Güncelleme Tarihi:
◊ “Aslan Kral” bir klasik. Neler hatırlıyorsunuz ilk filmle ilgili?
- Chiwetel Ejiofor: “Aslan Kral”ı ilk izlediğimde 17 yaşındaydım! Hikaye mükemmel, karakterler ikonik. Filmin ilk karesi, ilk ses, intro her şey mükemmeldi. Yeni film de öyle. Filmdeki detaylar izleyiciyi anında ormana taşıyor. Sinemanın, hikaye anlatmanın güzelliği bana göre tam da bu. Yani anlatılan hikayenin dünyasına girme fikri...
- Donald Glover: Ben ilk filmde 4’üncü sınıfa gidiyordum. O zamanlar önemli bir şeydi “Aslan Kral”ı izlemiş olmak. Aslında sanat ile önemlilik duygusunu bir arada kullanmaktan hoşlanmam. Ama “Aslan Kral” önemliydi. İzlemek gurur vermişti. İkonik bir yapımdı. Yeni filmi yaparken babamı kaybettim. Yaşadığım kayıp, filmi daha iyi içime çekmemi, aile ilişkisini daha iyi hissetmemi sağladı.
◊ Peki bir film zaten çok ikonik ve önemliyse, hatta “Aslan Kral” için başyapıt bile diyebiliriz, neden yeniden yapılır? Ya da yeniden yapılmalı mı?
- Donald Glover: Hikaye aynı, evet ama yeni filmde bugüne daha uygun halde anlatıldı.
◊ Filmin kült şarkısı “The Circle of Life” (Hayat Döngüsü) bu yeni yapımda da var. Aradan 25 yıl geçmiş olmasına rağmen şarkının büyüsü hiç değişmemiş. Peki size göre hayat döngüsü ne demek?
- Chiwetel Ejiofor: Çok fazla anlamı var. Hele ki bu filmde çok daha fazla anlam taşıyor. Hem psikolojik hem de fiziksel olarak çıktığın hayat yolunu anlamak... Ayrılıklar, geri gelmeler, yer değişiklikleri, hayatında değişen insanlar, arkadaşlar, evinle, ait olduğun yerle uzlaşma içinde olmak... Bütün bunlar filmde var ve oldukça anlamlı bir şekilde anlatılıyor. Film izleyenlerin ruhunu oldukça besleyecek yani...
GALADA FİLMİ İZLEYENLER HEM AĞLADI HEM GÜLDÜ
◊ Galada izleyicinin tepkisi harikaydı. Siz de filmi ilk kez galada mı izlediniz?
- Donald Glover: Evet. Galada beni şaşırtan, yönetmenimiz Jon Favreau’nun gergin olmasıydı. Normalde oldukça rahat bir adamdır. Onu stresli görmek garip geldi. İzleyicilerin tepkisine dönersem; harikaydı! Hem ağladılar hem güldüler. İlk filmi 4’üncü sınıfta izlemiştim, bu filmi galada oğlumla birlikte izledim. Biraz önce Chiwetel ile konuştuğun “hayat döngüsü”, tam bana uygun bir konu oldu. Çocukluğumun filmini oğlumla yeniden yaşadım.
GLOVER: OYUNCULUK BENİ DAHA ÇOK YORUYOR
◊ Arkadaşlarınız sizi “yaratıcı güç” olarak tanımlıyor. Yazarlık, aktörlük ve yönetmenlik dışında sanatın bir diğer kolu müzikte de büyük bir kariyere sahipsiniz. İki yaratıcı kişiliği bir arada yürütüyorsunuz. Arkadaşlarınızın ifade ettiği gibi yaratıcı güçle doğmuş olmak, size ne gibi avantajlar sağladı?
- Donald Glover: Üzerinde çok düşünmedim avantajların. Ama bilinçaltımda bana özgürlük verdiğinin farkındayım. Özgür olmak, bir şeyler yaratırken hiç durmadan zincirleri kırmanı sağlıyor. Benim gibi aynı anda farklı alanlarda çalışan insanların işleri arasına sınır koyması gerektiğini düşünüyorum. Benim keşfederken, yaratırken yaptıklarımın arasına sınır koymam, insanların da ayrı ayrı değerlendirmesini sağladı. Yaptığım her şeyin cool olduğunu düşünüyorum. Bir taraftan da daha büyük şeylerin geleceğini hissediyorum.
◊ Peki farklı kariyerleri bir arada sürdürmenin zorlukları neler?
- Donald Glover: Yıllar önce Justin Timberlake ile konuşmuştum, hem oyunculuğu hem de müziği bir arada sürdürmenin zor olduğunu söylemişti. İçimden “Neden zor olsun?” demiştim. Ama hem zihinsel hem de fiziksel olarak gerçekten zorlayıcı bir durummuş. Bende bir de yazarlık var. Şimdi artık babayım, çocuklarım var. İkisi de henüz bebek. Onlarla vakit geçirmek istiyorum. Yaratmak ruhumu tatmin etse de yaşlandıkça aslında hangi projenin enerjimi hak ettiğini de düşünmüyor değilim...
◊ Nedense müzik daha zorlayıcı gibi geliyor, doğru mu?
- Donald Glover: İkisinde de fiziksel ve psikolojik meydan okuma var. Bir konserimde sahnede ayağımı kırdım. “Star Wars”u çekerken de neredeyse baş parmağım kopuyordu. Ama oyunculuk beni daha çok yoruyor ve enerjimi çekiyor.
◊ “Aslan Kral”ın basın turu için konser turnenizi yarıda kesip Avustralya’dan geldiniz, değil mi?
- Donald Glover: Evet, ayağım kırıldığı için turneyi tamamlayamamıştım. Şimdi devam ediyorum.
◊ Filmin seslendirme kadrosu yıldızlar geçidi gibi. Ama biri var ki; tescilli süper star: Beyonce... Hem Nala’yı seslendiriyor hem de şarkı söylüyor. Soundtrack kayıtlarını birlikte mi yaptınız?
- Donald Glover: Kayıtlar yapılırken ben Londra’da “Star Wars: Solo”yu çekiyordum. O yüzden kayıtları da Londra’da yaptım. Maalesef bir araya gelemedik.
◊ Peki nasıl çalıştınız?
- Donald Glover: Ben farklı versiyonları kaydettim, Beyonce de öyle yaptı. Sonra Beyonce’ninkileri dinleyip kendiminkileri değiştirdim. Farklı denemelerle ortak noktayı bulduk.
◊ Galada mı tanıştınız Beyonce ile?
- Donald Glover: Hayır, daha önce tanışmıştık.
◊ Biraz anlatır mısınız onu bize?
- Donald Glover: Onunla ilk kez Jay-Z konserinde sahne arkasında tanışmıştım. Şarabını içip eğleniyordu. “Aslan Kral” için anlaşma imzalanmıştı ama projeye henüz başlamamıştık. Oturduk, film hakkında konuştuk. Çok tatlı bir kadın. Bulunduğu ortamın enerjisini değiştirdiği kesin. Onunla konuşurken gerilmedim, yabancı gibi hissetmedim ama asil bir durum yaşadım. Farklı bir enerji...
KENDİNİ BAŞKASININ SESİYLE İZLEMEK ÇOK COOL
◊ Filmlerinizin farklı dillerde dublaj yapılmış hallerini izlediniz mi hiç?
- Chiwetel Ejiofor: Ben İspanyolca izledim. Oldukça tuhaf geldi. Filmi yaparken karakterle özel bir bağın oluyor. Hayat verdiğin karakteri kendi görüntünle ama başkasının sesiyle izlemek oldukça garip.
- Donald Glover: Her ülkenin lezzeti farklı. Coca Cola gibi her ülkede farklı tat veriyor. Aslında bana kendini başkasının sesiyle izlemek çok cool geliyor. Çünkü her ülkedeki sanatçı seslendirirken kendinden bir şeyler de katıyor.
O karışım hoşuma gidiyor.
UMARIM GENÇLER DOĞANIN ÖNEMİNİ KAVRAR
◊ Filmde her şey o kadar doğal ki, röportajımızın başında dediğiniz gibi filmin bilgisayarda yapıldığını unutup o dünyaya dalıyor insan izlerken. Siz neler hissettiniz hayvanların dünyasında?
- Chiwetel Ejiofor: Tarifsiz. Filmde verilmek istenen bir ders; doğal hayatın önemi ve kendi içindeki dengesi. Umarım filmi izleyen gençler, erken yaşta doğanın ve hayvanların önemini kavrayıp gerekli saygıyı göstermeye başlarlar.
◊ Afrika, sinemada çok fazla işlenen, anlatılan bir kıta değildi. Sonunda sinemacılar unutulan kıtaya gözleri çevirdi ve hikayelerini anlatmaya başladı...
- Chiwetel Ejiofor: İnan bana anlatılması gereken çok fazla hikayesi var. Oradaki kültürün zenginliği ve derinliği tartışılamaz bile. Hikayeler çok orijinal ve doğal. Hollywood’da henüz sadece yüzeysel anlatılıyor. Umarım sektörde yaşanan değişim, bize Afrika’nın da, dünyanın başka gizli hikayelerinin de anlatılmasını sağlar.
ÇOK YORGUNUM SIFIRLANMALIYIM
◊ Bundan sonraki projeleriniz neler?
Donald Glover: Bu çıktığım turne, benim son turnem. Çok yorgunum. Çok şeyi bir arada yaptım. Çok çalıştım. Şimdi ailemle olmalıyım. Biraz zamana ihtiyacım var. Sıfırlanmalıyım. Sıfırdan başlayarak toplumun neyi nasıl tükettiğini anlamaya çalışacağım. Sonrasını göreceğiz.