Güncelleme Tarihi:
SEVDİKLERİMİN HUZURU İÇİN
Neden sustun? Neden üzülmedin? Yine bir hesap sorma, şimdi de sosyal medya mahalle baskısı. İşte tam da bu hesap sormalar yüzünden bıraktım sosyal medya kullanmayı. Hiç biriniz galeyana gelmemişken, çoğunuzun umurunda değilken halkın içinden insanların birbirini yakmasına dayanamayıp "Bu altı üstü seçim, insan hayatından önemli mi? Artık kimseyi hedef göstermeyin n'olur....." diye bir yalvarış çağrısı yapmıştım, siyasi liderlerin giderek sertleşen üslübunun halk üzerindeki tahrip edici etkisini hissederek. Mumya gibi sarılmış, hayati risk taşıyan, 5 çocuk babası o şöförü televizyonda izlediğim gece uyuyamadım.... Siz uyuyordunuz... Ve o gün yazdıklarım yaşandı, öngörüp engel olmaya gücümün yetememesi çok acı. Mesajın altında kavga çıktı, benim yüzümden kavga etmesinler diye mesajı kaldırdım. Bu yüzden kaldırdığımı yazdım, kavga orada da devam edince onu da kaldırdım. Korktu morktu dediler desinler çok mühim değil. Benim teröristleşme meselem bundan ibaret.
Sivil protesto hakkını kullanan her insan siyasi dilde zaten teröristti Gezi Olayları'ndan beri o yüzden çok ciddiye almadım. Yakılan bir Hdp Minibüsü Şöförü'ydü, benim her hangi bir paylaşımımda parti adı bir tek bu sebeple geçti; mağdur bir adamcağızı tanımlarken yaptığı işi söylemiştim. Hangi partiye oy verdiğimi hiç açıklamadım, her hangi bir parti propagandası yapmadım, benim işim değil siyaset. Ama şahsi siyasetimi tabi ki gözeteceğim; düşünecek, tartışacak, hakkımı arayacak,benim yerime alınan kararları gerektiğinde eleştireceğim. Bugün "işini yapamasın vatan haini" dediğiniz ben, en çok vergi veren ünlü kadın diye haber olduğumda vatansever madalyası hediye etmemiştiniz şüphesiz ama o vergi bir çocuğun okul sırasının yapımına mı gidiyor yoksa sefa sürmek için mi kullanılıyor takip etmek benim en doğal hakkım. Bu yüzden oyumu kullandım. Daha çok partili bir meclis, tekelleşmemiş bir siyaset sonucuna demokrasi adına sevindim.
Kopenhag'da çekip paylaştığım bebeklerini üzerinde taşıyan anne kuğu resmine "üçlü koalisyon diyor hain!" yazıp küfür eden insanlarla dalga geçtim bir süre ama anladım ki seçim öncesi, sonrası kargaşası bitene kadar sosyal medyanın tadı kaçtı. Instagram'ı, güzel fotoğraf paylaşmak için kullanan esas sahipleri yeniden devralana kadar kullanmama kararı aldım, bu konuda bir basın toplantısı yapmam gerekeceğini de hiç düşünmemiştim. Ben bu süreçte hiç Twitter kullanmadım sizi açıklamalarıyla öfkeye boğan sahte hesaplardı. Bazıları dava edildi, bazıları şikayet edildi, bazı yorumlar ayıklandı ama bitirmek mümkün değil. İşte bu noktada birini infaz etmeden önce gerçek mi acaba diye bakmak herkesin kendi sorumluluğu. Sadece bu Instagram hesabıdır benim kullandığım mecra, buna paralel olarak yanında mavi tik işareti olan resmi Twitter hesabım, ve resmi Facebook hesabım buradaki paylaşımları kopyalar.
Aklını, vicdanının süzgecini kullanabilen insanlar her şeyin farkında. Hepsine çok çok teşekkür ederim. Bir de kendine hükmedemeyenler var onlar Bihter'i protesto edecek kadar sürrealleşti, bir süre sonra kendileri de gülecek eminim. Biz duygusal insanlarız taşkınlık genetiğimizde var ve biraz gaza getirilince sosyal medyanın da bokunu çıkardık. Biz kahkaha atarken altına kaçıran, ağlarken kendini yerlere atan; çok sıcağa çok soğuğa dayanan; şerbeti de pul biberi de afiyetle yiyen; sadece Allah'ın referansı var diye hiç tanımadığı insanı evinde günlerce ağırlayabilen; terli bir omuza dayanıp saatlerce coşkuyla halay çeken, Eurovision'u, milli maçı ölüm kalım mücadelesine dönüştüren, gerekirse yer yatağında 7 kişi mışıl mışıl uyuyabilen, hem başta hem sonda birbirini muhakkak iki yanağından öpüp sarılan; komşusuna evini, çiçeğini, çocuğunu emanet eden; her yola çıkana su döküp arkasından dua eden insanlarız biz.
Şehitlere sosyal medya üzerinden başsağlığı dilemedim diye ailemin kadınlarıyla çekilmiş bir fotoğrafımın altındaki anneler günü yazıma yorum olarak "sen de evlat acısı çek p..çin için" yazan insanların ülkemin insanları olduğuna inanmak istemiyorum. Olsa olsa maaşa bağlanmış işi çirkeflik yapmak olan trollerdir diyorum. Kültürümüzün önemli öğretilerindendir: bedduanın insanın kendine döneceği!
Biz kurmayız öyle cümleler insanların evladı için. Düğünlerde her yöreden ne müzik çalsa eşlik ederiz biz, mezelerimiz çizer bizim kimlik haritamızı. Kültürler mozaiği, medeniyetler beşiği deyip deyip bu ülkeye sahip olmakla gurur duyarız biz. Deprem bölgesiyiz, taşlar bazen hareket edecek şüphesiz ama biz sahip çıktıkça o mozaik bütün kalacak. Biz sevmeyi, güvenmeyi biliriz. Tek yürek olduk demeyi, tarih yazdık maşetli gazetemizi elimize almayı pek severiz. Altı ay önce yoktu şu an içinizde biriken nefretin zerresi bile. Biraz durup düşünmek, derin bir nefes almak lazım. Terörü lanetlerken, şahsi terör eylemlerimizi yaratmamak lazım.
Psikolojik terör de bir terörize etme biçimidir. Herkes düşünerek konuşmalı, yazmalı, sorumluluk sahibi davranmalı artık. Biraz sakinleşmezsek bireylerin ve toplumun iç huzurunu yeniden kurması onlarca yıl alacak. Siyasiler değişebilir ama insanımızın ruhu değişmemeli.
Masum şehitlerimizi malzeme yapan leş kargalarına uymayın, içinizi öfke doldurmayın. Şehitler için edilecek bir duanız sosyal medyada bana ya da bir gazeteciye yazacağınız bir küfürden daha çok işe yarar. Hem de biraz olsun içiniz ferahlar.
Sevgiyle...