Güncelleme Tarihi:
Pangar ilk projesi “Macbeth” ile Kasım ayında Kenter Tiyatrosunda!
Pangar 2012 yılında Demet Evgar öncülüğünde, pek çok değerli oyuncu, yönetmen, koreograf, dansçı, ışık, dekor ve kostüm tasarımcısı ile birlikte hem çocuklar hem büyükler için tiyatro, performans ve müzikaller ile yüzü dünyaya dönük projeler üretmek üzere kolektif bir sanat üretim atölyesi olarak kuruldu.
Yazan: William Shakespeare
Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu
Yöneten/Dramaturji: Mehmet Birkiye
Dekor: Ali Cem Köroğlu
Kostüm: Başak Özdoğan
Koreografi: Alpaslan Karaduman
Müzik: Çağrı Beklen
Işık: Cem Yılmazer
Yönetmen Yardımcısı: Engin Hepileri
Oynayanlar sahneye giriş sırası ile;
1. Cadı: Hare Sürel
2. Cadı: İncinur Daşdemir
3. Cadı: Esin Doğan
Malcolm: Umut Temizaş
Duncan: Kubilay Karslıoğlu
Ross: Levent Can
Lennox: Beyti Engin
Macbeth: Erkan Bektaş
Banquo: Gökçer Genç
Leydi Macbeth: Demet Evgar
Macduff: Deniz Celiloğlu
Kapıcı/Seyton: Bülent Şakrak / Efe Tunçer
Askerler, Subaylar, Beyler, Görevliler, Leydi Macduff, Genç Siward, Katiller, Hekimler ve Haberciler
Tuğrul Karanfil, Yiğit Çelik, Soner Erol, Ada Alize Ertem, Tuan Öztürk, Şive Şenözen, Abdullah Semercioğlu, Ömer Utkan, Şan Bingöl, Bülent Keser, Simge Konrat, Melek Ceylan, Nurhak Mine Söz
Yönetmen Asistanları: Tuğrul Karanfil, Yiğit Çelik
Macbeth hakkında:
“ O zaman insandın asıl,
Yapmaya yüreğin olduğu zaman.”
Leydi Macbeth
“Sadece muktedir olduğumuzu ima etmek için mi eyleme geçeriz? Eylem varoluşumuzu bize kanıtlayan yegâne gösterge midir? Başka bir değişle bir yeniyetme inadıyla sadece kendi yolumuzu kendimizin belirlemesi uğruna her türlü sona razı mıyız? Tam bu noktada Macbeth’in asabiyesinin yegâne ve biricik hedefi eylemin kendisi midir? Macbeth bu eylemin bedelinin yaratacağı dehşetin, getireceği yıkımın hayalinden kaçamadığı için midir ki; her adımda pişmanlıklar duyar, acılar çeker ve keşke bu adımı geri alsam diye kıvranır. Ama yine de adımı atar. Nasıl bir ikilemi barındırmaktadır Macbeth? Yoksa sadece “bu anın” büyüsüne mi kapılmıştır? Ele geçirilebilecek yegâne gerçekliği, eylemin içine gizlenmiş şimdiki zaman kipinde var olduğunu mu düşünür? Eylemin ilkel ve karşı konulmaz cazibesi, tüm geleceği çöpe atmaya değecek kadar yoğun bir hazzı barındırabilir mi? Peki biz neden hep geleceği düşünüyoruz? Neden hep sisli ve belirsiz bir geleceğe yatırım yapıyoruz? Şimdiki zamanı kimlere ihale ettik? Niye hemen şimdi şu an eyleme geçmiyoruz, şu anın ve şimdinin hazzına kapılmıyoruz ve her şeyi gelecek uğruna erteliyoruz? Yoksa artık cadılarla karşılaşmadığımız için midir?”
Yönetmen Mehmet Birkiye