Güncelleme Tarihi:
◊ Ahmet Bey, son dönemde iş dünyasında adınızı çok sık duyuyordum. “Bin dolarla başladı, 50 milyon dolarlık patron oldu” deniyor sizin için. Böyle bir yükseliş açıkçası bana gerçek üstü geldi.
- Ama gerçek.
◊ Ama nasıl?
- Başlangıç rehberlikle oldu. 1990’lar, İstanbul’a yeni gelmişim.
◊ Öncesinde neredeydiniz?
- Ağrı-Doğubayazıt. İstanbul’a 18’imde geldim.
◊ Ailenizle mi?
- Yanımda sadece büyük abim vardı. O inşaat işlerinde çalışıyordu, ben de arada refakat ediyordum.
REHBERLİKTEN GÜNDE 100 DOLAR KAZANIYORDUM
◊ Ama ilk sıçrama inşaat sektöründe gerçekleşmemiş.
- Doğru. Benim Arapçam iyiydi. Arkadaşım “Türkiye’de inanılmaz derecede Arap turist potansiyeli var. Onlara eşlik edersen hem iyi para kazanırsın hem de Arapçanı geliştirirsin” dedi. O gün Esentepe’deki 5 yıldızlı bir otelde bir Arap ailesiyle tanıştık. Onlara 10 gün boyunca rehberlik yaptım.
◊ İstanbul’a yeni gelmemiş miydiniz, nasıl rehberlik yaptınız?
- Orası ayrı hikaye. Akşamları oturup saatlerce araştırma yapıyor, önce kendim öğreniyordum gidilecek mekanları. Bana bu fikri veren arkadaşım da yardım ediyordu.
◊ İyi kazandınız mı o işten?
- Rahmetli Özal’ın zamanında Körfez ülkelerinden inanılmaz bir turist akını vardı çünkü. Biz de onları gezdiriyorduk. Günlük 100 dolara yakın kazanıyordum. Aradan 1 ay geçti, rehberlik yaptığım bu ailelere bir de ev kiralamaya başladım.
OTELİN GÜVENLİK MÜDÜRÜ BİZİ YAKALADI
◊ Evleri nereden buldunuz?
- İnsanlarımız yaz döneminde güneye tatile gittiklerinden, buradaki evlerini genellikle Araplara kiraya veriyordu. Günlük 100 dolar kazanırken rakam 300 dolarlara çıktı.
◊ Kolay para mı?
- Nereden baktığınıza bağlı. (Gülüyor) Mesela tam 5 yıldızlı bir otelin kapısından kiralık eve götürmek üzere bir aileyi almıştık, otelin güvenlik müdürü bizi yakaladı. Allah’tan aldığımız turist çok sağlam çıktı, “Sizi Turizm Bakanı’na şikayet ederim. Bu öz irademdir, beni zorla alıkoyamazsınız” dedi.
◊ Nereden nereye...
- Öyle. Zaten neredeyse 20 yıl sonra o güvenlik müdürü ile bir yerde karşılaştık. Bana ne dedi biliyor musunuz? “Öyle bir hırsla başladın ki bu işe, sonunda hiçbirimizin hayal edemeyeceği noktaya geldin”...
BİZ KAPILARINI ÇALDIK ONLAR GERİ ÇEVİRDİ
◊ Yaz biter turist gider. O zaman ne oldu?
- Bir çeviri şirketi kurduk. Bütün dünya dillerine çeviri yapıyorduk. Şirketi açtıktan 5-6 ay sonra otellerle çalışmaya başlamıştık bile. Bir gün Amerika’nın çok büyük bir firması, Macaristan ofisi üzerinden bize iş teklifinde bulundu. Tekliflerini kabul ettik. Günümüzde halen kullandığımız yazılım programıyla da o firma sayesinde tanıştık. Devamında Türkiye’de ne kadar yabancı holding, ne kadar araç ithal eden firma varsa başladık çalışmaya.
◊ O yazılım bütün kapıları açtı.
- Yok, açmadı. Biz kapılarını çalardık, onlar geri çevirirdi. Biz de dönüp bir daha çalardık kapılarını. Yılmadan... Türkiye’deki ne kadar üretici firma varsa yüzde 80’i ile çalışıyorduk. Dünyanın 44 ülkesinde bize bağlı çevirmenlerimiz vardı.
◊ Arapça mı biliyorsunuz?
- İngilizce ve Arapça. Bu arada biz o işi 27 yıldır birlikte çalıştığımız bir arkadaşımıza devrettik. Gayrimenkul sektörüne merak sardım.
◊ O merak nasıl başladı?
- 2004’te Bodrum’a geldim. İlk evim Güvercinlik tarafındaydı. Yaz boyunca kalsam diye düşündüm ama bir yandan da para kazanmaya devam etmem gerekiyordu.
◊ Nasıl bir çözüm buldunuz?
- Her yaz mutlaka bir yer alır satardım buralardan. Böylece hem tatil paramı çıkarır hem vergimi öderdim. Bu işe iyice alışınca 2010’da Küçükbük’te 40 dönümlük bir arazinin alımı için girişimde bulunduk. O arazinin aşağı yukarı 300 sahibi vardı. 3 yıl boyunca hepsiyle tek tek görüşüp ikna etmemiz gerekti. Sonunda tamamını aldık. O arazinin önünde ise şu an oturduğumuz bu otel bulunuyordu. Bunun da yarı hissesini satın aldım, diğer yarısını da kiraladım. Burada rezidans tipi 18 dairemiz var.
EVLERİMİZDEN BİRİNİ KAAN YILDIRIM ALDI
◊ Şu an devam eden kaç projeniz var Bodrum’da?
- Dört...
◊ Zor bir dönem seçmişsiniz büyük yatırımlara girişmek için...
- Evet ama önemli olan zoru başarmak. 2016 yılında bizim Bodrum’da birkaç arsamız vardı. Birincisi Koyunbaba’daki 10 dönüm araziydi. Toplam 86 daire yaptık. Burası Gümüşlük ile Yalıkavak arasında tasarım ödüllü bir proje. Dairelerin yüzde 65’ini 2017’de sattık. Sonrasında gelen krizler bizi çok etkilemedi.
◊ Bugüne kadar ne kadarı satıldı o dairelerin?
- Sadece yüzde 10’u kaldı. Yaşam da çoktan başladı. Hatta bir tanesini Kaan Yıldırım’a sattık.
BİR LAHMACUNU DA 300 LİRAYA SATMAYALIM YANİ
◊ Ya burası, Serafina Mare Residence?
- 20 milyon liranın üzerinde bir yatırım yaptık. Güzel bir beach’imiz var. Eş dost huzurlu bir şekilde vakit geçirebilsin istedik açıkçası. Tanıdıklar gelsin, bizim de huzurumuz kaçmasın. Burada bir lahmacunu 300 liraya satmayalım yani...
◊ Sizin menüde rakamlar hiç de uçuk değil.
- Biz bu yıl fiyatlarda herhangi bir değişiklik yapmadık. Geçen seneki fiyatları aynı kaldı. Şezlonglarda da öyle. Bizim tek amacımız pandemi dönemini sağlıklı şekilde atlatmak.
GENÇLERDE ÖZGÜVEN SIKINTISI VAR
◊ 18 yaşından bugünlere hiç ivme kaybetmemiş bir başarı grafiğiniz var. Gençlere ne söylemek istersiniz?
- Gençler benim hayat hikayemi alsınlar, kendilerine yol haritası yapsınlar. Başarısız olmak diye bir şey yok, tembellik var. Bazı gençlerimizi tenzih ediyorum ama genellikle anne baba sayesinde birçok şeyi hazır bulduklarından, iş çalışmaya gelince tökezliyorlar. Çünkü ciddi bir özgüven eksikliği ve sıkıntısı var. Benim hayatıma baksınlar. Anadolu’nun bir köyünden kalktım, Türkiye’nin diğer ucuna geldim. Ben nasıl başardım? Her şeyin başı, çalışacaksın. Başarılı bir iş insanı olmak istiyorsan gerekirse 12 saat, hatta yeri gelecek 24 saat çalışacaksın, başka yolu yok. Eğer bir hedefin, hayalin varsa tabii...
TÜRKİYE’DEKİ EVLERİNE GELEMİYORLAR
◊ Avrupa Birliği, korona salgını nedeniyle kapanan Türkiye sınırlarını açmadı.
- Ama açacaklar. Türkiye’yi seven Almanların yüzde 50’sinin hayalinde bir an önce Türkiye’de tatil yapmak var şu an. Ayrıca burada evi olan da çok yabancı var. Adamlar şu an evlerine gelemiyor.
◊ Kızınız Yeşim de burada... İş dünyasına ısınma turları mı bu?
- İnşallah ileride işleri ona devredeceğiz. İngiltere’de King’s College’da okuyor. 5 sene sonra da bu işlerin başına o geçecek.