Güncelleme Tarihi:
◊ Oyunculuğa nasıl başladınız?
- Oyunculuk, çocukluk yaşlarımda başlayan en büyük tutkumdu. Cambridge Görsel ve Sahne Sanatları Okulu’nda oyunculuk eğitimi aldım. Sınavlara hazırlanmamda çok saygı duyduğum usta oyuncu İpek Bilgin bana destek oldu. Okurken ilk İngilizce senaryomu yazıp oynadım ve benim için inanılmaz bir deneyimdi. Royal Academy of Dramatic Arts’ın düzenlediği Shakespeare Ödülleri’nde sahnelediğim oyunla “Bronze ödülü”nü kazandım.
◊ “Aşkın Tarifi” dizisindeki canlandırdığınız Asuman karakterini nasıl tanımlarsınız?
- Asuman düğün gününde evleneceği Fırat’ı terk ettiği ve sonrasında da ona geri dönmek istediği için izleyici tarafından eleştirilen bir kadın karakter oldu. Oyunculukta her zaman karakterimizin haklı olduğunu düşünmemiz gerekiyor. Asuman saf, duygusal ve geleceğiyle ilgili kararlarında yanlış yapmamak için hayatında emin adımlarla yürümek isteyen, temkinli genç bir kadın.
Evliliğe adım atmadan önce doğru bir adamla evleniyor muyum sorusuna cevap aramak için Doktor Aşk’a gidiyor. Doktor Aşk ise kendi programına reyting sağlamak için aklını çeliyor ve Fırat’ın ona doğru bir eş olmadığına ikna ediyor. Asuman içinde yaşadığı çok doğal bir ikilemin kurbanı oluyor. Gerçek hayatta da evleneceğimiz kişiyi evlenmeden önce “acaba doğru kişi mi” diye ailemize tanıtırız. Asuman’ın ailesinin dışında profesyonel bir danışmana gitmesiyle dizinin tüm hikayesi başlıyor.
DÜNYA AŞK ÜZERİNE YARATILMIŞ
◊ Sizce aşkın tarifi nedir?
- Tüm dünyanın aşk üzerine yaratılmış olduğunu düşünüyorum. Aşk sadece romantik anlamda bir duygunun tarifi olmamalı. Bir bebeğin doğduğu andan itibaren annesine yaşattığı duygu, bir insanın kedisine veya çiçeğine karşı beslediği büyülü, bağımsız ve çıkarsız en güzel teslimiyet...
◊ Kendinizden sizi merak eden okuyucularımıza biraz bahseder misiniz?
- 23 yaşındayım, enerjimin hayata ve işime olan tutkumdan geldiğine inanıyorum. Yengeç burcu olmamdan dolayı duygusal bir yapım var fakat her zaman kendime “Yol uzun, seni üzen konunun üstünden atla geç” derim çünkü geleceğe karşı heyecanlı ve konsantreyim. Başarılı olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Bu anlamda çalışkan ve disiplinliyimdir. Hep el üstünde tutulan, çok güzel bir çocukluk yaşadım ve özellikle annem tarafından her zaman kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın olma konusunda desteklendim. Hayata karşı ne istediğimi biliyorum ve kendimi iyi tanıyorum.
ŞARKI SÖYLEMEYİ ÇOK SEVİYORUM
◊ Sanatın farklı dallarıyla da ilgilisiniz. Bu alanda neler yapıyorsunuz?
- Çocukluğumdan beri resim yapmaya büyük ilgi duyuyorum. Evimde yaptığım ve yakın çevreme hediye ettiğim tuvallerim çok fazla. Bunun dışında şarkı söylemeyi çok seviyorum. Soprano bir sese sahibim. Eğer şarkı söylerken yaşadığım utangaçlığı yenebilirsem ileride bir müzikal sahnesinde sesimi seyircilerin beğenisine sunmayı çok isterim.
◊ Oyunculuğun güzel yanları ve zorlukları nedir?
- Çok renkli ve nüanslı yanları var. Bir karakteri alıyorsunuz, içinizde besliyorsunuz, büyütüyorsunuz ve sürekli farklı duygulardasınız. Bunun dışında setlerin saatlerce sürmesi, repliklerinize çalışmanız ve sahneye çıkmanız tabii ki yorucu fakat mesleğimi o kadar çok seviyorum ki benim için en güzel yanı, eğlenceli ve insanı büyüten bir yolculuk olması.
◊ Sosyal medya ile aranız nasıl?
- Çok aktif bir kullanıcı değilim ama sevenlerimin bana oradan ulaşıp güzel yorumlar yapması hoşuma gidiyor. Pandemi döneminde ailelere faydalı olabilmek adına akşamları çok sık canlı yayınlar yaptım. SMA hastalığı yaşayan bebeklerimiz için yardım topladık. Yaşam koçum Funda Bilgili ile insanların evde kalma sürecinde kendilerini iyi hissetmeleri için çok güzel konulara değindik.
POPÜLER OLMA DERDİM YOK
◊ Kariyerinizle ilgili beklentileriniz nelerdir?
- Oyunculukta çok popüler olma gibi bir derdim yok. Kalıcı olan, iz bırakan, sınırlarımı zorlayan karakterlere hayat verip insanların kalbine dokunan bir oyuncu olmak istiyorum. Kariyerimde dizi ve sinema dışında da çok arzu ettiğim tiyatro sahnesinde de yer almayı istiyorum.