Güncelleme Tarihi:
◊ “Babaların Babası”ndan başlayalım. Bu filmle ilgili neler söylemek istersiniz?
- Seyircinin sinema salonlarından mutlu ayrılacağı bir film. Biz çekerken çok eğlendik. Hatta bazen gülme krizine girip seti durduruyordum.
◊ Filmde seni nasıl bir karakterde izleyeceğiz?
- İnci adında balerin bir kız. Ama mafya kızı, haliyle de fazlasıyla erkeksi. Sevgilisi de balet ama çocuk çıtkırıldım. Onu dayaktan kurtarmak İnci’ye düşüyor, o derece.
◊ Gerçek hayatta böyle bir erkeğe tahammül eder misin?
- Bulgar ve Arnavut göçmeni bir erkek arkadaşım var. Arnavut damarı adamla, Laz kız ilişkisi yani... Pısırık değil. Biz öncelikle iyi arkadaşız, iki meslektaşız. Birlikte ders çalıştığım, film izlediğim, workshop’ları takip ettiğim, sevdiğimden devamlı bir şeyler öğrendiğim bir ilişkideyim.
◊ Filme dönersek... İnci’nin özel bir eğitim almanı gerektirecek meziyetleri var mıydı?
- Kız dans ediyor ama onun için ders almam gerekmedi. Geçmişte zaten dansçıydım. Anadolu Ateşi’nde dans ettim yıllarca. Aynı şekilde at binme sahneleri de zorlamadı çünkü at biniyordum zamanında. Ama dövüş sahneleri için kick boks dersi almam gerekti. Bir de silah atışlarını öğrendim. Silah kullanmayı bilsem de işin estetik kısmı için çok mermi harcadım.
ABLAMI TACİZ EDEN ADAMI ELİMDEN ZOR ALDILAR
◊ Silah kullanmayı nereden biliyordun?
- Ben Laz kızıyım. Silah tutmayı, kullanmayı öğrenmeyen Laz kızı olamaz ki.
◊ Adam dövdüğün bir sahne varmış filmde, doğru mu?
- Doğru. Erkek arkadaşım pısırık olduğu için ondan haraç isteyen adamlar saldırdığında ben devreye girdim. Çok güzel adam dövdüm! Dublör kullanmadım ama ağzımın payını aldım. Ayağım çatladı (gülüyor).
◊ Daha önce hiç şiddete başvurduğun olmuş muydu?
- Evet, ablamı taciz eden adamı dövdüm.
◊ Nasıl oldu bu olay?
- Erzurum’daydık ablamla. Yolda yürürken adamın biri ablama musallat oldu. Saldırdım. Bana ve ablama bir şey olmadı ama adamı elimden zor almışlar...
◊ “Mışlar” derken!
- Hatırlamıyorum ki, gözüm dönmüş! Sapık bir memlekette yaşıyoruz. Türkiye’deki hemen hemen her kadın sözlü ya da fiziksel tacize uğramıştır. İsterim ki erkekleri toplayıp cinsellik dersi versinler.
İSTANBUL’A İLAÇ MÜMESSİLİ OLARAK GELMİŞTİM
◊ İstanbul maceran nasıl başlamıştı?
- Ben ilaç mümessili olarak geldim İstanbul’a.
◊ Oyunculuk serüveni nasıl başladı peki?
- Oyunculuk beni buldu. Anadolu Ateşi’nde dans ederken Meral (Okay) ablaya beni anlatmışlar. Ben çok şive, aksan yapıyordum ama bunun yetenek olduğunu bilmiyordum. “Sen kimsin” dedi. Bir şey yaptım diye korktum. Konuştuk. 6 saat sonra setteydim. “Eti sizin, kemiği benim” dedi beni “Bir Bulut Olsam” setine bıraktı. Sette çay taşıdım, kamera kurdum, bulaşık yıkadım, kuaföre yardım ettim. Döve döve oyuncu yaptılar beni. İyi ki de yaptılar.
◊ Pes edip ağlamadın mı hiç?
- Çoook... Her gün valizi elime alıp “Ben gideceğim” diye ağlıyordum. Bir gün Şükran (Ovalı) set bitimi beni yatakta görmüş, öldüm sanmış. Yorgunluktan ölü gibi uyumuşum çünkü (gülüyor).
ÇOCUKLUĞUMU ÖZLÜYORUM
◊ Son dönemlerde en çok özlediğin şey ne diye sorsam?
- Ben teyzeden salçalı ekmek isteyen, camın altında dikilip “Anne su sal aşağı” diye bağıran, o şekilde büyüyen bir sokak çocuğuydum. Cep telefonu yoktu, arkadaşlarla buluşma sinyali evden bir kere çaldırıp kapatmaktı. Doya doya yaşadım çocukluğumu. Artık o anılar tarih oldu.İşte tam olarak o ortamı, mahalle kültürünü özlüyorum.
◊ İleride anne olduğunda çocuğunu nasıl yetiştireceksin?
- Ahmet’in (Kayakesen) annesine ve kendi anneme verir, “Siz büyütün” derim (gülüyor). Allah ileride bana nasip ederse, çocuğum ailesiyle iç içe büyüsün isterim. Kendi çocukluğumu yaşatırım ona.