Güncelleme Tarihi:
Tatil nerede?
VitrA’nın isteği üzerine düzenlenen ‘VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi’ her sene birbirinden farklı konularla karşımıza çıkıyor. Dizinin ilk teması ‘ticari yapılar’dı ve ‘Mutluluk Fabrikaları’ adıyla sergilenmişti. Bu sene ise Ertuğ Uçar’ın küratörlüğünde ‘tatil fikri’ üzerinden yola çıkılmış. ‘Mimarlık Dizisi’ dediğimizde akla ilk gelen, mimari eserler oluyor, fakat burada bir ‘mimarlık sergisi’ yok. Sergi, güncel sanatta tatil temasıyla ilgili ve beş farklı sanatçı tarafından sergiye özel üretilen yapıtlarından, dijital animasyonlar, fotoğraflar, kartpostallardan oluşuyor. ‘Tatil’ masmavi bir deniz, sıcacık güneş, parıldayan kumlar ve sonu olmayan eğlenceleri çağrıştırıyor. Bütün bir sene artık vücut ‘YETEEEER!’ diye isyan edinceye kadar çalışılıp, tatille bütün stresin deniz suyuna karışması… Kiminin yaz aşkıyla, kiminin yalnız, kiminin de ailesiyle eğlenmesi… Fakat sergide bu kıpır kıpır haller de yok. Ertuğ Uçar, “Tatil endüstrisinin, turizm hizmetlerinin ve müşteri taleplerinin aynılaşması temsil ediliyor; öte yandan insanın tatil hayalleri kurarken kurtulmak istediği günlük rutinlerin tatilde de onu gelip bulmasına karşı kibar bir isyan: LÜTFEN RAHATSIZ ETMEYİN. Sergide bu objenin ne kendisi ne de fotoğrafı var” diyor.
Türkiye’deki
ilk tatil köyü
İkinci galeride çoğunlukla modernist mekânın varoluşunu ve temsiliyetini sorgulayan Metehan Özcan, ziyaretçileri 60’larda Foça’da kurulmuş ilk tatil köyüne götürüyor. Club Med zamanın çok meşhur bir tatil köyüydü, fakat 2005’te terk edilmiş ve bugünkü terk edilmişliği Metehan Özcan çektiği fotoğraflarla anlatırken, ‘60’ların tatil köyü nasılmış?’ı incelemek için geriye bakış fırsatı veriyor. Kimi ziyaretçiler “Doğa verdiğini geri alıyor” duygusunu yaşıyor, kimileri de anılara gömülmüş bir yere bakıyor.
Benden önce varması dileğiyle
Metehan Özcan’ın sadece çektiği fotoğraflar değil, 1950-80’ler arası tatile çıkan kişilerin kartpostallarından oluşan bir koleksiyonu da sergide yer alıyor. Kart arkası yazılar, dönemin tatil anlayışını öne çıkarıyor. Mesela bir turist “Haftaya görüşürüz” diye kartpostal atmış ama sonra nereye gitti, hangi diyarı gezdi, bir daha görecek mi bilinmiyor. Bazıları da kaldıkları otelin fotoğrafını çekmiş, odalarını işaretlemiş... Tabii, o zamanlar yollanan kartpostalların gönderenden sonra varması bugün insanın yüzünde ayrı bir gülümseme yaratıyor.
Zamanda yolculuk
Günlerce beklenir o tatil günleri, gelir ve göz açıp kapayıncaya kadar bitmiştir... Bu kapsamda endüstri tasarımcısı Meriç Kara, ‘Time-Travel’ adlı çalışmasında tatil-zaman ilişkisini farklı dilimlerde ele alarak kum saatleri üretti. Cam içinden kumun akışını izliyorsun, bakıyorsun bir saat geçmiş. Tatilde her taraf kum, her taraf zaman... Peki, bir kumsal kaç saat? Sanatçı, işlerine bir tatil köyünde görüp, deneyimlenen örgüleri de katıyor. Bronzlaşma ve saat arasındaki bağ gibi...
Ada
Sergi alanında her sanatçı için özel olarak kurgulanan odalar, ‘galeri içinde galeri’ gibi. Ve ilk galeri sahibi dijital animasyonlar üzerine çalışan Kerem Ozan Bayraktar, ‘Ada’ isimli dijital animasyon üçlemesiyle güçlü imalara dayalı sahneler kuruyor. Çalışmada sürekli döngü halinde olan üç animasyon hareketlilik, süreklilik ve alışılmış anlamda bir olay betimlemediği için fotografik bir niteliğe sahip. ‘Ada’ üçlemesinin bir tanesinde yatak şiltesinin boş depo gibi bir yerde çürümeye bırakılır gibi olması, diğerinde ise sanki işe yaramazmış gibi denize sürüklenmesi tekinsizlik, yalnızlık duygusu veriyor.
Yol
Animasyon tasarımcısı Nermin Er için tatil ‘yol’ demek. Sanatçı, bu tatil kavramını rüya uçuculuğunda bir yol hikâyesi oluşturarak bir video ile anlatıyor. Nermin Er, bu videoyu dönen bir mekanizma üzerine oturtulmuş yuvarlak maketin ortasına parmak kamera koyarak çekiyor. Kâğıtları kesip, bunları arka arkaya dizerek yarattığı minyatür panoramik görüntüdeki yol hikâyesi, bu küçük dünyada geçiyor. Hikâye oldukça anonim, Anadolu’yu anımsatıyor.
Tatilde ‘kadın’ ve ‘deniz’ fantezisi
Burak Arıkan işlerinde ekonomik, politik, sosyal konuları soyut mekanizmalarla harmanlayarak, ağ haritaları ve tahmin sistemleri yaratıyor. Arıkan’ın ‘Mono Tatil’ çalışması baskı, projeksiyon ve videodan oluşan bir üçlü. Arıkan bu çalışmasında turizmde birbirine rakip 12 ülkenin tanıtım filmlerini çekip, filmlerin içerik analizine göre tekrar eden imgelerin ağını kuruyor. İnsanların tatilde en çok hangi fanteziyi istediklerini bu şekilde analiz ederek yeniden montajlanmış film yapıyor. Verilere göre en çok ‘kadın’ ve ‘deniz’ fantezileri ağır basıyor.