Güncelleme Tarihi:
Onur Baştürk: Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Bir cenaze töreninde insanın aklına nasıl fotoğraf çekme düşüncesi gelir? Bu apaçık cenazeye, vefat eden kişinin yakınlarına saygısızlık.
Bir de “Nasıl insanlarsınız siz?” diye üste çıkmamışlar mı, inanılır gibi değil. Gülriz Sururi cenaze töreni istememekte sonuna kadar haklıymış!
Ömür Gedik: Ben de Ayşen Gruda’nın cenazesindeydim. Ve ne yazık ki fotoğraf çektirme derdinde olan o insanlara birebir şahit oldum. Ünlü avındaki ünlü cenazesi takipçileri genelde Teşvikiye Camisi’ni mesken tutarlardı ama bu kez Zincirlikuyu’ya da geldiler. Bence bunlarla cenazelerde tek bir ünlü bile fotoğraf çektirmemeli ve ciddi tepki göstermeli. Önlerine geçmenin başka çaresi yok. Acıya saygıları sıfır çünkü.
Cengiz Semercioğlu: Bu sosyal medya denen şey bütün değerlerimizi altüst etti. Ahlak, vicdan, insanlık gibi en temel değerlerimiz yozlaştı. Demek ki Gülriz Sururi cenaze töreni yaptırmamakta haklıymış. Sururi, “Cami avluları kokteyl alanına dönüşüyor” diyordu, şimdi selfie merkezine dönüştü. Bu ne ayıptır, ne saygısızlıktır. Ünlüyle fotoğraf çektirip sosyal medyasında yayınlayacak. Yere batsın sizin sosyal medyanız.
O masumiyeti özlüyoruz
Gül Sunal, 1976 tarihli bir fotoğrafı paylaşarak “Şimdi bir tek ben kaldım bu fotoğraftan” diye yazdı. O fotoğrafta geçen hafta kaybettiğimiz Ayşen Gruda, Halit Akçatepe, Kemal Sunal, Tarık Akan, Adile Naşit ve Ergin Orbey vardı. Sunal’ın bu duygulu paylaşımını ve bir dönemin sembollerinin teker teker aramızdan ayrılmasıyla bir dönemin kapanışını Konsey değerlendirdi.
Cengiz Semercioğlu: Çocukluğumuzun masumiyeti yok olup gidiyor bu isimlerle birlikte. Yeşilçam’ın değerlerini kaybettikçe, yıllar geçtikçe o insanların ne kadar kıymetli olduğu ortaya çıkıyor. Bize büyük güzellikler kattılar, hayatımızı renklendirdiler, bizi mutlu ettiler.
Her birine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Onur Baştürk: Hayatın çizgisi bu, elden bir şey gelmiyor. Ama asıl üzücü olan o kapanan dönemi özlememiz. Sadece nostaljik bir özleyiş değil, o masumiyeti özlüyoruz hepimiz.
Ömür Gedik: Ayşen Gruda’nın cenazesinde Yılmaz Gruda “Büyük oyuncularla oynadı, onların hiçbiri burada yok” diye sitem ettiğinde şunu düşündüm, “Çoğu gitti zaten, gelecek kimseler o kadar azaldı ki...” Yıldızlar birer birer kaydı gitti gözümüzün önünden. Çocukluğumuz, gençliğimiz veda ediyor bize. Ne diyebilirim ki, asla unutmayacağız, sevgi ve saygıyla anacağız.
Sıkıcı bir söylem
Ozan Doğulu’nun eşinden boşanmasına sebep olarak gösterilen Hera, “Ayrılık sebebi ben değilim. Bizim ilişkimiz boşandıktan sonra başladı. O ana kadar patron ve sanatçıydık” diye açıklama yaptı. Konsey o bulanık sınırı tartıştı...
Cengiz Semercioğlu: Dedikodular boşanmadan önce başlamıştı. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye boşuna dememişler. Hera, Ozan boşandıktan sonra aşk yaşadıklarını kabul etti. Artık öncesinin bir önemi de kalmadığı için gereksiz bir savunma olmuş.
Ömür Gedik: Bildiğim bir şey var. Kalpte bitmeden bir başka ilişki başlamıyor. İster evli ister boşanmış olun, bir başkasına aşık oluyorsanız önceki ilişkiniz zaten bitmiş demektir. Birine aşıksanız bir başkasını gözünüz de gönlünüz de görmez. Yani Hera ve Ozan’ın başlama nedeni ya da zamanının boşanmayla bir ilgisi yok, biten bir ilişkiyle ilgisi var.
Altın klozet de alsın
Altın kaplamalı mobilyalar yapan bir firmanın mağazasını ziyaret eden Kerimcan Durmaz 250 bin TL değerinde 24 ayar altın kaplama mobilya aldı.
Ömür Gedik: Konuşulmak için tabii ki. Param var, lükse yatırırım demek için. Nasıl ki zenginler son model gösterişli arabalar, saatler vs. alıyorlar. Kerimcan da gösterişli mobilya almış.
Cengiz Semercioğlu: Yetmez altın kaplama klozet de alsın kendine. Yaptığının bir şey olduğunu anlar belki. Bu görgüsüzlüğün sonu yok. Bu aymazlığın sonu yok. Hadi yaptın bunu neden insanların gözüne sokuyorsun. Hoş insanların gözüne sokmak için yapıyor zaten. Yukarıda Yeşilçam’ın efsanelerini konuştuk, birinden şöyle bir görgüsüzlük gördünüz mü?
Kadın erkek herkes delirdi
Oyuncu Fırat Altunmeşe, üç yıldır birlikte olduğu sevgilisi tarafından Bebek’te darp edildiğini açıkladı. Yüzü çizilmiş halde paparazzilere yakalanan Altunmeşe, “Âşık olduğum kadın bana bunu yaptı” dedi. İkili ilişkileri saran bu şiddet sarmalına ne diyorsunuz?
Cengiz Semercioğlu: Şiddetin kadını erkeği olmaz. Hepsi aynı. Kadına uygulanan da, erkeğe, çocuğa, hayvana uygulanan şiddet de son bulmalı. Şiddetin dozunun her yerde arttığı bir topluma, dünyaya dönüştük. Tabii suratı tırmıklanırken Fırat Altunmeşe’nin ne yaptığını da bilmiyoruz bu arada...
Onur Baştürk: Kadın erkek herkes delirdi diyesim geliyor. İnsan sevgilisiyle sözlü olarak kavga eder tamam da, böyle zarar vermek neyin kafası? Herkes psikopatlaştı, kesin bilgi.
Bu pozun nesi kötü
Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan çifti bornozlu bir fotoğraflarını paylaştı. Takipçiler fotoğrafı “edepsiz” buldu. Altuğ hemen takipçilere ayar verdi. Peki gerçekten bornozlu fotoğrafın nesi edepsiz?
Onur Baştürk: Bornozlu fotoğraf tabii ki edepsiz değil. Takipçiler bazen saçmalıyor ama fotoğraf estetik de değil hani. SPA’ya giderken koymuşlar ama ı-ıh olmamış sevgili Atacan çifti.
Cengiz Semercioğlu: Sosyal medyada yapılan saçma eleştirilerden biri. Bu fotoğrafa edepsiz demek için çıldırmış olmak lazım. Karı koca SPA’ya giderken bornoz giymiş, daha normal ne olabilir ki?
Ömür Gedik: Milletin işi gücü yok herhalde, bornozla poz vermeye takmışlar. Karı kocanın böyle poz vermesinin nesi kötü ben anlamadım.
Yıllardır iyi giden evliliği kıskanmanın alemi yok.