Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2014 01:10
Kendisiyle barışık, içinde bulunduğu yaş döneminden son derece memnun, hayata ve işine tutkuyla bağlı. Gücü sevdiğini inkâr etmiyor ama aynı zamanda içinde duygusallık barındıran naif bir Balık kadını o... “Denizsiz ve sevgisiz yaşayamam” diyen Burçin Terzioğlu, Women’s Health dergisinin ekim sayısı kapak güzeli oldu.
“Poyraz Karayel” dizisiyle yeniden evlerimize konuk oluyorsun. Sette nasıl bir ortam var?
- Herkes işini profesyonelce yapıyor. Tek derdimiz elimizden gelenin en iyisini yapmak. Hep söylerim, setler benim oyun parkım ve yaşam alanım. Burada da hem eğleniyoruz hem de sektördeki diğer meslektaşlarım gibi çok çalışıyoruz. Yeni bir set, yeni bir iş, yeni insanlar... Ve artık “Poyraz Karayel” diye yeni bir ailem var.
Film teklifleri de geliyor mu? Seni yakında bir sinema filminde izleyecek miyiz?
- Evet geliyor. En son geçen sene, yurt dışında çekilen bir filmi diziyle aynı zamanda yürütmeye çalıştım ve gerçekten çok zorlandım. Hem dizi, hem film biraz yorucu oluyor. Şu an için yeni dizi projeme odaklandım. Ama zaman ne gösterir bilmiyorum.
Şimdiye kadar oynadığın rollerden kendine en yakın bulduğun hangisi oldu?- Kendini bir karakterle ilişkilendiremezsen, tutunacak sana yakın bir dal bulamazsan, zaten oynayamazsın. O yüzden kendime en yakın hissettiğim karakter diye bir şey yok. Onların hepsi aslında benim, birbirimizin parçalarıyız. Ayrım yapamıyorum, bu yüzden onları severek canlandırmak kalıyor bana.
Örnek aldığın, idolün olarak gördüğün bir oyuncu var mı?İdol olarak gördüğüm biri olmadı. Ama dünya sinemasını iyi takip ederim. Farklı oyunculuk stillerini araştırırım. Sinemada gerçekten aşkla izlediğim oyuncular var. Mesela Meryl Streep, Natalie Portman, Marion Cotillard, Juliette Binoche...
TEK BAŞINA KAZANILMIŞ ZAFERLERİM VAR HAYATTA
Burçin Terzioğlu oyuncu kimliğinin dışında nasıl bir kadın?- İnsanın kendini anlatması çok zor. İyi bir şey söylesen bir türlü, kötü bir şey söylesen başka türlü.
Balık burcu kadınıyım. Duygularımla hareket ederim. Tüm kafa karışıklıklarımı suyun yanında temizlerim. Kalabalık ve yüksek ses hiç bana göre değil. Denizsiz ve sevgisiz yaşayamam. Ailem ve dostlarım benim için her şeyin önündedir. Güçlü biri olduğumu düşünüyorum. Tek başına kazanılmış zaferlerim var hayatta, birçok savaştan galip çıkmışlığım var. Kısacası gücü severim. Hayatın her alanında... Kendimle barışık bir yapım var. Çünkü bence önce kendini sevmelisin ki başkalarına verebilecek sevgin olsun. İç savaşlarım yoktur. Mutlu ve huzurluyum.
Peki, kendinle ilgili en sevdiğin şey?- Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi iyi bilirim. Bu hayatımı kolaylaştıran bir şey. Egolarımı hiçbir zaman karşımdakinden üstün tutmam. Öncelik insandır. Dinlemeyi iyi bilirim. Dinlemek cehaleti önler, öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğrenci olmayı hep sevdim. O yüzden alışveriş yapabileceğim insanlara yaşamımda yer açıyorum.
Kendini güzel buluyor musun? Sence güzellik ne anlama geliyor?
- Güzellik anlayışım biraz farklı benim. Güzellik içten dışa vuran bir ışık aslında. Ne falsolu yüzler vardır, bakmaya doyamazsın. Ne altın kurala uyan hatlar vardır da ağzını açtığında bir cümle söndürür tüm güzelliğini. Bir bütün olmak lazım hayatta. Güzellik tek başına başarı değil. Ben iyiliğin ve düzgün bir kişiliğin süsü olarak görüyorum güzelliği. Ama bakımlı ve sağlıklı bir beden, güzelliğin tamamlayıcısı tabii. Ben kendimi güzel buluyor muyum, zor bir soru bu... Zaman zaman diyelim.
MATFAKLA UĞRAŞMAK TERAPİ GİBİ GELİYOR
Dizi setleri çok yorucu oluyor biliyoruz. Bu yoğun tempoda sağlığını korumak adına neler yapıyorsun?- Sağlıklı beslenmeye çalışıyorum, düzenli detoks yaparım mesela. Cildimi ve organlarımı dinlendirmek için iyi bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Boş günlerimde uykumu almaya dikkat ediyorum. Çünkü konsantrasyonum ve cildim için çok önemli. Egzersiz ve uyku, mutluluk hormonu salgılamam için en iyi iki etken. Tabii bir de Spa! Günlerce hiç çıkmadan kendime bakım yapabilirim. Şımardığım ender yerlerden biridir Spa... Bir de rutin sağlık kontrollerimi hiç kaçırmam. Genetik olarak çok sağlam bir geçmişim olmadığı için altı ayda bir check-up yaptırırım. Herkese tavsiyemdir bu. Çok önemli.
Yıllardır hep formdasın. Özel bir beslenme programın var mı?- Formunu korumak o kadar kolay değil ne yazık ki, özellikle de metabolizmanın daha geç cevap verdiği yıllarda. Ama ben “Bunu yememeliyim” diye kendime eziyet etmem hiç. Damak tadı çok gelişmiş biri olarak her şeyin hakkını vermek isterim. Sadece hayatta her şeyde olduğu gibi dengeyi kurmak lazım. O gün
yemek istediğim şey neyse yerim. Sonrasında birkaç gün dikkat etmem yeterli. Bazı tatlar bunu hak ediyor sonuçta!
Peki ya egzersiz?- Sporsuz geçirdiğim her dönem çok hâlsiz ve bitkin olurum, o yüzden 16 yaşından beri spor yapıyorum. Her dalıyla ilgilendim. Şu an düzenli olarak crossfit ve kickboks yapıyorum. Superslow da düzensiz set çalışmalarından araya hızlıca sıkıştırabildiğim bir spor.
Mutfakla aran nasıl? İyi yemek yapar mısın?- Özel bir okulda gastronomi eğitimi aldım. Yeni yemekler yaratmayı ve sunmayı çok severim. Terapi gibi geliyor bana mutfakla uğraşmak. Huzurlu ve lezzetli bir kaçamaktır mutfakta geçirdiğim zaman...
Geçmişe geri dönebilseydin eğer, değiştirmek istediğin bir şey, bir olay ya da karar olur muydu?
- Kader, hayatın bize sundukları arasından seçtiğimiz yolların toplamı. Hiçbir şey sebepsiz değil bu hayatta... Anın içinde iyi ya da kötü gibi gelebilir ama sonraki akışta sana doğruyu getirir olaylar. Yaşadığım her şeye saygım var. Hayatı olduğu gibi kabul ediyorum ve böyle mutluyum. Ne pişmanlık, ne eksiklik...
30’LU YAŞLAR ŞAHANE
30’lu yaşlar nasıl? Sence bir kadına neler getiriyor, neler kazandırıyor? Sende neleri değiştirdi?- Şa-ha-ne! Bundan 10 sene önce bu yaşlar için bunu düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi. Bu dönemim için söyleyeceğim o kadar çok şey var ki... “Olgunluktaki Sükût” kitabımızın adı olur bence. Önsözde, öğrettikleri için hayata bir teşekkür edilir ve 30 yaşlarındaki kadının kitabı oku oku bitmez. Çünkü bu, acıların, kayıpların, hüzünlerin, derslerin ve hataların harmanlanıp sana dimdik bir duruş, acı bir tebessüm verdiği bir dönem. Bilirsin artık. Karşındakinin yalanını bilirsin, acısını bilirsin, söylemek isteyip de söyleyemediğini bilirsin. Tecrübelisindir artık. Daha çok dinlersin, sessizlikteki bilgeliği çözmüşsündür. Hiçbir şey ne çok iyi, ne çok kötü, ne de çok fazla gelir sana. Ayarlısındır, olgunsundur. Anlayışlı ve güzelsindir. Gençlik yıllarındaki o kararsız hatların oturmuştur. Aptal değilsindir. Daha az üzülüp hayattan daha çok tat alırsın. Çünkü bilirsin, hayat kısa ve her şeye rağmen yaşamaya değer. Bu yüzden annenin, babanın, arkadaşlarının ve aşkının kıymetini daha iyi bilirsin ve kıymet bilmenin anlamını da çözmüşsündür artık. Çok mutluyum içinde bulunduğum dönemden, çok.