Güncelleme Tarihi:
Cengiz Semercioğlu: Didem Soydan sosyal medyanın seksi provokatör ismidir. Ama yaşadığı hayatı da provokasyon olsun diye göstermiyor. Nasıl yaşıyorsa, nasıl hissediyorsa öyle yaşıyor, onu da göstermeyi seviyor. Çok da iyi yapıyor. Didem’in fotoğrafları da, takipçileriyle diyalogları da olay...
Sadece bir gece kalmış
Arda Turan’ın kayınpederinin Aslıhan Doğan’ın olaylardan yıpranmaması için kızını doğuma kadar kendi evine götürdüğü iddia edildi. Bu iddiaya ne diyorsunuz? Doğru olabilir mi? Kayınpeder haklı mı?
Ömür Gedik: Hamilelik zaten kendi içinde duygusal gelgitleri olan bir süreç. Üstüne bir de Aslıhan’ın son dönemde yaşadıklarını koyun. Hiç de kolay olmasa gerek. Aslıhan’ın ailesinin hem kızları hem de doğacak torunları için bir süreliğine böyle bir karar alması normal karşılanabilir.
Onur Baştürk: Benim duyduğuma göre sadece bir gece öyle bir şey yaşanmış. Arda’ya kızdıkları için. Sonra mesele hallolmuş. Öyle bir şey yok yani. Ayrıca şu da mantıksız: Bir kadın doğuma kadar kendi evinde kalmak ister. Rahatı ve konforu için. Neden böyle bir şeyi kabul etsin?
Cengiz Semercioğlu: Doğru olsun ya da olmasın Arda Turan eşine bunları yaşattığı için kendinden utanmalı... Bir kadının en hassas, en sıkıntılı olduğu dönemlerin başında geliyor hamileliğinin son haftaları. Ailesi de bu sıkıntılı gününde anne-kızın yan yana olmasını istemiş olabilir.
Demet, İstanbul
havası gibi
Demet Akalın boşandıktan sonra küslükleri birer birer bitiriyor. Önce Gülben Ergen’le eğlenmeye gitti. Son olarak küs olduklarına dair haberlerle anıldığı Işın Karaca ile barıştı. Küslüklerin bitmesi için Demet’in boşanması mı gerekiyormuş?
Onur Baştürk: Küs müymüş ikisiyle de, valla haberim yoktu. Demet’in eskiden de sıkı kız arkadaşlıkları vardı. Demek ki boşanmasıyla beraber yeniden o “kız gücü” günlerine geri dönüyor. Aslında sadece o değil, tüm kadınlar boşandıktan sonra kız arkadaşlarına yaslanmaz mı, onlardan destek almaz mı? Çok normal bu.
Cengiz Semercioğlu: Demet’in küsüp ya da barışmasının boşanmasıyla ilgisi yok... Evliliği sürerken de böyleydi. Çünkü tepkilerini anında gösteriyor, küslüğü de barışı da hemen bitebiliyor. Demet Akalın, İstanbul havası gibi her an değişebilir...
Ömür Gedik: Demet Akalın tipik bir boşanma sonrası dönemi geçiriyor. Kadın arkadaşları ile eğlenmeye gitmesi, onlarla daha sıkı fıkı olması gayet normal. Ve tabii bu dönemde eskiden şu ya da bu nedenle uzak kaldığı, küs olduğu insanlarla da tekrardan yakınlaşıyor. Kötü gün demeyelim ama kadın kadına gezilen dönemlerin dostlukları başladı diyebiliriz.
Benmerkezci yaklaşım
Tülay Demir’in geçen haftaki konuğu Tuba Ünsal, “Kendimi bir erkeğe beğendirmek için bir şey yapmadım. Kadının var olmak için bir erkeğe ihtiyacı yok” dedi. Bu sözler gerçekçi geldi mi size?
Onur Baştürk: Biraz “benmerkezci” buldum bu yaklaşımı. Elbette herkesin bir yolculuğu var, bu yadsınamaz. Ama flört esnasında illa ki karşı tarafa kendimizi beğendirmek için bir şeyler yapıyoruz. Farkında olmadan bakışlarımız değişiyor filan. İlla büyük şeyler yapmak gerekmiyor yani.
Cengiz Semercioğlu: Son cümlesinde ne kadar haklıysa ilk cümlesinde o kadar haksız. Kişi kendini karşı cinse beğendirmek için uğraşır. Yoksa soyumuzu sürdüremezdik Tuba...
Ömür Gedik: Evden dışarı çıkarken güzel giyinmeye çalışıp, makyaj yapıyorsak bunları kendimiz için yapmıyoruz herhalde. Kadın erkek fark etmez, hayatın olayının bir parçası da insanın kendisini karşı cinse beğendirmesi üzerine kurulu.
Telif meselesi
abartılmaya başlandı
Candan Erçetin, sahne aldığı tıp kongresinde, doktorların cep telefonuyla görüntü almasını “Telif hakkı var, çekemezsiniz. Güvenlik işbaşına” diyerek engelletti ve bu sözleriyle yuhalandı. İzleyicilerin bir kısmı ise salonu terk etti. Candan abarttı mı, yoksa haklı mı?
Cengiz Semercioğlu: MSG’nin (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) başkanı olduktan sonra durumu abarttı herhalde... Bu telif meselelerinde en hassas olan kişi rahmetli Kayahan’dı. Çıktığı TV programlarının kaç tekrar yayınlanacağı için bile sözleşme yapardı... Candan Erçetin telefonla görüntüye itiraz ederek yeni bir çığır açtı. Bizde bu telif meselesi iyice abartılmaya başlandı.
Ömür Gedik: Şarkıcıların ellerinde telefon tüm konseri çeken, konseri hem kendilerine hem de sanatçıya zehir eden izleyicilerden pek hoşlanmadığını biliyoruz. Candan buna karşı olan rahatsızlığını dile getirmiş olabilir. Ama telif hakkı olayını hiç anlamadım. Diğer yandan sanatçı bir uyarı yaptı diye yuhalamak da manasız.
Onur Baştürk: Bu tür özel etkinliklerde sanatçılar konseri izlemeyi bırakıp dakikalarca görüntü alanlara kıl oluyor. Hele bir de flaşla filan çekiliyorsa. Sanırım Candan Erçetin de bu duruma sinir oldu. Ve tepkisini bu şekilde gösterdi. Bir de gerçekten bu cümleyi tam kurdu mu kurmadı mı, emin değiliz. “Güvenlik işbaşına” lafını özellikle. Eğer söylediyse tepkisi biraz abartılı. Ama seyircinin yuhalaması da...
“DEPRESYON HIRKASI”NIN SON SAHİBİ: UFUK BEYDEMİR