Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2008 00:00
23 milyar dolar ile dünyanın en değerli lüks markası Fransız Louis Vuitton’un Başkanı Yves Carcelle, izlenen marka olmanın ağır sorumluluk da getirdiğini belirterek "İstinyePark’a gireceğimizi duyan bazı lüks markaların CEO’ları arayıp, bunu doğrulattı. Louis Vuitton olduğu için giren markalar var. Girdiğimiz projenin kaderi değişir" dedi.
1991 yılında Nişantaşı’nda açılan ilk Louis Vuitton mağazasının yerini 4 günlük bir İstanbul tatilinin ardından seçerek, dünyanın en köklü lüks markalarından birinin Türkiye’ye girmesini sağlayan, Louis Vuitton’un Başkanı Yves Carcelle, İstanbul’da 3 mağazaya ulaşmaktan memnun olduklarını söyledi. 23 milyar dolarla dünyanın en değerli lüks markası olan Louis Vuitton’un Türkiye’de lüks pazarının gelişmesine büyük katkı yaptığını ve öncülük görevini yerine getirdiğini anlatan Yves Carcelle, İstinyePark alışveriş merkezine girmek için pekçok lüks markanın kendilerini izlediğini söyledi. "İstinyePark’a gireceğimizi duyan bazı lüks markaların CEO’ları beni arayıp, bunu doğrulattı. Bazen ismimizi kullananlar oluyor çünkü. Lüks markalar bizim kararımızı bekler. Biz varsak giren markalar var. Girdiğimiz projenin kaderi değişir" diyen Carcelle, öncü olmanın ağır sorumluluklar getirdiğini, hem kendileri hem de rakipleri için doğru kararlar vermek zorunda olduklarını belirtti.
DAHA SOFİSTİKE OLDUNUZ: Yeni binasına taşınan Nişantaşı mağazasının açılışında sorularımızı yanıtlayan Yves Carcelle, 20 yıl önce girdikleri Türkiye’nin çok değiştiğini; moda bilinci ve trendleri izleme eğiliminin arttığını söyledi. Daha sofistike tüketici kitlesinin oluştuğuna dikkat çeken Carcelle, şöyle konuştu: "Türkiye heyecan verici bir pazar, güçlü bir pazar. Ayrıca turizmdeki çekiciliği bir güç yaratıyor. Rusya, Avrupa ve Ortadoğulu turistler, Türkiye’yi turizm alışverişi açısından da önemli kılıyor. Türkiye tüketici eğilimleri bakımından Akdeniz havasına sahip."
İSTANBUL BANA ÇOK ÖZEL: İstanbul’da eşiyle birlikte geçirdiği 4 günlük bir tatilin ardından Nişantaşı’nı keşfettiğini ve Louis Vuitton’un pazara girmesinde bütün sorumluluğu taşıyarak ilk mağazayı yıllar önce açtığını anımsatan Carcelle, kendi keşfi olduğu için Nişantaşı ile İstanbul’un her zaman özel ve duygusal bir anlam taşıdığını söyledi. İstinyePark’ın İstanbul’da lüks markaların yeni merkezlerinden biri olduğunu belirten Carcelle, "Her şeye rağmen Nişantaşı, İstanbul’da lüksün kalbi. Her seferinde doğru
seçim yaptığım için mutluluk duyuyorum. Her açılış bizim için önemli ama Nişantaşı mağazamızı yeni binasına taşıdığımız için yaptığımız etkinlik bile beni son derece etkiliyor" dedi. Yeni mağazayla birlikte Louis Vuitton’un hazır giyim koleksiyonları da ilk kez Türkiye’ye geldi.
ASLA FRANCHISE OLMAZ: Tüm dünyada 390 mağazası bulunan Louis Vuitton bütün mağazalarını kendisi açıyor. Franchise modeline asla sıcak bakmadıklarını vurgulayan Carcelle, "Louis Vuitton dünyanın en değerli lüks markası. Biz böyle bir değere sahipken, bütün kontrolü elimizde olmalı. Bizim ürünlerimiz sadece bizim mağazalarımızda satılır" diye konuştu. 2008’de aralarında Bahreyn ve Katar’ın olduğu 4 yeni ülkeye gireceklerini açıklayan Carcelle, "Bu girdiğimiz her ülkede yeni ekip, avukat, gayrimenkul danışmanı gibi pek çok kişiyle tanışmak demek. Çok kolay işler değil ama standartımızı tutturmak için şart" dedi.
Türk ve Malezyalı kadınlar mağazada bulunmayı seviyorYVES Carcelle, Türk kadınının mağazada uzun zaman geçirmeye ve alışveriş sürecini bir ritüel gibi yaşamayı sevdiğini belirterek, "Günün sonunda her ülkede en çok satan ürünlerimiz hemen hemen aynı ama Türk kadını bu özelliğiyle fark yaratıyor. Alışverişi bir zevk olarak yaşıyor. Buna benzer bir durum bir de Malezya’da var" dedi.
Büyük patron Bernard Arnault açılışa geldiLOUIS Vuitton’un yanı sıra Sephora, Givenchy, Celine, Kenzo, Fendi, Donna Karan lüks markaları ve Moet & Chandon, Dom Perignon, Veuve Clicquot Ponsardin şampanyaları gibi 60 prestijli markayı bünyesinde bulunduran LVMH Holding CEO’su Bernard Arnault, Nişantaşı mağazasının açılışı için düzenlenen özel geceye katıldı. 2006 cirosu 12 milyar Euro’yu aşan LVMH’in büyük patronu Arnault’un mağaza açılışına katılması, Türkiye’ye verdiği öneminin bir işareti olarak değerlendirildi.
Herzigova da geceye katıldıLOUIS Vuitton’un özel gecesine katılmak için ünlü model Eva Herzigova da İstanbul’a geldi. Çek asıllı Herzigova,
Atatürk Havalimanı’na vardığında, gazetecilerin görüntü almasını engellemek için bagajları çıkana kadar tuvalette bekledi.
Her markayı yanımızda istemeyizLOUIS Vuitton ile aynı kategoride olmayan markalarla yan yana bulunmak istemediklerini anlatan Yves Carcelle, şunları söyledi: "Ucuzcu, kalitelisiz bir marka ile aynı sırada olmak istemeyiz ama aynı klasmandaki bütün markalar yanımızda bulunabilir. Champs Elysee’ye ucuzcu markalar ve fast-food restoranları gelmeye başlayınca lüks markalar bundan hoşlanmadılar. Kimse onların yanında olmak istemedi. Hepsi bizim mağazamız etrafında bulunmak istiyorlardı. Lüks mağazalar bir yerde, ucuzcu markalar ve fast-food restoranlar başka bir yerde konumlanınca sorun çözüldü."
İstinyePark beklentinin yüzde 100 üzerine çıktıLOUIS Vuitton Türkiye Genel Müdürü Şebnem Berkol Yüceer, eylül ayında açtıkları İstinyePark mağazasının beklentinin iki kat üzerinde performans gösterdiğini belirterek, "Beklentilerimiz de oldukça yüksekti ama sonuç bunun yüzde 100 üstünde oldu" dedi. Yves Carcelle ise "İstinyePark daha resmi açılışını yapmadan orada da ilk mağazasını açan biz olduk. Bu projede de öncü yanımızı gösterdik. Tüketiciden aldığımız tepki etkileyici" diye konuştu.
İki yıl içinde Ankara’yı açarızTÜRKİYE’de daha çok mağaza açmak için gelecek planlarını yapmaya başladıklarını belirten Yves Carcelle, "Büyük şehirleri inceliyoruz. Önceliğimiz Ankara. Önümüzdeki iki yıl içerisinde Ankara mağazamızı açmış oluruz" dedi.
Felaketler satışları bir-iki gün durdurur"TÜRKİYE’de felaketler, Milli Takım’ın maç kaybetmesi gibi toplumun moralini bozan olaylar perakende satışlarını düşüyor. Dünyada insanların alışveriş yapmasını durduran global gelişmeler oluyor mu" sorusunu Yves Carcelle şöyle yanıtladı: "İnsanlar 11 Eylül gibi çok büyük felaketlerde bile sadece bir-iki gün alışveriş yapmıyor. Global olarak böyle bir etkilenme yok. Olayın yaşandığı yerde duraksama oluyor ama orada bile çok uzun sürmüyor. Kobe depreminin ardından Japonya’nın diğer yerlerinde insanlar alışverişlerini sürdürdü. Hatta alışveriş yapmak insanları rahatlatıyor, sıkıntılardan uzaklaştırıyor."