Beni sert mizaçlı biri sanıyorlar

Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?

- Bir insanın kendini anlatması oldukça zor. Bende de durum çok farklı değil açıkçası. Ama kısaca şunları söyleyebilirim; 1984-Diyarbakır doğumluyum. 7 kardeşin en küçüğüyüm. Aile benim hayatımda çok önemli bir yere sahip. Sanırım bu durum çok kardeş olmamızdan kaynaklanıyor. Gerçek ve köklü arkadaşlıklara çok önem veren biri olduğumu da söyleyebilirim. Oyunculuk dışında elimden geldiğince müzikle haşır neşir olmaya çalışıyorum. Hayvanları, doğayı, sanatı ve kitapları çok seviyorum.

 Bugüne kadar birçok projede yer aldınız. Oyunculuk, hayat adına neler öğretti size?

- Bir karakteri inşa etme sürecinde hem aklımızı hem de duygularımızı kullanmamız gerekir. Bunu yaparken en önemli şey dengedir. O nedenle hayattaki en önemli unsurlardan birinin denge olduğunu öğretti öncelikle... Ayrıca empati kurma özelliğimi geliştirdim.

 Bugünkü Ferit Kaya olmanızda rol oynayan en önemli kişiler ve olaylar kimler, neler?

- Hayatıma şekil veren en önemli olay, 2002 yılında lise eğitimimi bitirdikten sonra büyük bir cesaretle Diyarbakır’dan İstanbul’a gelerek Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı sınavlarına girmem ve sınavı kazanmamdı. 2007’de Biket İlhan’ın yönetmenliğini yaptığı “Mavi Gözlü Dev” filmi ve oradaki performansımla aldığım iki ödülle kariyerim şekillenmeye başladı. Ailem bütün süreçlerde en büyük destekçimdi.

OZAN KÖTÜ TARAFTAN YAVAŞ YAVAŞ SIYRILIYOR

Hepimizin hayatında irili ufaklı dönüm noktaları oluyor. Hayatınızın en önemli dönüm noktası ne?

- Az önce dediğim gibi en büyük dönüm noktası konservatuvar sınavını kazanmam kesinlikle...

Ekrana “Adı Efsane” ile dönüş yaptınız. Senaryoyu ilk elinize aldığınızda, Ozan rolüne “evet” dedirten ne oldu?

- Ozan son derece renkli ve oyuncuya birçok alan sağlayan türden bir karakter. Beni en çok etkileyen de bu oldu.

Ozan çok da tekin olmayan bir karakter. Peki onun içindeki iyi adam hakkında ne düşünüyorsunuz, ne zaman ortaya çıkacak?

- Ozan’ın tekinsizliği bilinçli bir tercih değil. Hayatın ona sunduklarıyla şekillenen biri. İçinde iyi adam hep var, zaman zaman görüyoruz bunu. Son bölümde mahallesindeki kadınları korumak için kendi hayatını tehlikeye attı mesela. Bu davranış, kötü ya da tekin olma yan taraftan yavaş yavaş sıyrıldığını gösteriyor bana kalırsa.

İzleyicilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

- Genellikle oynadığım karakterlerden dolayı sert bir mizaçla karşılaşacaklarını düşünüyorlar. Öyle olmadığını görünce de şaşırıyorlar.
En çok karşılaştığım tepki bu oldu bugüne kadar.

Son olarak “Adı Efsane” izleyicilerine ne söylemek istersiniz?

- Onlara güzel bir hikaye izletmek için gece gündüz çalışıyoruz, elimizden gelenin en iyisini yapmak için çabalıyoruz.
Umarım tüm izleyicilerimizin beklentilerini karşılıyoruzdur. Bizi izleyerek yaptığımız işi daha da değerli kıldıkları için hepsine çok teşekkür ederim.

YENi SiNEMA FiLMi YOLDA

Sizi genelde kötü adam rollerinde izliyoruz. Bu sizin özellikle tercih ettiğiniz bir durum mu?

- Bir karakteri okurken, oynarken ya da hayal ederken iyi, kötü gibi kalıplara sokmamaya çalışıyorum. Eğer karakteri seversem ve beni etkilerse oynamak istiyorum. Dizi projelerinde genellikle üçkağıtçı, karanlık karakterler oynadım. Fakat sinema filmlerinde, tiyatro oyunlarında ve bazı dizi projelerinde dürüst, saf, komik karakterler de canlandırdım. Dediğim gibi önemli olan projenin ve karakterin beni etkilemesi, bendeki karşılığı...

 Kötü adamı oynamak, oyuncu için avantaj mı yoksa dezavantaj mı?

- Bunu avantaj ya da dezavantaj olarak okumuyorum açıkçası. Az önce dediğim gibi karakterin beni etkilemesi her şeyden önemli. Kötülüğe yatkın karakterler daha renkli oluyor, oyuncuya daha geniş alanlar bırakıyor. Avantaj anlamında bir tek bunu söyleyebilirim.

 Dizi dışında projeleriniz var mı?

- Ali Atay’ın yazıp yönettiği “Ölümlü Dünya” adlı sinema filminde Arif karakterini canlandıracağım.