Güncelleme Tarihi:
◊ Yeni projeniz hayırlı olsun, “Tutsak” ile yeniden ekrandasınız. Neler söylemek istersiniz?
- Teşekkür ederim, hepimiz için hayırlı ve uğurlu olsun. Ekip olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Dizi hak ettiği ilgiyi gördükçe de mutlu oluyoruz.
◊ Dizide Bennu karakterine hayat veriyorsunuz. Bennu bugüne kadar canlandırdığınız rollerden farklı. Bu sizin özellikle tercih ettiğiniz bir şey mi?
- İlk bölümü okuduğum anda Bennu karakterinin benim olmasını istedim. Bennu’nun tek boyutlu olmaması, geçmişi ve yaşam enerjisi beni içine çekti. Ben daha önce canlandırdığım rollerin benzerini canlandırmak istemiyorum. İzleyicinin bana bir projede “ailemizin kızı” deyip, başka bir projede “cadı gelin” demesi hoşuma gidiyor. Çünkü hayatım boyunca başka başka karakterlere hayat vermek, deneyimlemek ve onlarla büyümek istiyorum. Bu nedenle seçim yaparken ilk dikkat ettiğim unsur, benim için farklı bir karakter olması. İkinci unsur da çalışacağım ekip, yönetmen ve oyuncu arkadaşlarım.
HAMİLELİK ZORLUYOR
◊ Bennu hamile. Bu durum çekimlerde zorluk yaratıyor mu size?
- Gerçek hamilelik zor olsa gerek ama ben sadece giyinirken zorluk yaşıyorum. Mutlaka birinin yardımına ihtiyaç duyuyorum. Bir de bağlanan karın ve üzerine giydiğim kostüm sıcak havalarda bunaltabiliyor. Ama neyse ki havalar soğudu artık. (Gülüyor)
◊ Hemen hemen her projenizde bambaşka bir imajla izleyici karşısına çıktınız. Bu sizin tercihiniz mi?
- Karakter için fiziksel değişime her zaman sıcak bakıyorum. Kilo alıp vermek, daha olgun ya da genç görünmek ve daha bir sürü şey yapılabilir. Tek bir nokta önemli benim için; doğallığıma zarar verecek bir şey olmaması. Estetik bir müdahale asla olmamalı, çekim bittiğinde ben tekrar Güneş olabilmeliyim. İmaj değişimi de kostüm giymek gibi, karakteri destekleyen ve tamamlayan noktalardan biri. Bennu karakteri için de saçıma ışıltı atıldı ve çıtçıtlar takmaya karar verdik. Bence sonuç güzel de oldu.
OYUNCULUK AŞKI 13’ÜMDE BAŞLADI
◊ Biraz da sizi tanıyalım, hikayeniz nerede başlıyor?
- İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Öğretmen bir anne-babanın ikinci çocuğuyum. Bir abim var.
◊ Oyunculuğa nasıl başladınız? Hep hayal ettiğiniz bir şey miydi?
- 13 yaşındayken annem beni “Kelebekler Özgürdür” oyununa götürmüştü ve ben oyundan çok etkilenmiştim. Ailemden beni tiyatro kursuna göndermesini istedim. Kurslarda aldığım eğitimle sahne tozunu yuttukça, konservatuvar okumak ve bu mesleği ömrümün sonuna kadar yapmak istediğimi anladım. Önce İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği’ni, ardından Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdim. Ankara’da 4.5 yıl yaşadım, sevdim de orayı fakat İstanbul’u başka seviyorum.
◊ Oyunculuk dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız?
- Tiyatro 1 numaram. Oyunculuk adına beslendiğim, idman yaptığım ve kendime inancımı sağlamlaştırdığım vazgeçilmez yer sahne benim için. Sanatın her dalına ilgim var, özellikle müzik ve dansa. Hayallerimde bir dansçı ya da müzisyenin hayatını oynamak var.
◊ Son olarak “Tutsak” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Heyecanla ve severek çalışıyoruz ekipçe. İzleyicilerin yorumlarını duymaktan mutlu oluyorum. Teşekkür ediyorum, bizi izlemeye devam edin...
OYUNCU OLMASAM SEYYAH OLMAK İSTERDİM
◊ Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz? Neden?
- Oyuncu olmasaydım dünyayı gezen bir seyyah olmak isterdim. Ya da bir sürü enstrüman çalan ve besteler yapabilen bir müzisyen...
ŞENER ŞEN’İN GELİNİ
◊ Bugüne kadar hayat verdiğiniz karakterlerden sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
- En çok etkileyen şu oldu diyemiyorum, daha oynamak istediğim çok rol var. Ama bu yaz hayatımın en güzel deneyimlerinden birini yaşadım, Yavuz Turgul’un son filmi “Yol Ayrımı”nda Şener Şen’in gelinini oynadım. Ufak bir rolüm olsa da hayran olduğum ustalarla aynı sette olmak unutulmaz bir deneyim ve mutluluktu.