Güncelleme Tarihi:
Pirelli Takvimi'nin 45’inci edisyonunun çekimleri geçtiğimiz Mayıs ayında Londra’da İngiliz fotoğrafçı Tim Walker tarafından gerçekleştirildi. Ünlü fotoğrafçı, gösterişli setler ve romantik motiflerle yarattığı stilini uygulayarak İngiliz edebiyatının Alice Harikalar Diyarında adlı en bilinen klasik hikayelerinden birini yeniden ele aldı. Walker’ın ilham kaynağı fantastik hikaye kadar 1865 yılındaki ilk baskı için yazar Lewis Carroll’un çizimlerini bizzat emanet ettiği John Tenniel’ın illüstrasyonları oldu. Tim Walker’ın 2018 Pirelli Takvimi'nde eşsiz bir 'Harikalar Diyarı' yaratmak amacıyla bu illüstrasyonlar 20 farklı ve olağanüstü setten oluşan 28 kare haline geldi.
Tim Walker takvim hakkında şunları söyledi: “Alice’in hikayesi birçok kez anlatıldı. Bense Lewis Caroll’un hayal gücünün derinlerine inmek istedim. Böylece hikayeyi en başından anlatabiliyorsunuz. Farklı ve orijinal bir açı bulmak istedim.”
Walker, 'Alice Harikalar Diyarında' ile ilgili kendi yorumunu aktarmak için tanınmış ve yeni çıkış yapan müzisyenler, oyuncular, modeller ve politik aktivistlerden oluşan 18 kişilik bir kadroyla çalıştı. Takvimde yer alanların listesi şöyle: Sudan asıllı Avustralyalı model Adut Akech, Gana asıllı İngiliz model ve feminist aktivist Adwoa Aboah, Senegal asıllı Alman model Alpha Dia, Ben asıllı Amerikalı oyuncu ve model Djimon Hounsou, Günay Sudan asıllı Avustralyalı model Duckie Thot, Gambiyalı kadın hakları aktivisti Jaha Dukureh, İngiliz model King Owusu, Amerikalı rapçi ve şarkıcı Lil Yachty, Meksikalı-Kenyalı oyuncu Lupita Nyong’o, İngiliz süper model ve oyuncu Naomi Campbell, Amerikalı oyuncu, televizyon şahsiyeti ve müzisyen RuPaul, Amerikalı oyuncu Sasha Lane, Amerikalı rapçi, şarkıcı ve besteci, oyuncu, yapımcı ve girişimci Sean “Diddy” Combs, Amerikalı model Slick Woods, Güney Afrikalı model ve avukat Thando Hopa, Amerikalı oyuncu, komedyen, yazar ve televizyon sunucusu Whoopi Goldberg, İngiliz model Wilson Oryema ve İngiliz stil danışmanı, moda tasarımcısı ve şarkıcı Zoe Bedeaux. İngiliz fotoğraf sanatçısı Terence Donovan’ın o zamanlar on altı yaşında olan Naomi Campbell ile model, yazar ve aktivist Waris Dirie’nin de aralarında bulunduğu beş güzel siyah kadınla çektiği 1987 Pirelli Takvimi'nden sonra ikinci kez tamamıyla siyahlardan oluşan bir kadro Pirelli Takvimi'nde yer aldı.
Geçen yıl Peter Lindbergh’in yaptığı gibi Walker da kendi takvimini yaratmak için iki önemli sanatçıyla işbirliği yaptı. İngiltere’nin önde gelen sanat yönetmenlerinden ve set tasarımcılarından Shona Heath ve bu yılın gösterişli kostümlerinin arkasındaki stil danışmanı ve moda ikonu Edward Enninful da takvimin tarzında önemli rol oynadı.
Shona Heath, Alice Harikalar Diyarında’nın bu betimlemesinde kreatif öykü anlatımına izin veren çarpıcı setleri ve yerleştirmeleri yarattı. Hikayenin bugün kolektif hayal gücümüzün bir parçası olan bazı öğeleri ters yüz edildi; örneğin, beyaz tavşan siyah olurken Kraliçe’nin kırmızı gülleri İskambil Kağıtları tarafından siyaha boyandı. Heath, “Ben hep alt üst edecek şeyler aradım, hikayenin ne anlama geldiğini, neyin önemli olduğunu ve ne kadar çeşitlenebileceğini sorguladım. Ama aslında hikayenin özüne çok sadık bir mesaj veriyoruz” dedi.
FOTOĞRAFÇI
TIM WALKER
STİL DANIŞMANI
EDWARD ENNINFUL
PRODÜKSİYON TASARIMI
SHONA HEATH
KADRO
ADUT AKECH: KARO KRALİÇESİ
ADWOA ABOAH: TWEEDLEDEE
ALPHA DIA: KUPA 5’LİSİ İSKAMBİL KAĞIDI VE BAHÇIVAN
DJIMON HOUNSOU: KUPA KRALI
DUCKIE THOT: ALICE
KING OWUSU: TWEEDLEDUM, KUPA 2’LİSİ İSKAMBİL KAĞIDI VE BAHÇIVAN
LIL YACHTY: KRALİÇENİN KORUMASI
LUPITA NYONG’O: FARE
NAOMI CAMPBELL: KRALİYET CELLADI
RUPAUL: KUPA KRALİÇESİ
SASHA LANE: YÜRÜYEN ÇILGIN TAVŞAN
SEAN “DIDDY” COMBS: KRALİYET CELLADI
SLICK WOODS: ÇILGIN ŞAPKACI
THANDO HOPA: KUPA PRENSESİ
WHOOPI GOLDBERG: ASİL DÜŞES
WILSON ORYEMA: KUPA 7’LİSİ İSKAMBİL KAĞIDI VE BAHÇIVAN
ZOE BEDEAUX: TIRTIL
JAHA DUKUREH: HARİKALAR DİYARI PRENSESİ
TIM WALKER'IN BİLİNMEYENLERİ!
Sizce Tim Walker’ın bir Pirelli Takvimi yapması için doğru zaman mıydı?
İşin doğrusu, her zaman yapmak istedim. Yani, bir Pirelli Takvimi'ndeki bir resme baktığınızda ne zaman çekildiğini bilmeniz çok ilginç bir şey. Zamanını yansıtıyor.
Baktığınızda fotoğrafçılara görsel hayal gücünü kullanma özgürlüğü verildiğini görmeniz hoşuma gidiyor.
*Düşünce sürecinizden ve fikirlerinizi nasıl formüle etmeye başladığınızdan bahsedebilir miyiz?
Alice'in hikayesi sayısız kez anlatıldı. Birkaç yıl önce bir arkadaşım bana John Tenniel’ın illüstrasyonlarını içeren bir versiyonunu hediye etti; o çizimleri daha evvel hiç görmemiştim. Aniden beni Alice'e ve Lewis Carroll'un ne yaptığına götürdü. Hayal gücünün oluşumuna geri dönmek istedim, böylece hikayeyi en başından itibaren anlatabilmek mümkün olacaktı. Disney’in veya Tim Burton'un yorumundan etkilenmek istemedim. Hayal gücünün özüne, kendi çizimlerini yorumlaması John Tenniel'e verdiği noktaya geri dönmek istedim.
*Orijinal olarak oldukça karanlıktı diyorsunuz.
Bence son 50 yıldır kültürel anlamda peri masallarını yumuşattık. Halbuki çocuklar karanlığı da aydınlık ve hafiflik kadar görebilir ve hissedebilir. Bu Lewis Carroll'un tamamıyla anladığı bir şey ve belki de bu yüzden çok karşılık buluyor.
İnsanların çalışmalarınızı kesinlikle karanlık bulduğunu söyleyemem ama güzel bir acayiplik olarak tanımladığı olmuştur.
Pek çok farklı şey güzellik barındırır, ölen ve çürüyen bir şey yeni doğan bir şey kadar güzel olabilir bazen. Bence yalnızca daha hafif tarafa odaklanmak için bir yanlış anlayış var.
*Başka yeteneklerle çalışırken sizin için önemli olan daha ziyade bir his, kültür ve anlayış mı?
Böyle bir çekimi yapabilecek noktaya gelmeniz ve yapmak istediğinizi gerçekleştirebilmeniz için insanların en iyi yönlerini açığa çıkarabilmeniz gerekir. Sonuçta bu bir işbirliği dolayısıyla mümkün olan en iyi performanslarını sergilemeleri için herkesle birlikte çalışıyorsunuz.
Resimleri düşündüğümde, her zaman daha önce görmediğim fotoğraflar görmek istiyorum. Bu birincisi. Diama daha önce görmediğiniz bir fotoğraf yaratmaya çalışırsınız ama belki daha evvel gördüğünüz bir şeyi anımsatır size. Bence bu çapraz etkilenme çok önemli. Bir fotoğrafçının, sanatçının, film yönetmeninin eserine bakarsınız, okuduğunuz bir hikayeyi hatırlarsınız, bunların hepsini harmanlar ve yepyeni bir şey yaratırsınız.
Shona Heath ile işbirliği...
Shona, setin efendisi ve benim yapabileceğimden çok daha fazlasını katıyor. Benim belli bir vizyonum varsa onu ve beni sorguluyor, daha önce görmemiş olabileceğim şeyleri referans gösteriyor. Başka kimsede olmayan bir renk duygusu var. Detaylara gösterdiği dikkatin de eşi benzeri yok.
*Projeniz konusunda gerçekten tutkulu değilseniz insanların bunu anlayacağını söyleyebilir misiniz?
Bence fotoğraf bir nevi görüntüdür, büyülü ve biraz da soyut bir şeydir. Aslında orada değildir ama gerçekten inanırsanız onu gerçekleştirebilir ve görünür hale getirebilirsiniz. Fotoğraf, çabasız bir his veriyorsa en iyi etkiyi yaratır. Bir konu üzerinde aşırı çalışırsanız etkisini kaybeder. Bana göre, fotoğraf neredeyse bir yanlışlık varmış hissi yaratıyorsa, bir anda çekiliyorsa ve bir aciliyet algısı uyandırıyorsa canlanır ve önem kazanır.
*Çalışırken uçtuğunuz bir yere ulaşmak istiyorsunuz sanki, öyle mi sizce?
Biliyorsunuz, en ünlü fotoğraflardan bazıları hiç çaba göstermeden çekilmiştir. Hatırladığımız birçok savaş fotoğrafı, bir saniyede olup biten anları yakalamıştır. Bence fotoğraf böyle işleyen, içgüdüsel olarak hızla ve kaos içinde yakalanan bir şey.
Çektiğim fotoğrafların pek çoğu, bir anlamda daha önce yapılanlara bir aşk mektubu niteliğinde. Yani geçmişle kurulan bir köprü, benden önce icat edilmiş olanın kabulü ve teyidi olduğunu düşünüyorum.
*Kadro konusuna kısaca yeniden dönecek olursak, daha önce çalıştığınız kişilere göre ilginç bir denge oldu mu sizin için?
P Diddy ve Naomi ile çektiğimiz sahneler tam bir kaostu. Ama iyi bir kaos, yani böyle bir kargaşayı istersiniz. Bir fotoğrafçı olarak şunu öğrendim: işler biraz kontrolden çıktığında daha iyi oluyor çünkü sezgilerinizle hareket ediyorsunuz ve çok hızlı yakalıyorsunuz.
Fikirleri veya kültürel yorumları ya da bir şeyin ağırlığını bir çekimde taşıyamazsınız. Kafanızda sonucun ne olacağı hakkında çok fazla soru varken sete gelip bir anda fotoğraf çekmeye başlayamazsınız. Sezgi burada devreye giriyor sanırım.
Takvim umduğunuz gibi oldu mu sizce?
Bir fotoğrafçı olarak hiçbir zaman tatmin olmazsınız, nasıl farklı olabilirdi diye düşünürsünüz. Ama çektiğim fotoğraflardan çok memnunum ve gurur duyuyorum.
SHONA HEATH : EN İYİ OLMALIYDI
* Bu yılki takvimin setleri için vizyonu nasıl yarattınız?
Başlangıç noktamız hep John Tenniel’ın illüstrasyonları oldu. Ardından senaryoyu parçalara ayırma, bunu bir anlamda inanılır bir tablo haline getirmek için gerekenleri belirleme aşaması geldi. Ondan sonra da detaylara ve malzemelere indik. Örneğin, bir dodo kuşu bulmamız mümkün değil, dolayısıyla bir Dodo nasıl yaratılır onu düşündük. Sonunda, stok fotoğraf kütüphanelerindeki farklı dodo görsellerinden bir kolaj yaratmaya karar verdik. Stüdyomda seramik bir leylek vardı, onun resmini çektik, kanadını aldık ve dodoya ekledik. Sette kullandığım bazı yapısal ve mimari parçalarla bir tür bağlantısı oldu. Dolayısıyla, dodonun bizim dünyamıza uyması gerekti. Eski bir dodo resmi alıp kullanamazdık, en iyisi olmalıydı.
*Alice’in hikâyesiyle sizin versiyonunuz arasında ne gibi farklar var?
Onlarca yıldır hikayenin pek çok görsel anlatımını gördük. Bizim Alice’imizi farklı kılacak şey ne olmalıydı? Tamamı siyahlardan oluşan bir kadro olması, mevcut unsurlardan bazılarıyla oynama ve ters yüz etme imkanı verdi. Örneğin, tavşan normalde beyazken, burada siyah oldu. Orijinal hikayede iskambil kağıdı karakterlerin gülleri kırmızıya boyadığı ünlü bir sahne vardır. Bizim versiyonumuzda kırmızı gülleri siyaha boyuyorlar.
Ben hep alt üst edecek şeyler aradım, hikayenin ne anlama geldiğini, neyin önemli olduğunu ve ne kadar çeşitlenebileceğini sorguladım. Ama aslında hikayenin özüne çok sadık bir mesaj veriyoruz.
*Karakterlerle setleri nasıl eşleştirdiniz?
Arka plana nasıl uydukları daha ziyade anlatımla, yaratmak istediğimiz dünyalar ve tabloyla alakalıydı sanırım. Bazen, bir kişiyi bir duruma zorlamak gibi düzenli değildi. Bazı karakterleri değiştirdik. Kral olması gerek diye düşündüğümüz bir kişi, kral değildi ve bu nedenle değişti.
Bu, yapmak istediğiniz türden bir iş mi?
Zamana ve kaynaklara sahiptik ve harika bir başlangıç noktamız vardı. Muhteşem bir konseptimiz olduğu ve herhangi bir şeyin reklamını yapmadığımız için sadece yaratıcı bir hikayeyi yaratıcı bir şekilde anlatmamız gerekiyordu. Yaratıcı çalışmalar söz konusu olduğunda bundan daha iyisi olmaz bence. Dolayısıyla, evet, böyle bir çalışma yapabilmek büyük şans diyebilirim.
EDWARD ENNINFUL : BENİ SEÇTİKLERİNİ DUYUNCA...
*Bu yılki takvim projesine nasıl dahil oldunuz?
Tim beni aradı ve Pirelli için bir proje yaptığını söyledi. Dahil olmak isteyip istemediğimi sordu. Tabii Pirelli ve Tim Walker söz konusu olunca, fazla düşünmem gerekmedi. Kabul edince Tim bana projenin ne olduğunu anlattı, aklım başımdan gitti. 'Alice Harikalar Diyarı'nda hikayesini tamamı siyahlardan oluşan bir kadroyla anlatmak oldukça basit bir fikirdi aslında. Tim’in güzelliği de bu işte, ancak o bu kadar inanılmaz bir şey düşünebilir. Ondan sonrası bir tutku projesi gibiydi açıkçası çünkü fikre bayılmıştım.
Tim’in dünyaları da hep fantastik ve mistik.
Çok güzel eskizler vardı. Tim de doğru kelimeleri söylüyordu. Örneğin, ‘Alice ve kadro için 80’lerin Japonya’sını düşün’ diyordu. Ben de ‘vücuttan uzaklaşan şekiller, iddialı omuzlar, her şey bir nevi belden büzgülü’ diye düşünüyordum. Kahverengi tonlarıyla çalıştım, belli renklerden uzak durdum. Büyüleyici bir yolculuktu. Tabii Tim olduğu için de gerçekten inanılmaz bir deneyimdi ve bir parçası olabildiğim için çok memnunum. Bence böyle bir hikayeyi yeniden anlatmak, yaşadığımız dönem, dünyada olup bitenler açısından bakıldığında mükemmel bir fikirdi. Çeşitliliğin bu denli çok konuşulduğu bir zamanda Pirelli’nin de diyaloga katılmasını sağladı. Tim ile Pirelli’nin işbirliğinin bu nedenle de çok müthiş olduğunu düşündüm. Bu proje gerçekten de zamanın ruhuyla ilgili bence.
*Kıyafetlere karar verirken Shona ve Tim’le aynı uyumlu işbirliğini hissediyor musunuz?
Bazı kıyafetler için Shona ile birlikte çalıştık çünkü kıyafetlerin kostüm unsurları taşıması ama yine de gerçek dünyanın izlerine sahip olması gereken bir dünya yaratmamız gerekiyordu. Örneğin, Puff’ın muhteşem bir kırmızı takım elbisesi ve kendi çizmeleri var. Naomi’nin de içi lateks olan bir kafesi var. dolayısıyla her şey günümüzün dünyasıyla da ilgiliydi. İskambil kağıtları, spor ayakkabılar giydi. Yani Shona ile çok uyumlu çalıştık.
Üçünüzün yaratıcı enerjisi gerçekten ilham veriyor.
Ne zaman bir çekimde olsanız, belli bir görüntü arayışına giriyorsunuz. Tim’in ilk 20 dakikada her şeye hakim olduğunu hissettim. Daha sonra bu konuyu tartıştık zira bu arayış bazen yarım gün, bazen de iki gün sürebiliyor. Ama bu dünya öyle inanılmaz detaylarla düşünülmüştü ki Alice’i kafese koyduğu anda resmi zaten çekmişti. Bu çok nadir yaşanan bir durumdur.
*Kadrodan memnun kaldınız mı?
Whoopi Goldberg, RuPaul ve Puff gibi hayran olduğum kahramanlardan bazılarıyla tanışabilmek hep hayalimdi. Böyle olağanüstü bir kadroyu ancak Pirelli bir araya getirebilirdi. Her biriyle konuştum ve hepsinin bu takvimi çok beğendiğini öğrendim. Biliyor musunuz, Whoopi’yi aradıklarında ‘Aman tanrım ben mi?’ diye sormuş. Herkes orada olduğu için çok heyecanlıydı. Bir ara Puff’ın ‘Bu en inanılmaz şey olacak, burada olmayan herkes çok üzülecek veya kıskanacak’ dediğini hatırlıyorum. Birkaç günlüğüne adeta bir kozanın içinde gibiydik ve çok yoğun bir çalışma oldu. Bence en iyi işlerinizi o konsantrasyonla çıkarıyorsunuz.
‘Oraya gidip resmin üstüne kıyafetler atamam, har halükarda karakter hakkında, kim olduğu ve nereden geldiği konusunda bir fikrim olmalı. Çocuk oyunu oynamak gibi, oyuncak bebekleriniz ver, onlar için karakterler yaratıyorsunuz. Moda içimdeki bu yönü açığa çıkardı’ diyorsunuz.
Elimde bir karakter varsa, seçenekler sonsuz oluyor. Örneğin, Tim’in beni arayıp ‘Alice hikayesini siyah bir kadroyla yeniden anlatıyoruz’ demesi gibi. O an Alice’i tüm senaryolarda gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Karakterin kim olduğu hakkında bir fikrim varsa bir görüntüye daha fazla şey katabiliyorum. Karakter her şeyin önünde geliyor ve benim için en önemli unsur oluyor.
Duckie (Thot) çok büyüleyiciydi.
Duckie gerçekten büyüleyiciydi, sihirliydi. Duckie’nin bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen bir yanı var, elinizden kayıp gidiyormuş gibi hissettiriyor. Oradayken var oluyor ama bir yandan da neredeyse başka bir boyuttaymış gibi görünüyor. En iyi yıldızlar böyle oluyor. İnanılmazdı, yorulmadı ve hep Alice karakterini üstünde taşıdı. Tim’in beni arayıp ‘Şu kişiyi düşünüyorum’ dediğini hatırlıyorum. ‘Kesinlikle onu isteyeceksin’ demiştim. Ertesi gün bir e-posta mesajı aldım, ‘Aman tanrım, sen haklıymışsın’ diyordu.
*Bugünün dünyasında hayal kurmak ne kadar önemli?
Fantastik olan şeylerin ve yaratıcılığın gücüne inanıyorum. Dünyamızın içinde bulunduğu durumda bence fantastik hikayelere ve hayal gücüne her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuluyor.
İnsanlar, kaçmak istiyor. Dünyanın günlük çarklarına böyle karşı duracak kişiler olmalı. Dolayısıyla her zamankinden daha çok hayaller kurmalıyız.
TIM WALKER KİMDİR
Tim Walker’ın fotoğrafları on yıldan uzun bir zamandır Vogue okuyucularını aydan aya her sayıda büyülemeye devam ediyor. Görkemli sahneler ve romantik motifler, Walker’ın başkalarına benzemeyen farklı stilini karakterize ediyor. 15 yıldır fotoğrafa odaklanan Walker, şimdi hareketli filmler de çekiyor.
1970’de İngiltere’de doğan Walker’ın fotoğraf merakı, üniversiteye başlamadan önce bir yıl çalıştığı Londra’daki Condé Nast kütüphanesinin Cecil Beaton arşivinde başladı. Exeter College of Art okulunda üç yıllık fotoğrafçılık eğitiminin ardından lisans diplomasını alan Walker, Yılın Bağımsız Genç Fotoğrafçısı olarak üçüncülük ödülüne layık görüldü.
Walker, 1994’te mezun olduktan sonra bir süre Londra'da serbest fotoğrafçı asistanı olarak çalıştı ve ardından Richard Avedon’un tam zamanlı asistanı olmak üzere New York’a taşındı. İngiltere’ye geri döndüğünde başlangıçta İngiliz gazeteleri için portre ve belgesel çalışmalar üzerine yoğunlaştı. 25 yaşına geldiğinde Vogue için ilk moda temalı çekimlerini yaptı. O zamandan beri de derginin İngiliz, İtalyan ve Amerikan edisyonlarının yanı sıra W Magazine ve LOVE Magazine için fotoğraf çekiyor.
Walker ilk önemli sergisini 2008 yılında Londra’daki Design Museum’da düzenledi. Aynı yıl ‘Pictures’ (Resimler) adlı kitabı teNeues tarafından yayınlandı.
Walker’ın ilk kısa filmi ‘The Lost Explorer’, 2010 yılında İsviçre’deki Locarno Film Festivali’nde gösterildi ve 2011 Chicago Birleşmiş Film Festivali’nde en iyi kısa metrajlı film ödülünü kazandı.
Walker’ın ‘Storyteller’ (Hikaye Anlatıcısı) adlı fotoğraf sergisi 2012’de Londra’daki Somerset House’da gerçekleşti. Sergiyle aynı adlı kitabı ‘Storyteller’ da aynı dönemde Thames ve Hudson tarafından yayınlandı. Walker’ın Lawrence Mynott ve Kit Hesketh-Harvey ile işbirliğinin ürünü ve büyükanneleri kutlama niteliğinde olan The Granny Alphabet (Büyükanne Alfabesi) adlı benzersiz portre ve illüstrasyon koleksiyonu 2013 yılında yayınlandı.
Walker, 2008 yılında İngiliz Moda Konseyi’nin ‘Isabella Blow Award for Fashion Creator’ ödülünü, 2009’da ise Uluslararası Fotoğraf Merkezi’nin Infinity Ödülünü aldı. Walker, 2012 yılında da Royal Photographic Society’nin Onursal Üyeliğine kabul edildi.
Londra’daki Victoria & Albert Müzesi ve Ulusal Portre Galerisi, kalıcı koleksiyonlarında Walker’ın fotoğraflarını yer veriyor.
Tim Walker Londra'da yaşıyor.
SHONA HEATH – KİMDİR
Shona Heath, İngiltere’nin önde gelen set tasarımcılarından ve yaratıcılarından biridir.
Tim Walker ve diğer çağdaş moda fotoğrafçılarıyla (Craig McDean, Inez ve Vinoodh, Paolo Roversi, Jackie Nickerson gibi) uzun süredir işbirliği yapan Shona Heath, son on yıldır moda çekimleri ve çağdaş hikaye anlatımları konusunda çok üretken bir şekilde çalışıyor.
Sihirli dokunuşunu ve uzmanlığını editoryal yazılar kadar moda ve reklam setlerine de katan Shona, çeşitli temalarda kostümler de tasarlıyor. Moda, sanat ve film dünyasıyla bağlantıları sayesinde yüksek talep görüyor.
2015 yılından bu yana Marni ile işbirliği yapan Shona, güzel renkleriyle ve mekan kullanımında feminen ve çağdaş yaklaşımıyla mimari mekanlar yaratmaya devam ediyor.
Shona'nın vizyonu, ölçeklerle ve renklerle oyunlar oynama, rafine ve ham malzemeler arasında denge kurma, materyallerin deneysel kullanımı ve daima feminen bir dokunuş katma olarak tanımlanıyor. İlham kaynağı olan doğal dünyanın motifleri eserlerinde dikkat çekiyor.
Tasarladığı mekanlarda ve enstalasyonlarda eğlenceli bir yaklaşımı benimseyen Shona, Barneys New York, Harrods, Colette, J Crew, Harrods, H&M ve Dior gibi önemli markalar için etkileyici vitrin tasarımları yaratıyor.
Shona, 1997 yılında Brighton Üniversitesi’nin Moda Tasarımı bölümünden mezun olduğundan bu yana kağıt heykel üretimi, resim, kostüm tasarımı, fotoğraf, film yapımı, sanat yönetmenliği, enstalasyon, sergi tasarımı gibi geniş bir yelpazede çalışmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar imza attığı sanatsal, editoryal ve ticari projeler arasında Vogue dergisinin Amerikan, İngiliz ve İtalyan edisyonları, Miu Miu, Prada, Christian Dior, Another Magazine, 032c, Bjork Hermes, Mulberry, V&A, Topshop, Pop Magazine, Dazed&Confused ve Qvest, Show studio ve Michael Halpern gibi önemli yayın ve markalar yer alıyor.
Shona, çalışmalarını Londra’da Dalston’daki stüdyosunda sürdürüyor.
EDWARD ENNINFUL – KİMDİR
OBE madalyası sahibi Edward Enninful, üretken kariyerine henüz 18 yaşındayken iD'nin Moda Direktörü olarak atandığında başladı ve büyük bir uluslararası yayının en genç editörü oldu. 1998 yılında İtalyan Vogue'a Moda Editörü olarak katkıda bulunmaya başlayan Enninful, 2005 yılında Amerikan Vogue'a aynı unvanla katıldı.
2011 yılında W Dergisinin Moda ve Stil Direktörlüğünü üstlenen Enninful, 2017 Ağustosunda İngiliz Vogue Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olarak göreve başladı. Enninful, kapsamlı editörlük çalışmalarının yanı sıra, Gucci, Christian Dior, Versace, Lanvin, Dolce & Gabbana, Jil Sander, Giorgio Armani, Dut, Commes Des Garcons gibi markaların reklam kampanyalarına ve defilelerini kendi farklı stiliyle imza atıyor.
Kariyeri boyunca moda dünyasında çeşitliliğin savunuculuğunu üstlenen Enninful, en ikonik görünümler ve dergi kapaklarından bazılarını yaratarak sanatın sınırlarını sürekli zorlamaya devam ediyor.
PIRELLI TAKVİMİ: FOTOĞRAFÇILAR, ÇEKİM YERLERİ VE MODELLER
1964
Robert Freeman; Mayorka, İspanya
Jane Lumb, Sonny Freeman Drane, Marisa Forsyth
1965
Brian Duffy; Monaco ve Güney Fransa’da Côte d'Azur
Pauline Dukes, Annabella, Virginia, Pauline Stone, Jeannette Harding
1966
Peter Knapp; Al Hoceima, Fas
Shirley Ann, Sue
1967
yayınlanmadı
1968
Harri Peccinotti; Cerbe, Tunus
Ulla Randall, Elisa Ngai, Pat Booth, Jill La Tour
1969
Harri Peccinotti; Big Sur, Kaliforniya
1970
Francis Giacobetti; Paradise Island, Bahamalar
Alexandra Bastedo, Anak, Pegga, Paula Martine
1971
Francis Giacobetti; Jamaika, Büyük Antiller
Caileen Bell, Angela McDonald, Kate Howard, Christine Townson, Gail Allen
1972
Sarah Moon; Villa Les Tilleuls, Paris
Suzanne Moncurr, Mick Lindburg, Boni Pfeifer, Inger Hammer, Magritt Rahn, Barbara Trenthan
1973
Brian Duffy; Londra, İngiltere
Erica Creer, Sue Paul, Nicki Howorth, Kubi, Nicky Allen, Jane Lumb, Kate Howard, Vida, Penny Steel, Kari Ann, Elizabeth, Vicky Wilks
1974
Hans Feurer; Seyşeller, Afrika
Eva Nielson, Kim, Marana, Chichinou, Kathy Cochaux
1975 - 1983
yayınlanmadı
1984
Uwe Ommer; Bahamalar, Orta Amerika
Angie Layne, Suzy-Ann Watkins, Jane Wood, Julie Martin
1985
Norman Parkinson; Edinburgh, İskoçya
Anna, Cecilia, Iman, Lena, Sherry
1986
Bert Stern; Cotswolds, İngiltere
Julia Boleno, Jane Harwood, Louise King, Deborah Leng, Suzy Yeo, Beth Toussaint, Gloria, Joni Flyn, Caroline Hallett, Samantha, Juliet, Clare Macnamara
1987
Terence Donovan; Bath, İngiltere
Ione Brown, Colette Brown, Naomi Campbell, Gillian De Turville, Waris Dirie
1988
Barry Lategan; Londra, İngiltere
Hugo Bregman, Briony Brind, Victoria Dyer, Nicola Keen, Kim Lonsdale, Sharon MacGorian, Naomi Sorkin, Carol Straker
1989
Joyce Tennyson; Polaroid Studios, New York
Lisa Whiting, Nicky Nagel, Dannielle Scott, Brigitte Luzar, Gilda Meyer-Nichof, Kathryn Bishop, Susan Allcorn, Susan Waseen, Rosemarie Griego, Akura Wall, Gretchen Heichholz, Rebecca Glen
1990
Arthur Elgort; Sevilla, İspanya
Laure Bogeart, Laurie Bernhardt, Christina Cadiz, Anna Klevhag, Florence Poretti, Debrah Saron
1991
Clive Arrowsmith; Fransa
Alison Fitzpatrick, Lynne Koester, Monika Kassner, Paola Siero, Nancy Liu, Katherina Trug, Jackie Old Coyote, Tracy Hudson, Rachel Boss, Carole Jimenez, Saskia Van Der Waarde, Rina Lucarelli, Susie Hardie-Bick
1992
Clive Arrowsmith; Almería, İspanya
Alison Fitzpatrick, Julienne Davis, Judi Taylor
1993
John Claridge; Seyşeller, Afrika
Christina Estrada, Barbara Moors, Claudie
1994
Herb Ritts; Paradise Island, Bahamalar
Karen Alexander, Helena Christensen, Cindy Crawford, Kate Moss
1995
Richard Avedon; New York, ABD
Nadja Auermann, Farrah Summerford, Naomi Campbell, Christy Turlington
1996
Peter Lindberg; El Mirage, Kaliforniya
Eva Herzigova, Natassja Kinski, Kristen McMenamy, Navia, Carre Otis, Tatjanna Patitz
1997
Richard Avedon; New York, ABD
Honor Fraser, Ling, Cordula, Sophie Patitz, Ines Sastre, Waris Dirie, Anna Klevhag, Monica Bellucci, Gisele, Kristina, Tatiana, Irina, Jenny Shimizu, Marie Sophie, Brandy , Julia Ortiz, Nikki Uberti
1998
Bruce Weber, Miami, ABD
Tanga Moreau, Stella Tenant, Milla Jovovich, Charolyn Murphy, Eva Herzigova, Patricia Arquette, Shalom Harlow, Kristy Hume, Elaine Irwin Mellencamp, Georgina Grenville, Kiara, Rachel Roberts, Daryl Hannah. Guests: Dermot Mulroney, Fred Ward, Ewan Mc Gregor, Dan O’Brien, BB King, Sonny Rollins, Bono, Paul Cadmus, Francesco Clemente, John Malkovich, Kelly Slater, Kris Kristofferson, Robert Mitchum.
1999
Herb Ritts; Los Angeles, ABD
Chandra North, Sophie Dahl, Karen Elson, Michele Hicks, Carolyn Murphy, Shirley Mallmann, Laetitia Casta, Audrey Marnay, Elsa Benitez, Bridget Hall, Angela Lindvall, Alek Wek
2000
Annie Leibovitz; Rhinebeck, New York
Lauren Grant, June Omura, Mireille Radwan-Dana, Laetitia Casta, Alek Wek, Julie Worden, Jacqui Agyepong, Marjorie Folkman
2001
Mario Testino; Napoli, İtalya
Gisele Bundchen, Aurelie Claudel, Karen Elson, Rhea Durham, Marianna Weickert, Fernanda Tavares, Angela Lindvall, Ana Claudia Michael, Liisa Winkler, Noemi Lenoir, Frankie Rayder, Carmen Kass
2002
Peter Lindbergh; Los Angeles, ABD
Lauren Bush, Erika Christensen, Amy Smart, Bridget Moynahan, James King, Shannyn Sossamon, Selma Blair, Kiera Chaplin, Brittany Murphy, Monet Mazur, Rachel Leigh Cook, Mena Suvari, Julia Stiles
2003
Bruce Weber; Cilento ve Paestum, İtalya
Jessica Miller, Lisa Steiffert, Heidi Klum, Isabeli Fontana, Mariacarla Boscono, Natalia Vodianova, Karolina Kurkova, Sienna Miller, Alessandra Ambrosio, Rania Raslan, Bridget Hall, Sophie Dahl, Eva Riccobono, Yamila Diaz-Rahi, Filippa Hamilton, Valentina Stilla, Enrico Lo Verso, Alessandro Gassman, Tomasino Ganesh, Marcelo Boldrini, Jak Krauszer, Stephan Ferrara, Ajay Lamas
2004
Nick Knight; Londra, İngiltere
Adina Fohlin, Amanda Moore, Jessica Miller, Natalia Vodianova, Karolina Kurkova, Mariacarla Boscono, Esther de Jong, Frankie Rayder, Liberty Ross, Dewi Driegen, Ai Tominaga, Pollyanna McIntosh, Alek Wek
2005
Patrick Demarchelier; Rio de Janeiro, Brezilya
Adriana Lima, Julia Stegner, Michelle Buswell, Erin Wasson, Marija Vujovic, Fillipa Hamilton, Liliane Ferrarezi, Valentina, Diana Dondoe, Isabeli Fontana, Naomi Campbell
2006
Mert and Marcus; Cap d’Antibes, Fransa
Jennifer Lopez, Gisele Bundchen, Guinevere Van Seenus, Kate Moss, Karen Elson, Natalia Vodianova
2007
Inez and Vinoodh; Kaliforniya
Sophia Loren, Penelope Cruz, Lou Doillon, Naomi Watts, Hilary Swank
2008
Patrick Demarchelier; Şanghay, Çin
Maggie Cheung, Agyness Deane, Lily Donaldson, Du Juan, Doutzen Kroes, Catherine Mc Neil, Mo Wan Dan, Sasha Pivovarova, Coco Rocha, Caroline Trentini, Gemma Ward
2009
Peter Beard; Abu Camp/Jack’s Camp, Botswana
Daria Werbowy, Emanuela De Paula, Isabeli Fontana, Lara Stone, Rianne Ten Haken, Malgosia Bela, Mariacarla Boscono
2010
Terry Richardson; Bahia, Brezilya
Daisy Lowe, Georgina Stojiljokovic, Rosie Huntington, Eniko Mihalik, Catherine McNeil, Ana Beatriz, Abbey Lee Kershaw, Marloes Horst, Lily Cole, Miranda Kerr, Gracie Carvalho
2011
Karl Lagerfeld; Paris, Fransa
Bianca Balti, Eliza Sednaoui, Freja Beha Erichsen, Isabeli Fontana, Magdalena Frackowiak, Anja Rubik, Abbey Lee Kershaw, Lakshmi Menon, Heidi Mount, Erin Wasson, Natasha Poly, Lara Stone, Daria Werbowy, Iris Strubegger, Jeneil Williams, Baptiste Giabiconi, Sebastian Jondeau, Brad Kroenig, Garrett Negg, Jake Davis
2012
Mario Sorrenti; Murtoli, Korsika
Isabeli Fontana, Natasha Poly, Saskia De Brauw, Lara Stone, Joan Small, Guinevere Van Seenus, Malgosia Bela, Edita Vilkevictiute, Kate Moss, Milla Jovovich, Margareth Made, Rinko Kikuchi
2013
Steve McCurry; Rio de Janeiro, Brezilya
Isabeli Fontana, Adriana Lima, Sonia Braga, Marisa Monte, Elisa Sednoui, Petra Nemcova, Hanna Ben Abdesslem, Liya Kebede, Karlie Kloss, Kyleigh Kuhn, Summer Rayne Oakes
2014
Takvimin 50. Yılı Milano’da kutlandı
1986 takvimi, Helmut Newton tarafından Montecarlo ve Chianti’de çekildi.
Antonia Dell’Atte, Susie Bick, Betty Prado
2015
Steven Meisel, New York, ABD
Karen Elson, Anna Ewers, Isabeli Fontana, Gigi Hadid, Candice Huffine, Adriana Lima, Sasha Luss, Cameron Russel, Joan Smalls, Natalia Vodianova, Raquel Zimmerman
2016
Annie Leibovitz, New York, ABD
Yao Chen, Natalia Vodianova, Kathleen Kennedy, Agnes Gund and Sadie Rain Hope-Gund, Serena Williams, Fran Lebowitz, Mellody Hobson, Ava Duvernay, Tavi Gevinson, Shrin Neshat, Yoko Ono, Patti Smith, Amy Schumer
2017
Peter Lindbergh, Berlin, Los Angeles, New York, Londra ve Le Touquet
Jessica Chastain, Penelope Cruz, Nicole Kidman, Rooney Mara, Helen Mirren, Julianne Moore, Lupita Nyong'o, Charlotte Rampling, Lea Seydoux, Uma Thurman, Alicia Vikander, Kate Winslet, Robin Wright, Zhang Ziyi, Anastasia Ignatova
2018
Tim Walker, Londra, İngiltere
Adut Akech, Adwoa Aboah, Alpha Dia, Djimon Hounsou, Duckie Thot, Jaha Dukureh, King Owusu, Lil Yachty, Lupita Nyong’o, Naomi Campbell, RuPaul, Sasha Lane, Sean “Diddy” Combs, Slick Woods, Thando Hopa, Whoopi Goldberg, Wilson Oryema Zoe Bedeaux