Güncelleme Tarihi:
Yaşadığımız hayatlar bizi değişime zorluyordu ama herkesin değişmemek için kendi nedenleri vardı. Sonra pandemi patladı ve değişim kaçınılmaz oldu. Ama hala eski düzeninde direnenler mevcut… Yıldızların itici gücünden faydalanmak ve hayatımızın sorumluluğunu üstlenmek için neler yapmalıyız?
Uzun zamandır astroloji adına duyduğum en güzel sorulardan biri bu. Yıldızların itici gücü olarak şunu söyleyebilirim ki yaşam içinde her şey olacağına varıyor! astroloji bize aslında bunu hatırlatan bir unsur. Allah’ın varlığına, birliğine, tüm gücünüzle sizi adeta bir “bluetooth” bağlantısı gibi bağlıyor. Tüm sistem büyük bir nezaketle çalışıyor ve yaşamın içerisinde her zaman kendimizi yenilememiz gereken durumları bize anlatıyor. Yaşam sorumluluğumuzu almamızı isteyen gezegenin ismi ise Satürn olarak tasvir edilir.
Kadim bilgiler içerisinde, geçmişi yüzyıllara dayanan astrolojik araştırmalarda iki tane önemli gezegen – ki bunlar Satürn ve Jüpiter- bir araya gelmesi çok büyük bir olaydır. Biz yıllardır bunun heyecanını yaşayarak, 2020’de ne olabilir acaba, neler değişecek diye bu gökyüzü konumunu merak ettik. Sanmasınlar ki bu 1-2 yılda oluştu. Mesela 1976’da yılında bir astrolog “2020 yılını merak ediyorum” diye yazmış. Buradan baktığımız zaman bu iki gezegen yan yana gelip hizalandığında medeniyetler değişmiş, savaşlar olmuş, din savaşları çıkmış, vahiy inmiş! Dünya salgınlarla mücadele etmiş, dünya savaşları yaşanmış vs… Şimdi bu iki gezegen yavaş yavaş ayrılıyor birbirlerinden. Ama ayrılırken de son gölünü atıyor! 2020 yılı bu iki gezegenin kavuşum yılıydı ve biz pandemiyle savaştık. Sadece pandemi de değil, depremler oldu, suikastlar oldu, zor bir yılı geride bıraktık. Bunların hepsi, değişmemiz gerektiğini gösteren şeylerdi.
“DIŞI ŞİŞİRİLMİŞ, İÇİ BOŞ ŞEYLERDEN YORULDUK”
2021 yılına baktığımızda ise mayısa kadar hala bu iki gezegenin yan yana ilerlediğini görüyoruz. En güçlü kavuşumlarını ise ocak, şubat ve mart aylarında gerçekleştirecek. Ama bu sefer mesele farklı! Peki, meselemiz ne olacak? Bu kavuşumlar bu kez Kova burcunda, hava elementinde gerçekleşiyor. Geçen sefer toprak elementinde gerçekleşti. Bize güçsüzlüğü gösterdi, ne kadar aciz olduğumuzu gösterdi. Güçlüye, parası olan insana daha fazla saygı duyardık. Ama kapısında son model arabası olan adamın da dışarı çıkamadığını gördük. Şimdi hava çağı demek. Bu da bilgi, felsefe, düşünce çağına girdiğimizi gösteriyor. Bilgili insana, düşünceli insana, felsefi derinliği insana saygı duyacağımız bir dönem başlıyor. Güçlü olmak bununla bağlantılı olacak. Çünkü dışı şişirilmiş, içi boş şeylerden yorulduk. Şimdi içi dolu şeylere ihtiyacımız var, dışının süslü olması gerekmiyor.
Bununla birlikte kendimizi güçsüz de hissedebiliriz. Çünkü insanların değişime direnmelerinin en önemli nedeni, değişimli birlikte güç kaybetmesidir. Yani gücünü kaybetmemek için değişmek istemez ve mevkisinden, makamından, koltuğundan ayrılmak zorunda kaldığında en çirkin halini gösterebilir. O an hiç kimse tevekkül etmez. Bu bir tuzaktır aslında. O an gelir ve sizin davranışınızı belirler. Şimdi gücü kaybetme dönemindeyiz. Koltuk bırakıyoruz. Koltuk bırakırken de hırçınlaşacağız, kötüleyeceğiz, sertleşeceğiz, çok kolay olmayacak.
Hava elementi aynı zamanda iklim demektir. Hızlı bir iklim değişikliğiyle bizi test edecek. Toprak kaymaları, volkanik patlamalar neticesiyle şehirlerin göç etmesi… Göçler başlayacak… Herkes güçlü olacağını düşündüğü şehirlere ve ülkelere gidecek. 2021’de biraz bulunduğumuz koşulları düzenlememiz gereken bir dönem içerisine giriyoruz. Ancak düzenlemekten çok, “sefer ilan edilmiş” gibi hareket ettiğimizde çok da mutlu olmayacağız. Dönüp dolaşıp, aynı yere geri döneceğiz. Gökyüzünün bu konumundan ilham alarak aslında insanlar, hayatlarının nereye gittiğini, nereye vardığını tanımlayabilir. Ve iyi bir şekilde bu sorumluğunu üstelenip, kararlarını verebilir.
İnsanın kendini ikna etmesinden daha büyük bir güç yoktur. Sürekli ritüeller peşindeyiz, kendimizi bir şeye adamak ve bununla mutlu olma peşindeyiz. İşte, nar mı kırayım, mum mu yakayım vs… Ama gerçek anlamda mutluluk iyi bir bilgi paylaşımı, gerçekten okumak, bilgi sahibi olmakta. “Bu yaştan sonra mı okuyacağım” kavramını unutmamız gereken bir yıldayız. İlkokul mezunuysa, ortaokul mezunu olmaya çalışsın, ortaokul ise lise mezunu olmaya çalışsın gibi. Mutlaka her şeyi rasyonel akıl içerisinde, hep bir üstünü öğrenmeye çalışmalıyız.
Kova çağı demek, bilginin üstünlüğü demek. Bu çağı tanımlamak istiyorsak kendi hayatımızda, bunun sorumluğunu alıp, kendimizi bilgiye açmalıyız. İnsan bir şeyi bilmediğinde, tanımadığında, olduğu yerde kalmayı tercih eder, bu psikolojiktir. Kaybolduğunuzu sandığınızda, geri dönersiniz. Bu kez şuurlu bir şekilde kaybolmayı deneyin, çünkü kaybolmadan yeni bir şeyleri bulamasınız. Ama kaybolmak aynı zamanda yalnızlaşmaktır. Birinin hayatınızdan çekip gitmesidir. Ya da hak ettiniz şeyleri size vermemesidir bazen. Hayatın düzeni bu, bunu kabul etmek gerekiyor, eski düzende diretmemek gerekiyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bu bir finaldi. Ama yenisi de kötü olmayacak. Çünkü hava iyi de olabilir, kötü de… Bunu sizin tavrınız ve bakış açınız belirleyecek.
“BAŞKASINI YARGILARKEN, KENDİ HAYATIMIZI DARALTIYORUZ”
Çağımız yıkıcı eleştirilerin ve yargıların çağı gibi. Sosyal medya, bize herkesin hayatını gözetleme ve yargılama hakkı verdi. Yargı dağıtırken adil olmayı nasıl öğreneceğiz? Hangi zorluklar bizi bekliyor?
Hava elementi, önyargıların yıkılması gereken bir alanı işaret ediyor. Astrolojide en fazla yıldız Kova burcundadır. Kova takımyıldızı, uçurtma şekline benzetilir. Uçurtma yılı, aynı zamanda bizim için. 2020’de kimse uçurtmasını uçuramadı, sabit kaldık. Bu yıl uçurtmaların uçurtulması gereken bir yıl ama bunun için de yargınızın olmaması gerekir. Yargılardan sıyrılmanız gerekir. Eğer yargılarınızda ısrar ederseniz, uçurtmanız yerde kalacak. Bu yılı tanımlarsanız; özgürleşmek, önyargısız olmak, insanı sevmek kavramları öne çıkıyor. Bunların hepsini zihninizde temizlerseniz, başarılı olursunuz.
İnsanoğlu birilerini yargılarken sanıyor ki karşı tarafı eleştiriyor. Aslında insan bilmeli ki, birini yargılarken kendi dünyasını daraltıyor. Herkesin dünyasını bireysel anlamda genişletmesi gereken bir sene içindeyiz. Nasıl genişleyecek? Yargılamayacaksın, eleştirmeyeceksin, insanı insan olduğu için seveceksin. Yargılarken o insanın ne yaşadığını bilmiyorsun. O insanın ayakkabısını giymektir Kova çağı. “Yok ben giymem, beni ilgilendirmiyor” diyorsanız, zaten baştan kaybettiniz, bu çağdan bir şey beklemeyin! Hani soruyorlar ya, “2021 iyi bir sene mi, kötü bir sene mi?”… Sen başkalarının ayakkabılarını giymeyi kabul ediyorsan muazzam bir sene. Eğer giyemiyorsan, bu senin problemin.
Örneğin 2020 de birçok insan için kötü geçerken, birçok insan için de iyi geçti! Doğayla barışık olan, evinde, kendiyle zaman geçirmeyi bilen, insanlarla anlaşan kişiler için iyi geçti. Ama sürekli sokakta yaşamını sürdüren, yalnızlığını başkalarıyla unutmaya çalışanlar için facia bir seneydi. Baktığınızda da birçok insanın kendini bulduğu bir sene oldu. Dönüşümler yaptı birçok insanda. Olaylara iyi ya da kötü, karanlık ya da aydınlık taraftan bakmayı seçersiniz. Bakın, bilgiyi herkesten alırsınız ama bilgeliği kimseden alamazsınız, başkasından öğrenemezsiniz. Kendi kendinizi o seviyeye çıkartırsınız. Ama bunun için önce önyargılarımızdan kurtulmanız gerekir. Saygılı olmanız demek. Birisi sizin canınızı yaktığında ona hoşgörüyle yaklaşmanız demek. Bu aptallık değildir. Bu süreci yönetebilecekseniz, 2021 güzel bir sene. “Bana göre değil” dediğiniz noktada da acı çekebileceğinizi göze almalısınız.
İnsanları yargılarken, mesela sosyal medyada birine kötü bir yorum yaptığınızda ne oluyor biliyor musunuz? Karşı komşusu geliyor, bir konuda da ona zulmediyor. Sonra işe gidiyor, patronu ona kötü davranıyor mesela…. Çünkü evrende her şey birbirine bağlı! Hiç tanımadığı birine “ne biçim konuşuyorsun” diye yorum yaptığı için evrendeki o görünmez bağ harekete geçiyor. Yaşlı bir teyzeye yardım ettiğiniz için otoparkta boş yer bulmanız arasında görünmez bir bağ vardır. Bu kadar basit. Sizin bir insana hoşgörüyle, nezaketle, incelikle yaklaşmanızla evrenin de size böyle yaklaşması arasında bir bağ var. Şimdi daha çok doğaya düşmemiz gereken, ağaç ekmemiz gereken, küçücük tomurcuğun, bir filizin değerini bilmemiz gereken bir döneme giriyoruz. Doğayla baştan tanışacağız.
Satürn, yıldızlar aleminin en ürkütücü gezegeni. Ağır sınavlar isteyebiliyor… Satürn’ün Kova burcuna geçmesi neler getirecek?
Satürn aslında yıldızlar aleminin en bilge, en öğretici, en disiplinli gezegenlerinden biri. Satürn döngüsü diye bir şey vardır, insan yaşamının 29. ve 59. yaşlarında olur. İnsana öğrettikleri o kadar başkadır ki, oradan çıktıktan sonra bambaşka biri olursunuz. Satürn gezegenini, mesela büyükanne gibi tecrübeli birine benzetirim ben. Mesela evlenmek istediğinizde, müstakbel eşinizi tanıştırırsınız, “evleneyim mi bu kişiyle” diye sorarsınız, “bununla mı” der! Bir bakışta o insanın ne olduğunu anlar. Satürn süreci de böyledir. Mesela evlenirsiniz ve akşam eve gelmediğini görürsünüz, çocukla sizi yalnız bıraktığını görürsünüz vs. Neticede kim haklı çıkmıştır? Büyükanneniz! Satürn de sizi tutkularınızdan sınar. Doğum haritanızda hangi eve düşüyorsa, hayatınızda orayı mükemmelleştirir. Sizin neyi nasıl elde edebileceğiniz konusunda muazzam bilgiler verir ama tecrübeyle verir. Size bilgelik sunar. Bazı insanlar geçiyor bu sınavı, bazıları ise sınıfta kalıyor.
Satürn, Kova’da demek aynı zamanda bilişim, siber güvenlik gibi olaylara işaret ediyor. Teknolojiyle doğa savaşacak ya da teknolojiyle ülkeler savaşacak, doğayla hükümetler savaşacak, güçlüyle güçsüz görünenler savaşacak, haklar, sosyal haklar konusunda sınavlar var. 1990, 91, 92’liler ve 61, 62, 63’lüler için çok önemli bir süreç başlıyor hayatlarında. Önemli süreç dediğimizde, “kötü mü olacak” diye düşünüyor herkes. Şimdi kimsenin hayatının önemli sürecini bilemeyiz. Hayattaki en önemli gördüğü şeyi, kendi değerini de fark ederek, bunlar arasındaki bir denge kurma çabası olduğunu söyleyebilirim.
“YOZLAŞMIŞ DÜŞÜNCELERE ARTIK YER YOK”
Ve çok konuşulan Kova çağı… Bu çağdan maksimum yararlanmak için fikir dünyamızı ve davranışlarımızı ne yönde değiştirmeliyiz?
2021 inançlarla ilgili olacak. Yozlaşmış düşüncelerin peşinden gidilmemeli. İnançlar konusunda daha açık olmak, dar kafalı olmamak gerekiyor. Bu dönem bilginin çok önemli olduğunu söylemiştik zaten, bilgiden bile vergi alınacağı bir döneme giriyoruz. Bilginizin değerini bilin, bilginizi işleyin, bilgi çok önemli olacak.
Aile kavramı çok konuşulacak. Boşanmalar artacak bu yıl. Belki onunla ilgili yeni kanunlar getirilebilir. Boşanmanın önüne geçilecek, zorlaştırılacak konular gündeme gelebilir. Çünkü ilişkilerde özgürleşmeye gidiliyor. Birbirlerini özgür bırakma, alan yaratma gibi kavramlar sınanacak.
Ekolojik yaşam çok önemli olacak. Mutlaka bunu destekleyecek bir yaşama geçmeli. Mesele atık pillerin toplanması için bir kutunuz olsun evde. Su tasarrufu için belki bir girişimde bulunabilirsiniz. Geri dönüşüm kutuları hazırlanabilir evde. “Bir tek ben yapsam ne işe yarayacak” diye düşünmeyin. Bireysel adımlar önemli olacak.
Yoksulluk ve kişisel refah çok konuşulacak bu yıl. Masraflarımızı düşürmemiz gereken bir yıl. Ekonomik alanda da dijital para konusu çok konuşulacak. Kentlerden köylere göç başlayacak. Nüfusu az olan ülkeler birbirlerine bağlanabilir mesela. Gıda çok önemli olacak. Gıda üretiminin tek elden yapılması söz konusu olacak. Ağaçlı alanımız çok zayıflıyor. Tarıma teknoloji girebilir daha fazla. Yapay meyveler, sebzeler gibi… Bunlarla gıda azlığını karşılamak gibi yöntemler gelişebilir.
Bu yılın en önemli konusu eğitim. Eğitim, insanların yeteneklerine göre olmalı. Bu yıl onun üzerinde çalışmak gerekiyor. Üniversitelerde bazı bölümlerin kapatılacağını düşünüyorum, bir sadeleşme söz konusu olabilir. Daha seçici olacağımız bir dönem. Az ama özün peşinde olacağız.
Yöneticilik kavramı da değişiyor. Orada da bilgi ve yetkinlik arayacağız. Karşısındaki insanı büyüten ve ona değer katan yöneticiler başarılı olacak. Toplumsal anlamda da din, dil, ırk konusunda ayrıştırıcı söylemlerden uzak durmak gerekiyor. Evrensel olmayı öğrenmek ve evrensel davranmak gerekiyor. Holiganlıktan, fanatiklikten uzak durulmalı.