Güncelleme Tarihi:
◊ Markayla nasıl bir araya geldiniz?
Yağmur Tanrısevsin: Kasım ayı gibi geldi teklif. Yapmak istediklerini ve konsepti duyunca çok heyecanlandım. Sonrasında görüşmelere başladık. Doğru konsept ve uyum için neler yapabileceğimizi netleştirdik. Geçtiğimiz günlerde de reklam filminin çekimini yaptık.
Ebru Şahin: Marka yetkilileri rol aldığım diziyi izliyormuş. Menajerimle iletişime geçmişler. İşbirliği yapmaya karar verdik.
Aslıhan Güner: Marka yetkilileri beni de uzun zamandır sosyal medyadan takip ediyormuş. TV’deki yeni dizi projemi de izleyip beğenince, menajerimle iletişime geçmişler. Çok güzel bir işbirliği oldu.
◊ Marilyn Monroe “Bir kadına doğru ayakkabıları verirseniz dünyayı bile fethedebilir” demiş. Sizin ayakkabılarla aranız nasıl?
Ebru Şahin: Tam bir ayakkabı bağımlısı olduğumu söyleyebilirim ama kendimi biraz da olsa durdurmayı öğrendim. Yoğun iş tempom ve sette geçirdiğim uzun saatler sonrasında, ayakkabıda doğru tercihin kesinlikle rahatlıktan yana olduğunu düşünüyorum.
Aslıhan Güner: Ruh halime ve gideceğim yere göre düz, spor ya da topuklu tercih ediyorum. Bu aralar sette uzun vakit geçirdiğim ve dizideki rolüm icabıyla daha düz ayakkabı ve botları tercih ediyorum. Yoğun ve yorucu bir işim olduğundan rahatlığı çok önemsiyorum ama özel davetlerde olmazsa olmazım topuklular. Topuklu ayakkabılar her zaman iyi hissettirir bence. Ama tahmin edildiği kadar çok sayıda ayakkabım yok.
Yağmur Tanrısevsin: Ayakkabı, benim kıyafetimin sadece tamamlayıcısı değil, aksine bir bütünün en önemli parçalarının başında geliyor. Bazen kıyafete göre ayakkabı, bazen de ayakkabıya göre kıyafet tercih edebiliyorum. Rahat ve şık olması, gündüze ve geceye uygunluğu benim için önemli. Tüm bu bütün için sürekli kullandığım 30-40 çift ayakkabım var.
EBRU ‘SPOR’, ASLIHAN ‘TOPUKLU’, YAĞMUR ‘YAZ’ KOLEKSİYONUNUN YÜZÜ
◊ Her biriniz ayrı bir konsepti temsil ediyorsunuz, değil mi?
Ebru Şahin: Ben spor ayakkabıları temsil ediyorum. Spor, hayatımın önemli bir parçası. Yansıttığım konsept de tam olarak beni ifade ediyor.
Yağmur Tanrısevsin: Ben yazım. Konsept olarak yani. (Gülüyor) İşin doğrusu, ben de tipik bir yaz insanıyım. Bana o kadar uygundu ki konsept, reklam filmini çekerken “Yaz gelse keşke” dedim içimden...
Aslıhan Güner: Ben de topuklu ayakkabı koleksiyonun yüzü oldum. Topuklu ayakkabıyı hep çok sevdim. Hangi kıyafetin altına giyerseniz giyin sizi hep daha iyi hissettiriyor.
◊ Genel olarak modayla ilişkiniz nasıl?
Aslıhan Güner: Modayı seviyorum, trendleri takip ediyorum ama tabii ki mağazada her gördüğümü de dolabıma eklemiyorum. Biraz sade, biraz country bir tarzım var diyebilirim.
Yağmur Tanrısevsin: Ben günlük hayatımda kendime yakışanı ve rahat ettiğim kıyafetleri giymeyi tercih ederim. Ama işim gereği katıldığım davetlerde trend olanı giymeye çalışırım.
Ebru Şahin: Retro ve vintage parçalara ilgim var. Eski adı ‘salaş’, yeni adı ‘street style’ tarz beni yansıtıyor.
◊ Alışveriş tutkunuz var mı?
Ebru Şahin: Yok aslında. Tüketiciyi alışverişe zorlayan moda baskısını hiç sevmiyorum.
Yağmur Tanrısevsin: Her kadın gibi tabii ki ben de alışverişi seviyorum. Ama kararında yapmaya çalışıyorum. Bu dünyada yaşayan ve gelecekte iklim krizi gibi küresel meselelerle karşı karşıya kalacak bir insan olarak dikkatli “tüketmeye” ve “seçici olmaya” çabalıyorum.
Aslıhan Güner: Dozunda alışveriş yapmayı seviyorum. Yaşım ilerledikçe dolabım için daha kalıcı parçalara yatırım yapmaya başladım.
ASLIHAN: 50’NCİ YILIMI KUTLAMAK İSTİYORUM
◊ Kendinizi ileride nerede hayal ediyorsunuz?
Yağmur Tanrısevsin: Bu topraklarda yaşayan farklı kadınların hikayelerini anlatmaya çalışacağım. Oyunculuğun her alanında, farklı kadın hikayelerini anlatmayı hedefliyorum.
Aslıhan Güner: En çok istediğim şeylerden biri oyunculukta 50’nci yılımı kutlamak. Rol aldığım tüm projelerde hep farklı karakterle oynadım. İşimi hep aynı titizlik ve özveri ile yapmaya özen gösteriyorum.
Ebru Şahin: Kariyerimde farklı kimliklere büründüğüm, her seferinde beni zorlayacak ve yeteneklerimi geliştirebilecek rollerde olmayı, anılmayı hedefliyorum.
◊ Hayattaki ilham kaynaklarınız neler? Kendinizi ruhen beslemek için neler yapıyorsunuz?
Ebru Şahin: Enerjiye çok inanıyorum ve fırsat buldukça meditasyon yapıyorum. Empati kurmak, yaşananları kişisel almamak da ruhumun en büyük korunma kalkanı. Küçüklüğümden beri spor yapıyorum ve bu sadece vücut gelişimine değil ruhuma da iyi geliyor. Kıyaslara girmeyen kadınların başarısı da beni çok motive ve mutlu ediyor.
Yağmur Tanrısevsin: Oyunculuk ve kariyer açısından soruyorsanız; Audrey Hepburn ve Türkan Şoray, benim ilham kaynaklarım... Onların insanlara geçirdiği naifliği ve güzelliği, işlerini yaparken ortaya çıkan masalsı görüntülerini, yarattıkları saygınlığı çok beğeniyorum.
Kendi kendime kaldığım ve ruhuma iyi gelen bir seramik atölyem var. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Seramik Bölümü mezunuyum. Burada kendi çalışmalarımı yürütüyorum. Kendi markam altında üretimler yapıyorum.
Sanatın her dalını takip etmeye, insana dokunan her kitabı okumaya çalışıyorum. Geçtiğimiz aylarda Amsterdam’da düzenlenen Uluslararası Işık Festivali kapsamında yapılan eserleri görmeye gittim. Çok etkilendim mesela.
Aslıhan Güner: Hislerimle hareket eden ve yaşayan biriyim. Benim için mutluluğun anahtarı bugünü yaşamakta saklı. Küçük şeylerle mutlu olmak beni motive ediyor. Sevdiklerimle anın tadını çıkarabildiğim vakitler, havanın güzel olması, çiçeklerin açması bile.
ASLIHAN: MERT İÇİN HER GÜN ŞÜKREDİYORUM
◊ Meslektaşınız Mert Kılıç’la mutlu bir evliliğiniz var; sağlıklı bir ilişki için sırlarınız var mı?
Aslıhan Güner: Mert’le 7 yıldır evliyiz. Birbirimizi anladığımız, güvendiğimiz, düşen olduğunda diğerinin elini tuttuğu, ağladığında gözyaşını sildiği, eksiklerini tamamladığı, birbirine merhem olup iyileştirdiği bir evredeyiz. Birbirimize her zaman saygılı davranıyoruz. Mert gibi bir eşe sahip olduğum için her gün şükrediyorum.
EBRU: HAYATIM AŞKIN İÇİNDE VAR OLMAYA ÇALIŞIYOR
◊ Aşk, hayatınızın neresinde? Size ilham veren bir aşk var mı hayatınızda?
Yağmur Tanrısevsin: Hayatımda önem verdiğim şeyleri çok değerli görürüm. Bu işimse, işimi en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Aşksa, aşka duyduğum saygı ve aşkım için yapacağım şeyler de aynı değerdedir benim için. İnsanların kalbine dokunabildiğim oyunculuk mesleğine ve toprağı şekillendirerek yaptığım seramiklere duyduğum aşk bana ilham veriyor şu an.
Ebru Şahin: Aşk hayatımın bir yerinde değil, hayatım tamamen aşkın içinde var olmaya çalışıyor. Çünkü onunla birlik olmadan yapılan şeylerin keyfi ve anlamı olduğuna pek inanmıyorum.
Aslıhan Güner: Aşkı hayatının merkezine koyan biri olmadım ama mesleğine tapan biri olabilirim. Oyunculuk ruhumu besliyor.