Louis Vuitton: Türkiye’de lüks tüketim iyi büyüyor, Nişantaşı ’global’ oluyor

Güncelleme Tarihi:

Louis Vuitton: Türkiye’de lüks tüketim iyi büyüyor, Nişantaşı ’global’ oluyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2007 00:00

En değerli lüks marka ünvanına sahip, 60 ülkede 374 mağazası olan, 153 yıllık Fransız Louis Vuitton’un Başkanı Yves Carcelle, Türkiye’de ilk mağazalarını 11 yıl önce açtıklarını belirterek "Türkiye’de lüks pazarı büyüyor. Nişantaşı mağazamızı büyütüp, ’global’ hale getireceğiz. Pek çok lüks marka şimdi geliyor ama onlara biz öncülük ettik" dedi.

PARİS’e iki yıl yürüyerek ulaşan Güneyli Louis Vuitton tarafından yaratılan ve onun adını taşıyan marka, bugün 23 milyar dolarla "dünyanın en değerli lüks markası" konumuna yükseldi. 17 yıl bir bavulcuda çalıştıktan sonra şirketini kuran Louis Vuitton, Üçüncü Napolyon’un karısının gözüne de girdi. Marka 19’uncu yüzyıldan 21’inci yüzyıla kadar aralarında Osmanlı Padişah’ı Abdülhamit’in de bulunduğu dünyanın önde gelen ailelerinin tercihi oldu. 2006 cirosu 12 milyar Euro’yu aşan LVMH Group’un göz bebeği olan Louis Vuitton, 60 ülkede 374 mağzaya sahip. Louis Vuitton’un Başkanı Yves Carcelle ile tüm dünyada artan lüks tüketimini ve Louis Vuitton’un başarısının sırlarını konuştuk.

Türkiye’de 11 yıl önce ilk mağazanızı açtınız. Şu anda çok sayıda lüks marka pazara ilgi gösteriyor.

- İlk mağazayı Nişantaşı’nda açtık. Nişantaşı’ndaki atmosfer çok etkileyici. Bir kaç yıl sonra Anadolu yakasında kendimizi gösterdik. Nişantaşı mağazasını şimdi çok daha büyük bir mekana taşıyoruz. Hugo Boss’un yerine geçeceğiz. Böylece global dediğimiz mağazalardan olacak. Ağustosta İstinye Park’ta da mağazamız açılıyor. Karşımıza çıkan fırsatları değerlendireceğiz. Ankara ve İzmir de düşünülebilir.

Türkiye’de sanıldığı kadar potansiyel var mı?

- Türkiye’de ekonomi son 5-6 yıldır patlama yaşıyor. Talebin sürekli arttığını görüyoruz. Lüks tüketim Türkiye’de büyüyor. Biz Türkiye’yi herkesten önce keşfettik. Her zaman ilk keşfedenlerdeniz. Diğerleri bizi izliyor.

DÜNYADA LÜKSE İLGİ ARTIYOR

Bildiğimiz ülkelerin yanında hangilerinde lüks tüketimi artıyor?

- Japonya dünyanın en büyük lüks pazarı. Onu ABD izliyor. Şaşıracaksınız belki ama üçüncü sırada Çin var. Avrupa kıtası da önemli bir pazar. Fransa en büyük 10 pazarımız arasında ancak 1.3 milyar nüfuslu Çin’le başa çıkabilir mi? Hindistan, Çin’den 15 yıl sonra lükse kapılarını açtı ama parlak bir gelecek vadediyor. Rusya ve eski Sovyet ülkeleri de büyümeyi tetikliyor. Petrol zengini Ortadoğu’da da lüks tüketim artıyor. Katar, Dubai, Kuveyt ciddi patlama yaşıyor. Türkiye de dikkat çekiyor.

Siz bu büyümeden nasıl etkileniyorsunuz?

- Biz öncüyüz. Şu anda tüm dünyada 374 mağazamız var. 1990’larda şirkete katıldığında 125 mağazamız vardı. Her yıl 10-12 mağaza açıyorduk; şimdi ise her yıl 20 ve üzeri. Her yıl yeni ülkelere giriyoruz. Dünyanın en büyük lüks markasıyız. Bu yıl Güney Kıbrıs, Panama ve Romanya’ya giriyoruz. Dünyada refah da lükse olan ilgi de artıyor. Ürün çeşidimizi artırabiliriz. 160 bin Euro’ya satılan el yapımı, kadranında baş harflerinizin olduğu saatler yapıyoruz. Talep var.

Demet

CENGİZ BİLGİN


Lüks tüketim işinde şirketin

köklü tarihi önemli rol oynar


Lüks marka yaratmanın ve başarılı olmanın sırrı nadir?

- Bu kolay bir iş değil, DNA’sını anlamak gerek. Ciddi bir özen ve dikkat gerektirir. Lüks işinde bir şirketin köklü tarihi önemli rol oynar. Biz üç farklı yüzyıl görmüş bir markayız. Kimse sizin nasıl ürettiğinizi görmez ama ürün o üretim sürecini yansıtır. Marka dürüst ve inandırıcı olmalı. Sürekli yeni icatlar yapmalı, yeniden yaratmalısınız. Bunu yapmazsınız sıkıcı olursunuz. İnsanlar sürpriz sever ve mutlu olmak ister. Yaratımdan üretime, pazarlamadan dağıtıma tutkulu insanlarla çalışmalısınız. Tutkulu biri bir markaya, şirkete çok şey katar. Becerebilirseniz, olursanız lüks kárlı bir iştir. Lüks segmenti zordur. Bir taraftan el işçileriyle uğraşıyoruz, diğer taraftan yaratıcı ve tasarımcılarla. Tahmin edemeyeceğiniz kadar talepkár bir pazar. En yüksek kaliteyi, mükemmeli isterler ve en ufacık bir tolerans yoktur. Bütün dağıtım ve perakende kanalına sahip olmamız başarımızın sırrı. Louis Vuitton toptan satmaz; franchise, lisans vermez. Bütün mağazaları kendisine aittir. Lüks işi sizi ödüllendirebilir ama beklintisi de çoktur."

150 yıllık bir geleneği

modernizmle alıyorsunuz


Louis Vuitton’un tüketiciye sunduğu tam olarak nedir?

- Louis Vuitton’dan alışveriş yaparken 19’uncu yüzyıldan gelen bir geleniği 150 yıllık bir el işçiliğini tecrübe ediyorsunuz. Aldığınız bir ürünün 150 yıl sonra da aynı kalacağının garantisi var. Sandıkları andıran bavullarımız, Monogram çantalarımız 1800’lerde yaratıldı. Hálá aynı bavulları aynı teknikle üretiyoruz. Tamamen el işçiliği fakat ürünlerimize sürekli olarak yaratıcılık ekliyoruz. 19’uncu yüzyıldan gelen bir bavul ile bu sezon Paris moda haftasında sergilenen çanta birbiriyle son derece doğal bir şekilde bütünleşiyor.

Dünyanın her yerinden

global marka çıkabilir

Global marka olmak isteyen Türk üreticilere tavsiyeleriniz neler?

- Her zaman kurallarınıza ve köklerinize bağlı kalın ama yaratıcı olmayı ihmal etmeyin. Kalitenizden emin olmalısınız. Kalite tartışılmamalı. Değerleriniz olmalı ve bunları yansıtmalısınız. Dünyanın neresinden çıkarsa çıksın her markanın global olma şansı var. Moda marka olabilirsiniz ama lüks bambaşka bir şey. Lüks işinde köklü bir firma olmak için korkarım beklemek zorundasınız.

Çantalarımıza takmış

kadınlara bayılıyorum

Pek çok kadın çantalarınızla obsesif bir ilişki yaşıyor. Aynı çanta, aynı desen yüzyıllardır çok satıyor.

- Ben o kadınlara bayılıyorum. Sadece çantalarımız değil ayakkabı, saat ve mücevherlerimizi de çok seviyorlar. Monogram çantalardan hayatta vazgeçmeyiz. Louis Vuitton’un ikinci kuşak sahibi George Vuitton’un monogram çantayı bir imza gibi yarattı. Hep olmaya devam edecek. Yeni çanta tasarımlarımız da var.

Taklit işinden suç

örgütleri kazanıyor

Google’ı markanızla birlikte taklit, kopya gibi kelimelerin birlikte yazılmasına izin verdiğiniz için dava edip 300 bin Euro kazanmıştınız.

- Doğru. Gerçi ufak bir tutar; çerez parası. Taklit ürün tüm dünyada diğerleri gibi bir suç. Ve engellenmesi lazım. Taklit işini yer altı ekonomisi yönetiyor, çocuk işçiler kullanıyorlar ve suç örgütleri bu işten para kazanıyor. Her devlet taklitle mümkün olduğunca savaşmalı. Markalar açısından ise taklit ürünler imajı zedeliyor. Cadde de satılan çirkin bir Louis Vuitton çantaya dayanamam. Bu konuda sıfır tölerans gösteriyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!