Güncelleme Tarihi:
- 90’lar fırtınası tüm hızıyla, hatta daha artarak devam ediyor. Bu proje nasıl doğdu?
- Metin Özülkü: Uzun zamandır Hakan Eren’le aklımızda böyle bir düşünce vardı. Daha önce Gazino Show projesini yapmıştık. Sonra da sevdiğimiz arkadaşlarımızla bu projede buluştuk, bunun talebini de görüyorduk sektörde.
· 90’ları özel kılan şeyler neler?
- Metin Özülkü: 90’lı yıllarda yapılan şarkılar bugün hâlâ çok ilgi görüyor, gençler tarafından da çok beğeniliyor. Anneler çocuklarına öğretiyor. Derken bunun bir ihtiyaç olduğu fikri hasıl oldu. Farklı gruplar playback denemelerini yapmıştı. Biz ise canlı program yapmayı tercih ettik.
EMEKLİLİK YOK
- Bu işin emekliliği var mı?
- Ortak cevap: Yok!
- Metin Özülkü: Ben ayakta olduğum sürece 90’larla ilgili sahnede olacağımı hayal ediyorum.
- Hakan Eren: Sahne tozu yuttun mu sahneyi bırakamazsın. 70’ler hâlâ sahne yapıyor. Yok öyle bırakmak diye
bir şey. Ayrıca 70’ler taş gibi şarkı okuyor. 2000’ler playback yapıyor.
MÜZİSYEN KALİTESİ YÜKSEKTİ
- 90’ların mottosu nedir desem?
- Sibel Alaş: 90’lar özgünlük zamanıydı. Bir şarkı başladığında kime ait olduğunu biliyorduk.
- Jale: Samimi ve özgün olmak. Tutmuş bir şeyin peşinden gitmemek.
- Reyhan Karaca: Ben müzisyen olmak olduğunu düşünüyorum. 90’larda herkes eğitimliydi. Müzisyen kalitesi yüksekti.
- Metin Özülkü: Yeni-lenme ve yeniliklerin getirdiği heyecan.
- Hakan Eren: Yenileşmenin başladığı zamanlardı. Sosyoekonomik şeyler sahnelere de
yansıdı. Hayat o yıllarda daha ucuzdu, insanlar eğlenmeye çıkıyorlardı. Hepimiz her gece çalışıyorduk. 70’lerde İstanbul’da 30 tane gazino vardı. 90’larda İstanbul’da 100’den fazla kulüp tıka basa doluyordu.
- Metin Özülkü: 70’lerde haftada 7 gün çalışıyorduk, 2 gün de matine suare yapardık. Çocuktum o zamanlar, 11-12 yaşlarındaydım.
- Hakan Eren: Ne kadar çok sahne yaparsan o kadar kaliteli iş çıkıyor. Ama şimdi haftada 2 gün program yapılıyor. Oysa ne kadar çok canlı okursan o kadar gelişiyorsun, o kadar iyi oluyorsun, sahneye o kadar da hâkim oluyorsun.
HASTALIK SONRASI BİR DAHA ŞARKI SÖYLEYEMEM SANIYORDUM
-Bu ekip ortak bir şarkı yapar mı?
- Metin Özülkü: Albüm serisi yapıyoruz ama yeni şarkı da yapmak lazım. O kadar çok çalışıyoruz ki, vakit kalmıyor.
- Jale: Valla çok çalışıyoruz. Söz dinleyen bir grubuz. Sıralamada da “sen önden çıktın, ben sonradan çıktım” diye bir şey yok.
- Sibel Alaş: Benim bu ekibe özel bir teşekkürüm var. 90’lar projesi olmadan önce çok büyük hastalıktan çıkmıştım ve bir daha hiçbir zaman sahneye çıkıp şarkı söyleyebileceğime inanmıyordum. Öyle bir sırtlandılar ki beni, ayağa kaldırdılar. İlk çıktığımda elim ayağım titriyordu, şimdi dans eder oldum.
- Egolar, kıskançlıklar şarkıcılığın ve oyunculuğun özünde vardır. Sizde durumlar nasıl?
- Sibel Alaş: Sadece kulis sorunu yaşıyoruz. Çünkü kulisler hep tek şarkıcıya göre ayarlanmış...
- Metin Özülkü: Hepimizde ego var. Ama birbirimizi o kadar güzel idare ediyoruz ki, dostluğumuzun üzerine toz gelmiyor.
- Sahnede yaşadığınız komik bir anı var mı?
- Metin Özülkü: Ben çoğunlukla isimleri şaşırıyorum. Sonra çıkacak ismi önce anons ediyorum falan.
- Jale: Beni unutmuştu!
- Sibel Alaş: Reyhan’ın da düşme huyu var.
- Reyhan Karaca: Vücudumun etrafına tekerlek takacaklar yakında! Bir de Hakan’dan şikâyetçiyiz.
- Hakan Eren: Neden biliyor musun; ekibe “Sahnede haberlik bir şey yapın” diyorum çünkü...
10 KİLO VERDİKTEN SONRA DİREKT AÇACAĞIM!
- Sahne kıyafeti ne kadar önemli?
- Jale: Grubun en yaşlısıyım. Ama en kuduruğuyum. Oramı buramı da açıyorum bir yere kadar. Ama botoks motoks yaptırmadığım için ekibin en buruşuk olanıyım. Hatta şey yazıyorlar; “Jale çok çökmüş”. Halbuki Jale’nin enerjisi tavan. Bunların ikisi (Reyhan Karaca ve Sibel Alaş) benim yanımda hanımefendi.
- Reyhan Karaca: Ben bir 10 kilo verdikten sonra direkt açacağım!
- Sibel Alaş: Gülşen gibi görünsem ben de giyerim o kıyafetleri. Popoma kadar etek giyiyorum, bacaklarım güzel diye. Kadının her yeri güzel, neden açmasın?
- Reyhan Karaca: Yerine göre giyinmek önemli. Gece kulübünde çıplak çıplak şarkı söylemek abesle iştigal. Büyük konserlerde, açık havada şovunu yaparsın ama gece kulübünde belli bir yerde durmak lazım. Çünkü altta masalar var, yukarı bakıyorlar.
DİJİTALLEŞME İLE KOLAY ULAŞILAN MÜZİK DEĞERSİZLEŞTİ
- Dijitalleşme konusunda neler söyleyeceksiniz?
- Metin Özülkü: Bir şeye kolay ulaşıyorsak, değeri kayboluyor. Dijitalleşmenin çok güzel özellikleri var. Her şeyi anında dinleyebiliyorsun. Ama bu sefer kıymetli olmuyor. Mesela 70’lerde, 80’lerde bir plak almak için neler çekerdik. Londra’da Pink Floyd’un plağını aldığımda inanılmaz büyük bir yatırım yapmışım gibi çok sevindim. Şimdi artık şu çıkmış, tak basıyorsun, dinliyorsun. İnsanın hoşuna gidiyor ama sahip olma durumuna erişemiyorsun, fazlalaşamıyorsun.
- Sibel Alaş: Benim başka bir problemim var dijitalleşmeyle ilgili. Hepimiz kullanıyoruz Spotify, YouTube falan. Bir süre sonra ben ne dinliyorsam hep benzerlerini öneriyor. Yeni bir şey keşfetme ihtimalimi alıyor elimden.
- Metin Özülkü: Bir de daha basit üretim. Hem müzikalite hem de görsel anlamda. Mesela 90’larda bir klip çekileceği zaman günlerce oturulup konuşulurdu. Şimdi öyle değil.
- Pop bir gün ölecek mi?
- Hakan Eren: Pop asla ölmez.
- Hedef kitleniz kaç yaş?
- Metin Özülkü: Bizim hedef kitlemiz 24 ila 60 yaş arası.
- 18-24 yaş arasını yakalamak için sahnede ne yapıyorsunuz?
- Metin Özülkü: Hiçbir şey yapmıyorum. 18’i yakalayayım derken birileri gibi 24 ve 60’ı kaybetmek istemiyorum. Biz 90’lar için oradayız. Onun için geliyorlar, farklı şeye gerek yok.
- Jale: Ben de hiçbir şey yapmıyorum. Ben keyif alırsam dinleyen de keyif alır, eğlenir.
- Hakan Eren: Sosyal medyalarımızdan konser görüntülerine bakınca şunu görüyorlar; herkes konserlerde çok eğleniyor. En önemlisi bu.
EROL BÜYÜKBURÇ GENÇLERİ YAKALAMAK İSTERKEN ÇOK TOKAT YEDİ
- Az önce “Birileri gibi hedef kitlesi derdinde olmadım” dedin, kimdi o birileri?
- Metin Özülkü: Erol Büyükburç kirvemdi. Türkiye’nin en büyük ilk starı. Ben onun evinde büyüdüm. Türkiye’de ilk defa alafranga müzik yapan kişiydi. 45 yaşından sonra gençleri yakalamak adına acayip şeyler yapmaya başladı. Bunları yaparken de çok tokat yedi. Beklemediği reaksiyonlarla karşılaştı. Kendi içinde çöküş yaşadı. Bana dedi ki; “Sen algısı yüksek bir çocuksun, yaptığım doğruları da, yanlışları da gör”. O yüzden belki de pop şarkısı yapmıyorum. Jenerik ve film müzikleri yapıyorum ama pop yapmaktan korkuyorum. Eski yaptıklarıma zarar gelsin istemiyorum.
ESKİDEN MÜZİK VARDI, SÖZ VARDI ŞİMDİ TÜM ŞARKILAR RİTİM ÜZERİNE
- 90’larda müziğe eklenen şeyler neler?
- Metin Özülkü: 70’lerde yabancı şarkıların Türkçe söz yazılmış halleri vardı. 80’lerde arabesk geldi. Taverna ile karıştı. 90’larda makamsal çok sesli pop müzik oluştu. Sezen Aksu bunun öncülerindendir. Enstrüman anlamında stüdyolara bilgisayar eklendi. Dünya sound’una yaklaşma başladı. Analog bitti, dijital başladı.
- Hakan Eren: 90’larda Garo Mafyan, Attila Özdemiroğlu, Metin Özülkü, Onno Tunç müziği var. Bunları ayırabiliyordun, söz var, melodi var. Şimdi şarkılar ritim üzerine ve hepsi aynı gibi.
90’LARA DAMGA VURANLAR
- 90’lardan ilk üç şarkınızı alayım...
- Metin Özülkü: Levent Yüksel “Med Cezir”, İzel “Hasretim”, Kenan Doğulu “Yaparım Bilirsin”.
- Jale: Sezen Aksu “Gülümse”, Yonca Evcimik “Abone” ve Reyhan Karaca “Sevdik Sevdalandık”.
- Sibel Alaş: Gökhan Kırdar “Yerine Sevemem”, Sertab Erener “Yara”, Tarkan “Dön Bebeğim”.
- Reyhan Karaca: Sezen Aksu “Hadi Bakalım”, Aşkın Nur Yengi “Sevgiliye”, Mustafa Sandal “Gidenlerden”.
- Hakan Eren: Yıldız Tilbe “Delikanlım”, Sezen Aksu “Hadi Bakalım”, Tarkan “Şıkıdım”. Dünyaya açılan bir şarkı “Şıkıdım”.
90’LARIN ŞARKICILARININ BİR KISMI CANLI SÖYLEYEMİYOR
- Reyhan Karaca: Zannediliyor ki 90’lardan herkes canlı şarkı söyleyebiliyor. Ama bu gerçek değil. 90’lardan herkes canlı performans yapamıyor. O dönemde de canlı konserler veren seçilmiş 90’lar var. Metin Özülkü müzisyen olarak kimin canlı söyleyip kimin söyleyemeyeceğini tespit etti ve bizi bir araya getirdi, maharet onda.
- Hakan Eren: Repertuvar seçimimiz de çok isabetli, program boyunca hit olmayan veya insanların bilmedikleri tek bir şarkı çalınmıyor. Program o yüzden hep eğlenceli. Hiçbir zaman tempo düşmüyor.