellikle bar performanslarında, plaj konserlerinde. Tek dert eğlenmek olduğu için buna takılan olmuyor. Alan razı veren razı durumu.
Cengiz Semercioğlu:Linet’in çıkışını doğru buldum. Açıkçası ben bir konsere, partiye, eğlenceye gidiyorsam ve sanatçı playback söylüyorsa kendimi kandırılmış hissediyorum.
Söylüyormuş gibi yapmak sanatçının kendisine, mesleğine saygısızlık. Ben playback işini bir tek TV stüdyolarında anlayışla karşılarım başka bir yerde değil...
Ömür Gedik: Playback için haram demek biraz ağır olmuş bence. Sonuçta yılların emeğinin altyapıyla birlikte olsa da sahneye aktarılması var. Şarkısı olmayan, tutmayan birine playback de yaptırmazlar.
Demet Akalın işine emek harcamasa, şarkıları tutmasa sahneye çıkabilir mi!
Orkestrayla sahneye çıkmak ve canlı söylemek tabii ki olması gereken ve beklenen.
Ama her yere orkestrayla gidilmiyor, gece kulüpleri orkestrayı zaten istemiyor, onun yerine şarkıcı, bir DJ ve dansçıları tercih ediyor. Yani playback yapanlar da kolay kaçmak için değil bazen zorunluluktan bunu tercih ediyorlar.
Demet, irem’i kendi gibi olduğu için sevmiyor
Demet Akalın’ın “İrem Derici’yi sevmiyorum, çünkü saygısız” çıkışına karşılık Derici “Bak tatlı kadın... Annemden, babamdan güzel öğrendim ben saygıyı. Sarma bana. Ve seni seviyorum Demet” dedi. İkili arasındaki tartışmayı yorumlayalım.
Ömür Gedik: Aynı sektörde diye herkes herkesi sevmek zorunda değil.
Demet aslında İrem’e cevap vermesi için güzel bir pas vermiş ama pas İrem’de kalmış gibi duruyor.
Buradan yeni ve sağlam bir polemik, atışma doğardı belki ama İrem’in sakin cevabı buna izin vermedi.
Onur Baştürk: Demet, İrem’i neye göre saygısız olarak nitelemiş belli değil.
Ona mı saygısızlık yapmış yoksa İrem’in genel tarzını tavrını mı saygısız buluyor, anlayamadım.
Eğer genel tarzını öyle buluyorsa bundan Demet’e ne? İlgilendirmez ki onu.
Cengiz Semercioğlu: Akalın ne kadar langur lungursa, Derici de o kadar langur lungur. Doğallıkla kaba olmak sınırları çok ince.
Demet kendi gibi biri olduğu için sevmiyordur İrem’i. Bunu da açık açık söylemiş.
Ama mesleki bir saygısızlık görmedim ben İrem’de bugüne kadar.
Demet’in kastettiği İrem’in argo ve küfürbaz olması galiba...
Uzlaşma olmaz
Sıla ve Ahmet Kural’ın dosyası Uzlaştırma Bürosu’na gönderildi. Sıla ve Ahmet’e uzlaşmak isteyip istemedikleri sorulacak. Sizce böyle bir uzlaşma olabilir mi?
Onur Baştürk: Olmaz. Sıla’nın uzlaşmak isteyeceğini sanmıyorum. Ama bu tür olaylarda bu işlem normal. Dava açılabilmesi için önce bu yapılıyor sonra dava açılıyor.
Ömür Gedik: Ben iyi niyetle yaklaşıldıktan sonra dönülmez noktada olmayan her sorunun çözülebileceğine inanmak istiyorum.
Karşılıklı hatalar masaya yatırılır, çözüm için belli bir süreçte yapılması gerekenler yapılırsa uzlaşma neden olmasın.
Cengiz Semercioğlu: Bir uzlaşma çıkmasına ihtimal vermiyorum. Ahmet Kural kadın döven bir adam olarak anılmak istemediği için mahkemede bunun kanıtlanmasını isteyecek. Sıla ise iddia ettiği şiddeti gördüğünü ispatlamaya çalışacak.
Bunu konuşmamız utanç verici
Ziynet Sali, Sıla-Ahmet Kural kavgasının sebebi olduğu şeklindeki dedikodulardan sonra sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: “Tüm iddialar yalandır” Sıla, Ziynet Sali ve Ahmet Kural üçgeninde yaşananları değerlendirelim.
Cengiz Semercioğlu: Kadın şiddetini bir kenara bırakıp, olayın yatak odası boyutunu konuşuyor olmamız utanç verici.
Velev ki doğru olsun, Ziynet Sali ya da başkası... Bu cinsel yönelimlerin hiçbiri bir insanın şiddet görmesini gerektirmez. Ahmet Kural’ın uyguladığı şiddetin bir benzerini şimdi yatak odasını tartışanlar yapıyor.
Onur Baştürk:Şiddet olayına skandal bir gerekçe bulmak adına ortaya atılmış iddialardan biriydi bu.
Amaç insanların bu konuda konuşmasını sağlamak. Böylece esas olay unutulacaktı.
Ama ters teptiğini düşünüyorum...
Ziynet Sali de bu olaya malzeme yapılmasına doğal olarak karşı çıktı ve açıklama yaptı.
Ömür Gedik: Bir deli bir kuyuya taş atıyor bin kişi çıkaramıyor. Ziynet bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı demek ki. Umarım adı bir daha bu olaylarla anılmaz.
Çocukluğumuzun travması
Hande Ataizi’nin bitlendik açıklamasına ne diyorsunuz? “Benden mi oğluma geçti yoksa ondan mı bilmiyorum” diyen Ataizi neyin kafasını yaşıyor?
Cengiz Semercioğlu: Leon yaşında çocuğu olanlar bitlenme olayının ne kadar sıradan bir mesele olduğunu bilirler. Bu Hande’nin hijyen olmadığını göstermez bize. Okuldan çocuklar eve taşıyabilir biti. Hande de buna sıradan bir olay gibi yaklaşmış. ‘Bitlenmek’ bizim çocukluğumuzun travmasıydı, şimdilerde iki şampuanla geçiyor...
Onur Baştürk: Bence samimi bir açıklama olmuş. Okuldan filan geçmiş olabilir Leon’a. Ondan da Hande’ye.
Ömürk Gedik: Okuyunca bir kaşıntı gelmedi değil tabii ama ben çok doğal buldum Hande’nin açıklamasını. Grip olduk diyoruz da bitlendik deyince neden tuhaf karşılanıyor!