Güncelleme Tarihi:
Yani bu konunun üzerine bolca geyik yapıldı.
Oysa 3 Şubat gerçekten Dünya Bekarlar Günü mü, net bir bilgi de yok. Bir deli bekar kuyuya taş atmış ve gerisi çığ gibi gelmiş olabilir.
Kara delik zaten bu Twitter,
bilemiyoruz.
Ama hoş olan şu ki: Bekarların da böyle bir güne ve dolayısıyla ilgiye ihtiyacı var.
Sonuçta hepimiz azıcık serpilmeye başlayınca, mahallenin hain teyzesi tarafından şöyle dürtüle dürtüle bugünlere gelmedik mi:
“Evlilik ne zaman yavrucum?”
Yanıtları tahmin edebiliyorum:
“Teyze, daha kariyer basamaklarını tırmanıcam...”
“Teyze, şu üniversite bi bitsin, bu yıl da uzadı hehe...”
“Teyze, daha askerlik filan...”
“Teyze, sanane ya?”
Kabul edelim, bu bereketli topraklar “Bekarlık sultanlıktır” filan dese de, aslında bekarlığı pek kutsamaz.
Hatta bekara acır.
“Ah yavrum, hâlâ tek misin?” diye diye şefkatiyle boğar.
“Ama hasta olduğunda sana kim bakacak?” sorusunu sık sık gündeme getirmek suretiyle, şu fani dünyada filmdeki Matt Damon misali bir Marslı olduğunu vurgulamaktan geri kalmaz...
Oysa artık tuhaf bir gerçek var:
Günümüzde herkes kendini aşırı sevdiği ve önemsediği için biriyle beraber olsa bile yine ‘bekar’!
Mesela böyle bir çift biliyorum.
Teknik olarak beraberler; ama her ikisi de ilgi alanlarına, hobilerine, yani kendilerine ait her şeye o kadar düşkün ki, aslında bildiğin bekar hayatı yaşıyorlar.
Hiç öyle ortak bir şey yapalım dertleri yok.
Misal: Ayrı ayrı tatile gittikleri de çok oluyor.
Ama hayır, birbirlerini aldatmıyorlar, bu konuda netler. Sadece tarzları bu.
Yoksa çift olarak mutlu kalmanın esas sırrı “bekar hayatı yaşıyormuş” gibi yapmak mı?
Ne dersin ey tek ve çift okur?