Arda Kural: Değişmedim, normale döndüm!

Güncelleme Tarihi:

Arda Kural: Değişmedim, normale döndüm
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2022 07:55

Arda Kural, sağlık sorunlarını geride bıraktı... Mental ve fiziksel olarak tekrardan ayağa kalktığını söyleyen Kural, yeni projelere hazır olduğunu belirtti. 1999 yılında “Eyvah Kızım Büyüdü” dizisiyle tanınan oyuncu ile dünden bugüne kariyerini konuştuk. Kural, hayatı boyunca hep yalnız olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Arda Kural, 1999 yılında “Eyvah Kızım Büyüdü” dizisiyle ekrana geldiğinde “Türkiye’nin Leonardo DiCaprio’su” diye tanıtıldı.

Oyuncu, birçok gençlik dizisi ve filminde rol aldı. Kural, 2012’de sağlık sorunları nedeniyle oyunculuğa ara verdi. Aradan geçen zamanda oyuncu, hem mental olarak kendini iyileştirdi hem de fiziken değiştir.

Arda Kural, oyunculukla ilk tanışmasını şöyle anlatıyor:

“Annem ve babam, ben 15 yaşındayken ayrıldı. O yaşta reklam filmlerinde rol almaya başladım. Kardeşim ve annemin sorumluluğunu ben üstlenmiştim. Tabii ki yaşananlar yüzünden mutsuz ve zor dönemler geçiren bir aileydik. O yaştan itibaren kardeşimi de büyütüp yetiştirdiğim için memnunum. İşim ise yıldız olmaktı. Ve bir şekilde insanlar beni kabul edip, sevmek zorundaydı. O şekilde oyunculuğa ilgim başladı. Kral TV’nin makyaj müdürü Corci ile aynı bölgede oturuyorduk. Beni o keşfetti. İlk Kral TV’de VJ olarak ortaya çıktım.”

Haberin Devamı

Arda Kural: Değişmedim, normale döndüm

Haluk Bilginer bendeki gizemleri fark etti

Arda Kural, 1999’da Haluk Bilginer, Yıldız Asyalı gibi isimlerin rol aldığı “Eyvah Kızım Büyüdü” dizisinde yer almasını şöyle anlatıyor:

“Kral TV’de popüler olunca ‘Eyvah Kızım Büyüdü’nün senaristi Tayfun Güneyer benimle ilgilenmeye başladı. Ve beni dizinin kadrosuna dahil etti. Bana ‘yeni yıldızım’ diye hitap ederdi. Tayfun Güneyer, popüler olduğumu ve dizi için çok iyi olacağımı düşünüyordu. Ve beni etkileyip o diziye soktu. Sete ilk gidişim ise iki soruyla baş başa kalmamla oldu. Kamera önüne geçtiğimde ya çok iyi yalan söyleyip seyirciyi kandıracaktım ya da tamamen dürüst olup duygularımı ifade edecektim. Ben çok iyi yalan söyleyip sanki gerçek duygularım mutlu ve normalmiş gibi davranmayı seçtim. Bu seyirciye itici gelse de bende bir ışık gördüler.”

Oyuncu, dizideki asıl amacını ise şöyle ifade ediyor:

“Genç kızlardan günde 2 bin mektup alıyordum. Ve o sırada en çok istediğim şey, gerçek hayatta da Yıldız Asyalı ile aşk yaşamaktı.”
Kural, “Haluk Bilginer ile çalışmak size neler kattı?” sorusuna şu yanıtı veriyor:

Haberin Devamı

“Haluk Abi benimle pek ilgilenmezdi ve beni özgür bırakırdı. Oyunculuğumdan etkilendiğini fark ediyordum. Fakat bende başka bir şeyler bulduğunu hissediyordum. Sanırım gizemlerimi fark ediyordu. Ben de farkında değilmişim gibi davranmaya devam ediyordum. Ama yıldızımı çok yükselten bir yıldız olduğu için ona teşekkür ederim.”

Arda Kural: Değişmedim, normale döndüm

Beni tanımıyormuş gibi davranıyorlar

Arda Kural, ünlü olmanın nasıl bir duygu olduğunu şöyle anlatıyor:

“İnsanlarda itici bir his oluşmuştu. Beni tanıdıklarını ve ilgilendiklerini bildiğim halde, beni tanımıyormuş gibi yapıp ilgilenmiyormuş gibi hissediyordum. Sanki beni kimse tanımıyordu. Bu uzun yıllar böyle devam etti. Hâlâ bile böyle.”

Haberin Devamı

Oyuncu, hayranları tarafından başına gelen en tuhaf olayı şu sözlerle dile getiriyor:

“Stand-up gösterisi yaptığım dönemde turneye çıkmıştık. Organizatör kartpostalımı basıp para karşılığı satmıştı. Ben bunu oyun sırasında öğrendim. Yaptığım şey bir hataydı ama hepsinin paralarını iade edip kartpostalları bedavaya vermiştim. Sonra organizatörle aramız bozuldu. Bu tip hatalarım yüzünden, sürekli düşüşler yaşadım. Ama beni hâlâ yüksek bir yerde tutan şey, halkın yalancı bir dürüst olmamı sevmesiydi.”

Leonardo DiCaprio’ya benzetilmekten mutsuzum

Arda Kural, 2008’de çekilen “Emret Komutanım” dizisinde Sarp Levendoğlu’nun kendisini her anlamda zorlaması hakkında “Oradaki baskı büyük bir kıskançlığın dışa vurumuydu. Bu kıskançlık, insanların beni sevip ilgilenmesiyle de alakalı değildi. Beni her şeyin dışında tutuyorlar ve ilgilenmiyorlardı. Onunla alakalıydı” açıklamasını yapıyor.

Haberin Devamı

2010 yılındaki “Kubilay” filminin çekimleri sırasında ruhsal anlamda sıkıntılar yaşayan oyuncu, “Kubilay filmini çekerken ülkem için fedakarlık yapacak düşüncelere yoğunlaşmıştım. Ama bir şeyler ve birileri de bana düşman olmaya devam ediyordu. Kırılma noktası buydu” diyor.

Oyuncu, “Bu hayatta en büyük destekçiniz kimdi?” sorusuna “Ben hep yalnızdım” yanıtı veriyor.

Leonardo DiCaprio’ya benzerliği için de , “Gafil ve mutsuzum. Çünkü herkes önce kendi olabilmeli” diyor.

Yeniden ayağa kalktım

Uzun süre sağlık sorunlarıyla uğraşan Arda Kural, yeniden ayağa kalktığını dile getiriyor:

“Yalnız başıma girdiğim birçok savaşı kazanmayı başardım. Sonunda yeterli gücü hissederek, yoluma, mesleğime ve de insanlara geri döndüm. Bundan sonra ne olacağını zaman gösterecek.”

Haberin Devamı

41 yaşındaki oyuncu, bir gününün nasıl geçtiğini şöyle anlatıyor:

“Bu sıralar her şey çok canlı. Menajerim Temmuz Karikutal ve arkadaşım şef Emrah Kaya ile uçsuz bucaksız bir hayal serüveninin içindeyiz. Yazdığım senaryolarım ve yapmak istediğim filmler var. Topluma yön verecek şeyler yapmak istiyorum. O yüzden sinemayı kitlesel bir iletişim aracı olarak kullanabilirim. Oyunculuk ile ilgili her şeyi menajerim yönetiyor. Birçok proje ile görüşmelerimiz devam ediyor.”

Kural, oyunculuğa dair hayalini şu sözlerle dile getiriyor:

“Artık sevilsem de ilgilenilsem de ilgilenilmesem de gerçekçi duygularımı saklamaktan vazgeçeceğim. İyi oyuncu dürüst olabilendir. Ve bu yüzden gerek işim, gerekse hayatım dolu dolu olmalı.”

Arda Kural: Değişmedim, normale döndüm

İstediğim rolleri hep başkalarına verdiler

Arda Kural, kendisine 2000’lerde gelen rolleri şöyle tarif ediyor:

“Asi, kavgacı, bıçkın karakterlerde beni düşündüklerini bildiğim halde, daha romantik, naif, komik rollere yönlendirdiler. Gelen projelerde de yer alma sebebim, işim devam etsin diyeydi. İstediğim rolleri ve yarattığım vizyonu hep başkalarına verdiler. Ama insanlar benim öz karakterimi ve yarattığım hisleri görmek istedi. Yani beni o asi ruhlu karakterlerde görmek istediler. İki projede bu şekilde görünebilmiştim, ‘Lise Defteri’ ve ‘Kurşun Bilal’.”

Ece Erken’in ağlaması için tokat attım

Oyuncu, 2003’te rol aldığı “Lise Defteri”ndeki set ortamını şöyle anlatıyor:

“Lise Defteri’nin teklifi bana geldiğinde, Mustafa Altıoklar ‘seni kötü, Sarp’ı (Levendoğlu) iyi karakterde oynatacağım’ demişti. Öğrencilik dönemim, yaşadığım ortam, zaten o kötü karakterdi. Bense o imajı silmeye çalışıyordum. Önce rolü reddettim. Sonra beni olduğum kişiyle yüzleştirerek, bunun sevilecek bir şey olduğunu düşündürdü. Ece’nin (Erken) ilk oyunculuğuydu. Sette sürekli kavga etsek de birbirimizi severek yaklaşırdık. Bir gün rol gereği ağlaması gerekiyordu. Ama beceremiyordu. Ona kayda girmeden bir iki saniye önce tokat atıp ağlattım. Emre Altuğ ise yıldızımızdı. Ama nedense parlamam için bir şeyler yapıyordu ve bana yol açıyordu. O yüzden Emre benim için her zaman büyük bir yıldız olarak kalacak.”

Arda Kural: Değişmedim, normale döndüm

Hâlâ vasat bir oyuncuyum

Arda Kural, ünlü olmanın avantajı ve dezavantajı hakkında “Ünlü olmanın avantajı, insanların seninle ilgilendikleri halde ilgilenmiyormuş gibi yapmaları... Bu da değerli olduğumu hissetmemi sağladı. Dezavantajı ise hâlâ vasat bir oyuncu oluşum” açıklamasını yapıyor.

Değişmedim normale döndüm

Değişim, özüme dönmemle alakalıydı. Sadece düşünsel olarak birçok gerçeğin, birçok kültürün ve birçok farklı tipin içinden geçtim, gittim. Sonuçta özüme dönmem değişim değildi. Değişmedim aslında normale döndüm.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!