300 bin lira vergi ödedim

Kısa süre önce “Paspas” adlı single’le karşımıza çıktınız, geri dönüşler nasıl?

- Bu single’ı hazırlamamız yaklaşık 5 ayı buldu. Söz ve müzik Celal Bayrak ve Emirkan Yıldız’a ait. Aranjesini ise Erhan Bayrak yaptı. “Paspas”ı çok sevdim, duyar duymaz aşık oldum diyebilirim. Piyasaya çıkalı yaklaşık iki ay oldu. Dönüşler gayet güzel. Büyük radyolardan çok iyi destek alıyoruz. Tek bir şarkı olmasına rağmen satışlarım da gayet iyi gidiyor. Şimdi de aynı şarkının remix’ini yapacağım. Çünkü kulüpler biraz daha hızlı ve oynak versiyonları seviyor.


Aslında 4 şarkılık bir maxi albüm yapmayı düşünüyormuşsunuz, sonra neden tek şarkıda karar kıldınız?

- Evet, 4 şarkılık maxi single yapacaktım ama daha sonra şarkıları teker teker çıkarmaya karar verdim. Çünkü hepsi çok güzel, hiçbirine kıyamıyorum. Hepsini aynı albümde olsa, mutlaka biri ön plana çıkacak, diğerlerine yazık olacaktı. Oysa bütün şarkılarıma aynı emeği, aynı parayı harcıyor, aynı itinayı gösteriyorum.


Promosyon ve klipten bahsedelim biraz da... İlginç bir klip olmuş...

- Billboard aşaması single’ı hazırlamaktan çok daha uzun sürdü. Şu an İstanbul’un her noktasında benim billboard’larım var ve herkesin dilindeler. Klibi Murad Küçük çekti, çok farklı bir teknik kullandı. Ben sabit dururken, yer ve duvarlar sürekli oynuyordu. Bu açıdan zor bir çekim oldu çünkü bir noktadan sonra başınız dönmeye başlıyor. Klipte 100 kişilik bir ekiple ve profesyonel dansçılarda çalıştık. Yorucu ama güzel bir süreçti.

BİZ SANATÇILAR TATLI ÇEŞİTLERİ GİBİYİZ
Uzun süredir albüm yapmıyordunuz, bu suskunluğun nedeni neydi?
- Doğru, 4 seneden fazladır albüm yapmıyorum. Yine de haftanın üç dört günü mutlaka sahneye çıkıyorum. Barda, festivalde, düğünde, bayii toplantısında... Dolayısıyla albüm yapmaya fırsatım olmadı. Ama artık hepsini dengeledim, ara vermeden yoluma devam edeceğim. Çünkü arkamdan konuşmaya başladılar.
Ne diye konuşuyorlar arkanızdan?
- “Ay bunar bitiyorlar, tutturamıyorlar” şeklinde konuşuyorlar. Arkamdan konuşanlara cevap vermedim ama eğer istiyorlarsa çok da güzel rakip olurum onlara. Bundan kolay bir şey yok!
Kime rakip olursunuz mesela?
- Bence biz sanatçılar tatlı çeşitlileri gibiyiz; kimimiz kazandibi kimimiz yaş pasta... Hepimizin tadı farklıdır ama hepimizi de tercih eden birileri vardır. Kimse kimsenin rakibi değil bence. Hande’yle Demet de rakip değiller. Sonuçta hepimiz pop müzik yapıyoruz ama tarzlarımız bambaşka.
Siz kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Pop müziği sanatçısıyım ama bayi toplantısında sahne aldığımda Türk sanat müziği ile programıma başlarım, barda sahne alıyorsam pop şarkılarla açılış yaparım. Gittiğim yere göre sahne konseptimi belirliyorum.

BEN BU PROMOSYONLA FİYATIMI ARTIRDIM
Bu single’ın promosyon çalışmaları için 900 bin TL harcadığınıza dair haberler çıktı, sonrasında da herkeste bir merak oluştu: Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
- Evet, çok iyi bir promosyon çalışması yaptım, kafanızı çevirdiğiniz her yerde “Aylin Coşkun” var. Ancak söylenen rakam çok komik ve uçuk. Böyle bir rakam harcanmadı! Hatta bu telaffuz edilen rakamın yarısından çok daha azı harcandı.
Peki bu dedikodu nereden çıktı?
- Promosyon çalışmalarım stüdyo aşamamdan çok daha uzun sürdü, çünkü nokta atışları yaptım. Hangi binaların giydirileceğini, nerelere billboard konulacağını bizzat ben belirledim. Bunu yaparken de İstanbul’un en önemli noktalarını seçtim. O yüzden tanıtımımın yapıldığı billboardlar, var olandan çok daha fazla sanılıyor. Hakan Peker’in de aynı dönemde bir sürü billboard’da reklamı vardı. Niye aynı şeyler onun için söylenmedi. Kaldı ki ben 12 yıldır hiç ara vermeden çalışıyorum. Pinti olmasam da paramı savurmam. Aynı ayakkabı ile 10 kere sahne alırım, bir ayakkabıya 5 bin lira vermem. Bugüne kadar kazandıklarımla anne babama ve kendime bir takım yatırımlar yaptım, geri kalanı da kariyerime yatırmaya karar verdim. Bu promosyon çalışmalarından sonra sahne fiyatım yükseldi. Böyle de bir gerçek var. Kısacası ben hem bu piyasada var olduğumu gösteriyorum hem de fiyatımı artırıyorum.
Bu promosyonları zengin sevgilinizin finanse ettiği de ileri sürüldü.
- Bekar bir kadınım, eğer zengin bir sevgilim olsa, kolundan tutar çıkarırım, neden çekineyim? Hem bekarım hem güzelim, zengin bir sevgilim olabilir de, insanların bunu hazmetmesi gerekir. Ama çok açıkça söylüyorum, zengin bir sevgilim yok. Sevgilimi parasına, cüzdanına, yakışıklılığına ya da kaslarına göre seçmem. Sevgili seçeceksem kültürüne, efendiliğine ve ağırlığına göre seçerim, cebinde beş kuruş parası olmasa da olur. Bugüne kadar o kadar çok zengin adam sevgilisi olmamı istedi ki... Hiçbirine dönüp bakmadım bile.

300 BİN LİRA VERGİ ÖDEDİM
Şu an sevgiliniz yok mu peki?
- Özelimle ilgili konuşmuyorum ama varsa da bahsedilen zengin kişi değil. Ben bu sene 300 bin lira vergi ödedim. Eğer çalışmayan biri olsam, devlet bu vergiyi benden neden istesin? Demek ki çalışan bir sanatçıyım. Takır takır da vergimi veriyorum.
Aleyhinizde konuşanlara hiçbir şey söylemeyecek misiniz?
- Gülüp geçiyorum, konuşup dursunlar. Senelerce sessiz kaldığım için kimse benim çalıştığımı, sahne aldığımı bilmedi. Birden iddialı bir çıkış yapınca hemen “zengin sevgili” etiketini yapıştırdılar. O zengin sevgili her kimse Allah aşkına çıksın, ben de bir tanışayım! Bugüne kadar hiçbir erkeğin parasını yemedim. Kendim kazandım kendim harcadım. Bu yüzden de alnım açık, başık dik...
Müzik dışında nelerle ilgileniyorsunuz?
- AC prodüksiyon ve organizasyon diye bir şirket kurdum. Düğünler, özel geceler, organizasyonlar düzenliyoruz. Bunun için ayrı bir ekiple çalışıyorum. Tüm işlerle birebir ilgilenmesem de her fikir ve proje onayımdan geçer. Onun dışında restoran zinciri kurmak gibi bir niyetim var. İşimde gücümdeyim, uğraşmasınlar artık benimle.
Bugüne kadar kendinize maddi anlamda ne kadar yatırım yaptınız?
- Elbette kendimce bir şeyler yaptım ama bunu söyleyecek kadar görgüsüz değilim.
Dünyaca ünlü bir şarkıcıyla düet teklifi götürmüşsünüz, doğru mu?
- Evet doğru. Menajerlerimiz bağlantıya geçti görüşmelerimizi yaptık. Birkaç single sonra bu projeyi hayata geçireceğiz.

AMELİYAT SONRASI HAYATA SIFIRDAN BAŞLADIM
Bir süre önce ses tellerinizden ameliyat oldunuz, neyiniz vardı?
- Ses tellerimde kist ve nodül vardı, altı yıldır bunu biliyordum. Ameliyat olmam gerekiyordu ama sahne çalışmalarımı sekteye uğratmamak için sürekli erteliyordum. Artık sesim üzerindeki hakimiyetimi kaybetmeye başlamıştım. Normal konuşmam sırasında arkadan hırıl hırıl bir ses daha çıkıyordu. Doktorum ameliyat sırasında ses tellerimin arkasında iltihaplı bir kist daha görmüş, onu da aldı. Ameliyat sonrası 10 gün boyunca hiç konuşmadım, sadece yazarak iletişim kurdum. Şimdi de hem ses tellerimi açmak için hem de ödemlerimi atmak için şan dersi alıyorum. Hayata sıfırdan başladım diyebilirim.