Güncelleme Tarihi:
Feyza Hanım, 30 yaşında genç bir kadınım. Avrupa’da, aileme çok yakın bir şehirde, minik yavrumla birlikte yaşıyorum. Başımdan talihsiz bir evlilik geçti. Eşimle, Türkiye seyahatlerimizden birinde tanıştım. O zamanlar liseyi yeni bitirmiş, anneciğimi bir hastalık sonucu yeni kaybetmiştim. O ise üniversite öğrencisiydi. İki senelik flört döneminden sonra, onun doktor olduğu sene, evlenmeye karar verdik. Bu benim babamı karşıma alıp, eğitimimi yarıda bırakıp, çalışmam gerektiği anlamına geliyordu. Aksi takdirde eşim tahsilli olsa da Avrupa’ya gelemiyordu.Evliliğim her türlü sıkıntıya rağmen, o maddi yönden beni kurutana, hatta adımı çeşitli suçlarla karalayana kadar devam etti.
10 YILLIK EVLİLİĞİMİ BİTİRDİM
Ama eşim son olarak evimizdeki eşyaları bile satıp ailesine para göndermeye kalktığında, ben 10 yıllık evliliğimi yıkmaya karar verdim. Şu an eğitimime kaldığım yerden devam ediyorum ama çok zorlanıyorum. Bakmakla yükümlü olduğum bir yavrum, eşimin Türkiye’ye dönerken geride bıraktığı borç yığını ve kalbimde taşıyamadığım büyük bir yükle mücadele ediyorum... Bu yük babamın en yakın arkadaşına karşı hissettiğim delice duygular... O babamın en yakın arkadaşıydı. Bu yüzden kendisini küçüklüğümden beri bilirdim fakat tanıdığımı iddia edemem. Bize karşı hep mesafeliydi. Evimize çok nadir gelir, babamla hep dışarıda görüşürlerdi. Çok sonraları öğrendim ki, kurduğu duvar sadece bizlere karşı değil, herkese karşıymış. Çünkü onun da başından henüz gençken çok trajik bazı olaylar geçmiş. Yakınlaşmamız bundan bir buçuk sene önce, eşimin boşanma sonrası başıma açtığı dertlerden kurtulmaya çalışırken başladı. Kendisi avukat olduğu için, babamın tavsiyesi üzerine ona başvurdum. Hukuki meselelerimi atlattıktan epey sonra, ona arkadaşlarımla çıktığım bir akşam yemeğinde rastladım ona.Arkadaşlarım sabaha kadar devam etmek istiyor, ben ise babam ve onunla kalan miniğime kavuşmak için dönmek istiyordum.Ama bir yandan da içkiyi fazla kaçırmıştım. Beni eve götürmeyi teklif ettiğinde hiç düşünmeden “evet” dedim. İlk defa bu kadar yakın oluyordum ona ve içim kıpır kıpır kıpırdı. Kendisi 52 yaşındaydı ama o kadar genç gösteriyordu ki, en fazla 40 derdiniz. Üstelik son derece kibardı. O gece içkinin verdiği cesaretle, evime davet ettiğimde, beni kibarca geri çevirdi. Yıkılmıştım adeta. Buna asla cesaret etmemeliydim diye kendi kendime konuşup ağlarken zil çaldı.
O GECE İLK DEFA BİRLİKTE OLDUK
Kötü olan ruh halimi anlamış olmalıydı ki geri dönmüş. O gece oturup sabaha kadar konuştuk. Ben anlattım, o dinledi. O anlattı, ben dinledim ve güneşin doğmasına yakın çok samimi olduk. Sevişmekten bahsetmiyorum. Oysa o istese asla reddetmezdim ama sadece sarılmak ile yetindik. O geceden sonra ummadığım kadar soğuk davrandı bana. Ben ise deliye döndüm. Tek tesellim, hayata tutunmamı sağlayan şey yavrumdu. Onu ise babam sahiplenmişti. Oysa sahiplenilmesi gereken kişi bendim, ama babam çocuk yaşta yaptığım seçimden dolayı çok soğumuştu benden.Boşandıktan sonra da kendimi yalnızlığa itmiştim. En çok ihtiyacım olan şey candan bir dost iken, hep gereksiz erkeklerin ilgisine maruz kalıyordum. Beni yalnız ve sahipsiz görüyorlardı. Tüm bunlar beni ona karşı daha fazla itti ve kendimi çıkmazda buldum. Üstelik bana karşı olan hislerinden emin değildim. Bir umut belki anlayabilirim diye, onun hafta sonları gittiğini bildiğim bir bara gittim. Beni orada görünce çok sinirlendi. Gecenin o saatinde taksiye binmeme izin vermeyip beni eve bırakacağını biliyordum. O gece ilk defa birlikte olduk. Sanırım hayatımın en güzel, en sevgi dolu gecesiydi. O geceden sonra görüşmeye başladık. Hatta yılbaşında kısa bir tatile dahi gittik. Niyetinin, benimle olan bağlarını koparmak ve bunu benim de onaylamamı sağlamak olduğunu bilmiyordum tabii, ama eve dönerken yanaklarından süzülen gözyaşlarını biliyorum. Beni sevmesine rağmen aramıza hep mesafe koyuşu, benimle görüşmek istemeyişi kalbimi çok acıtıyor.
ARAMIZDAKİ YAŞ FARKI ÇOK MU ÖNEMLİ
Babamı üzmekten çekindiğini ve bu yüzden gizli saklı daha fazla bu ilişkiyi sürdürmek istemeyişini anlıyorum, ama ben onun ilk aşkı değilim ama son aşkıyım ve o bu aşkı doyasıya yaşayamadan vazgeçiyor benden.Üstelik ben onun için her şeyi göze almışken... Sizce mutlu olmayı hak etmiyor muyuz? Aramızdaki yaş farkı çok mu önemli? Rumuz: Karmakarışık
YANIT
Sevgili kızım, aranızdaki yaş farkı sen her ne kadar kabul etmek istemesen de çok önemli. Şu anda sana çok doğal gelse de bu adam sonuçta baban yaşında. Senden 22 yaş büyük. Bu ilişki, belki seni birkaç yıl mutlu edebilir ama onun da düşüncelerine saygı duyman gerekir.Babandan, aranızdaki yaş farkından, çevrenin bu ilişkiye nasıl bakacağını düşünüp çekiniyor olabilir. Sonuçta o da belirli bir mevki sahibi, olgun ve saygın biri. Baban ya da bir başkası, “kızın yaşındaki bu hanımla nasıl böyle bir beraberliği göze alabiliyorsun” dese, baban onu kendisine ihanet etmekle suçlasa, onun ailesinden birileri ona karşı tavır alsa ne duruma düşer, hiç düşünmüyorsun. Sen sadece şu andaki duygularınızın heyecanı içindesin. Oysa aranızda sadece yaş farkı değil, çok ciddi engeller var. Ben aslında senin ona karşı duygularının gerçek bir aşk olmadığını düşünüyorum kızım.“Annemden beri ilk defa kendimi güvende hissettim onun yanında” diyorsun. Senin ihtiyacın olan güven duygusunu vermiş o sana. Bütün yaşadıklarından sonra, sırtını dayayacağın, kollarına sığınabileceğin bir büyüğün, bir yakının gibi görüyorsun onu. Bir anlamda babanın da yerine koyuyor olabilirsin. Çünkü annenin ölümünden sonra baban sana kol kanat germemiş, seni şöyle sevgiyle sıkıca sarmamış, uzak ve soğuk davranmış. Dersen ki her şeyi göze aldım, kısa da olsa bu beraberliği yaşamak istiyorum, sana söyleyebileceğim bir şey yok. Ama bu ilişkinin geleceği de yok bana kalırsa.Üstelik sevdiğin adam da sana karşı duygularına rağmen pek sıcak bakmıyor bu ilişkiye. Çünkü hep gizli kapaklı, herkesten kaçarak, çekinerek yaşanacak bir beraberlik bu sizinki...