Aşkta şanslıyım

Yeni diziniz “Beş Kardeş” hayırlı olsun Serkan Bey. Nasıl gidiyor çekimler?
- Teşekkürler. Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ekim ayında başladık. Bölüm sürelerinin uzatılması nedeniyle biraz fazla çekim yapıyoruz. Şu an çektiğimiz 182 sahne var. Yoğun ama eğlenceli geçiyor...

Şikayetçi misiniz bu durumdan?
- Yok, değilim. Aile gibiyiz burada. Osman Sonant’la “Leyla ile Mecnun” dizisinde 4 sene gece gündüz beraberdik. Tansu Biçer ve Nadir Sarıbacak’la 10 sene tiyatro yaptık. Hepsi çok yakın arkadaşlarım. Fatih Artman da çok süper bir adam çıktı. Hep derler ya “Sette çok eğleniyoruz” diye, biz gerçekten çok eğleniyoruz. Nihal Yalçın, Melisa Sözen ve Serdar Orçin de çok iyiler.

Eski arkadaşlarınızla bir arada olduğunuz için adapte sorunu yaşamadınız o zaman?
- Evet, Onur Ünlü’nün senaryo diline de hakimiz hepimiz. Nasıl bir kafada olduğunu biliyoruz. O yüzden zorlanmadık.

SAİT, İKİ KADIN ARASINDA KALIYOR

Dizide canlandırdığınız Sait nasıl bir karakter?
- Sait, kardeşlerin en büyüğü. Anne-babaları depremde ölünce hayatını kardeşlerine adamış, onlara bakıp büyütmüş. Kardeşlerinin dördü de manyak olduğu için sürekli başlarına bir şey geliyor, hep bir aksiyon halindeler. Sait’in balık tezgâhı var, oradan gelen parayı kardeşleriyle paylaşıyor. Aileden kalan bir evleri var. Bir de çocukluk aşkı var işte...

Çocukluk aşkı var ama başka bir kadınla evliliğin arifesinde...
- Evet, çocukluk aşkı Fahriye (Melisa Sözen) onu bırakıp gittikten sonra mahalleden Canan’la (Nihal Yalçın) yeni bir düzen kurmak istiyor. Ama sonra Fahriye yeniden mahalleye dönüyor. Sait, elinde olmadan iki aşk arasında kalıyor...

Kardeşleri, Sait’in evlenme isteğini nasıl karşılıyor?
- Kardeşleri krize giriyor! Çünkü Sait, her şeyinden vazgeçmiş ve tüm hayatını onlara adamış. Ama belli bir zamandan sonra kendinin farkına varıyor, “Ben de varım bu dünyada” diyor.

Sait’in evden ayrılması, diğer kardeşlerin tüm hayatını değiştirir yani...
- Evet, çünkü Sait hem analık hem babalık yapıyor onlara. Sabahları çay demliyor, kahvaltıyı hazırlıyor, çamaşırlarını yıkıyor, ütülerini yapıyor, yemeklerini pişiriyor... Kardeşler ise hiçbir şey beceremiyorlar. Sait evin babası gibi görünüyor ama aslında evin annesi. Anaç birisi.

Siz de onun kadar hamarat mısınız, bu kadar ev işi yapar mısınız?
- Yaparım, bu anlamda benzer yanlarımız var. Ben yalnız yaşıyorum, evimde yemek de yapıyorum. Birileriyle yaşıyor olsaydım, kendim için yaptığımı onlara da yapardım. Kendimi çok yakın hissettiğim bir karakter Sait. Bu yüzden onu çok seviyorum.

HİÇ MANTIĞIMLA HAREKET ETMEDİM HEP KALBİM ÖN PLANDAYDI

Kardeşler, birbirine benziyor mu?
- Hepsi birbirinden farklı karakterler. Meslekleri de çok farklı. Biri imam, diğeri adliye muhabiri, öteki bodyguard, biri de aylak, hiçbir işi yok. Ama hepsi gerçekten dürüst, iyi ve sevgi dolu insanlar.

Sait’in hayatıyla ilgili bir pişmanlığı var mı?
- Kardeşleriyle ilgili bir pişmanlığı yok. Ama âşık olduğu kadınla ilgili bir derdi, acısı var. Onun gidişinden sonra kardeşlerine adıyor hayatını. Belki gitmeseydi, kendisini bu kadar unutmazdı.

Fahriye’nin mahalleye dönüşü, Sait’i nasıl etkileyecek?
- Büyük şok yaşayacak, tamamen aklı karışacak. İyi bir insan olduğu için Canan’a evlenme sözü vermiş ve onu hemen hayatından atamayacağı için iki kadın arasında kalıyor.

Acaba Sait, mantığını mı dinleyecek, kalbini mi?
- Valla o koduna çok bilgim yok. İzleyip göreceğiz.

Fahriye ile Canan’ın atışmalarını görecek miyiz?
- Evet. (Gülüyor) Gerçekten çok komik bir iş.

Siz hiç iki aşk arasında kaldınız mı?
- Kalmadım. Ben hiç mantığımla hareket edemedim, hep kalbim ön plandaydı. Sadece aşktan değil, yaptığım tüm işlerden bahsediyorum. Aslında Sait de kalbiyle hareket eden bir adam. Mantıklı olmaya çalışsa da beceremiyor benim gibi...

Aşk hayatınızda şanslı mısınızdır peki?
- Şanlıyım. Bununla ilgili bir güç varsa kırmamak gerekiyor.

HAYATIMIN SONUNA KADAR TİYATRO YAPACAĞIM

Dizi dışında gündeminizde bir sinema filmi var mı?
- Ali Atay’ın çektiği bir sinema filmimiz var. “Limonata” adı. Ertan Saban’la oynadık. Çekimler İstanbul ve Makedonya’da yapıldı. Nisan ayında vizyonda olacak. Onur Ünlü de yazacak galiba yazın bir şey, yaparız kesin.

Tiyatro çalışmanız var mı?
- Benim hayatımın sonuna kadar yapacağım, kalıcı mesleğim tiyatro. Yıllardır tiyatro yapıyorum. Dizilerim olsa da hiçbir zaman tiyatroya ara vermedim. Evet, biraz az uyuyorum ama çok fazla çalışmaktan şikayetçi değilim. Şimdi “Kuş” adlı yeni bir oyunumuz var, 15 gün sonra gala yapacağız.