Güncelleme Tarihi:
2000’li yıllarda fantastik çocuk dizileri popülerdi. O dönemin dikkat çeken yapımlarından biri de “Bez Bebek”ti. Asena Keskinci, dizide Yağmur karakterine hayat veriyordu.
Keskinci, ilk olarak oynadığı reklam filmleriyle dikkat çekti ve 2 yaşında oyunculuğa adım attı:
“2 yaşında oyunculuğa başladım. Annem kıyafet tasarımcısıydı. Onun kıyafetlerini üzerime dolayıp evin ortasında dans edermişim. İnsanların beni izlemesi hoşuma gidermiş. Annem de bunun tatlı olabileceğini düşünüp beni ajansa yazdırmış. Normalde çocuklar için zordur ama ben hiperaktif bir çocuktum ve hareket halinde olmayı çok seviyordum. Evde durmaktan hoşlanmazdım. Mesela en büyük cezam koltukta oturmaktı. Dolayısıyla setlerden büyük keyif aldım. Oralar benim için oyun alanı gibi oldu.”
Oyuncu, ilk olarak reklam filminde rol aldığını sonra dizi setlerine geçtiğini söylüyor:
“İlk olarak reklamda oynadım hemen sonrasında Timuçin Esen’in ‘Hırsız Polis’ dizisinde rol aldım. Ardından sosis reklamı geldi. Orada çok dikkat çektim ve tanındım. Böyle bir annenin yanaklarını sıkıp ‘aman da aman, seni yerim’ dediğim reklam. O dönem sihirli diziler revaçtaydı ve çok istedim öyle bir şeyde oynamayı. O kadar istemişim ki reklam sonrası ‘Bez Bebek’ dizisinden teklif geldi.”
Teyzeler yanaklarımı
sıkmak istiyordu
“Pınar sosis reklamında yanak sıkıyordum. O yüzden sokakta benim de yanaklarımı sıkmak isteyen teyzeler oluyordu. Ama o zaman ünlülük kavramının farkında değildim. Hoşuma gitmediği anlar olabiliyordu. Liseden sonra ünlülüğü fark ettim. Arkadaşlarımın beni önceden tanıdığını öğrendim.”
Oya Aydoğan tüm çocuklara çok dikkat ederdi
Asena Keskinci, 2007 yılında yayınlanan “Bez Bebek”te başrolü Evrim Akın, Tan Sağtürk, Alpay Atalan, Oya Aydoğan, Ege Tanman ile paylaşıyor. Oyuncu, oradaki seti ise şöyle anlatıyor:
Sevinçten duvara
tırmanmaya çalıştım
Asena Keskinci, 2018 yılında Nuri Bilge Ceylan’ın ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan “Ahlat Ağacı” filminde rol alıyor. Keskinci, hayalini gerçekleştirdiğini söylüyor:
“Seçmelerde normalde yönetmen olmaz ama Nuri Bilge Bey oradaydı. Rolü alacağımı düşünmüyordum. Kadroda olduğumu öğrendiğimde ise abartmıyorum sevinçten duvarlara tırmanmaya çalışmıştım. Cannes’a da gittim. Orası çok heyecanlı bir yerdi. Hatta uzun süredir böyle bir heyecan yaşamamıştım. Kalbim çıkacak gibiydi. Enteresan bir deneyimdi. Nuri Bilge Ceylan’la çalışmak her oyuncunun hayali. Orayı bir set olarak değil de okulumun bir parçası olarak değerlendirdim. Hayata bakış açıma çok şey kattı.”
Keskinci, “Nuri Bilge ile çalışmak zor muydu?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Yaptığı işin ne olduğunu çok iyi bilen birisiyle çalışmak önemli. Ne derse yapıyor ve deniyordum. Tam teslimiyetteydim ve yönlendirdiği yere doğru gidiyordum. Benim için kendime bir meydan okuma gibiydi de...”
Çocuğunuz sette olmak
istemiyorsa asla zorlamayın
Asena Keskinci, çocuk oyuncu olma halini şöyle anlatıyor:
“Çocukluğumu dolu dolu yaşadım. Hatta güzel ve farklı bir çocukluk yaşadım. Annem hep konuşurdu benimle, ‘Oyunculuğa devam etmek istiyor musun’ gibi... Annem üzerime titrerdi, pedagoglarla çalışırdı. Sözleşmeleri yapmadan önce bana sorar ya da kararı ben verirdim. Şimdi set ortamı çocuklar konusunda daha bilinçli.
Oyuncu koçları var, set saatlerine daha çok dikkat ediliyor. Bizim zamanımızda bu kadar dikkat edilmiyordu. Çocuğunuz oyunculuk yapmak istemiyorsa asla zorlamayın. Kimi setlerde görüyorum, çocuklar asla istemiyor ve çok mutsuzlar. Hatta o sette olmaktan nefret ediyorlar ama yine de oynamaya devam ediyorlar. Son işimde bir çocukla oynuyordum. O cıvıl cıvıldı ve orada olmak çok istiyordu. Ama istemeyen çocuğa bunu zorlamak çok kötü.”
Keskinci, “Çoğu çocuk oyuncu mesleği bırakıyor. Sizin devam etmenizi sağlayan neydi” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Yaptığım işten çok keyif alıyordum, hatta iş olduğunu bilmeden keyif alıyordum. Kafamda çok fazla şey vardı. Çocukken balerin hatta dinozor olmak istiyordum. Oyunculuğu meslek olarak seçmemin avantajı oldu. Liseyi de güzel sanatlarda okudum. Şimdi de İstanbul Devlet Konservatuvarı son sınıftayım. Setlerden sadece konservatuvara hazırlandığım zaman uzak kaldım.”
“Vay canına, çok iyi oyuncu” demelerini istiyorum
Asena Keskinci, oyunculuğa devam ediyor ve tiyatro sahnesine çıkmaya hazırlanıyor:
“Set temposu yorucu ama çok seviyorum. O yüzden geçen yaz bir dizide daha rol aldım. Çocukluğumdan beri ekranda olduğum halde her işimde ayrı heyecanlanıyorum. Son işimde bir şarkıcıyı canlandırdım, bir öncekinde inanılmaz fakir ve hırslı bir kızdım. Dolayısıyla hepsi ayrı bir farklılık. Şu an konservatuvarın son sınıfında olduğum için bir oyun sahneleyeceğiz. Sınıf arkadaşlarımla hazırladığımız bir oyun. Turneye de çıkacağız. Çehov’un ‘Martı’ metnine çalışıyoruz. Orada Nina karakterini canlandırıyorum.”
21 yaşındaki oyuncu, gelecek hedeflerini ise şöyle anlatıyor:
“Hayat gösterecek, gelecekte ne olacağını. Hedeflediğim izleyicinin, ‘Vay canına, çok iyi oyuncu’ demesi. Yaptığım işlerin yurtdışında da gözükmesi... En büyük keyif aldığım şey insanların oyunculuğumu beğenmesi.”