Güncelleme Tarihi:
◊ Yeni şarkınız “Hodri Meydan” radyolarda sıkça çalıyor. Mesela ben yolda gelirken 5 kez duydum.
- Bunu duyduğuma çok memnun oldum. Senden önce de bir radyoya konuktum ve onlarla da konuştuk. Eğer bir şarkı arabaların içinden bangır bangır duyuluyorsa, o iş olmuştur.
◊ Son albümle birlikte başka bir ivme kazandığınızı düşünüyorum. Bu durumun farkında mısınız?
- Onu anlamıyorum. Dışarıya çıkıp tanıtım yaparken geri dönüşleri aldıkça farkına varıyorum. Ekipçe çok ince eleyip sık dokuyoruz. Şarkıyı teslim ettikten sonra gerisi sizlere kalıyor. Son albümde özellikle, “Bengü iyi bir şarkıcı, iyi bir müzisyen, iyi bir konser sanatçısı” ya da “Yerini sağlamlaştırdı” gibi yorumlar geldi. Bunları ben de hissetmeye başladım.
SAHNEDE BAMBAŞKA BİR KADIN OLUYORUM
◊ Yıllardır sizi tanıyorum ve hiç değişmediniz. Var mı bunun bir sırrı?
- Aile olabilir, kendini bilmek olabilir, yanımdaki insanların da yıllardır aynı isimler olması ve benimle benzer karakterde olması diyebilirim. Şöhret denilen şey bana sürreal geliyor. Ayda bir İzmir’e gidip, büyüdüğüm odada zaman geçiriyorum. Aklımı kaçırmamak için! Başarı arttıkça birçok gence örnek teşkil etmem gerekiyor. Her attığım adıma dikkat etmek zorundayım. Büyük de bir yük var üzerimde. Şımarmak için değil, ekstra dikkat etme durumundayım. Lisedeki dostlarımdan kopmadan dengeliyorum. Böyle yaşamayı seviyorum. Sahneye çıktığım zaman bambaşka bir kadın oluyorum.
◊ Nasıl bir kadın oluyorsunuz?
- “Hodri meydan” diyen kadın işte. Orada ben de anlamıyorum ne oluyor. Nefes almadan devam ediyorum. O bir aşk. Bu işi aşkla yapan insan ayakta kalır. Gerisi zor. Benim geldiğim ekol de öyle. Ben Kenan’ın (Doğulu) öğrencisiyim. Onunla da bağım hiç kopmadı. Hâlâ ondan fikir
alıyorum.
DiNLEYiCiLERiMLE BÜYÜDÜM
◊ Öncesinde görsellik odaklı bir çalışma vardı. Şarkılar bu kadar ön planda değildi...
- Bunu başarmışız, ne güzel. Sonuçlar da bunu gösteriyor. Uzun bir yol bu aslında. Ufak yaşta bu işe başladığım için dinleyenlerle büyüdüm. İlk şarkımı söylediğimde 20 yaşındaydım. Şarkınla, mazinle ve duruşunla peşinden birilerini sürüklüyorsan bu işin bütününü yakalamışsın demektir. İlmek ilmek, müziğini, sesini bularak, hatta saç tarzını bile bularak geliyorsun. 15 senedir bu piyasanın içindeyim ama aynaya bakarken de “Bu benim saçım, bu benim stilim” diyorum. Bir de kadınlar 35’inde kendini buluyor sanırım. Şimdi kendi ruhumu, altın çağımı yaşıyorum. İstediğim şeyi üretiyorum. Çok çalışıyorum karşılığını da alıyorum.
◊ Slow parçalar sesinize daha çok yakışıyor ama özellikle dikkat ediyorum, hızlı parçalarda da sözler hep slowlardaki gibi acılı, efkarlı.
- “Hodri Meydan”da da acı var. “Feveran”, “Sahici”, “Yaralı” desen, onlar öyle. Hareketli parça da olsa ağlak tarafı var. Dinlediğin zaman acıyı, isyanı alıyorsun. Ben de sesimle onu verebiliyorum. O da yorumculuk kimliği. Her şarkıda bir tribe giriyor, karşındakini de o ruh haline sokuyorsan iyi yorumcusun demektir. Bazen bütün şarkıları birbirine benzetirsin ama yorum demek, dinlediğinde “Bunu Bengü söylüyor ve her şarkıda başka bir şey yapıyor” dedirtebilmek.
◊ Bazı isimlerin elinden çıkan şarkılar birbirine benziyor. Siz yapım sürecine ne kadar müdahil oluyorsunuz?
- Aranjör arkadaşlarım uzun yıllardır dostum. Mustafa Ceceli, Erhan Bayrak, Volga Tamöz... Onların hayatındaki dostluk yerimin dışında da beni bir şarkıda duyduklarında hemen söylerler. Birbirimizi iyi tanıdığım için müdahaleye çok da gerek kalmıyor. Belki mix, mastering döneminde “Şunun sesini biraz açalım” diyebiliyorum.
AŞK iÇiN DOĞRU iNSANI BEKLiYORUM
◊ Birçok kişi aşk hayatınızı merak ediyor...
- Abuk sabuk kararlar verip kendimi olmayacak insanlarla yoracağıma doğru insanı bekliyorum. Bekliyorum derken o gelir beni bulur. Samimiyetle söyleyeyim, öyle bir ihtiyacım da yok.
◊ Ama her insan aşka ihtiyaç duyar.
- Tabii ki bir hayat arkadaşım olsun isterim. Ama şu an yok. Yok yani ne yapayım?
◊ Ben evde Bengü dinlerken “Mutsuz mu acaba, ne bu şarkılar” diyorum.
- “Kapıda Yalnızlık”ı dinlediğimde ben de kendime acıdım. O kadar içli söylemişim ki... Belki de o şarkıları bu kadar güzel söyleyeyim diye mi yalnızım, düşünüyorum...