Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2015 01:27
1940’lı yıllarda, ünlü Hollywood yıldızlarıyla magazin basınında adından sıkça söz ettiren, 27 Mayıs 1960 İhtilali’yle birlikte Yassıada Mahkemeleri’nin sanıkları ve hükümlüleri arasında yer alan armatör Ali İpar, 12 Haziran 2015’te, 94 yaşındayken Brezilya’da vefat etti. İpar, aynı Güney Amerika ülkesinde toprağa verildi.
Ali İpar’ın dillere destan bir yaşam öyküsü vardı. Türkiye’nin varlıklı ailelerinden Hayri İpar’ın oğluydu. Galatasaray Lisesi’nde öğrenim gördü. Ardından da Amerika’ya giderek, San Francisco Üniversitesi’nde yüksek öğrenimini tamamladı.
Cumhuriyet’in ilk sanayici işadamlarından olan baba Hayri İpar’a “Türkiye’nin Şeker Kralı” derlerdi. Çünkü Alpullu Şeker Fabrikası’nın kuruluşunu Kazım Taşkent ve Şakir Kesebir’le birlikte gerçekleştirmişti.
Hayri Bey, bugün hâlâ Galatasaray’da varlığını koruyan ve büyük tarihi değer taşıyan Mısır Apartmanı, İstanbul’un eski belediye başkanlarından Cemil Topuzlu’nun Çiftehavuzlar’daki muhteşem köşkü ile Bebek sırtlarındaki tam 80 dönümlük İpar Korusu’nun da sahibi olmuştu.
HOLLYWOOD YILDIZLARIYLA TATLI BİR HAYAT SÜRDÜİpar Ailesi, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Amerika’ya gidip, Los Angeles’ın ünlü Beverly Hills semtinde bir malikaneye yerleşti. Ali İpar, bu yeni ve ışıltılı ortamda, Hollywood’un ünlü yıldızlarıyla tanışma fırsatı buldu; hatta Rita Hayworth’la çılgınca bir aşk hayatı yaşadıkları söylendi ve yazıldı. İpar’ın Hollywood dünyasındaki bu hızlı yaşantısı, kendisini Amerikalı güzel yıldız Virginia Bruce’la evliliğe kadar götürdü.
Hollywood çapkını İpar, dünya film sektörünün merkezinde hem sanatçı, hem de yapımcılarla o kadar içli dışlı oldu ki, bir ara senaristliğe dahi soyundu. Ardından da “Woman in The Night” isimli filmin senaryosunu yazdı.
Hollywood aşkları Ali İpar’ı daha sonra film prodüktörü yaptı. İpar, 1950’lerde Yeşilçam’ın ünlü yapımcılarından Turgut Demirağ ile birlikte ilk renkli Türk filmi “Salgın”ı çekti.
SERVETİ VE ŞÖHRETİ ONU YASSIADA’YA DÜŞÜRDÜ27 Mayıs 1960 İhtilali’nden sonra kurulan Yassıada Mahkemeleri, DP iktidarının yöneticileriyle birlikte armatör Ali İpar’ı da sanık sandalyesine oturttu. Hakkında hazırlanan iddianamede, ABD’den üç şilebin satın alınmasında yolsuzluk yapıldığı ileri sürülüyordu.
Siyasi tarihimizde “İpar Transport Gemi Davası” olarak anılan yargılamada, Ali İpar’la birlikte devrin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu da sanık sandalyesine oturdu. Duruşmada, Ali İpar’la Yassıada Mahkemeleri’nin Başkanı Salim Başol arasında ilginç tartışmalar yaşandı. Bu arada, Fatin Rüştü Zorlu da savunması sırasında şunları söyledi:
“Soruşturma suçlu araması değil, illa da bir kimsenin suçlandırılması şeklinde yapılmıştır. İlla suçlu çıkarılacaksam ve usûl de bu ise, boynum kıldan incedir.”
Duruşma sırasında tanık olarak dinlenen Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri, Büyükelçi Hasan Esat Işık ile New York Başkonsolosu Orhan Kutlu, vermiş oldukları ifadelerde, Ali İpar’ın Amerika’dan şilep alımında hiçbir usulsüzlük olmadığını söylediler.
İpar Transport Davası, 19 Ocak 1961’de karara bağlandı. Ali İpar, Dışişleri mensuplarının lehte ifadelerine rağmen hem ağır bir para cezası, hem de iki yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Bu arada, bir yıl ağır hapis cezası alan Fatin Rüştü Zorlu’nun yanı sıra Başbakan Menderes ve Bakanlardan Medeni Berk ile Hasan Polatkan da sanıklar arasına dahil edilerek, birer yıl hapis cezası aldılar.
8 YIL ÖNCE VATANINA DÖNMEK İSTEDİ AMA OLMADI
Ali İpar, aynı zamanda Türkiye’nin ilk otomotiv sanayi şirketleri arasında yer alan Otosan’ın da kurucu ortağıydı. Yassıada Mahkemeleri’nde aldığı iki yıllık hapis cezasını çekti. Daha sonra yurtdışına çıktı.
Yassıada Mahkemeleri’nin ünlü avukatlarından eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Ali İpar’ın avukatlığını yaptı. İpar’ın yurt içi ve yurt dışındaki hukuk mücadelesi uzun yıllar sürdü.
Ünlü armatör, daha sonra Brezilya’ya yerleşti. 8 yıl önce, tekrar vatanına dönmek istedi, ama onu gerçekleştiremedi. 94 yıllık fırtınalı yaşam, Brezilya’da son erdi. Amerika’dan getirdiği üç gemi de Haliç’te çürüdü...