Güncelleme Tarihi:
Onur Baştürk: Yazık, üzüldüm ben. Belli ki Caner’i hâlâ seviyor Asena. Hâlâ aklı onda. Hatta belki umudu vardı, bu ilişki bir gün biter diye. Ama hamilelik olayını duyunca belli ki çılgına döndü ve bu paylaşımı yaptı nasıl anlaşılacağını bile bile. Şuursuzca.
Ömür Gedik: Asena Atalay’ın paylaşımı tek kelimeyle “çirkin”. Eski eşini artık rahat bıraksın. Bu kadar kıskançlık, bu kadar çekememezlik fazla.
Kardeşinin doğum günü
partisine de gitmeseydi
Arda Turan, “Afrin harekatı sürüyor, orada savaş varken biz burada düğün yapamayız” dedi. Diğer taraftan Ali Sunal, mart ayı içinde Maçka Swissotel’de kardeşi Ezo gibi şaşaadan uzak bir düğün yapacak, fotoğraf paylaşmayacak, basını davet etmeyecek. Hangisinin yaptığı doğru?
Onur Baştürk:
Düğün yapmak vicdan azabına yol açıyorsa o zaman dışarı çıkıp bara da gitmemeli Arda. Hayat böyle değil. Devam ediyor, etmeli.
Ayrıca düğün yapmak kimsenin duyarsız olduğunu göstermez.
Sonuçta düğün hayatın önemli anlarından biri.
Ali Sunal’ın yaptığı daha mantıklı, daha iyi geldi bana. Gösterişten uzak yaparsan bu zamanda düğün de olur her şey de olur. Üstelik Arda bu sözünün ardından daha iki gün geçmeden evlendi.
Ömür Gedik:
Bu zamanda evlenilmez demek çok saçma bence.
Hem öyle söyleyip hem de iki gün sonra evlenmesi de garip .
Cengiz Semercioğlu:
Herkes Arda gibi düşünürse savaş nedeniyle bu düğün sezonunda kimsenin düğün yapmaması gerekiyor.
Hatta Arda kardeşinin doğum günü partisine de gitmeseydi o zaman...
Arda da pekala Ali Sunal gibi bir düğün yapabilir. Davul zurnayla sabaha kadar eğlenmezsin ama pekala sade bir tören yapabilirsin.
Sosyal medyada fotoğraf paylaşmazsın, gelenlerden de paylaşmamalarını rica edersin olur biter.
Ali Sunal böyle yapacak, kardeşi Ezo Sunal’ın yaptığı gibi. Bence tüm ünlüler düğünlerini böyle yapmalı.
Daha yapacak
çok şeyi vardı
Yaşar Gaga genç yaşta hayatını kaybetti. Sanat dünyasından çok sayıda isim, cenazesinde Gaga için gözyaşı döktü. Bu erken vedanın ardından neler söyleyeceksiniz?
Onur Baştürk: Baştan sona ilginç bir hayat hikayesi vardı Yaşar Gaga’nın. Şarkıcılığa zoraki adım atışı, albüm yapışı, sonra elinin tersiyle şarkıcılık kariyerini bir kenara itişi ve kendini Sezen Aksu’ya adaması. Daha sonra sanat dünyasının birçok ünlü ismiyle perde arkasında çalışması ve aslında sıkı bir organizatör haline gelmesi... Daha yapacak çok şeyi vardı elbet. Zekiydi, yaratıcıydı. Ama hayat tuhaf işte, kendi planını uyguluyor her zaman. Yaşar da erken ayrıldı aramızdan. Hem de çok.
Cengiz Semercioğlu: Yaşar Gaga’nın ne kadar sevildiğini görmek için cenazesine bakmaya gerek yok, “Alakasız Şarkılar” albümünde yer alan sanatçılara bakmak yeter. Bu kadroyu Yaşar Gaga’dan başkası bir araya getiremezdi ama bu kadar ünlüyü 1 yıl sonra cenazesinde buluşturdu ne yazık ki... Allah rahmet eylesin...
Ömür Gedik: Herkesin sevdiği, müzik sektörünü sevgi, saygı, hoşgörü ve üretim ortak paydalarında birleştiren, yeri doldurulamayacak biriydi. Çok erken gitti ama arkasında büyük bir sevgi seli bıraktı. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Koskoca meslek birliği ne hallere düştü
MESAM’a kayyum atandı, tepkiler üzerine önce Yavuz Bingöl ardından Ali Kocatepe görevi kabul etmediklerini söyledi. Coşkun Sabah ise görevi kabul ettiğini sevinç içinde açıklayınca sosyal medyada tepki gördü. Ünlülerin MESAM sınavını değerlendirelim.
Cengiz Semercioğlu:
Yavuz Bingöl keşke ilk anda görevi kabul etmediğini açıklasaydı, gereksiz tartışmaların ortasında kalmazdı. Coşkun Sabah ise hayatı boyunca meğer bu anı bekliyormuş gibi balıklama atladı olayın üzerine. Arif Sağ, Orhan Gencebay yönetimleri neyi yanlış yapmış da bunu doğrultacak isim Coşkun Sabah olsun?
Kültür Bakanlığı’nın bu müdahalesi MESAM’ı daha çok karıştırmaktan başka bir işe yaramaz...
Onur Baştürk: Koskoca meslek birliğinin bu hallere düşmesi çok üzücü. Bence sanatçılardan iyi yönetici olmaz. Bu yüzden daha çok saçma şeyler görmeye devam edeceğiz bu konuda.
Ömür Gedik:
Kayyum güzel bir şey değil ki, Coşkun Sabah neyin sevincini yaşıyor anlamadım. Seçimle başa gelmiş birinin yerine getirilen bir başkasının kamuoyu açıklamasının çok özenli ve hassas olması gerekir.
Umarım demokratik seçim için en kısa zamanda gerekli adaletli ortam sağlanır. Aksi halde olan meslek birliğinin imajına ve eser sahiplerine oluyor.
Sıla sahnede ateş ediyor artık!
Sıla’nın sahnesindeki değişimi nasıl buluyorsunuz? Avrupa turnesinde birbirinden iddialı kıyafetlerle sahneye çıktı. Eskiden sahnede bu kadar dişi görünmezdi. Neye bağlıyorsunuz bu değişikliği?
Cengiz Semercioğlu: Yıllardır söylediğimiz buydu zaten, Sıla’nın müzikal hayatının en zayıf yanıydı sahnedeki görüntüsü. Sahnede dişi görünmeyi, seksi olmayı müziğinin önüne geçecek bir unsur olarak görüyordu gereksiz şekilde. Boyu posu yerinde, giydiğini yakıştıracak güzel bir kadın olmasına rağmen. Neyse ki bu fikrinden vazgeçti, sahnede ateş ediyor artık.
Onur Baştürk: Ayrılığa şuna buna değil de, Sıla’nın gördüğü ilgiyle beraber özgüveninin daha çok artmasına bağlıyorum ben bu durumu. Bir de insan yaş aldıkça bedenine daha çok dikkat ediyor, tanıyor ve onu sergiliyor olmaktan da utanmıyor, sıkılmıyor. Sıla’nın yaşadığı da bu olsa gerek.
Ömür Gedik: Sıla eskiden de sahnede gayet dişi ve seksi görünüyordu bence. Ben o anlamda bir değişiklik görmedim. Her hali çekici ve güzel.
Eğlenceli bir ters köşe
Çarşamba günü başlayacak “Popstar”ın tanıtımında Bülent Ersoy, Elvis Presley şarkısı “It’s Now or Never”ı söyledi. Nasıl buldunuz yorumunu?
Onur Baştürk: Çok eğlenceliydi ve ters köşe fikirdi bence. O nasıl bir “tomorrow” demek öyle! Valla her dinlediğimde korkuyorum, kendime geliyorum. Bu tarz ters köşeler yapmaya devam etse keşke “Popstar”. Eskiden televizyonculuk böyle sürpriz şovlar demekti. “Popstar” bunu hatırlatacak gibi bize.
Cengiz Semercioğlu: Elvis Presley şarkısına Bülent Ersoy yorumu böyle olurdu ancak. Bülent Hanım televizyon programlarını konuşturacak şeyler yapmakta, dikkati program üzerine çekmekte mahirdir. Bu da “Popstar”daki ilk çalışması. Durun bakalım daha neler göreceğiz...
Ömür Gedik: “Söz vermiştim, vazgeçtim, kürk giyeceğim” dese de şarkıyı çok güzel söyledi.
Kötü anlar paylaşılmalı mı?
İzzet Yıldızhan, annesinin hasta yatağında çekilmiş videosunu paylaştı. Doğru mu, yanlış mı? Ünlülerin “özel hayat” paylaşımlarını tartışalım.
Onur Baştürk: Bu konuda emin değilim. Madem iyi anlarımızı paylaşıyoruz, neden kötü anlarımızı da paylaşmayalım ki? Sadece iyi anları göstereceğiz diye bir kural mı var?
Ömür Gedik: Herkesin özeli kendine. Kimi gizli tutmak, kimisi de paylaşmak ister. İzzet Yıldızhan da bunu paylaşmak istemiş, paylaşmış. Ben bunda bir sakınca görmüyorum.
Cengiz Semercioğlu: Ünlüler yıllarca gazetecilere “Özel hayata saygı gösterin” dedi, şimdi en özel hayatlarını kendileri sosyal medyada gözler önüne seriyor. Hastane yatağı bile dahil buna. Neden? Takipçi artırmak için, like almak için! Allah şifa versin diyelim İzzet’in annesine...
Böyle konuşunca
sempatik
olduğunu sanıyor
İrem Derici’nin “Bizden önceki nesilde karılar birbirlerini yedi” açıklamasını nasıl buldunuz?
Ömür Gedik: İrem meslektaşlarına, büyüklerine “karılar” diyerek samimiyeti fazla kaçırmış! Günlük hayatta bu jargonu kullanıyor olabilir, kendisine normal, samimi de gelebilir ama basına konuşurken daha özenli olması, kelimeleri seçmesi gerekirdi.
Cengiz Semercioğlu: Söylediği doğru da söyleme şekli yanlış. ‘Karılar’ sokak kavgasında söylenecek bir laf değil. Değil İrem’e kimsenin ağzına yakışmaz. İrem böyle konuşunca samimi, doğal ve sempatik olduğunu sanıyor. Ama bazen böyle baltayı taşa vuruyor işte...
Onur Baştürk: İrem’in tarzı/söylemi bu. Ben yadırgamadım. Dan dun konuşuyor ve çok da aldırmıyor. Ayrıca “karılar” lafını da kimsenin umursadığını sanmam.
Beklenen açıklama
sonunda geldi
Cansu Dere ve Engin Akyürek’in aşk yaşadığı iddiası haftalardır konuşuluyordu. Sonunda Dere dedikoduları kesin bir dille yalanladı. Hayaller suya mı düştü, yoksa beklenen bir durum muydu bu?
Onur Baştürk: Zaten zoraki bir aşk söylentisiydi bu. Kimse inanmamıştı. Beklenen bir durumdu elbet. Nereden çıktı, kim uydurdu belli değildi. Ama sosyal medyada sürekli böyle haberler çıktı. “Cadde’de gördüm, yemek yiyorlardı” diyen de oluyordu, “Şuradan çıktılar el ele” diyen de. Bir fısıltıyı gerçek kılmaya çalışıyorlardı ama neden, orası belli değil.
Ömür Gedik: Cansu’yla Engin’i zorla sevgili yapmaya kalktılar. Olmadı tabii. Cansu’nun bu açıklaması gayet beklenen bir açıklamaydı.
Cengiz Semercioğlu: Bir hayali dillendirdi birileri, bu hayali de pek çok hayranı satın aldı. Çünkü herkese bu ikiliyi yan yana görmek iyi geldi. Bunca zamandır neden yalanlamadıklarını anlamadım zaten. Belki yapımcıların kafasına onları bir dizide birlikte oynatma fikrini getirmiştir bu hayali aşk...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR