Sinem VURAL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2014 01:12
Ekranların “kötü adam”ı o... Ne hikmetse bu kalıptan sıyrılamıyor, bir türlü “iyi adam” olamıyor. Son olarak “Şeref Meselesi”nin Sadullah’ı olarak karşımıza çıkan Taner Turan ile Balat’ta, dizi setinde bir araya geldik. “Neden bu kötülük?” diye sorduk, “Çehrem yüzünden... Ama bu kez ben bile kendimden nefret ettim” diye başladı anlatmaya.
Öncelikle canlandırdığınız karakterden nefret ediyoruz, onu söyleyeyim. Sonra da sorayım; neden hep kötü rollerde yer alıyorsunuz? Çehrenizin, sert görünüşünüzün azizliği mi bu?
- Evet, dış görünüşün getirdiği bir durum. Bundan rahatsız değilim, direkt kötü adamı oynayabiliyorum. Biraz da içini doldurduğumda hemen ortaya çıkıyor rol. Ama tiyatroda durum farklı, orada komedi de oynarım. Hatta ödülüm bile var.
Ödüllü bir komedi oyuncususunuz da komedi dizisi neden uymuyor size?
- Tiyatroda birçok rolde oynayabiliyorsunuz ama sinema yahut televizyonda işi riske atmaz istemezler. Karaktere uyuyorsan seçilirsin. Kötü adamlık konusunda kendimi kanıtladığım için de o tip roller hep bana geliyor.
Bu durum sizi 20. yüzyılın Erol Taş’ı olmaya götürür...
- Evet, o tarz tepkiler var. Hatta Ahmet Hakan, bir köşe yazısında “Ahmet Tarık Tekçe’den sonra izlediğim en iyi yerli kötü adam” demiş. Bu benim başarım işte...
Sadullah salt kötü biri mi? Arasak hiç mi iyilik kırıntısına rastlamayız içinde?- Kötü ama bunun birçok sebebi var. Kızına onu korumak istediği için bu kadar sert. Hayatı ve ona getirebileceği kötülükleri bildiği için korumacı davranıyor ama yöntemi yanlış. Kaldı ki Sadullah dizideki tek kötü adam değil ama en çok göze batanı...
4. bölümde Sadullah’ın kızı Kübra ile Yiğit’in yakınlaşmasına şahit olduk. Bu arada Sadullah uyku ilacının etkisinde. Neler olacak şimdi?- İnanır mısın ben de bilmiyorum (gülüyor). Son hatırladığım yönetmenin “kestik” diyen sesi... İlaç çok etkiliydi.
İNSANLAR “NE ZAMAN ÖLÜYON SADULLAH?” DİYE SORUYOR
“Şeref Meselesi”, İtalyan “L’onore e il Rispetto”dan uyarlama. Dizinin orijinalinde kendi rolünüzü izlediniz mi?- Kendi yorumumu ortaya koymak adına izlemeyi tercih etmiyorum aslında. Geçenlerde aradaki farkı anlamam için ısrarla izlememi istediler. Orijinalindeki rol, benim canlandırdığımdan bambaşka.
Siz bu arada Sadullah’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?- İzlediğim 4 bölümde kendimden nefret ettim, o kadarını söyleyeyim yeter zaten (Gülüyor). Hakikaten aileye de kıza da acıdım. Arada Burcu’ya gidip “yanlış anlamıyorsun değil mi bu bir dizi” diyorum ister istemez. İçimden de şu
geçiyor; silahı alıp kafama sıkayım, karakter ortadan kalksın! İnsanlara niye eziyet çektiriyorum ki...
Peki bu kötülüğün geri dönüşü nasıl?- Balat’ta insanlar ben geçerken “Ne zaman ölüyon Sadullah?” diye sesleniyor. Oynadığım karaktere yakın kesimlerle “Arkandayız baba” diyorlar.
Tehlikeli değil mi?- Yo, arkamda birilerinin olması iyi bir şey (gülüyor).
BABAM DEVRİMCİ BİR HACIYDI CHE BERESİYLE DOLAŞIRDI
Aynı zamanda Bursa Devlet Tiyatrosu oyuncususunuz. Peki oyunculuğa abiniz sayesinde başladığınız doğru mu?- Büyük abim Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Ortancamız Devlet Opera ve Bale’sinde sanat direktörü. Kız kardeşimin sesi çok güzeldir. Rahmetli babam da PTT emeklisi bir memurdu. Çok ileri görüşlü bir insandı. Hacıydı ama devrimciydi. Che Guavara beresiyle dolaşırdı. Hatta Kocaeli gazetesine manşet olmuştu, “Hacı babanın balet oğlu” diye
haberler çıkmıştı. Babam baletlerle fotoğraf çektirmişti. Sanat aileden geliyor yani...
“Sevimli Tehlikeli” filminde de yer alıyorsunuz. - Evet. İsmini ilk söylediğimde çevremdekiler “Demek ki tehlikeli sensin” dediler. 6 Şubat’ta vizyona girecek. Filmde canlandırdığım Hakkı bambaşka bir kötü.
Nasıl yani?- Çok cool bir kötü. Genetikten kaybettim yine (gülüyor). Özcan Deniz’in yazıp yönettiği filmde Şükrü Özyıldız ile yer alıyoruz.
Özcan Deniz nasıl bir yönetmendi?- İlk kez çalıştım. Oyuncuyu rahat bırakan, doğaçlamalara izin veren biri. Mütevazı. “Ben oldum” demiyor asla. İnsanlara kendini gösterma imkânı veriyor.
Nasıl bir film peki bu?- Enteresan bir senaryo. Aksiyon var, aşk var, kötülük var, iyilik var, dram var, var da var...
BAKMAYIN ROLÜME, BEN SETİN EĞLENCELİ ADAMIYIM
Ekip içinde nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
- Çekimlere ilk başladığımızda kimse birbirini tanımıyordu. Şimdi herkes kaynaşmış durumda. Kimsenin egosu yok. Bu sayede genç arkadaşlarımız 20 yıllık tecrübeye kendini bırakıyor. Ortaya çıkan sahne de güzel oluyor. Bu arada ben setin eğlenceli adamıyımdır. Kamera açısı değişirken bile espri yaparım, ortalığı şenlendiririm. Yoksa zaman geçmez. Karşındaki oyuncuyu da rahatlatıyorsun böylece. Gençler çok yetenekliler.