Poyraz Karayel son bölümün ardından yayınlanan fragmanda şoke eden sahne!

Poyraz Karayel yeni sezonun ilk bölümü ile bu akşam ekranlara geliyor. Dizinin yayınlanan yeni bölüm fragmanları izleyicilerin meraklı bekleyişini artırdı. Poyraz Karayel yeni sezon öncesinde yayınlanan fragmanlarda Poyraz'ın yaşıyor olma ihtimali izleyicileri heyecanlandıran en önemli gelişmelerden biri. Peki Poyraz Karayel yeni bölüm öncesi neler yaşandı? İşte dizinin fragmanları ve akılda kalan detaylar

Poyraz Karayel yeni sezon fragmanlarında en dikkat çeken detaylardan biri de Poyraz'ın ölüp, ölmediği. Dizinin başrol oyuncularından Musa Uzunlar yeni yayın dönemi öncesinde Poyraz Karayel dizisini değerlendirdi. İşte Poyraz Karayel'in yeni bölüm fragmanları ve Musa Uzunlar'ın verdiği röportaj

POYRAZ KARAYEL 63. BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?

Poyraz Karayel 63. Bölüm'de; Çınar ve Ayşegül hayatlarının en önemli kararı verip evlenirler ancak gecenin sonunda onları büyük bir sürpriz bekler...
Ayşegül, düğünün sonunda Poyraz'la karşı karşıya geliyor!

Poyraz Karayel'de akıllara durgunluk veren gelişme! Poyraz, ortaya çıkıyor!

 

Poyraz Karayel’in ölümünün üzerinden iki yıl geçmiştir. Poyraz’ın yokluğu en başta Ayşegül olmak üzere herkesi derinden sarsmış, hayatlarını altüst etmiştir. Evlatlarını peş peşe yitiren Bahri Umman artık daha katı biri olmuş, keskin kararlar vermektedir. Zülfikar ise ağabeyinin öldüğüne bir türlü inanmayan, bu takıntısı hem ilişkilerini hem de sağlığını tehdit eden Meltem için endişelidir.

Poyraz’ın yokluğunda dibe vuran Ayşegül karanlık günleri Çınar Saygıner’in sabırla uzattığı eli tutarak atlatmaya çalışmaktadır. İkili evliliğe doğru ilerlerken Çınar’ın ağabeyi Yavuz da kendi işleri için Bahri ve Sadreddin’le ortak olmaya karar verir. Anneleri Nevra ise bir mafya ailesiyle dünür olmaktan memnun değildir. Çınar ve Ayşegül’ün uğradığı saldırı endişelerini körükler.

Ancak her şeye rağmen Çınar ve Ayşegül, hayatlarının en önemli kararını vermiş, yepyeni bir hayata başlamak üzeredirler... Taa ki gecenin sonunda beklenmedik o gelişme yaşanana kadar...

* “Poyraz Karayel” üçüncü sezona merhaba diyor... Neler söylemek istersiniz?

- Bizleri iki sezon boyunca yalnız bırakmayan seyircimize tekrar merhaba demenin coşkusu içindeyiz. Onlar bizi çok özledi, biz de onları... Çarşamba günü (bu akşam) bu özlem sona eriyor. Randevu saati 20.00 ve mekân Kanal D...

* Bu dizinin tutmasının, bu kadar başarılı olmasının nedenlerini konuşalım mı?
- Yaratıcı süreç güzel bir senaryo ile başlar. Senaristimiz sevgili Ethem Özışık’ın kaleminden çıkan her sahne seyirciden önce bizleri heyecanlandırdı, hüzünlendirdi, bazen de kahkahalara boğdu. Sonra da seyircileri tabii... Muhteşem bir reji kadrosuyla çalıştık. Karakterler, güzel oyunculuklarla hayat buldu. Bu uyum izleyiciyle buluşunca başarı kaçınılmazdı sanırım.

BAHRİ BABA’YA SADECE “ACIMASIZ VE SERT” DEMEK HAKSIZLIKTIR

* Sizin için “kötü rollerin adamı” diyorlar, siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?
- Kim bilir belki de kötü karakterler daha çok iz bırakıyordur, kötülüklerin insanları yaraladığı gibi. Ama ben hiçbir karaktere salt iyi veya kötü gözüyle bakmadım. İnsan her iki özelliği de barındırır çünkü. Eylemlerin sonuçları bazen yıkıcıdır, bazen de yapıcı. Bu kişilere ve durumlara göre değişkenlik gösterir. Tiyatro ve diğer projelerde çok farklı kişilikleri deneyimleme şansım da oldu ayrıca...

* “Poyraz Karayel”de canlandırdığınız Bahri Umman, çok sert ve acımasız biri. Siz Bahri Baba’nın nesini seviyorsunuz?
- Bahri Baba’ya sadece sert ve acımasız demek haksızlık olur. O aynı zamanda seven, koruyan, bağışlayan, ağlayan, hüzünlenen ve bunun gibi insani özelliklerin hepsine sahip bir insan. Dürüsttür, sevmeyi sadakati öğretir elinden geldikçe. Ayrıca benim dışımda da çoktur seveni Bahri Baba’nın.

* Hep güçlü karakterleri canlandırıyorsunuz. Bu sizin özellikle tercih ettiğiniz bir şey mi?
- Her karakter güçlüdür. Çünkü her insan bir dünyadır. Yeter ki usta bir kalemden nefes alsın. Oynadığın karakterler benim tercihimden ziyade teklif edilenler. Ben bunların arasından birbirine benzeyenleri seçtim.

* Bugüne kadar rol aldığınız yapımlar sizin için yeterli midir yoksa kaçırdığınız için hayıflandığınız işler oldu mu?
- Nefes aldığım sürece rollere nefes vermeye devam edeceğim. Seçtiğim meslek bu ve bana heyecan veriyor. Kaçırdığım için hayıflandığım işler olmadı. Seçtiklerimi hayata geçirdim. Takdir seyircinin.

* “Poyraz Karayel”in kariyeriniz üzerindeki etkisi nedir?
- İçinde olmaktan çok mutlu olduğum ve yıllar sonra bile keyifle hatırlayacağım bir proje benim için.



YENİ KARAKTERLERLE DONANMIŞ BİR “POYRAZ KARAYEL” GELİYOR

* İzleyicinin bıkmaması için oyuncunun neler yapması gerekir?
- Sıradanlıktan uzak durmak ve heyecanı kaybetmemek gerekiyor. Akıcılık ve tempo çok önemli. Seyirci kendisiyle bütünleşmeyen, özdeşleşmediği her şeyden uzaklaşır. Samimiyet ve içtenliği unutmamak lazım.

* Sizin için başarının ölçütü nedir?
- Başarıyı çok dert etmemek gerekir. Yeni bir kapı açabiliyor, düşündürüp umut aşılayabiliyorsanız, başarı kendiliğinden gelir. Başarının ölçütü mutlu olmak ve mutlu etmektir.

* Hayatınızdaki en önemli dönüm noktası nedir?
- Sanırım İstanbul Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nü kazanmam. Bu, bundan sonraki yolculuğumun başlangıcıydı. Sonra İstanbul Devlet Tiyatrosu’na girmem ve seyirciyle buluşmak diyebilirim. Her proje, her oyun, her prömiyer benim için dönüm noktasıdır. Aslında her eylemimiz birer dönüm noktasıdır. Her söz, her davranış... Dikkat etmek lazım...

* Son olarak “Poyraz Karayel” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Ülke olarak çok kötü günler geçirdiğimiz bu dönemde küçük bir mola verdirebilirsek ne mutlu bize. Seyircilerimizi yeni giren karakterlerle donanmış, yetenekli oyuncuların ruh verdiği pırıl pırıl bir “Poyraz Karayel” bekliyor.

 

İKİ OYUNLA YOLA DEVAM

* Set dışında nasıl bir hayatınız var?
- Dizi ve set dışında Devlet Tiyatrosu’nda rejisini yaptığım ve oynadığım “Medea Kali” adlı oyunumuz başlıyor. 21 Ekim’de sahne alacak olmanın heyecanı içindeyiz. Medea, Medusa ve Kali gibi mitolojik karakterlerle bezenmiş çok güçlü bir metin. Devlet Tiyatrosu Üsküdar Sahnesi’ne seyircilerimizi bekliyoruz. Kasım ayında “Yaşamak Denen Şu Zahmetli İş” adlı diğer oyun devam edecek. Diğer kalan zamanda eşimle geçirmek, seyahat etmek ve müzik dinlemeyi tercih ediyorum, onlar en mutlu olduğum anlar.