Güncelleme Tarihi:
Bu sezon “Şeref Meselesi” ile ekranda olacaksınız. Diziye “evet” deme nedeninizle başlayalım...
- Açıkçası teklif edilen projeler içinde beni cezbeden bir karakter yoktu. Hikâyeler güzel olsa da kendimi içinde görebildiğim bir rol yoktu. Sonra bu senaryoyu okudum. Senaryonun ilk halinde benim canlandıracağım Sibel karakteri fazla detaylandırılmamıştı, o yüzden pek emin olamadım. Sonra yavaş yavaş cast oluştu ve senaryonun ikinci versiyonu elime ulaştı. Bu kez karakter bayağı detaylandırılmıştı. Okuyunca “Ben bu karakteri oynamak istiyorum” dedim.
Sibel karakterinde sizi cezbeden ne oldu?
- Onu biraz kendime benzettim açıkçası... Hırslı bir kız Sibel. Güzelliğinden ötürü çevresindeki herkes “Zengin biriyle evlenirsin, hayatını kurtarırsın” diyor. O ise insanların bu şekilde üzerine gelmesinden çok rahatsız. Para karşılığında özgürlüğünü bir erkeğe vermek istemiyor. Ama kendini biraz şanssız hissediyor, çünkü eğitimi yok. Babası o çok küçükken vefat etmiş, annesi de maddi durumu iyi olmadığı için okula gönderememiş. Her şeye rağmen başkalarına muhtaç olmadan ayakta durmanın yollarını arayan bir kız.
Dizinin tanıtımlarından anladığımız kadarıyla Sibel modellik yaparak para kazanıyor...
- Evet, modellikten para kazanıyor. Ama yine de güzelliğini kullanarak para kazandığı için bir arayış içinde. Hayattaki amacının ne olduğunu çok bilmiyor. “Ben aslında ne yapıyorum?”, “Çevremdekilere bir katkıda bulunuyor muyum?” gibi soruları kendine biraz geç sormaya başlıyor, bunun karmaşasını yaşıyor.
MODELLİK BANA GÖRE DEĞİL
Siz de daha önce modellik yapmıştınız. O zamanki gözlemlerinizin, bu rolü çıkarırken size faydası oldu mu?
- Ben çok fazla modellik yapmadım. Oyunculuk kariyerimin başında bir-iki katalog çekimi olmuştu, o kadar. Bu mesleği kendime çok uygun bulmadım...
Neden?
- Model olarak beğenildiğin zaman tipin, fiziğin hep aynı kalmak zorunda. Oyunculuk ise öyle değil; sürekli tipini değiştirmek zorundasın. O yüzden ikisi bir arada yürüyorsa tek tip olarak kabul edilen bir oyuncu haline geliyorsun. Bir de modellik yapanlara karşı saygı çerçevesi içinde ilerlemiyor işler. Tanınan modeller el üstünde tutuluyor ama bana göre olduğunu hissetmedim. Sibel de bunun sıkıntılarını çekiyor. Ama iş ortamında hakaret edildiğinde veya aşağıladığında sesini kısmayan bir kız o.
Rol için özel bir hazırlığınız oldu mu?
- Yazın tatile çıktığımda hafif kilo almıştım, spor yaparak fazla kilolarımdan kurtuldum.
Güzelliği, Sibel’in hayatını etkileyen bir faktör. Siz güzelliğinizin ne gibi avantaj ya da dezavantajlarını yaşıyorsunuz?
- Küstahlık olarak algılanmasın; bu büyük bir şans ama getirdiği zorluklar da var. İnsanlar sana karşı önyargılı oluyorlar mesela. Senden performans olarak çok daha fazla şey bekliyorlar. Tabii ki görsel bir iş yapıyoruz, güzellik-yakışıklılık önemli ama verilen şansı değerlendiremezsen, kendini geliştirmezsen yerinde sayarsın...
SİBEL, YİĞİT’TE KENDİNİ GÖRÜYOR
Dizide Sibel aşkı mı, parayı mı tercih edecek?
- Sibel’in ekonomik durumu nedeniyle bazı kararlarını kalbine ve gerçek isteklerine göre verme şansı olmayacak maalesef...
Paraya önem veriyor mu?
- Aslında paragöz ya da açgözlü bir kız değil. Ama belli bir yaşa kadar hep annesinin “Onu alamayız kızım, bunu alamayız kızım” sözlerini duyarak büyümüş ve sıkılmış. Bunun eksikliğini yaşıyor ve tabii ki artık rahatına bakmak istiyor.
Sibel, Kerem Bürsin’in canlandırdığı Yiğit karakteriyle aşk yaşıyor değil mi?
- Yiğit’le bir ilişkileri olacak, evet. Aslında Sibel, Yiğit’te kendini görüyor. Onun yırtıklığı, cesareti hoşuna gidiyor. Ama bir yandan da Yiğit, yaşadığı mahalledeki serseriler, hayatlarını düzgün şekilde ilerletemeyen, hırslarından dolayı başkalarına zarar veren insanlar gibi onun için. Kendi içindeki kötü insan olma potansiyelini Yiğit’te gördüğü için ondan nefret de ediyor. O yüzden bir ikilem arasında kalacak.
ÖZCAN’IN YENİ FİLMİNE UYGUN OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORDUM
Rol aldığınız dizi ve sinema filmleri hep arka arkaya geldi. Hiç ara vermeyi düşünmediniz mi?
- Şu anda yürüyorken, durmanın sırası olmadığını düşünüyorum. Bir de sürekli farklı karakterler canlandırdığım için insanlar beni belli bir yere koyup benimsemedi henüz.
Memnun musunuz bu gidişattan?
- Evet...
Özcan Deniz, sizin oynadığınız “Su ve Ateş”ten sonra “Sevimli Tehlikeli” adında yeni bir film daha çekti. Kendisiyle hiç görüştünüz mü yeniden filmlerinde rol almak için?
- Aslında biz o proje için de görüşmüştük. O karaktere uygun olduğumu düşünüyordum. Ama Özcan Deniz her projesinde yeni insanlarla çalışmayı seven bir insan.
Başka sinema filmi teklifleri geliyor mu?
- Geliyor, okuduğum senaryolar da oldu bu yaz ama açıkçası yazı dinlenerek geçirmenin daha doğru olduğunu düşündüm.
Tiyatro düşünüyor musunuz?
- Okuduğum bir-iki oyun var şu anda. Önümüzdeki sezon için olabilir. Tiyatro sahnesine çıkmak istiyorum, çünkü profesyonel oyunculuk hayatım hep kamera önünde geçti. Hiç tiyatroyla ilgili bir girişimde bulunmadım. Çevremdeki insanlar da hep sinema ve televizyon sektöründen oldu şimdiye kadar. Onun eksikliğini kapatmak istiyorum. Her alanda kendimi keşfetmek istiyorum.
DEĞERSİZ BİR PROJEDE CESUR GÖRÜNMENİN ANLAMI YOK
Sinema, televizyon ya da tiyatroda oynamak istediğiniz bir karakter var mı?
- Özellikle şunu oynamak istiyorum dediğim bir şey yok. Her şeye açığım.
Oyunculuk anlamında kendinize koyduğunuz kurallar var mı?
- Kuralım yok ama tabii ki bunu projeye göre değerlendirmek lazım. Sırf oyuncu olduğumu göstereyim diye değeri olmayan, hikâyesi olmayan bir projede cesur görünmenin de bir anlamı yok.
Son olarak hayallerinizi, geleceğe yönelik planlarınızı soralım...
- İleriye yönelik küçük adımlar atarım ama bizim sektörde pek planlı olunmuyor. Yapman gereken tek şey insanlarla tanışmak, kendini geliştirmek. Şans lazım biraz da. Yetenek ve seçtiğin projeler de önemli tabii ki. Ben de bunlara yönelik şeyler yapıyorum.
Yurtdışına açılmak istemez misiniz peki?
- Yurtdışında çalışmak isterim tabii ki, kim istemez ki ama şimdilik buradayım. Çünkü yurtdışında çalışmak için orada yaşamak gerekiyor. Benim arkadaşlarım, sevgilim, ailem, her şeyim burada. O yüzden şu anda gitmek gibi bir planım yok.
BEBEK OLAYI ÇOK BÜYÜDÜ
Geçtiğimiz haftalarda Bebek’te yaşadığınız olay çok konuşuldu. Bir turistin tacizine uğradığınız ve adama tepki gösterdiğiniz yazıldı...
- O olay bayağı büyüdü. Günlerce konuşuldu ve bu benim isteğim dışında gelişen bir şeydi.
Bu anlamda korkularınız var mı?
- Korku değil, sadece saygısızlık rahatsız edici. Bunun ünlü olup olmamakla da pek alakası yok. Ben şimdiye rahatsız edilmedim, herkes çok saygılı.
BENİM ÖNCELİĞİM PARA DEĞİL MUTLULUK
Sibel’in maddi sıkıntılarla büyüdüğünden bahsettik. Bu nedenle para, hayatında önemli bir konumda. Sizin hayattaki öncelikleriniz neler?
- Benim önceliğim mutluluk, huzur. Sibel’in durumunda olsaydım da hiçbir şekilde aşık olmadığım bir erkeğin para karşılığında beni sahiplenmesine izin vermezdim. Benim için öncelik her zaman mutluluk.